Bayburt Postası - Saadet Partisi Bayburt İl Başkanı Osman Nuri Temur, bir basın açıklaması yayınlayarak propaganda sürecinde gayri ahlaki bir siyaset takip edildiğini belirtti. Temur, “Edepten ve haysiyetten nasibini almamış bazı siyasetçi geçinenler “Biz Saadet Partisi ile anlaştık oylarını bize verecekler” dediler. Bir diğerleri de mal bulmuş Mağribi gibi bu yalanların üstüne atladı, “Bak, biz demedik mi? Bu Saadetliler hep son gün oyunu bilmem ne partisine veriyor” dediler. Bunların cümlesini Allah’a ve Bayburt halkının vicdanına havale ediyoruz” dedi.
Seçim propaganda sürecinde seçimi kaybedeceğini anlayanların tehdit politikası yürüttüğünü söyleyen Temur, “İşe insanları tehdit ederek başladılar. İşinizden olursunuz, aşınızdan olursunuz, kursunuzdan olursunuz, sosyal konutlarınızdan olursunuz, erzak yardımınızdan olursunuz vb. siyasi ahlaka, temel insan değerlerine sığdıramadığımız ifadelerle ilk adımı attılar” dedi.
Temur, 30 Mart 2014 seçimlerinin Saadet Partisi zaferiyle sonuçlanacağını belirttiği açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Milli Görüş’ün tek ve gerçek temsilcisi Saadet Partisi’nin; Hakkı Haklıya teslim etmekte bir eşi benzeri daha bulunmaz, hak hukuk bilir Bayburt Halkına bir dilekçesidir bu yazı. Biz, 'Bir çiçekle bahar olmaz; ama her bahar bir çiçekle başlar' anlayışıyla siyasete atılanların, Biz, 'Ne yaptıysam Allah rızası için yaptım' diyen bir zihniyetin mensuplarıyız. Bu inanç değerlerini kendimize dayanak yaparak bir seçim yarışına daha girdik. Yerel seçimler sebebiyle Bayburt’umuzdaki diğer partilerimizde; aday belirleme aşamalarında yaşanan çatışmalar, kırgınlıklar ve küskünlükler bir kenara bırakılırsa seçim yarışına güzel bir başlangıç yaptılar. Bizim dışımızdaki tüm partilerde bazı aday belirleme sancıları yaşanırken, Allah’a şükürler olsun ki Saadet Partimizde il başkanından köydeki sandık müşahitine kadar tam bir birliktelik sağlandı. Adı açıklandığı ilk günde dahi feraseti geniş Bayburt halkımızın 'Saadet bu sefer götürür' ifadesine mazhar olmamıza vesile olan Fatih Burak beyle yola çıktık.”
"Söz bitmiş, sabır taşımız çatlamıştır"
“Seçimle alakalı yapmış olduğumuz ilk toplantıda, Milli Görüş zihniyetine uygun olarak bazı çok temel kararlar aldık. Seçim sürecince diğer parti ve adaylarla ilgili hiçbir kötü ifadede bulunmayacağız, yalan yanlış bilgilerle rakiplerimizi köşeye sıkıştırmaya, küçük düşürmeye, karalamaya çalışmayacağız, üç beş oy çalabilmek adına rakiplerimizle aramızda bulunan dostluk hukukunu kesinlikle zedelemeyeceğiz. Onlar bizim hakkımızda yalan yanlış bilgilerle propaganda yapsalar da, mesnetsiz ifadelerle bizi karalamaya çalışsalar da, üç beş oy çalabilmek adına siyasi ahlaka ve temel insan onuruna yakışmayacak zehirli propagandalarla halkı aldatmaya çalışsalar da cevap vermeyeceğiz, sabredeceğiz, düzelmeleri için dua edeceğiz. Gelmiş olduğumuz ortamda artık söz bitmiş, sabır taşımız çatlamıştır. Aslında en büyük hatayı biz yaptık ve rakiplerimizin de bizim gibi iyi niyet çerçevesinde seçim çalışmalarını sürdüreceğini zannettik. Fakat büyük bir hayal kırıklığı ile gördük ki birileri bizim iyi niyetimizi kötüye kullanmaya kalktı. Hangi yalanı uydurursak uyduralım ses çıkartmıyorlar dedi. Böyle olduğu sürece biz yalanlarımıza ve halkı aldatmaya devam edelim dedi. Büyük bir üzüntü ile ifade etmemiz gerekiyor ki bizi büyük bir hayal kırıklığına uğrattılar.”
