Bayburt Postası
2012-04-10 20:23:32

Hart Vakası ve Şeyh Eşref olayının iç yüzü - 1

Süleyman Atmaca

10 Nisan 2012, 20:23

Dersim olayı çerçevesinde yaşanan son günlerdeki gelişmeler vesilesiyle resmi tarihin tahakkümü dışında bazı gerçeklerin belgeleriyle ortaya çıktığına şahit oluyoruz. Bu vesileyle tek taraflı resmi tarih bilgileri, yerini arşiv belgeleriyle tescil edilmiş gerçek tarihe bırakacağını umuyoruz.

Resmi tarih kıstaslarına göre yazılıp anlatılan yakın tarihe ait olaylardan birisi de Bayburt’a bağlı şimdiki ismiyle Aydıntepe ilçesinde yaşanmış olan, ilçenin eski ismi olan -o zaman nahiye merkezi- Hart ismiyle tesmiye edilen ve İnkılap tarihçileri tarafından Cumhuriyete karşı isyanlar babında “Hart Vakası” diye anlatılan Şeyh Eşref olayıdır.

1919 yılının Aralık ayında meydana gelen bu olayın mahiyeti hakkında bu güne kadar İnkılap Tarihi derslerinde resmi tarih ölçüleri içerisinde anlatılanların dışında fazla bir şey yazılmadı. Geçen yıllarda, Osmanlı Meb’usan Meclisinin son mebuslarından biri olan Gümüşhane mebusu Kadir Beyoğlu Zeki Bey’in yayınlanan hatıratından alıntılarla yazılan bir makale dışında resmi tarihin aktardığına muhalif bir araştırma yayınlanmamıştır.

Yakın tarihimizle ilgili birçok çarpıcı gerçeği cesurca yazmış olan Kadir Beyoğlu Zeki Bey’in hatıratındaki Şeyh Eşref olayı ile ilgili gerçekler okunduğunda birçok olay gibi Hart’ta meydana gelen bu olayın da bu güne kadar tek taraflı yorumlarla, belge ve bilgileri yanlış ve aslına aykırı olarak aktarıldığı görülecektir. Aynı zamanda bu olayın, henüz ilan edilmemiş Cumhuriyete karşı ayaklanmalardan biri olarak nasıl aktarıldığı daha iyi anlaşılacaktır. Zira bu olayla ilgili yazılmış olan yazı, makale ve tezlerde olayın gerçek yüzünü ortaya çıkaracak hiçbir arşiv belgesi veya başka bir kaynak kullanılmadığını sadece bu olayı tek taraflı anlatan ve genellikle asker kökenli kişilerin yazdıkları bilgilerden yola çıkarak anlatıldığı da ortaya çıkacaktır.

Askeri kaynaklardan alınma, tek taraflı araştırma adıyla bu olayı anlatan bütün bu yazılar Şeyh Eşref olayının çıkış sebebini her yönüyle dile getirmeden siyasi bir ayaklanmaymış gibi ve Cumhuriyete karşı bir isyan hareketiymiş gibi aktarmaya çalışmaktadır. Aynı zamanda bu yazılar, askeri tahrikle başlayan olayın daha akıllıca başka yollarla sonlandırılması mümkün iken topyekûn imha için yapılan askeri harekâtı meşru gösterme çabaları gibi görülmektedir.

Tarihi olayları değerlendirmede en önemli veri hiç şüphesiz arşiv belgeleridir. Hart isyanı ya da diğer bir deyimle Şeyh Eşref olayı ile ilgili bu güne kadar yayınlanmış bir arşiv belgesi mevcut değildir. Oysa devletin arşivinde bu konuyu açıklığa kavuşturan bir takım belgeler vardır. Hem bu belgeler ve hem de son yıllarda yayınlanan hatıratlarda da görüleceği üzere bu hadise daha teferruatlı incelemeye muhtaçtır.

Yakın tarihimizle ilgili bu olayla hakkında Osmanlı arşivinde bulunan belgeler daha ziyade şifre telgraf şeklindedir. Konu ile ilgili yazılan bilgiler bu belgeler görülmeden yazılmış yazılardır. Bu belgeler şifre telgraf halinde olduğu için ya farkına varılmamış ya da okuma sıkıntısı olduğu için çözüleme zahmetine gidilememiştir. Bu telgraflar tek tek okunduğunda olayın aslının Zeki Bey’in hatıratında yazdıklarıyla örtüştüğü görülür.

Tarihte Hart Vakası diye anılan ve yıllarca Bayburt’a yanlış gözle baktırılan hatta uzun dönem Bayburt’un adeta cezalandırılmasına sebep gösterilen bu olayın iç yüzünü anlatan asıl kaynak hüviyetindeki arşiv belgelerinden biri; olayın tahkik edilmesi için zamanın Dahiliye Nezareti tarafından görevlendirilerek Bayburt’a gönderilen heyet tarafından hazırlanan ve şifre telgrafla Dahiliye Nezareti’ne gönderilen tahkikat raporudur.

