Bu kitabı okurken yaşamımın üçüncü ekonomik okumasını yaptığımı anımsadım, ayrımsadım.
İlki 1967 yılı Eylül ya da Ekim ayı idi, Dr. Atilla Kesim “İktisat 1” dersini anlatıyordu. Çoğumuz şaşkındık, bu konuları bu yaklaşımla ilk kez duyuyorduk, garipsiyorduk, çoğumuza yaşamdan kopuk teoriler gibi geliyordu anlatılanlar, zaman geçtikçe bütün bu ikircikler, kuşkular azaldı, hatta ben o günün ideolojik tartışmaları içinde etkin olarak yer aldığım için iktisadi doktrinlere daha bir ağırlık vermeye, çok okumaya başladım. O günün Erzurum’unda ne kadar olursa, o kadar tabii ki…
Ve İkinci Dönem… Yıl 1996 Yeminli Mali Müşavirlik sınavlarına gireceğim. Vergi Mevzuatı, Denetim, Maliyet ve Şirketler Muhasebesi, Sermaye Piyasası Mevzuatı, bunlar tamam da bakıyorum bir de İktisat, İşletme İktisadı, Kamu Maliyesi, Gümrük Mevzuatı gibi dersler de var.
Bu ikinci gruba daha çok çalışmam gerek, çünkü bu alanda açıkça bir form düşüklüğüm var, unutmuşum pek çok konuyu. Dahası, benim okuduğum yıllardan oldukça farklı. Ve okudukça bilgileniyor, yenileniyorum.
Ve bu kitap benim üçüncü dönemim oldu otuz yıl sonra… Güncel konular yanında, bilindik teorilerin yeniden yorumlanması üstüne neler var neler. Okudum, bilgilerimi güncelledim, günceli yakaladım.
Ve kitabın adı: “Kalkınma Teorisi ve Politikası”, yazarları, baba-kız, Prof. Dr. Esfender Korkmaz, Dr. Öykü Korkmaz. Esfender Hoca ne yaş dinliyor ne yıl, nazar değmesin ona, çalışıyor, üretiyor yurdumuz insanı için. Hani “Ne zoru var?” derler ya, zoru yurdu ve ulusu.
Kılıçdaroğlu CHP’si, Baykal döneminde milletvekilliği da yapan Esfender Hoca’yı bıraktı, teey ABD’ye gidip Türkiye, Atatürk ve Türk Devrimi üstüne saplantıları olan Daron Acemoğlu adlı kişiyi CHP’nin ekonomik beyni olarak yurda getirmeye kalkıştı. Rahmetli babam “Oğlum, uzak yerin somunu büyük olur” derdi. Bu Daron da öyle, yeni Kemal Derviş olarak başımıza ekşiyecekti az daha.
Neyse, kitaba dönelim. Öncelikle Asya-Şafak Yayınlarına içten alkışlar, bilimsel bir yapıt, şık bir kapak, sayfa ve hurufat düzeniyle bu denli albenili sunulabilirdi.
Tam 10 sayfa not çıkarmışım okurken. Bu 10 sayfadan başlık olarak tadımlık sunular yapmak istiyorum, ilginizi mutlaka çekecektir.
-Büyüme ve kalkınma farkı. Kapsamlı ve kaliteli büyüme, paylaşımcı büyüme, iktisadi düşüncede büyüme. İktisadi ve sosyal kalkınma, iktisadi kalkınma göstergeleri. Milenyum kalkınma hedefleri.
- İkinci Dünya Savaşı sonrasında iktisadi kalkınma. Güney Kore ve Tayvan gibi ülkeler kalkınma sağlamışken Brezilya ve Türkiye siyasi popülizmin kucağında kan kaybettiler.
-Küreselleşme ve özelleştirme yoksulluk getirdi. Gelişmekte olan ülkelerin büyüme kalkınma sorunu unutuldu, yalnızca büyüme ve istihdam hedefine odaklandılar.
-Kalkınma odaklı devlet, kalkınmada devletin yeri ve önemi. Kurumsal İktisatta devlet, arz yanlı ekonomi ve devlet. Ekonomi ve devletin büyüklüğü.
-Kalkınmanın dış finansmanı, doğrudan yabancı sermaye yatımları, dış borçlanma.
-Dış Ticaret-Büyüme-Kalkınma.
-Döviz kuru sistemleri… Bu konu ülkemizde bilinmeden ya da yeterince bilinmeden tartışılıyor, bu kitap bu eksikliği de gideriyor bence.
-İnovasyon ve sanayileşme. İnovasyonun tanımı şöyle yapılıyor: “Yeni fikir, ürün, hizmet ya da süreçlerin uygulanmasıyla ortaya çıkan bir dönüşüm süreci.”
İnovasyon, büyüme ve refahın anahtarlarından biri, sanayinin itici gücü.
-Ve son olarak “hukuksuzluk kalkınmaya engeldir” vurgusu ve uyarısı yapılıyor bu yapıtta.