"Kaybetmeye mahkum olduklarını anladılar."
“Bu noktada hemen söylememiz gerekir ki bizim ifadelerimiz kesinlikle ve kesinlikle partilerimizin tüzel kişilikleriyle veya o partilere gönül vermiş çok kıymetli hemşerilerimiz ile alakalı değildir. Bizim ifadelerimiz; hakka hukuka kulak asmayıp yalan haber uyduranlar içindir, üç beş oy çalma adına bizim hakkımızda kara propaganda yapan hastalıklı beyinler içindir, dostluk bağlarını hiçe sayıp ben kazanayım da nasıl kazanırsam kazanayım, hangi karalama ile kazanırsam kazanayım diye sapkın bir zihniyete sahip olanlar içindir. Allah’a şükürler olsun ki tekraren belirtmemiz gerekiyor; hiçbir çatışma, ayrışma, bölünme, itiraz, kırgınlık vb. olmadan bir aday belirleme süreci yaşadık. Birileri temayüller yaptılar, yoklamalar yaptılar, kulisler yaptılar, aralara elçiler koydular ve itiraf etmemiz gerekirse büyük bir zafer kazanarak teşkilata rağmen, temayüle rağmen, halkın arzusuna rağmen aday oldular. Fakat onlar için ne acıdır ki; bunca uğraştan sonra sahaya inip Saadet Partisiyle, Fatih Burak gibi halkın teveccühünü kazanmış bir adayla ve 'Biz Lafa Değil On Yıllık İcraatsızlığa Bakarız' diyen feraseti ve de basireti umman gibi geniş güzel Bayburt’umuzun güzel insanlarıyla karşılaştılar. Tüm bu siyasi havayı ciğerlerine çektiklerinde kaybetmeye mahkum olduklarını anladılar."
"Gayrı ahlaki bir siyaset takip etme yoluna saptılar"
“Halkın ne kadar kararlı olduğunu görünce, bu seçimlerin normal şartlar altında kazanılamayacağını anlayınca gayrı ahlaki bir siyaset takip etme yoluna saptılar. Önce işe insanları tehdit ederek başladılar. İşinizden olursunuz, aşınızdan olursunuz, kursunuzdan olursunuz, sosyal konutlarınızdan olursunuz, erzak yardımınızdan olursunuz vb. siyasi ahlaka, temel insan değerlerine, Bayburtlu yiğitlerin gönül dünyalarına sığdıramadığımız ifadelerle ilk adımı attılar. Bilmedikleri, anlamadıkları, kabul etmek istemedikleri bir noktayı kaçırdılar: Bayburtlu bir söz verdi mi, bu sefer Fatih Burak dedi mi sizin tehditleriniz fayda vermez. Değil erzak yardımını kesmekle, değil evden, işten atmakla tehdit etseniz bir mana ifade etmez.”
Saadet Partisi ile anlaştık yalanı
“Ya arkadaş ecügünden cücüğüne Bayburt kararını vermiş, Fatih Burak demiş, Allah hayırlı etsin' demeleri gerekirken onlar son bir can simidine tutunmaya çalıştılar. Bu sefer “yalan rüzgarı” estirmeye başladılar. Edepten ve haysiyetten nasibini almamış bazı siyasetçi geçinenler “Biz Saadet Partisi ile anlaştık oylarını bize verecekler.” dediler. Bir diğerleri de mal bulmuş mağribi gibi bu yalanların üstüne atladı 'Bak, biz demedik mi? Bu Saadetliler hep son gün oyunu bilmem ne partisine veriyor' dediler. Bunların cümlesini Allah’a ve Bayburt halkının vicdanına havale ediyoruz."
