Atatürk İlkokulu’nu bitirip, Zahit Mahallesi’nden merkeze inince bütün büyü bozulmuştu sanki!
İlk ciddi kimlik sınavı, İmam Hatip’le başlamıştı…
Terzi ‘gerici’ diye üstten bakarken, bakkal ‘dindar’ deyip yüzüne gülüyordu… Merak edip vakıf toplantılarına kafanı uzatınca ‘milli görüşçü’, ocak etkinliklerine katılınca ‘ülkücü’ oluyordun…
O dönem üç radyomuz vardı ve üçünde de program yapmış; sırasıyla siyasi misyonları neyse öyle görünmenin tadına varmıştım!
Bütün bunlar yetmiyordu ‘o zihniyet’ için: Kızlarla görünürsen ‘kerhaneci’, Çoruh’a uzansan ‘alemci’, camiden başını uzatsan ‘tarikatçı’, kahveden çıktığını görmesinler “kumarcı’ oluyordun!
***
Bütün bu aptallıklardan sıkılıp, dedemin kütüphanesini aşındırmaya başlamış, binbir güçlükle Bayburt Postası’nı çıkardığı Hoca Ali Efendi Matbaası’ndan çıkmaz olmuştum...
Kimse bir şey demiyordu bu duruma ve ‘bir şey’ olamayınca sıkılıyordu insan!
***
Eski şaşalı günlere İstanbul’da yeniden dönecek, ‘o zihniyetle’ yeniden karşılaşacaktım!
Darbeci, bir diğerinde faşist, ötekinde yandaş olunca kendime gelmiştim!
-Oysa en çok insan ve başarı hikayesi, daha çok kültür ve sanat haberi yapmak için çırpınıyordum… Kimin umurundaydı ki bu!-
Devletçi, ajan, polis muhbiri, yeşil sermaye düşmanı, gerici, bağnaz, beyaz Türk, alevi, ırkçı… Hemen hemen her gün birkaç haber peşindeydin, her birinde başka biriydin ve bu harika bir şeydi!
Derken, hepsinden sıkıldım ve bu ülkenin sırtıma vurduğu en güzel yaftayı yaşamak için ‘Mehmetçik’ oldum…
Ki, dönünce artık ticaret yapacaktım ve ‘emindim’ bu deneyim de diğerleri gibi muhteşem olacaktı!
***
Güne resmi kurumda sağcı, öğleye STK’da solcu devam ettiğim, ancak toplu taşıma araçlarında ‘ben’ ve ‘insan’ olabildiğim günler başlamıştı…
Ticaret gerçekten de ‘garip’ bir şeydi: Eyüp veya Fatih Belediyesi’ne çalışınca iktidar, Şişli veya Kadıköy’e iş yapınca muhalefet oluyordun!
İşler büyüdükçe daha da garipleşiyordu hayat: Bazen Ankara’da muktedirin emrinde, bazen İzmir’de düşmeyen kalenin içindeydin!
Oysa sadece bir işti bu!
Lanet olası bir film, kahrolası bir kitap...
Bitesiye bir proje veya Allah’ın belası bir organizasyon!
Hepsi bu!
***
Ve Bayburt Postası’na, hiç terk etmediğim bu köşeye gelince, çıtayı düşürdüğüm doğrudur!
Her bir haber veya röportajın ardından bütün büyük yaftaları geride bırakıp, nirvanaya ulaşmışlığım; Güneyci, Özbekçi, Ağbalcı, Karabeyci olmuşluğum da var benim…
Derken uzatmayayım…
Eski şaşalı günlerimi anımsatan bir gelişme oldu ve…
En son HDP’li oldum!
Kabul etmeliyim ki en zekice olan da buydu!
Nasıl mı oldum? Anlatacağım ama öncesinde küçük bir anı...
***
Bir önceki seçimde AK Parti’den yirmi iki aday adayı çıkınca, Bayburt Postası’na günlük ortalama ‘beş’ AK Parti haberi düştüğü günlerdi… Aday adayı olmayan MHP ‘on günde bir’, ‘ayda bir’ de CHP haberinin düştüğü, hemen hemen bugüne denk günler…
İstanbul'da, ofisteyiz… Her iş günü beraber olduğumuz, Bayburt’a ve Bayburt Postası’na vakıf çalışma arkadaşım döndü ve dedi ki: “Bu Bayburt Postası çok iktidar yanlısı oldu!”
