Devlet idaresini üstlenmiş kemseler herkese karşı adil olmak zorundadırlar. Bunu sağladıkları ölçüde güç ve itimat kazanır ve başarıya ulaşırlar. Adaletin tesisinde haksızlığın kim tarafından yapıldığına değil gerçekten yapılıp yapılmadığı bakılması esastır. Devletin başında bulunan yöneticiler bu hassasiyetlere sahip oldukları sürece güç ve kudrete sahip olmuş ve bu güçlerini devam ettirebilmişlerdir.
İşte bunlardan birisi de devletin başında bulunduğu sürede adalet ve hukukun tesisine çalışan ve bu yönüyle dünyaya ün salan ve cihan padişahı sıfatına layık olmuş olan Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman'dır. Kanuni Sultan Süleyman'ın adalet hususunda ne kadar hassasiyet gösterdiğini hukuka aykırı iş yapan kimsenin kimliğine bakmaksızın yapılan bir şikâyet üzerine Bayburt'a gönderdiği bir fermanda da görmekteyiz.
Bayburt'ta faaliyet icra eden Erenler'i, yani halkın manevi yönden eğitimini üstlenen tasavvuf erbabını yaptıkları hukuksuz işleri sebebiyle uyaran padişah, hiç kimsenin hatadan salim olamayacağını ve yaptığı hukuka aykırı işleri sebebiyle hiç kimsenin cezadan beri olamayacağını açık bir dille ifade etmektedir.
Burada Kanuni Sultan Süleyman'ın, Bayburt Erenleri'nin hukuksuz işlerinin tespiti ve cezasının verilmesi için Bayburt'a gönderdiği bu fermanını dile getirerek, günümüzde de hiç kimsenin hatadan beri olmayacağını anlaması ve hâlâ mesnetsiz rivayet ve hurafelerle halkın manevi iklimini yönlendirmek isteyenlerin de buradan bir ders elde edeceğini umuyorum.
Zikredeceğim bu belge, Bayburt Kalesi'nde yapılan bir keyfi uygulamayı Padişah'a şikâyet etmiş olan zimmi, yani Gayr-ı Müslim bir şahsın şikâyeti üzerine Kanuni Sultan Süleyman'ın Bayburt Erenleri'nin yaptığı bu keyfi uygulama hakkında gereken kanuni işlemin yapılması için zamanın idarecilerine gönderdiği bir fermandır.
Fermanın genel giriş bölümünden sonra olay ve gereği hakkında yapılan uyarı kısmında şöyle denilmektedir:
"Halen elinde hükm-i şerif (ferman) bulunan Bayburt merkezi halkından Karadya adlı zımmî (Müslüman olmayan kimse) Huzur ve mutluluk kapısı olan huzuruma gelip şöyle arz u hâl eyledi:
Söz konusu zimmi halkı[nı], Bayburt Kalesi Erenleri cebirle kendi hizmetlerinde istihdam edip ve bahsedilen kaleye kendileri için yükler taşıtıp zulüm ve eziyet ederlermiş. İmdi buyurdum ki; bu ferman ile vardık dagöresiz.
Şöyle ki; söz konusu kale erenleri cebirle bunları kendi hizmetlerine istihdam edip zikredilen Kale'de kendileri için yükler taşıtıp eziyet ederler ise men ve def edip kanuna ve hukuka aykırı olarak kimesneye işler ettirmeyesiz. Eziyet edenleri sügrüp [sürgün edip] bu işte inat ve ısraredenleri tespit ederek yazıp huzurumuza bildiresiz.
Şöyle bilesiz ve bundan sonra ellerinde bu hükm-i şerifimi bulunduranları ellerinde bulundurmaya devam ettirip alâmet-i şerifeiʻtimâd kılasız.[Tuğralı belgeye itimat edesiniz]
[20 Ca 953 / 19 Temmuz 1546]"
İşte bunlardan birisi de devletin başında bulunduğu sürede adalet ve hukukun tesisine çalışan ve bu yönüyle dünyaya ün salan ve cihan padişahı sıfatına layık olmuş olan Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman'dır. Kanuni Sultan Süleyman'ın adalet hususunda ne kadar hassasiyet gösterdiğini hukuka aykırı iş yapan kimsenin kimliğine bakmaksızın yapılan bir şikâyet üzerine Bayburt'a gönderdiği bir fermanda da görmekteyiz.
Bayburt'ta faaliyet icra eden Erenler'i, yani halkın manevi yönden eğitimini üstlenen tasavvuf erbabını yaptıkları hukuksuz işleri sebebiyle uyaran padişah, hiç kimsenin hatadan salim olamayacağını ve yaptığı hukuka aykırı işleri sebebiyle hiç kimsenin cezadan beri olamayacağını açık bir dille ifade etmektedir.