Dahiliye Nezareti tarafından görevlendirilen ve Darulahkam azasından Mustafa Tevfik, Mahkeme-i Temyiz azasından Aziz İlhami ve Ferik Fevzi adlı yüksek askeri ve yargı görevlilerinden oluşan Tahkikat-ı Mahsusa Heyeti önce Erzurum’a gelerek oradaki bilgileri Dahiliye Nezaretine telgrafla bildirmiştir. Bu heyet daha sonra Bayburt’a gelip burada yaptıkları tahkikat sonucunu ve yapılması gerekenleri 17 Kanun-i Evvel 1335 (17 Aralık 1919) tarihinde Dahiliye Nezareti’ne yine bir şifre telgrafla bildirmişlerdir. İşte bu şifre telgrafın bu günkü dile çevrilmiş hali şudur: (DH.ŞFR: 654/67)

Dahiliye Nezaretine
Adet(Sayı): 42
Keşide Mahalli: Bayburd

Erzurum’dan takdim edilen telgrafnamede arz edildiği üzere dünkü pazartesi günü Bayburt’a gelerek Şeyh Eşref hadisesini derinliğine araştırmak için bu gün kasabada kaldık. Tahkikat icrası için vilayetten gelen Merkez Kadısı (Hakim) ile Merkez Müddeiumumisi (Savcı), Bayburt’taki Fırka kumandanı ve diğer iki zattan mürekkep bir komisyon burada tahkikat icrasına başlamış. Ve hadisenin meydana gelişi hakkında birçok muhtelif rivayet mevcut olmasından naşı bizzat Şeyh Eşref’le görüşerek meseleye mahallince vukûfiyet peyda etmek heyetimizce de tensib edilerek (münasip görülerek) Merkez Kadısı Hurşid Efendi bu sabah Hart nahiyesi merkezine gitmiş ve şimdiye kadar oraya gidenlerin Şeyh tarafından rehine tarzında alıkonulduğu görülmekte ve nihayet akşam ezanına kadar avdet etmediği (dönmediği) takdirde de kendisinin de şeyh tarafından alıkonulduğunun bilinmesi ve ona göre tedbir düşünülmesi icab edeceği aramızda anlaşılmış olup söz konusu kadı efendinin dönüş zamanı olan gece yarısına kadar gelmemiş olduğundan bunun da diğerleri gibi şeyh ve daha doğrusu müridanı tarafından tevkif edildiği tahakkuk etmiş olur.

Çok çeşit rivayetle meyanında asıl ve doğruya en yakın olanı; söz konusu şeyhin tam akıllı biri olmayıp meczup ve ihtiyaten mecnunane bazı harekata teşebbüs ettiği ve müftü tarafından uyarılması için yapılan davete icabet etmemesi üzerine tekrar celbinin lüzumu jandarmaya tebliğ edildiği sıralarda Hart nahiyesinde işinin ehli olmayan jandarmalardan birinin düğün esnasında Şeyhin Tekkesi önünde davul zurna çalması ve bazılarının da ulema (hoca) kıyafeti giymiş halde işrette (içki aleminde) bulunmalarına şeyh ile müritlerinin canı sıkılarak nehy-i anilmünker (kötülükten koruma) kabilinden bazı dostane ifadelerde bulunmaları, oradaki jandarmalarla kumandanları Salih Efendi’nin öfkelenmesine sebep olup şeyh ve müritleri hakkında bazı kötü muameleye kalkışmış olmaları, müritleri gazaba getirerek tecavuzata sebep olmuştur.

Jandarma kumandanının kaza merkezinden yardım çağırması üzerine bir askeri müfreze sevk edilerek bu suretle basiretsiz hareket edilmesi de keyfiyeti büsbütün karıştırmış ve müdahaleye giden asker efradının silahlarının alınması ve kendilerinin orada (rehin) kalması gafleti sebepleri layıkıyla açıklığa kavuşmamıştır. En kuvvetli ihtimale göre askerce gerekli tedbirlerin alınmamış olması silahlarının teslim alınması sonucunu doğurmuştur. Silah teatisi esnasında maalesef iki üç asker maktul düşmüştür.

Kanaatimize göre vakanın ilk başlangıç safhası tamamen şeyhin lehinde olup kaza ve nahiye hükümetinin ve zabit ile cihet-i askeriyenin (güvenlik gücü ve askeriyenin) bu konudaki harekâtları basiretten uzak, asker sevki ile ani katl hadisesinin teşkil eylediği son safhası zahiren şeyhin aleyhinde görülmekte ise de (yani olayın başlangıcında şeyhin bir kabahati olmayıp kaza ve nahiyedeki hükümet ve güvenlik görevlileriyle askeriye tarafından basiretsiz davranarak şeyhin üzerine asker sevk ederek aniden gelişen olaylar sebebiyle askerlerin ölmesine sebep olan son safhası şeyhin aleyhinde görülmekte ise de üzerlerine asker sevk edilmesi) şeyh ile ona tabi olanların hayatlarını tehlikede görerek nefsi müdafaaya kıyam etmiş olmaları ve bilahare giden eşhası rehine kabilinden alı koyarak tevkif etmeleri hadiseden dolayı tabii olarak meydana gelen korku ve dehşetten mütevellit ve canlarını kurtarmaya matuf bir ihtiyati tedbir nev’inden olması daha çok dikkate değerdir. Çünkü işin içinde cinnetten kaynaklanan telkinat veya şiddet hali gibi geçerli sebeplerin mevcut olması söz konusu şeyh ile avenesinin bir siyasi karar ilan etmek fikriyle hareket etmedikleri (siyasi bir amaç gütmedikleri) zannını(kanaatini) gerektirmektedir.

Bu hadise üzerine şeyhin müridanının daha da arttığı ve hatta eşkıyalıktan başka bir şey düşünmeyen Sürmene kazası ahalisinin birçoklarının iltihaka mütemayil oldukları söyleniyor.

Gaspı kar ve sanat ittihaz eden birçok eşirranın (başı boşeşkiyanın) bu halden istifade etmeye çalışmaları tabii bulunursa da sık sık bu kasaba havalisinde eşkıyalık icra eden Sürmene eşkıyası tarafından oluşturulan münferit olayların vakti zamanıyla engellenmemiş olması bunun asli sebebi olduğu açıktır. Ve şimdi Şeyhin hadisesi ile eşkıyanın geçmiş ve şimdiki vukuatı tefrik edilerek usulüne göre zorlayıcı tedbirler alındığı takdirde esbabın kısmen istikrarın teminini mucip olacağı aşikârdır.