Cevap veremeden kapı çaldı, Bayburtlu STK’Lardan dostlar… Oturduk, çaylarımızı içtik, sohbet ettik derken, içlerinden biri yekten sormaz mı: “Bayburt Postası neden bu kadar iktidar düşmanlığı yapıyor?”
Tam cevap verecektim, o ara telefon çaldı, konudan uzaklaşmak için iyi bir şanstı bu… ‘Özür’ diyerek telefonu açtım… Arayan çocukluk arkadaşım, belli ki o 'ayda bir' çıkan CHP haberini okumuş: “Ola oğlum hayırdır, gominist mi oldun sen?”
Hepsi 1 saat içinde olmuştu!
***
Nerede kalmıştık?
Evet, eski şaşalı günlerimi anımsatan bir gelişme olmuş ve…
En son HDP’li olmuştum!
-Kabul etmeliyim ki en zekice olan da buydu!-
Peki, nasıl olmuştum?
İlkinde şöyle: Bayburt Üniversitesi’nde; onlarca gençle üniversite hayatını ve Bayburt’u nasıl bulduklarını konuşmuş, konuştuklarım arasında partilerini umursamadan sorularımı sormuştum… Derdim Bayburt Üniversitesi’nde günlerinin nasıl geçtiğini, eğitimlerinin nasıl sürdüğü, şehirden memnuniyetlerini ve deneyimlerini öğrenmekti… Görüştüğüm öğrencilerden biri, sol bir gazeteye beyanat verip HDP’ye oy verdiğini açıklamasın mı? Bayburt Üniversitesi’nde devrim yapacaklarını söyleyip, bir de kameraya sol elini ‘sapan’ gibi yapıp ‘biji Apo’ naraları atmasın mı? Eyvahlar olsun, yandım ki ne yandım!
Diğer HDP’li oluş hikayem ise daha fantastik: Çoban bulamama sorununu irdelemek için, köylere inmiş, dağlara çıkmış, onlarca çobanla bu konuyu konuşmuştum! İçlerinden biri 10 gün sonra bırak HDP’ye oy vermeyi, PKK’ya yardım ve yataklıktan tutuklanmasın mı? Vay anam vay!
Bir de burada anlatamayacağım 'ahmakça' bir HDP’li oluş hikayem var ki; kabul etmeliyim en zekice olanıydı!
Bu zeka!
Bu pırıltı!
Bu zihniyet!
Mümkün değildi başka bir yaratıkta!
***
Bilmeyenler için gerçekte ne olduğunu da yazayım ve konuyu kapatayım:
-1- Bu yaz Bayburt’a gelmiş, aralarında Alman, İngiliz, İspanyol, Bulgar, Yunan, Özbek, Azeri ve Türk olan 16 yabancı uzman, 9 akademisyen, 6 sanatçı ve 4 gazeteci ile söyleşi yapmış, Bayburt’ta yaşadıkları deneyimleri sormuş, burnunun ucunu görmeyen aptallar ordusunun miskinliklerini ve tembelliklerini yüzlerine vurmuştum!
-1- Bu yaz Bayburt’a gelmiş, aralarında Alman, İngiliz, İspanyol, Bulgar, Yunan, Özbek, Azeri ve Türk olan 16 yabancı uzman, 9 akademisyen, 6 sanatçı ve 4 gazeteci ile söyleşi yapmış, Bayburt’ta yaşadıkları deneyimleri sormuş, burnunun ucunu görmeyen aptallar ordusunun miskinliklerini ve tembelliklerini yüzlerine vurmuştum!
-2- Yine, koca 'bir yaz' sadece havaya bakıp 'çalışmaları yerinde inceledik' diyenlerin aksine Baksı Müzesi'nde önce Öğrenci Sanat Şenliği, ardından Türkiye'de ilk kez gerçekleşen Uluslararası Müzecilik Çalıştayı ve hemen akabinde 10. Yıl sergisi ve de muhteşem bir müzik dinletisi ile tüm Türkiye'nin dikkatini Bayburt'a çekmiş, sanki bu yapılanlar Bayburt'a değil de Batum'a katkı sunuyor duygusu yaşatmıştık!