Burada Kanuni Sultan Süleyman'ın, Bayburt Erenleri'nin hukuksuz işlerinin tespiti ve cezasının verilmesi için Bayburt'a gönderdiği bu fermanını dile getirerek, günümüzde de hiç kimsenin hatadan beri olmayacağını anlaması ve hâlâ mesnetsiz rivayet ve hurafelerle halkın manevi iklimini yönlendirmek isteyenlerin de buradan bir ders elde edeceğini umuyorum.
Zikredeceğim bu belge, Bayburt Kalesi'nde yapılan bir keyfi uygulamayı Padişah'a şikâyet etmiş olan zimmi, yani Gayr-ı Müslim bir şahsın şikâyeti üzerine Kanuni Sultan Süleyman'ın Bayburt Erenleri'nin yaptığı bu keyfi uygulama hakkında gereken kanuni işlemin yapılması için zamanın idarecilerine gönderdiği bir fermandır.
Fermanın genel giriş bölümünden sonra olay ve gereği hakkında yapılan uyarı kısmında şöyle denilmektedir:
"Halen elinde hükm-i şerif (ferman) bulunan Bayburt merkezi halkından Karadya adlı zımmî (Müslüman olmayan kimse) Huzur ve mutluluk kapısı olan huzuruma gelip şöyle arz u hâl eyledi:
Söz konusu zimmi halkı[nı], Bayburt Kalesi Erenleri cebirle kendi hizmetlerinde istihdam edip ve bahsedilen kaleye kendileri için yükler taşıtıp zulüm ve eziyet ederlermiş. İmdi buyurdum ki; bu ferman ile vardık dagöresiz.
Şöyle ki; söz konusu kale erenleri cebirle bunları kendi hizmetlerine istihdam edip zikredilen Kale'de kendileri için yükler taşıtıp eziyet ederler ise men ve def edip kanuna ve hukuka aykırı olarak kimesneye işler ettirmeyesiz. Eziyet edenleri sügrüp [sürgün edip] bu işte inat ve ısraredenleri tespit ederek yazıp huzurumuza bildiresiz.
Şöyle bilesiz ve bundan sonra ellerinde bu hükm-i şerifimi bulunduranları ellerinde bulundurmaya devam ettirip alâmet-i şerifeiʻtimâd kılasız.[Tuğralı belgeye itimat edesiniz]
[20 Ca 953 / 19 Temmuz 1546]"
Adaleti ve ahalisinin huzur ve mutluluğu için yaptığı hukuki düzenleme ve adaleti hâkim kılma gayretleriyle tanınan ve Osmanlı İmparatorluğu'na en parlak devrini yaşatan Kanuni Sultan Süleyman'ın en ücra köşedeki bir kalede yapılan bir kanun dışı işe karşı duyarlılığı dikkate şayandır.
Bayburt Kalesi'nde halkı manevi yönden irşat etmekle görevli olan ve erenler diye tabir edilenleri veya Kale idarecilerinin yaptığı kanuna aykırı işlemi bizzat padişaha ulaştıran Müslüman olmayan bir şahsın şikâyetine bu derece duyarlı devlet yöneticilerinin varlığı hem maddi ve hem de manevi yönden ilerlemenin temeli olduğu gerçeğini bir kez daha göstermektedir.
Burada şu konuya da dikkat çekmek isterim: Şahsen benim amacım, bu sayfalarda yayınladığım arşiv belgeleriyle sadece Bayburt'a ait bazı konuların devletin belgelerine nasıl yansımış olduğunu göstermek, kültür ve tarihimizin en önemli kaynağı olan Osmanlı Arşivi belgeleriyle okuyucuyu buluşturmaktır. Bu vesileyle de tarih ve kültürümüzün sağlam kaynaklardan tanınmasına katkıda bulunmaktır.
Son zamanlarda Bayburt’la ilgili yalan yanlış, rivayetlerle ve işin ehli olmayanların kılavuzluğuyla yola çıkanların nasıl hatalara düştüklerini yakinen görmüş olmak bu konudaki hassasiyetimizi ve sorumluluğumuzu bir kez daha göstermiştir.
selim 9 Yıl Önce
Hasbelkader Bayburt'ta yöneticiliğe seçilmiş şımarık ve kibir abidesi bazı yöneticileri de uyarmak için şikayet edecek bir gayrı müslim ve uyaracak Kanuni mi gerekli. Zamanın "padişahı" R.T.Erdoğan'a hiç bir şikâyet gitmiyor mu aceba.
abdullah biricik 9 Yıl Önce
muhterem Süleyman bey,son zamanlarda,derken şu husus unutlmamamalı,şöyleki Osmanlı arşivlerdeki belgelerin ana kaynağı,IBN HAZIM,CEVAMIS SİRE İBN KESİR,EL BİDAYE VEN NİHAYE,,TARİHİ TABERİ,İBN HALLIKAN VEFAYATÜL AYAN.VS.VB.Dolayısıyla Osmanlı arşivlerindeki belgeler,bu belgelere dayanır,bu itibarla,ehli olmayanların klavuzluğuyla ,,hiç bir mantıkı ve izahı olamaz.!!,??,,lütfen not:ahmet Cevdet paşanın.k.s.eserlerini okumanı tavsiye ederiz.hoşça kal
hüsnü adıgüzeel 9 Yıl Önce
Osmanlı arşivin dışındaki,arşivleri hiçe mi sayıyorsun!!???,sn atmaca,çok komik.