Gerçi askeri kuvvetlerin müdahalesi halinde hükümetin gücünü korumayı temininde yarım tedbirlerle hareket eylediği takdirde eşkıyanın yüz bularak, hükümet kuvvetini hiçe sayması mahzurunun def’i noktasında bu hadisenin silah kuvvetiyle halli, şeyh ile avanesinin terhiniyle (tutuklanarak), bir surette te’dibi (cezalandırılması) lüzumuna kani olanlar var ise de kanaat-i acizanemize göre hal ve vaziyet buralarını bu suretle düşünmek ve tatbik etmek asla müsait olmayıp Şeyh Eşref’in zaten mecnun derecesinde meczuplardan ve her halde bu gibi haliyle rufekasını İdare edemeyecek derecede acezeden bulunduğu umumen bilinmekte olup mes’elenin silah kuvvetiyle halline kalkışılması halinde dahi birçok suçluların can korkusu dolayısıyla şeyhin avanesine iltihak edeceği tabii ve bu şekilde sevkiyat icrası halinde zararsız hale getirilmelerinden şüphe edilmese de ahali arasında bu gibi topdan öldürme hal i hazırda dahil ve harice karşı icra edeceği tesiratın önemli şiddeti; bu babdaafv ve sulh yolunun yegane çare olduğu mülahazatını ortaya çıkarmakta; binaen aleyh burada müteşekkil heyet-i mahsusa tarafından icra edilecek tahkikatın tek taraflı olupşeyh ile müridanavanesinin olayın mahiyeti hakkında verecekleri izahat alınmadıkça kanaat tek taraflı olacak, kesin hakikat mahiyetinde olamayacağına ve mahallinde en son tahkik memuru Kadı Hurşit Efendi‘nin rehine olarak alıkonulduğundan dolayı vakanın sonlanmasını temin için iki şıktan birisinin yapılmasının derhal seçilmesi lazım olup acizane kanaatimizce ikinci şık olan af yolunun tercihi maslahata muvafık görülmektedir.

Şeyhin rehine olarak alıkoyduğu askerlerle silahların teslimine, kendisiyle rüfekasına kuvvetli teminat verilmesi şartına bağlamakta olduğu ve bir rivayete göre bu teminatın ecnebilerce tasdik olması lüzumunu ileri sürdüğü anlaşılmakta olup şeyhin anlatılmakta olan haline nazaran bunun arkasında bir takım suçluların bazı şeytanca teşviklere tevessül cüretinde bulundukları ihtimalini meydana koymakta olmasına göre münasip görülecek tedbirlerin acilen alınması tebliğini mecbur etmekte isi de arz edilen hale göre gereğinin tayin ve takdiri değerli ve isabetli görüşlerinize bağlı olduğu maruzdur. 17.12.1335 (17 Aralık 1919)

Darulahkam Azasından Mustafa Tevfik

Mahkeme-i Temyiz Azasından Aziz İlhami ve Ferik Fevzi

*

Olayı özüyle anlatan ve meselenin halli için akılcı çözüm yolunu gösteren tahkikat heyetinin bu telgrafının dışında; olay öncesi ve sonrasında yaşandığı söylenen bir takım diğer olayları anlatan, devlet görevlilerinin bu husustaki muhaberatını ihtiva eden başka şifre telgraflar da vardır.

Nisan 2012

Yorumlar (40)

Minnetsiz 10 Yıl Önce

Üniversite yıllarımda aynı konuyu kütüphaneler de bolca araştırmış birisi olarak söz konusu isyanın isyan olmadığını Askeri belgeler de olduğu gibi mevcut ankara hükümetine karşı olmadığı ve Genel kurmay belgelerinde işaret edildiği gibi sahte peygamber olayları olmadığını defalarca farklı kaynaklardan okumuşumdur. Güzel memleketimiz bir asır boyu yediği bu kötü ve haksız damgadan umarım tez zamanda kurtulur ve iadei itibar ve iadei kalkınmışlık memleketimize geri verilir. üzeri çizilen memleketimiz umarım çok daha iyi yerlere gelir bizlere de görmek inşaallah nasip olur

Selami Aydın 10 Yıl Önce

Kardeşim yazıyor işte "meczup" ve "mecnun"un biri bu adam, yani şeyh meyh değil sahtekârın teki, fakat buna rağmen yanıan yüzlerce adam toplayıp devlete karşı isyan edebilmiş. Ülke düşman işgalindeyken bir de bu manyakla uğraşılmış, Halit Paşa, icabıına bakmış bu meczubun. Şu Gümüşhane Miletvekili Zeki Bey'e gelince, Sayın Atmaca, resmi tarihe ve askerlere inanmıyor ama bu adama doğrucu davut gibi inanıyor, bu Zeki Bey, Meclisin en gerici milletvekilidir, Cumhuriyet düşmanıdır. Şeyh Eşref Meczubunun yüzünü yıkamasından daha doağl en olabilir ki...