"Bu yalanı ortaya atanlar korkaktır ve alçaktır"
"Siz öyle bir siyasi parti düşünün ki son 12 yıldır tek kuruş hazine yardımı almadan üyelerinin aidatları ile bir seçim çalışmalarını yürütecek, genci yaşlısı bayanı geceler boyu uykusuz kalacak, belediye başkan adayı serumlarla, iğnelerle yarınki seçim çalışmasına hazır hale gelmeye çalışacak, teşkilat mensupları çoluk çocuğuna götürdüğü iki ekmeği bire düşürüp artan parayı teşkilatıma vereyim de katkım olsun diyecek, rakiplerinin bunca ahlak dışı hal ve hareketine şahit olacak ve son noktada oyumu rakiplerime vereyim diye anlaşacak. Bu en basit tabiriyle siyasi ahlaksızlıktır. Bu seviyesiz yalanı ortaya atanlar da en hafif tabiriyle korkaktır ve de alçaktır. Ve bu, siyasi ahlaktan uzaklaşmanın insanı ne tanınmaz bir hale soktuğunun en güzel kanıtıdır.”
"Herkes aklını başına alsın"
“Bunlar sanıyorlar ki Bayburt halkı unutkandır, Bayburt halkı dün ne olup bittiğini hatırlamaz, biz ne dersek ona inanır. Halbuki Bayburt halkı; 2004’te yüzde 15 olan ve oyunu 2009’da aynı adayla seçimlere girmesine rağmen yüzde 24’e çıkaran Saadet Partisi’ni de; 2004’te yüzde 30 olan oyu 2009’da yüzde 29’a düşenleri de çok iyi bilmektedir. Tabloya bakıldığında kimin oylarının nereye kaydığı çok iyi anlaşılmaktadır. Daha iç acıtıcı olaylar, yalanlar sıralamakla bitmez. Bayburt halkı alimdir, ariftir; sözün bir kısmını söyleyince daha neler neler söylemek istediğimizi çok iyi anlar. Son söz olarak diyoruz ki; herkes aklını başına alsın. Siyasi ve ahlaki değerler çerçevesinde propagandasını yapsın. Bayburt halkı kime ne değer vereceğini çok iyi bilen necip bir halktır. Gidin kendinizi ve projelerinizi anlatın. Birilerine iftira atmayı, yalanlar uydurmayı bırakın. Sabrımızdan taşan damlalar bize bu cümleleri ifade ettirdi. Dilekçemizin kabulünü ve 30 Mart’ta gereğinin yapılmasını kadirşinas Bayburt Halkımızın şefkatli vicdanına arz ederiz.”
Seçim propaganda sürecinde seçimi kaybedeceğini anlayanların tehdit politikası yürüttüğünü söyleyen Temur, “İşe insanları tehdit ederek başladılar. İşinizden olursunuz, aşınızdan olursunuz, kursunuzdan olursunuz, sosyal konutlarınızdan olursunuz, erzak yardımınızdan olursunuz vb. siyasi ahlaka, temel insan değerlerine sığdıramadığımız ifadelerle ilk adımı attılar” dedi.
Temur, 30 Mart 2014 seçimlerinin Saadet Partisi zaferiyle sonuçlanacağını belirttiği açıklamasında şu ifadelere yer verdi:“Milli Görüş’ün tek ve gerçek temsilcisi Saadet Partisi’nin; Hakkı Haklıya teslim etmekte bir eşi benzeri daha bulunmaz, hak hukuk bilir Bayburt Halkına bir dilekçesidir bu yazı. Biz, 'Bir çiçekle bahar olmaz; ama her bahar bir çiçekle başlar' anlayışıyla siyasete atılanların, Biz, 'Ne yaptıysam Allah rızası için yaptım' diyen bir zihniyetin mensuplarıyız. Bu inanç değerlerini kendimize dayanak yaparak bir seçim yarışına daha girdik. Yerel seçimler sebebiyle Bayburt’umuzdaki diğer partilerimizde; aday belirleme aşamalarında yaşanan çatışmalar, kırgınlıklar ve küskünlükler bir kenara bırakılırsa seçim yarışına güzel bir başlangıç yaptılar. Bizim dışımızdaki tüm partilerde bazı aday belirleme sancıları yaşanırken, Allah’a şükürler olsun ki Saadet Partimizde il başkanından köydeki sandık müşahitine kadar tam bir birliktelik sağlandı. Adı açıklandığı ilk günde dahi feraseti geniş Bayburt halkımızın 'Saadet bu sefer götürür' ifadesine mazhar olmamıza vesile olan Fatih Burak beyle yola çıktık.”
