Çin: Medya ejderini ehlileştirip internet kaplanını sürmek (17)

Abone Ol

İnternet Çin’de bir yayılma fiili olarak mevcuttur; girişim, eğitim, kültür ve propaganda aracı olarak kucaklanır. Dolayısıyla özgürlük teknolojilerinin devletçi toplumda yayılması çelişki değerlendirmesi olmaktan uzaktır.

Çinlilerin İnterneti haftada iki milyar saatten fazla kullandığı tespit edilir. 1990’ların sonundan itibaren medyaya karşı kararlı denetim altına almada; kurumlar, özel izleme birimleri kurar. 1996’da çıkarılıp, 1997’de yenilenen kararnameyle uluslararası İnternet ağ geçitlerini kanalize edecek önlem alınması, servis sağlayıcılarının izne tabi olması, tüm internet kullanıcılarının kayıtlı olması ve zararlı içeriğin yasaklanması düzenlenir. Hızla yükselen kitlesel öz iletişime karşı ek düzenlemeler alır, istenmeyen bilgi kaynağı web sitelerine karşı “Büyük Güvenlik Duvarı” kurulur. Bu yasaklı sitelerin World Wide Web’deki sitelerin yüzde 10’unu kapsadığı bilinir.

Çin’in enformasyon ve iletişime sürekli önlem almakla geçirdiği süreçler görürüz. Ayrıca, Falun Gong’u yaymak (Bir tarikat) ya da SARS salgını ile kamuoyunu telaşa vermek gibi siyasal baskıların insani yüzünde ise tutuklama, hapse atma cezası verilir. Batı medyası web siteleri süreli engellenir. YouTube Çin’de erişime kapatılır, serbest İnernet merkezleri siberkafeler izlenir, kapatılır. Ama internet kullanıcıları sansür gerektiren sözcükleri kullanmadan denklerarası ağlarla “Proxy” (ara sunucu) sitelere ulaşırlar.

Yıllarca medyayı denetim altına almakta kullanılan en etkili sistem, internet için de kendini yeniden üretir ve bunun sonucu olarak İnternet erişim sağlayıcılarının mülkleri hükümetin elindedir. İnternet servis sağlayıcıları izne tabidir, İnternet üzerinden yasaya aykırı içeriğin yayınlanmasından sorumludur, ayrıca da eğitim toplantılarına katılmaları, sertifika almaları gerekir. Çin’in hassasiyeti Batı’dan ABD’den gelen İnternet erişimi bağlantılarına, içeriklere karşıdır.

İnternet üzerinden, Tayvan, Tiananmen, Tibet, Falun Gong, demokrasi, insan hakları, yolsuzluk sözcüklerinin geçtiği forum araştırmasında dışarıda yaşayan Çinli öğrencilerin Batı medyasının Tibet’in gösterilerinin bastırılması görüntüleriyle oynadığı gerekçesiyle Çin’i ve hükümeti savunur. Çin hükümeti tartışmayı yatıştırmak için YouTube erişimini engeller, Çinli öğrencilerin Çin’i savunmak için gönderdiği videolara erişim sansürlenir. Aslında, Çin halkının hükümet yönetiminin altında eziyet çektiği eleştirilerini dile getirmediği varsayılır.

Diğer yandan, Çin’de İnternet kullananların üçte ikisi eğlence ve büyük kısmının eğitimli kent sakinleri, tüketimin tadını çıkaranlar olduğu düşünülürse, Çin hükümetinin İnterneti denetim altına almadaki olağanüstü sistemin bugüne özgü gereklilik olmaktan çok geçmişten gelen refleks (takıntı demiştik) olduğu söylenebilir.

Manipülasyon ve denetim biçimindeki devlet iktidarı, dünya çapında medya ve internete nüfuz etmiştir. Anlam inşa ederek davranışı etkilemeye yönelik medya siyaseti katmanı oluşturur.

Skandal siyaseti, siyasal aktörlerin yanı sıra devletin muhalifleriyle de ilgili hasar verici bilgi uydurma, yaymadır. Bazen çatışmalar medya üzerinde bazen de skandal siyasetiyle gerçekleşir. Medya siyasetinin sayısız biçimi olsa da iki temel özelliği; halkın zihnini şekillendirecek iktidar oluşturmayı amaçlar ve toplumların kurumsal temellerini sarsan siyasal meşruiyet krizine katkıda bulunur.

Kaynak: “İletişim Gücü”, Manuel Castells.