Fatih Alemdar 10 Yıl Önce

Selami Aydın Bey; Süleyman Bey Devletin Arşivindeki belgeyi yazmış, Belgeyi iyi okuyup anlamak lazım. işte devletin arşivindeki resmi belgesi. Diyorki ; Bu adam ve çevresindeki insanlar sıradan dindar insanlar. Bazan cezbe halinde, herkesin anlayamayacağı mecnunane şeyler söyleyen ve SİYASİ BİR AMACI OLMAYAN bir şahsın dergahında toplanıyorlar. Ama nahiyedeki karakol komutanı bu şahısların değerleriyle alay ediyor, dergahları önünde davul çalıp işret yaparak bu şahıslarla alay ediyorlar.Onlar önce nasihatla buna engel olmak istiyorlar ama kumandanın tahriki devam ediyor. Bu tahrik sonucu adamlarla sivil idarecilerin tavsiyesi ile anlaşıp olayı söndürmek varken askeri harekat yapılarak adamlar telef ediliyor...Bu boru degil, kağıt parçası değil, Devletin arşivindeki resmi mühürlü ıslak imzalı belge...Bu belgede gördüğümüz kadarıyla "gerici" dediğiriz Zeki Bey'in imzası yok. Zamanın asker ve Yargı memurlarının imzası var.

Fatih Alemdar 10 Yıl Önce

Belgeyi tam anlamadan hem adama deli diyeceksin, hem de henüz ilan edilmemiş Cumhuriyete karşı isyan edebilecek kudrette birisi olarak niteleyeceksin.( Belgeniin ve olayın tarihi Aralık 1919) Bu Aydıntepelilere ve onların geçmişine karşı doğru bir tavır değildir. Ayrıca "gerici" nitelemeleri de artık bazı gerçeklerin ortaya çıkarılmasına engel olamıyor.

Şerif Aydın 10 Yıl Önce

Selami bey gibi bazıları kafasını hala kuma sokmuş ahkam kesiyor. S.Atmaca Bey Devletin Arşivinden hiç kimsenin bakmadığı belgeyi ortaya çıkarmış, yazıyor. Anlaşılan nahiyedeki karakol komutanı adamı deli derecesine getirerek cinnete getirecek kadar tahrik etmiş. Devletin görevlendirdiği tahkikat heyeti işin ne olduğunu anlatmış. Çözüm yolunu da göstermiş. Buna rağmen askeri harekat yapılarak olay büyütülmüş. Adamın siyasi bir amacı olmadığı da açıkça beyan ediliyor. Çevresindekiler de adamın haksızlığa uğradığını anlamış ki hepsi onun yanında yer almış. Bayburt insanı haksızlığa hiç bir zaman tahammül etmemiştir.Bu gerçeklere rağmen hala milli ve dini değerlerine bağlı insanları gericilikle suçlayarak gerçeklerdin kaçılamaz. Gerçekleri anlatan belge ve bilgileri dile getiren herkese teşekkürler...

Fatih 10 Yıl Önce

Öncelikle bu arşivi paylaşan Süleyman ATMACA ya teşekkür ederim kısa birkaç cümle söyleyeceğim selami aydın sanırım dünyaya at gözlüğüyle bakıyor tamamen siyasi ve yanlı aynı o dönemdeki askerlerin yaptığı gibi tahrik edici davranıyor işte böylelerinin yüzünde yıllarca ülkemiz neler yaşadı O isyanda asılanlar benim akrabam birtaneside dedem doğubeyazıta sürgün gönderilip asılarak öldürülmüştür ve burdaki yazıda okadar eksik olan bölüm vardırki o belgede tekkenin önünde alem yapıldı diyorya aslında o tekke değil caminin halıları alınarak caminin yanında içki alemi yapmıştır o askerler gerisini anlatmıyorum biz dinimizi ve ona ait olan herşeyi ucunda ölüm de olsa ALLAH ın izni ile koruruz selami aydın gibilerde izler

Mahmut Kocatürk 10 Yıl Önce

Hart isyanını nasıl görmek istiyorsanız öyle görünür...Ben nivliyim, şeyhi vuran top mermisini nivde herkesce bilinen kişinin attığı söylenir. Yanı başımızda yaşanan olayı irdelediğinizde olay tüm gerçekliği ile ortaya çıkar, yazarda zaten parelelinde anlatmış... herkes nerden öğrenmişse hart isyanın cumhuriyete karşı yapıldığını zanneder, oysa hiç bir kaynakta böyle birşey yoktur, esasında hart isyanı işgal zamanında yeni teşkilatlanan kuvai milliye ile kuvai inzibatiyede tam demiyelimde kuvai milliyeye karşı olanların birleştiği bir kalkışma olarakta görülebilir...Olayların çıkış nedeni yazarında anlattığı gibi Jandarmanın yanlış tutumundan kaynaklanmış ve kontrolden çıkmıştır, kimse geri adım atmamıştır.

Mahmut Kocatürk 10 Yıl Önce

Şeyh eşref kimdir torunları nerededir, bölgedeki konumu nedir bunları çok iyi bilmek lazım, yada bölgede dini lider konumundaki şeyh nasıl şeyhtir ki işgal altındaki devlette hata bile yapmış olsa güvenlik güçlerine karşı direnmiş, hatta asker şehit etmiştir... eğer Şeyh eşref geri adım atmış olsa asker onunla uğraşmayacaktı, hele hele bir yıl öncesine kadar rus ve ermeni işgalinde olan bayburt u işgalden kurtaran askerlere karşı şeyh eşref in direnmesini acaba yazar nasıl karşılar yada görür... kısacası hart isyanını bölgede yaşayan herkes biliyor...devlet belgeleriyle çoğunlukla örtüşüyor... Sevgili yazar millet topyekün işgal ile mücadele ederken, mücadele edenler ile hata bile yapmış olsalar bile onlara karşı mücadele etmenin nefsini anlayamıyorum....ve maalesef o nefisler halen var...Evet Hart isyanı abartılmıştır ancak şeyh masum değildir...bence tabii....