"Söz bitmiş, sabır taşımız çatlamıştır"
“Seçimle alakalı yapmış olduğumuz ilk toplantıda, Milli Görüş zihniyetine uygun olarak bazı çok temel kararlar aldık. Seçim sürecince diğer parti ve adaylarla ilgili hiçbir kötü ifadede bulunmayacağız, yalan yanlış bilgilerle rakiplerimizi köşeye sıkıştırmaya, küçük düşürmeye, karalamaya çalışmayacağız, üç beş oy çalabilmek adına rakiplerimizle aramızda bulunan dostluk hukukunu kesinlikle zedelemeyeceğiz. Onlar bizim hakkımızda yalan yanlış bilgilerle propaganda yapsalar da, mesnetsiz ifadelerle bizi karalamaya çalışsalar da, üç beş oy çalabilmek adına siyasi ahlaka ve temel insan onuruna yakışmayacak zehirli propagandalarla halkı aldatmaya çalışsalar da cevap vermeyeceğiz, sabredeceğiz, düzelmeleri için dua edeceğiz. Gelmiş olduğumuz ortamda artık söz bitmiş, sabır taşımız çatlamıştır. Aslında en büyük hatayı biz yaptık ve rakiplerimizin de bizim gibi iyi niyet çerçevesinde seçim çalışmalarını sürdüreceğini zannettik. Fakat büyük bir hayal kırıklığı ile gördük ki birileri bizim iyi niyetimizi kötüye kullanmaya kalktı. Hangi yalanı uydurursak uyduralım ses çıkartmıyorlar dedi. Böyle olduğu sürece biz yalanlarımıza ve halkı aldatmaya devam edelim dedi. Büyük bir üzüntü ile ifade etmemiz gerekiyor ki bizi büyük bir hayal kırıklığına uğrattılar.”
"Kaybetmeye mahkum olduklarını anladılar."
“Bu noktada hemen söylememiz gerekir ki bizim ifadelerimiz kesinlikle ve kesinlikle partilerimizin tüzel kişilikleriyle veya o partilere gönül vermiş çok kıymetli hemşerilerimiz ile alakalı değildir. Bizim ifadelerimiz; hakka hukuka kulak asmayıp yalan haber uyduranlar içindir, üç beş oy çalma adına bizim hakkımızda kara propaganda yapan hastalıklı beyinler içindir, dostluk bağlarını hiçe sayıp ben kazanayım da nasıl kazanırsam kazanayım, hangi karalama ile kazanırsam kazanayım diye sapkın bir zihniyete sahip olanlar içindir. Allah’a şükürler olsun ki tekraren belirtmemiz gerekiyor; hiçbir çatışma, ayrışma, bölünme, itiraz, kırgınlık vb. olmadan bir aday belirleme süreci yaşadık. Birileri temayüller yaptılar, yoklamalar yaptılar, kulisler yaptılar, aralara elçiler koydular ve itiraf etmemiz gerekirse büyük bir zafer kazanarak teşkilata rağmen, temayüle rağmen, halkın arzusuna rağmen aday oldular. Fakat onlar için ne acıdır ki; bunca uğraştan sonra sahaya inip Saadet Partisiyle, Fatih Burak gibi halkın teveccühünü kazanmış bir adayla ve 'Biz Lafa Değil On Yıllık İcraatsızlığa Bakarız' diyen feraseti ve de basireti umman gibi geniş güzel Bayburt’umuzun güzel insanlarıyla karşılaştılar. Tüm bu siyasi havayı ciğerlerine çektiklerinde kaybetmeye mahkum olduklarını anladılar."