-3- Bütün Türkiye teröre inat etkinliklerine devam ederken, 24 saat kala Uluslararası Dede Korkut Şenlikleri'nin 'komik' iptal kararına takılmayıp, Korkut Ata'nın türbesini ziyaretle başlayıp, onlarca Azeri misafir ve binlerce boynu bükük Bayburtlu eşliğinde Kenan Yavuz Konağı ve Kültür Evi'nde; edebiyat, müzik, sinema, gelenek ve tarih başlıkları altında 15 etkinlikle 'Bayburt yaşıyor ve ayakta' diye seslenmiştik...
Sıkıntı ve tek gerçek buydu işte…
Abdullah 9 Yıl Önce
İyiki varsın Bayburt Postası. Seninle 'evet bu kentte de Türkçe bilen ve bildiği Tukçe ile cümleler kuran bir gazete var diyiyoruz.
misafir69 9 Yıl Önce
Kursat Bey yine dokturmussun, senin gibi adam buradaki sessizlerin sesi oluyor....
Kemal Canarslan 9 Yıl Önce
Değerli kardeşim yazını sonuna kadar okudum. Seninle beraber geçirdiğimiz o günlere bir daha geri döndüm. Geçmişle ilgili ve bu günle ilgili yazdığın her kelimene katılıyorum. Ayrıca o güzel tesbitlerin için seni canı gönülden tebrik ediyorum. "BİZ SENIN VATANINA BAYRAĞINA DEVLETINE VE MEMLEKETINE NE KADAR AŞIK VE BAĞLI OLDUĞUNU BILIYORUZ, BU DA BIZE YETER KADİM DOSTUM.!! "AYİNESİ İŞTİR KİŞİNİN LAFA BAKILMAZ"
Ahmet Çağıldak 9 Yıl Önce
Sen ağlama dayanamam!.. (Tarafsız olursan bertaraf ederler.)
Cengaver 9 Yıl Önce
Bu ülkenin ötekileştirilmiş sessiz çoğunluklarının arasına hoşgeldiniz Kürşat Bey. Her ne kadar son dönem iktidar yanlısı yayın çizgisinde olduğunuz eleştirisini bir ölçüde kabul etsem de Bayburt'ta internet yayıncılığına bir seviye kazandırdığınız için sizi takip etmeye devam ediyorum. Sizden yayıncılık ilkeleri doğrultusunda, olaylara değişen politik akışkanlıkla değil de değişmeyen hakkaniyet terazisiyle bakmanızı bekliyorum. Örneğin; son kolej baskınını fazla ciddiye alıp politik bir karar doğrultusunda değil de idari bir kararmış gibi bir kaç haberle sunmanız sizden beklediğim ilkeselliğe ters düştü. Zulme rıza zulümdür, unutmayalım.
salih 9 Yıl Önce
Hepsi güzel de; "şaşalı" yerine, "şa'şaalı" yazılsaydı daha iyi olurdu. Not: Yazım kurallarına azami dikkat ettiğiniz için bu tavsiyede bulundum. Hassasiyetiniz için teşekkür ederim.
kral arkadaş 9 Yıl Önce
vay canıın kıtlıyım senin. eyiki varsın babuli.
Yavuz Ceyhan 9 Yıl Önce
Bayburtun kurtuluş mücadelesinde adınız geçecektir elbet....
69 9 Yıl Önce
Kürşat Bey, sizin gibi bir değer Bayburt'a birkaç beden büyük geliyor, bu zihniyeti körleşmiş şehirde geçirdiğiniz her saat sizin için zarardır.
Polat 9 Yıl Önce
Cahile laf anlatmak deveye hendek atlatmaktan zordur.Siz ne derseniz deyin, insanlar inanmak istediklerine inanıyorlar.Başkanın son cevabında dini duyguları istismara yönelik ifadeleri dikkati çekmiştir.Uzun bir dua, peygamberimiz döneminden örnekler.Ortada bir savunma yok.Dini duygulara yaslan oradan salla ne güzel.Ortada cevaplanması gereken o kadar soru varken, Şeytanın vesvesecinin şerrinden Allah a sığınırım de geç.Yani Bayburt insanı dini duyguların istismarına yönelik bu numaraları yer mi bilmiyorum ama ben yemem kardeşim.Aklı hür vicdanı hür bir insan olarak bu numaraları yemem . :)
Birbilen 9 Yıl Önce
Eline sağlık kardeşim..