Minnetsiz 10 Yıl Önce

Site yönetiminden rica ediyorum saçma yorum sunarak söz konusu haberin önemini anlamaktan uzaklaştırmak ve olayı senli benli polemiğe sürüklemek isteyen kendisini ilerici karşısındakileri de gerici ilan eden yorumlar lütfen sitede yayınlanmasın. Yani bu belgeleri gördükten sonra bu kadar çıplak duran gerçeği görebiliyorken belli olmayan bir yorumun burada yayınlanması hiç doğru değil. Güzel ilimizin bir asıra yakın süredir yediği haksız damganın aslının ne olduğunu burada paylaşanlara teşekkürlerimi canı gönülden sunuyorum.

Huseyn 10 Yıl Önce

Şeyh Eşref Ayaklanması 16 Ekim,24 Aralık 1919 tarihleri arasında gerçekleşen bu halk ayaklanması Bayburt'un ilçesi olan eski adı Hart yeni adı Aydıntepe de gerçekleşir. Şeyh Eşref resmi tarihin iddia ettiği gibi mehdi ya da peygamber sıfatıyla ayaklanmamıştır http://www.kultur.gov.tr/TR/be...amber.html buna dair en ufak bir delil gösterilemez Resmi Kaynaklarda. Aksine zamanın hükümetinin dine lakaytlığından, Alman terbiyesyle yetişen subayların İslam'a uymayan edepsizliklerden şikayetçidir Şeyh Eşref.[1] Şeyh Eşref ayaklanması resmi tarih tarafından da "irtica"şablonlarıyla sunulur. bu da bu ayaklanmanın aslında İslamcı tarafını bize göstermektedir.[2] [3] Şeyh Eşref'in hesabı subaylarladır.Söz konusu subayların sarkıntılık ve tecevüz olaylarına karışmaları ayaklanmanın görünür nedenidir. bu yüzden Albay Rahmi Apak "imanları yenilettirildi ve günlerce ibadet ve zikrettirildiler" derken ibadetin ve zikrin korkunç olduğunu belirtmektedir.[4]

Huseyn 10 Yıl Önce

9 Aralık'ta Albay Hasan komutasında, iki piyade bülüğü dört makineli tüfekle Bayburt halkının üzerine sevk edilir. Ancak Eşref Efendi başarılı olur ve adamları tarafından subaylar teslim alınır. Bunun üzerine Erzurum'dan kuvvet istenir. Deli Halit Paşa komutasındaki kuvvet, Bayburt halkı üzerine yürür. Erzurum ve Gümüşhane'den 29.Alayın iki taburu(600 er),erzincan'dan kolurdu Süvari Alayından iki süvari bölüğü, Erzurum'dan dört toplu bir obüs bataryası.3.tümenden iki topla takviyeli bir piyade taburu Gümüşhane'ye getirilmiş, bir piyade taburu da, Of dolaylarındaki Eşref Efendiye bağlı halkın yardıma gelmesini önlemek için adı geçen bölgeye sevk edilmiştir.[5] Hart halkı topa tutulmuş 17 Aralık'ta imha edilecektir. top güllelerinin yıktığı evlern enkazı arasında can veren çocuk ve kadının arasında Şeyh Eşref in kızıyla iki oğlu da vardır.[6]Eşref efendi de, bu toplu imha sırasında bir şarapnelle can verir. bu olay tamamen bölgeseldir ve bölgedeki yöneticilerin ve subayların din karşıtı

Selami Aydın 10 Yıl Önce

Bana cevap yetiştirenler olmuş, yeni gördüm. Beyler Cumhuriyetle hesabı olanların ardına takılmak Bayburtlu'ya yakışmaz. İskilipli Atıf, Seyit Rıza ve Şeyh Eşrefi kimler gündeme getiriyorlar ve neden bunu yapıyorlar. Gümüşhane Miebusu Zeki Bey'e gerici demişim, birilerine dokunmuş, ya ne ilerici mi, biraz yakın tarih okuyun ve her türlü kaynaktan okuyun, Cumhuriyet'in yaptığı tüm devrim ve atılımlara karşı çıkan bir adamdır bu Zeki Bey. Niye bu adamlara sarılıyorsunuz de mesela Bayburt Müftüsü (daha sonra Belediye Başkanı Fahrettin Kumbasar'den söz etmiyorsunuz? Tevfik Çoruh niye unutturuldu? Dede Korkut'u bile dini inancı ve algılayışına aykırı bulan Bayburtlular türedi, bu kafalar değişmeli.

Mahmut Kocatürk 10 Yıl Önce

kod adlarının altına sığınıp esip gürlüyorsunuz, Dersim olayı dersiniz, Dersimde sürgüne gönderilenler hallerinden memnun devlete teşekkür ediyor bu sürgün sayesinde okuduk adam olduk topluma entegre olduk diye....onlarca sorun yok ama birileri kaşıdıkça kaşıyor.... Şeyh eşref ermeni, rus işgaline niye direnmedi...keşke onlarada direnseydi, diyelimki türk askerleri orantısız güç kullandı haksızlık yaptı....yahu ruslar, ermeniler ırzımıza geçti, yukarı kırzıda gelinler bu zulümden kendilerini kurtarmak için canlı canlı kuyulara atladılar..neredeydi Şeyh Eşref efendi ve saz ekibi.... Ne hikmetse Bayburt un kurtuluşundan 9 ay sonra başlıyor olaylar, ve ülkede kuvai milliyeciler ve osmanlı hükümeti var.... Halen anlamıyorsunuz anlamayazsınız çünkü merdiven altı oluşumlarda ters eğitildiniz, ünvanlarınız beni ilgilendirmiyor, Şeyh eşref olayı abartılmıştır ama iyi niyetli bir vaka değildir ve Bayburtluların yüzkarası bir olaydır...