"Gayrı ahlaki bir siyaset takip etme yoluna saptılar"
“Halkın ne kadar kararlı olduğunu görünce, bu seçimlerin normal şartlar altında kazanılamayacağını anlayınca gayrı ahlaki bir siyaset takip etme yoluna saptılar. Önce işe insanları tehdit ederek başladılar. İşinizden olursunuz, aşınızdan olursunuz, kursunuzdan olursunuz, sosyal konutlarınızdan olursunuz, erzak yardımınızdan olursunuz vb. siyasi ahlaka, temel insan değerlerine, Bayburtlu yiğitlerin gönül dünyalarına sığdıramadığımız ifadelerle ilk adımı attılar. Bilmedikleri, anlamadıkları, kabul etmek istemedikleri bir noktayı kaçırdılar: Bayburtlu bir söz verdi mi, bu sefer Fatih Burak dedi mi sizin tehditleriniz fayda vermez. Değil erzak yardımını kesmekle, değil evden, işten atmakla tehdit etseniz bir mana ifade etmez.”
Saadet Partisi ile anlaştık yalanı
“Ya arkadaş ecügünden cücüğüne Bayburt kararını vermiş, Fatih Burak demiş, Allah hayırlı etsin' demeleri gerekirken onlar son bir can simidine tutunmaya çalıştılar. Bu sefer “yalan rüzgarı” estirmeye başladılar. Edepten ve haysiyetten nasibini almamış bazı siyasetçi geçinenler “Biz Saadet Partisi ile anlaştık oylarını bize verecekler.” dediler. Bir diğerleri de mal bulmuş mağribi gibi bu yalanların üstüne atladı 'Bak, biz demedik mi? Bu Saadetliler hep son gün oyunu bilmem ne partisine veriyor' dediler. Bunların cümlesini Allah’a ve Bayburt halkının vicdanına havale ediyoruz."
"Bu yalanı ortaya atanlar korkaktır ve alçaktır"
"Siz öyle bir siyasi parti düşünün ki son 12 yıldır tek kuruş hazine yardımı almadan üyelerinin aidatları ile bir seçim çalışmalarını yürütecek, genci yaşlısı bayanı geceler boyu uykusuz kalacak, belediye başkan adayı serumlarla, iğnelerle yarınki seçim çalışmasına hazır hale gelmeye çalışacak, teşkilat mensupları çoluk çocuğuna götürdüğü iki ekmeği bire düşürüp artan parayı teşkilatıma vereyim de katkım olsun diyecek, rakiplerinin bunca ahlak dışı hal ve hareketine şahit olacak ve son noktada oyumu rakiplerime vereyim diye anlaşacak. Bu en basit tabiriyle siyasi ahlaksızlıktır. Bu seviyesiz yalanı ortaya atanlar da en hafif tabiriyle korkaktır ve de alçaktır. Ve bu, siyasi ahlaktan uzaklaşmanın insanı ne tanınmaz bir hale soktuğunun en güzel kanıtıdır.”
"Herkes aklını başına alsın"
“Bunlar sanıyorlar ki Bayburt halkı unutkandır, Bayburt halkı dün ne olup bittiğini hatırlamaz, biz ne dersek ona inanır. Halbuki Bayburt halkı; 2004’te yüzde 15 olan ve oyunu 2009’da aynı adayla seçimlere girmesine rağmen yüzde 24’e çıkaran Saadet Partisi’ni de; 2004’te yüzde 30 olan oyu 2009’da yüzde 29’a düşenleri de çok iyi bilmektedir. Tabloya bakıldığında kimin oylarının nereye kaydığı çok iyi anlaşılmaktadır. Daha iç acıtıcı olaylar, yalanlar sıralamakla bitmez. Bayburt halkı alimdir, ariftir; sözün bir kısmını söyleyince daha neler neler söylemek istediğimizi çok iyi anlar. Son söz olarak diyoruz ki; herkes aklını başına alsın. Siyasi ve ahlaki değerler çerçevesinde propagandasını yapsın. Bayburt halkı kime ne değer vereceğini çok iyi bilen necip bir halktır. Gidin kendinizi ve projelerinizi anlatın. Birilerine iftira atmayı, yalanlar uydurmayı bırakın. Sabrımızdan taşan damlalar bize bu cümleleri ifade ettirdi. Dilekçemizin kabulünü ve 30 Mart’ta gereğinin yapılmasını kadirşinas Bayburt Halkımızın şefkatli vicdanına arz ederiz.”
Saadet Bayburtu almış