Safak güngör. 9 Yıl Önce
(.)Nokta ve alkış. (Yanlış anlaşılmasın nokta derken nokta dergisinden bahsetmiyorum.)
Bayburdi 9 Yıl Önce
Evet, ne yazık ki Dünya ve ülkemizle birlikte Bayburt'ta çok değişti. Bayburt'ta hoşgörü, saygı, sevgi ve hatta misafirperverlik dahi yıprandı. Oysa gittiğim her yerde gururla söylerim, Dünyada Türk kültürü adına hiç bir şey kalmasaydı eğer, Bayburt bu kültürü yeniden ayağa kaldırmaya yeterdi. Eskiden okuma yazma bilmeyen insanlarımız vardı ama Bayburt hamurunda yoğrulup adam kıvamına çabucak gelinirdi. Şimdi okumuş cahillerimiz var yoğrulmayada gelmiyorlar! Çünkü diploma almak değildir okumuş olmak. Kitap okuma alışkanlığı olmayan bir nesil, sadece eleştiren, kaba, saygısız kültürsüz bir nesil oluyor vesselam. Kürşat bey, sizi seviyeli ve yapıcı olarak eleştirenlerin haricindekileri kaale almak doğru değil bence. Onlar için dua etmek gerekir. Allah'tan ümit kesilmez belki "Memleket için taş üstüne taş bile koyandan Allah razı olsun" demeyi dahi öğrenirler. Selam ve dua ile.
Polat 9 Yıl Önce
İnsanlar kafalarını kullanmaktansa başkalarının düşüncelerine sahip çıkıp o insanlara bağlanıyorlar.Kendi düşünmeyen insan bağlı olduğu kişinin ya da zümrenin söylemlerini de düşünmüyor.Düşünceler kiraya verilmiş.Özgür düşünen insanlar az.Bir şey söyleyince illa ki bir gruba ait olman gerekiyor.Bireysel olarak var olabileceğini idrak edemeyen günümüz insanı grubun içinde var olmaya çalışıyor.İşte zihniyet dediğiniz bence bu Kürşat bey.Kişilerin değil belli grupların dünya görüşüdür.O belli gruplar da insanları kamplara ayırır.Sen şucusun sen bucusun diye.Bunu yok etmenin yolu da insanlara özgürce düşünmeyi öğretmektir bence.Kendi düşünce mekanizmasını çalıştırmalı insan.Televizyonda izlediğini papağan gibi tekrarlamamalı.
Süleyman 9 Yıl Önce
Bu arada tatildeyken Bayburt'ta Vali Beyle rahatlıkla iki defa görüştüm, Belediye Başkanıyla Bayburt için önemli bir mevzu için bir kere görüşüp ikincisi için üç hafta beklememe rağmen görüşme lütfunu bizden esirgedi. Sizinle de randevulaştığımız halde tükânda (Matbaada)görüşemedik.Şimdri anlıyorum ki ne çok meşguliyetiniz varmış Kürşat Bey. Kolay değil... :)
inci yücesoy-dısburg 9 Yıl Önce
herkesin ve herkesimin yorumları olur,saygı duymak gerekli.,amma velakin çare ve proje ne olmalı,her ay sonu bütün yetkili şahsiyetler ve S.T.K bir arya gelmeli,dir.ki deva olsun,esenlikler dileği ile. not:b.şehirler özellikle Konya bursa bu uygulamayı yapıyor.
abdul kerim temür 8 Yıl Önce
kürşat bey merhabalar.size ve bayburt postasına başarılı çalışmalarından dolayı tebrikler..
mahmut 8 Yıl Önce
bu problemlerin ortada kalkmasının olmazsa olmazı eğitimdir.!!,dolayısıyla eski yıllara göre"eğitim öğretim iyi noktada,herkese başarılar dileği ile,yazınız için tşk,ler sn okutmuş,selam ve dua ile
RACİ 8 Yıl Önce
ŞİRİN BAYBURT KADİM BİR ŞEHİR,TARİHİ ARALANIYOR.!,ANADOLUDA "YANİ ÇORUH TABANINDA BÜYÜK MEDENİYETLER DİYOR RAHMETLİ TARİH PROF(ORD)"OSMAN TURAN,RUHU ŞAD OLSUN. SN KÜRŞAT BEY YAZINIZ GÜZEL TEBRİKLER.