Çizimlerimi beğenen en eski arkadaşlarımdan biri "Sen çiz çiz, çizginin noktası yoktur" dedi. Yani nokta koyma, devam et, demek istedi.
Kırk yıl önce yazdığım "Noktadan Noktaya" adlı şiirimin ilk dörtlüğü "Ya ben ya ben? Beni desene" dedi. Ben de dedim:
"Uzaydan ötesi uzamaz sanma
Uzağa noktayı koyamadık ki
Noktadan noktaya doğru diyorlar
Çemberde kaç nokta sayamadık ki"
Nokta... Abbas Sayar "Gözüm boşluk, dünya nokta" der "Görünmedin" adlı şiirinde. Dünyayı nokta, gözü uzay boşluğu gibi betimler. Dünya uzayda bir nokta gibi görünse de, dünyada pek çok olgu ve algı noktadan çıkar. Devinmek de onunla başlar, dur komutuna da onunla hüküm kurulur... Çizginin, çizimin de özü noktadır.
Her insan yaşadıkça pek çok noktalar serper tohum misali. Serper ya bu noktaların çok azı dönüm noktası olabilirler.
Dönüm noktası, bir eğrinin iç bükeylikten dışbükeyliğe ya da dışbükeylikten içbükeyliğe döndüğü noktadır. Bu geometrik deyim, toplumsal ve kişisel olaylarla ilişkilendirilerek bambaşka bir algı derinliği kazanmıştır.
Dönüm noktaları unutulmazlar, değişim, devrim, diriliş ya da kötü gidişleri, büyük savruluşları çağrıştırırlar.
Dönüm noktaları edebiyatın her dalını etkilemekle birlikte, kıssa içeriğini aşan öyküler olurlar genellikle.
Cazim Gürbüz de kendi dönüm noktalarını çeşitli yapıtlarında çok yazmıştır. İçine büyük anlamlar, düşünsel çileler ve sancılar sığdırdığı dönüm noktaları, kendisi kadar toplumu da ilgilendirmiş, tartışmalar yaratmış, tepkiler doğurmuştur. Bu dönüm noktaları İslam'dan Deizme, materyalizme, Ülkücülükten Kemalizme, Sosyalizme bükeylenirken oluşmuştur.
“Uluslararası Nokta Günü" varmış. ABD’de bir öğretmen, 15 Eylül 2009’da, Peter H. Reynolds’ın "Nokta" adlı kitabını sınıfında anlatırken, birden coşup o günü “nokta günü” ilan edivermiş. Cazim Gürbüz ise, o günün adını değiştirip "Uluslararası Dönüm Noktaları Günü" yapmıştır.
Önemle duyurulur.