ALOŞ 9 Yıl Önce
Şımarık yönetici örneği verseniz
S.A. 9 Yıl Önce
Burada Osmanlı Anşivini kaynaK göstererek uydurulan rivayetlerden bahsedilmektedir. İşin ehli olmayan ve kendisini öne çıkarma zaafiyetindeki bazı kimselerin kılavuzluğuyla Osmanlı Arşivini kaynak göstererek uydurulan rivayetler söz konusudur. Osmanlı Arşivini bile tanımayanlar başka hangi arşivlerden hangi bilgilere sahipse onu ortaya koysunlar. Meseleyi çarpıtmayalım.
abdullah biricik 9 Yıl Önce
sn s.a,bayburtla ilgili kaynak belgeler,erzurum vakıflar bölge müd,lüğünde mevcut, *Erzurum vakıflar bölge müd,1317 Erzurum salnamesi,sayf,195,erzurum. *tarihi taberi.cilt,4,syf,247 *ibn kesir el bidaye ven nihaye,cilt,7,syf,203-4 *Bayburt sancağı,ibn hallıkan vefayatül ayan 2 cilt. not:bu belgeleri incelenirse,bayburt kadim şehir olduğu,ortaya çıkar,tşk ederseniz seviniriz.(artık Osmanlı arşivi gerektirmiyor.!!),sağlıcakla.
erdal 9 Yıl Önce
bu hadsis haberleri araştırmak yerine şehit osman dar gelirli tokilerindeki çocukların bazıları servis tutamadıkları için okula dağdan yürüyerek gidip geliyor onları yaz
yavuz sultan 9 Yıl Önce
erdal bey,sıkıntını,il milli eğitim müd ve belediye bşk bildir.tşk.
balamir 9 Yıl Önce
t.c.cumhurbaşkanımız,sn recep tayyip erdoğanı millet seçti.!!,gerekeni yapıyor. rahat olmak lazım C.Allah razı olsun ,yar yardımcısı olsun,3 numaralı akedemisyen sn naci ağbalada binlerce teşekkürler.
İLHAN YARDIMCI 9 Yıl Önce
ATMACA...ZARAR VERECEK YARALARI KAŞIMAK BAYBURDA BİR ŞEY KAZANDIRMAZ. YALAN/YANLIŞ/RİVAYET DEDİĞİNİZ DIŞINDA BİR TEK SİZ Mİ DOĞRULARI YAZIYOR, SÖYLÜYORSUNUZ. ZİMMİ BİR KİŞİNİN ŞİKAYETİ NE DERECE DOĞRUDUR, BİLİNMEZ. ERENLER BÖYLE BİR HATA YAPMAZ. SELAM VE SEVGİLERİMLE.
aycan-berlin 9 Yıl Önce
bayburtlulara müjde:hoca ahmet yesevi-hacı bektaşı veli"soyu boyu"hz ali r.a.oğlu "muhammet hanefidir.el-kebir"türbesi makamı balca-berne,de.Bayburt/Türxey..... Kaynak:evl.çel.sey.1.ci kitap sayfa,38.(yapı kredi yay)1996.ist. *gez anayurdu-gör bayburdu.2008,konya.
Veysel Gider 8 Yıl Önce
Sayın Hocamızın ortaya koyduğu bu tesbite bende katılıyorum. Evet bazı söylentilerin dile getirilmesi doğal bir olaydır ancak, belgesi olymayan söylentiler belirli konulardaki belgelerin günyüzüne çıktığı ana kadar geçerli olabilirler. Söylentilerin doğru olanları olabilir mi? Olur tabi. Unutulmamalı ki bir yazıda, ya da söylentide, "mış", "miş" gibi sözcükler geçiyorsa, bu durum o anlatılanların doğru olmadığının kuvvetli bir göstergesi olabilir. Belge olmadan geçmişimizle ilgili sözler söylemek bencede doğru değildir. Hocamıza bu güzel çalışmasından ötürü ne kadar teşekkür etsek azdır. Acaba bu belgenin orjinal görüntüsünü de yayınlamış olsaydı daha iyi olmaz mıydı?. Selamlar, Saygılar.
hüsnü adıgüzel 8 Yıl Önce
sn veysel bey ,sn abdullah biricik belge sunmuş,yoksa okumadınızmı.!!??,lütfen ahlaki ve siyasi manevra yapmayınız.??