Mahmut Kocatürk 10 Yıl Önce

İşgal altındaki topraklarınızda işgale karşı mücadele eden birliklerle her ne olursa olsun savaşmak, kan dökmek mücadele etmek kime yakışırsa alsın boynuna madalya olarak taksın, bana ve milletime yakışmaz...Bu tür tartışmalara girenlerin ne olduğu belli zaten isimlerini gizlerler yazarlar ederler, ortada bulunurlar (yorumcular için söylüyorum). Bırakalım hart isyanını dersim isyanını falanı filanı, sizler kendilerinize yapılanların hesabını sorun ki, onların yeride mahkemelerdir, bırakın onun bunun davasını kaşımayı...

Selami Aydın 10 Yıl Önce

Bayburt Postası; ben İskilipli Atıf'a, Seyit Rıza'ya, Eşref'e "HAİN" diyorum yorumumda, sen hain sözcüğünü çıkarıyorsun.. Ne hakla? Hain değiller mi? Yahu bir de milliyetçi, ülkücü geçiniyorsunuz, yazıklar olsun size, bir gün bunu suratınıza çarparım. Zaten biz de suç, on paralık gazeteye ne diye yorum yollarsın ki...

S.A. 10 Yıl Önce

Sayın Süleyman ATMACA'nın makalesini ve yorumları okudum. Her bir yorum ve makale arasında ihtilaf varmış gibi görünüyor. Fakat her bir yorum (1 - 2 yorum hariç) ve makale nihayetinde şu sonucu veriyor. Hart Vakası öyle yada böyle hoş bir olay değil, Bayburt'a yakışmamış ve Bayburt haksız bir şekilde cezalandırılmıştır. Öyle olduğu halde yorumlar içinde konuyu çarpıtan bazı fikirler gereksiz bir çatışmaya dönüşmüş. Bu benim fikrim.

S. A. 10 Yıl Önce

Asıl değinmek istediğim konu da şu. Bayburt Postasına on paralık diyebilecek kadar kötü ve maksatlı yaklaşımı ve de bunun ispatlanmaya çalışılmasını görmek beni daha çok üzdü. On paralık denilen Bayburt Postası'nı ve ailesini çok iyi tanıyorum. Okutmuş ailesinin her bir üyesinin ne kadar pala yürekli ve Bayburt sevdalısı olduğunu da çok iyi biliyorum. Bu gazetenin Bayburt adını yüceltmek için verdiği mücadeleyle birlikte gazete sahiplerinin İskilipli Atıf, Seyit Rıza gibi kimlikler hakkında ne düşündüklerini de çok iyi biliyorum. Kısacası ilgili kişinin iki yorumuna bakınca kişisel görüşlerin gazetecilikle doğrudan doğruya karıştırılmadığı ve sansürün iyi niyetle yapıldığı ortaya çıkmış, buna rağmen ilgli kişi kötü ve asıl niyetini ortaya koymuştur. Bu sayede Bayburt Gazetesi'ni yaşatmak için bayrağı devaralan Kürşat-Murat Okutmuş kardeşlere bir kez daha buradan teşekkür ediyorum. İyiki varsınız.

Selim K. 10 Yıl Önce

Sayın Atmaca faydalı bir makale olmuş, elinize sağlık. Kim ki, Bayburt'un düşmüş olduğu haksızlığı ortaya koyuyor ve bunu da tarihi kaynakla gözler önüne seriyorsa Allah ondan razı olsun denilir ancak. Bu en başta insani ve vicdani bir görevdir.

İlla Edep, Edep Ya Hu! 10 Yıl Önce

KİMİNİN ELİ, KİMİNİN BELİ, KİMİNİN DE İŞTE BÖYLE DİLİ RAHAT DURMAZ. ESKİDEN TEKKELERİN VE MAHALLE ODALARININ GİRİŞİNDE ÜZERİNDE ‘EDEP YA HU’ DİYE YAZAN LEVHALAR OLURDU, İÇERİ GİREN BAZI KÜFLİ AYDINLARIN İLİMDEN EVVEL EDEBİN GELDİĞİNİ ANLASINLAR DİYE. AMA BU HERKESE NASİP VE YETERLİ OLMUYOR DEMEK Kİ. ÇÜNKÜ EDEP, İLİM GİBİ ÖĞRETİLMİYOR, ÖĞRENİLİR.

İbrahim 10 Yıl Önce

hani yazının devamı nerde, bekliyoruz!!!

Hasan Sari 10 Yıl Önce

Peygamber dini harici olan tarikat işlevlerinde nerden bakarsan bak bir değil birçok insanlık dışı sahte karanrlık vardır. onun için din SUTE benzer çabuk bakteri alır ve her kes Peygamber kadar dürüst olmadığı için aldatmanın ve hilenin çabuk anlaşılmıyor. Dini siyesette bozuk para gibi kullananlardan menderes'in başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmedi. Günümüzde tayip'te kötülükte menderes'i fazlasıyala aşmıştır ve bakalım durumu nasıl olacaktır.

İskilipli 10 Yıl Önce

SELAMİ AYDIN.Elbette asılsız ve mesnetsiz yazılarınıza cevap alacaksınız. Siz İskilipli Atıf Hocaefendi gibi mazlum bir şehidi hain ilan edemezsiniz.O günler çoktan geçti haberiniz yokmu iletişim çağı almış başını gidiyor, saklı kalan hiçbirşey kalmıyor,kalmayacakta.Şapka giymediği için, mahkemenin berat kararına bakılmadan keyfiyetle şehid edilmiş bir MAZLUMDUR Atıf hoca. Katillerini asıl mahkeme olan mahkeme-i kübrada yakalayacaktır, merak etmeyin.Baştada 8 sene aralıksız sırf sarıklı diye müslüman katleden istiklal mahkemesi başkanı kel ALi 'yi.