A.MEHDİ ÖZ-ALMANYA 8 Yıl Önce
MÜJDE:HOCA AHMET YESEVİNİN ATASI"HZ.ALİ.R.A.OĞLU MUHAMMED HANEFİ,EL-KEBİR TÜRBESİ MAKAMI BALCA BAYBURTTA.DİĞER BİR MAKAMI DA SİİRT İLÇESİ ŞİRVAN TAŞLIKÖYDE,MEKANI İSE MEDİNEDE,SAYGI İLE.
mihriban soylu,istanbul 8 Yıl Önce
tarihi Bayburt deniliyor,amma velakin müze yok!!,1000 yıllık tarihi el yazma eserler komşu illerin depolarında çürümekte.!!,bazı el yazma eserler dahi Osmanlı arşivi istanbulda,bu itibarla bayburta "devasa müze"gerekli ve hakkıdır,yetkililere önemle duyrulur.
Almanyadan 8 Yıl Önce
Süleyman beye nasil ulasabilirim?? Özel bir sorum olacakti.
mehdi öz 7 Yıl Önce
bayburtta sahabe hz abdülvehhab gazi ile ilgili başbakanlık dev.arş gen müd,osmanlı arşivi daire bşk,ev d.15070,sayf,1-a,sultanahmet,ist,"zaviyesi ilgili kayıt var, dolayısyla,türbesi olmayan yere "zaviye yapılırmı acaba.!!??
hayrettin 7 Yıl Önce
sn Süleyman bey şehit osman da sahabei kiram kabirleri,osmanlı arşivinde, basına vermiştiniz tekrar yayınlarsanız seviniriz.tşkler
Vedat Polat 6 Yıl Önce
''Burada şu konuya da dikkat çekmek isterim: Şahsen benim amacım, bu sayfalarda yayınladığım arşiv belgeleriyle sadece Bayburt'a ait bazı konuların devletin belgelerine nasıl yansımış olduğunu göstermek, kültür ve tarihimizin en önemli kaynağı olan Osmanlı Arşivi belgeleriyle okuyucuyu buluşturmaktır. Bu vesileyle de tarih ve kültürümüzün sağlam kaynaklardan tanınmasına katkıda bulunmaktır.'' sözüne istinaden yazılarınızı takip etmeye başladım. ayrıca bu yazılarınız için şahsım adına teşekkür ederim. Umu ederim ki hemşerilerimiz bu yazdıklarınızla yakinen ilgilenir ve tarihimizde memleketimiz ile ilgili yaşanmışlıkları doğru şekilde öğrenir. Tekrar teşekkür eder, Allah' a emanet olun derim.
Yapmayın 6 Yıl Önce
Bize de çalışacak konu bırakın. belgenin orjinali elimde ama bakıyorum ki çalışılmış.
a.mehdi öztürk 5 Yıl Önce
müjde,inanç türizm"hz muhammed asm ın ehlibeyt"hz.ali.r.a.oğlu"hz.muhammet hanefi"el-kebir"türbesi makamı balca köyü,Bayburtta.,önemine binae"hoca ahmet yesevinin de atasıdır.selam ve dua ile.
abdullah 5 Yıl Önce
Yorumlar beni derinden derine üzdü. Gayri müslimlerin haklarının savunulması gibi algı oluşmuş ve Bayburtlu hemşehrilerim bunu hazmedememiş. Ey Bayburtlu hemşehrim bu belgeden gocunacağına iftihar et.. Bu belge hiç kimseye zarar vermez hatta bizim için gurur vesilesidir. İnsanlığın bu günkü temel probleminin merhemi bizdedir diye elimzi güçlendirir. Tarihimizi bu anlamda deşmekten korkmayalım.Kızılderilileri yok edenler, afrikaya kan kusturanlar, asyanın ümüğünü sıkanlar korksun vesselam.
çelebi 5 Yıl Önce
o zeman bayburt nerede ve kime bağli*
yusuf akagül 5 Yıl Önce
yorumcular,ibni kesir.,tarihi taberi,cevamu-s sire,den kaynak gösteriliyor,lütfen "bayburt sahipsiz değil artık.,illada gerkirse cemalettin aytemür tlf:o5352083318
a.raci polat 5 Yıl Önce
bayburt 5 bin yıllık bir şehir,üçhisarlı klaesi deklare ediyor.bayburt türkiye demektir,, islam tarihinde 50 ye yakın zaviyesi olan,81 ilde ilk üçe giren şehir bayburt.tşk