Bilgin 10 Yıl Önce

SELAMİ AYDIN.Elbette asılsız ve mesnetsiz yazılarınıza cevap alacaksınız. Siz İskilipli Atıf Hocaefendi gibi mazlum bir şehidi hain ilan edemezsiniz.O günler çoktan geçti haberiniz yokmu iletişim çağı almış başını gidiyor, saklı kalan hiçbirşey kalmıyor,kalmayacakta.Şapka giymediği için, mahkemenin berat kararına bakılmadan keyfiyetle şehid edilmiş bir MAZLUMDUR Atıf hoca. Katillerini asıl mahkeme olan mahkeme-i kübrada yakalayacaktır, merak etmeyin.Baştada 8 sene aralıksız sırf sarıklı diye müslüman katleden istiklal mahkemesi başkanı kel ALi 'yi.

Ömer Sertoğlu 10 Yıl Önce

şeyh çok ileri görüşlü bir adammış allahın sevgili kuluymuş,şehid olmuş...cenazesini asker siyah kuş mevkiinde yakmaya götürmüş,cenazesi kaybolmuş ozaman askerlik yapanlar daha sonra bizim köylülere anlatmışlar...rıza nurda hatıratlarında bu konudan bahseder...şeyh şiilik propogandası yapıyormuş peygambermiş gibi yalanlar işin gerçek yüzünü gösteriyor harekatı yapan deli haliti mecliste kim öldürdü? halid köye girdiği zaman yaralı şeyh halidin yakasından yapışır "siz bizimle baş ettiniz ama bizden sonra öyle bir nesil gelecekki onlara sözünüzü bile geçiremeyeceksiniz der"deli halit inançlı paşaymış o nivli arkadaş topu ateşleyenin cenabet olduğunuda yazsın...

Volkan Şimşek 10 Yıl Önce

tüm dinler tarihinde dinsel bir etki alanı yaratanlar bunu siyasi güce ve paraya cevirmişlerdir bu bir olgudur aklı başında olan vicdan sahiplerine sorarım silahlı müritleri molan bu şeyh ermeni ve rus işğalcilere ne yapmışşş yıl 1919 ülke namus şeref elden gitti gidecek nasıl olurda bu şeyh düşmanla değilde kendi ordusuyla savaşır müritlerini milli mücadeleye yönlendirmezde yanında tutar vbbb ama daha üzücüsü bu düşüncesiz yorumlardır düşünüyorumda bu yorumları yazanlarla aynı imandan olduğuma anlam veremiyorum ayıptır vesselam

Ekrem Hatipoğlu 10 Yıl Önce

Konunun vehametini görüp kendimce bende birşeyler paylaşmak istedim.Birincisi herkesten istirhamım seviye konusunda ikincisi bu bahse konu isimlerin şu an soyundan gelen ve selamlaştığımız torunları olduğu ve rencide etmeme hadisesi aynı zamanda ilmi olarak delil varsa elimizde sunmak.Cumhuriyetle bu olayı ilişkilendirmek bu konuda bilgi sahibi olmamak demektirki meclis bile bu olay olduğu zaman açılmamış hala hazırda ve Atatürk ankaraya intikal halinde.Ben bu olayı bütün türk milletinin namus borcu olduğunu düşündüğüm Kazım KARABEKİR PAŞADAN okudum padişaha karşı yapılan bir isyandan şeriat devletinden falan bahseder

Ekrem Hatipoğlu 10 Yıl Önce

Deli Halit paşaya gelince Rufai tarikatı şeyhi Sanamerli AHMET BABADAN övgü aldığı rivayet edilir onun hakkında konuşurkende biraz daha ölçülü olmak lazım Halit paşayı sadece ruslar ermeniler vede yunanlılar sevmez burda iki taraftan kaynaklanan eksikler vardır müritler cahildir asker se pervasızdır bu iki gurubun karşılaşması sonucu olmuştur Şeyhin burda müritlerini sahiplenmesi ve aynı zamanda komutanında askerlerini sahiplenmesi kimsenin geri adım atmaması bu sonu hazırlamıştır burda ne cumhuriyet ne din ne gericilik ne ilericilik vardır burda kısacası siyaset yoktur burda olan biten tek şey çocukları yüzünden kavga eden iki aile mantığı vardır ve maalesef CEHALET vardır işi temizlemekte cennet mekan HALİT PAŞA VE KAZIM KARABEKİR PAŞAYA KALMIŞTIR saygılarımla

Muzaffer 10 Yıl Önce

Yapilanlardan utanc duymazlar zalimler zalimliklerinden cikar yol bumak icin cahil gerici deli süzler kulanirlar ama kendilerinin ne bildigini sanirlar

engin kaya 9 Yıl Önce

bir Bayburtlu olarak devlete karşı bayburtta ayaklanma olduğunu ilk kez duydum ve utandım.bayburttan hain çıkmaz sanırdım yanılmışım.sizi suçlayan gerizekalılarada takılmayın .devlete karşı ayaklanan haindir

fatih 8 Yıl Önce

keşke okuduğunuzu da anlasanız

Emrullah 7 Yıl Önce

Bu olay Osmanlı'yi tarihten silmek için yedi düvelin saldırdığı fidnenin halk arasına sokulduğu dönemdir halkı devlete düşman etmek kışkırtmak için her bölgedeki halk önderlerini bir şekilde suçlayıp hain göstermekti ve başardılar Yenibir düzen kurdular birileri birilerini kullandı hepsi bu şeyh eşref denilen zat ileri görüşlü ogunde halkı birlik ve beraberliğimizi sağlamak için çalışan eğitimcisi sözü.dinlenen bir insandı.

KÖKSAL EMRAH GEDİK. 7 Yıl Önce

BU BELGE DOĞRUDUR. VAKANIN 1. KISMIDIR. ZATIN CUMHURİYETE İSYANI DİYE BİR VAKA YOK. MEVCUT DEVLETE BAŞ KALDIRMA. GÜÇ EDİNEME İÇİN SAF İNSANLARI KULLANMIŞTIR. OLAYIN BÜYÜMESİ ÜZERİNE. HALİT PAŞA GELMİŞ VE TEK TOP ATIŞI İLEDE SUSTURMUŞ MECZUP VE YANINDAKİLER ÖLMÜŞTÜR. GENELKURMAY HARP TARİHİ DERGİLERİ VE ARŞİVLERİNE BAKINIZ. DORUK DERGİSİNDE DE VARDİR. NE AMAÇLA YAZDIĞINIZ ANLAMAK ZOR DEĞİL. AKLAMAYA ÇALIŞMAYIN.

KÖKSAL EMRAH GEDİK. 7 Yıl Önce

Gümüşhane Mebusu Zeki Kadirbeyoğlu / Hatıralarım / Hart İsyanı Nutukta şu şekilde bildirilmiştir; “Hart meselesi, yalancı peygamberin ve oğullarının ve tevabiinden (Şeyh'e tâbi olanlardan) bazılarının itlâfı (telef edilmesi) ve Hart’ın teslimiyle neticelenmiştir.” M.Kemal. Nutuk: C.1., Devlet Kitapları, 14. Basılış, İstanbul, 1982, s. 344-346 ***

Serdal sönmez 4 Yıl Önce

Alakasız bir tarih cuma akşamı o bölgede ikamed eden askerlerin içki içmesi halkında burda yarın cuma kılınacağını yapmayın demesiyle başlıyor Ve olay isyan gibi lanse ettiriliyor Bugün de BAYBURT da aynısı nı yapın aynı olay olur şuorumu zu kaybetmedik islam hala güzel yaşanıyor elhamdülillah

cağlar 4 Yıl Önce

Okuduğunuzu anlayamamışsınız demek ... Bahsettiğiniz arşiv milli mücadelede bulunan insanların idamını hükmetmiş, ingilizlere boyun eğmiş, halkı değil kendilerini düşünmüş kişilerin elinde bulunan Osmanlı arşividir. Sen bugün İslam kalmanı sağlayanlara teşekkür edip şükredeceğine, memleketinden çıkan bir haini nasıl savunurum diye yol bakıyorsun . Bir memleketten hain çıkması hepsinin öyle olduğu anlamına gelmez. Ama hainin arkasında durmak işte orası çok tehlikeli...

Ali yetkin 4 Yıl Önce

Kaynağınız Zeki Kadir Beyoğlu. Bizzat Atatürk’in en büyük muhaliflerindendir. Hem Cumhuriyete karşı çıkmış, hemde hilafet taraftarıdır. Kaynak bu olunca, doğruya ulaşmanız imkansız

Ziya şahabettin 4 Yıl Önce

Fatih bey bu ızdırabı ailece yaşayanlardan biride benim. Her ne şekilde değerlendirilirse değerlendirilsin bu işin gerçeğini bizzat o idam kararı olmadan ve hatta TC. Araştırma raporlarındanda anlaşıldığı gibi af edilen ve erzurumdan doğubeyezıta taşınarak aylar sonra idam edildikleridir.. Fatih bey ben Konu ile ilgili sizinle kontak kurmak istiyorum. Em Mail : ismailcelebioglu@hotmail.de Allah mekanlarını cennet eylesin.

Ali boz 3 Yıl Önce

Zamanin feytullah gülenleri iste. Zeki kadir Beyoğlu nun kaynağı demis adam. Yani Atatürk dusmaninin kaynagini koymuşlar. Zamani gelecek feto icinde 15 temmuz girisimide sahteydi diyecek bu ayni kafalar. Asker orda icki iciyormusta tecavüz ediyormusta. Peki kaynaginiz nerde? Savasin ortasinda dansöz oynatiyorlardi öylemi. Hemde daha Cumhuriyet kurulmamış. Yani askerler daha Osmanlı'nın askeriyken. Yani Osmanli askerleri tecavuzcu size gore. Daha o zaman Atatürk tum kuvvetleri eline almamistiki.sivastayken baslayan olaylar bunlar. Ayrica biride sariktan bahsetmis. İslamin neresinde sarik giyeceksin diye bi ibare var. Zanna uyup dinde uydurma seyler kuranlar sizlersiniz

Ziya Sabettin Ismailcelebioglu 3 Yıl Önce

TC sinirlari icerisinde yasayan tüm breyler akli basinda ne söyledigini bilen ve uyusturulmus beyinlerin ifadeleri ile degi ve fakat günümüzde her türlü arastirma imkani varken bu imkanlari kullanarak olaylar hakkinda gercekleri ogrenmeden bir seyler hakkinda ahkam kesmek insanliga ve mertlige yakismayan hareket lerin .Olayin gectigi tarih 1919 aralik ayi daha TC ilan edilmemis yani Osmanlinin son bitis dönemi burada TC hukumetine karsi bir isyanin mevcudiyetini savunmak insanlik disi bir harekettir.Eger konu islama karsi bir tavir takinarak bir yerlere varilmak isteniyorsa sunuda ifade edeyin bu ruh hali musluman bir ulkenin gerceklerini görememek demektir hulasa bu tip dusunenlere tavsiyem 1920 tarihli Meclis arastirma raporlarini incelesinler belki insafa gelirler . NRW Eyaleti Turk dernekleri Koordinasyon Kurulu Baskani

Levent AKINCI 1 Yıl Önce

Bayburt Bayburt Olalı başlıklı makalemizde bu konuyu yazdık. ayncalut nokta comda yayındadır

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.