Bir güne sığdıramam sevgini asla...

Sen cennetin orta kapısı olmuşken kapının eşiğinden bir yol ver bana annem. Ne olur?

Bir güne sığdıramam sevgini asla...

Bayburt Postası - İnan senin sevgine ihanet edip de bir güne sığdıramam sevgini asla. Sen varsın her nefesimde. Anneler günü yok benim not defterimde. Annemin her günü var gönül bahçemde… Sevgili annem; Bugün hadis deryasından bir damla nasiplenmek adına açmışken kitabı, seni gördüm hadisler arasında. Seni anlatan nurlu sözü gördüm.

Şöyle diyordu güzeller güzeli gül kokulum; "Ben Peygamberimizin (SAS) “Ana Cennetin orta kapısıdır” dediğini duydum. Simdi sen dilersen bu orta kapıyı elden kaçır, istersen muhafaza et." Ne şeref değil mi annem?

Yusuf Tüfekçi'nin kaleminden...

Cennetin kendisi adı hürmetine yaratılan bak seni orta kapısı yapmış cennetin. Ne şeref değil mi? Hatta yetmemiş cenneti ayağının altına sermiş annem. Ayaklarının bastığı yerlere kurban olduğum. Cennetini ayağının altına koyar da Resul, ben paspas olmaz mıyım yoluna annem.

Sen cennetin orta kapısı olmuşken kapının eşiğinden bir yol ver bana annem. Ne olur?

Cennetin orta kapısına sadece bir gün varanlar var biliyor musun anne? Utanmadan sıkılmadan…

Seni bir günle sınırlayanlar var.
Utanıyorum inan bu satırları bile yazmaktan, ama utanmıyorlar seni ve sevgini bir güne sığdırmaktan.

Sevgili annem,
Hatırlar mısın doğduğum günü.
Henüz ağlamakla gülme arasında olduğum zamanları.

Hayata merhaba derken ben, sıcaklığına sarılmışken dünyanın soğuk merhabasına inat, sıcaklığınla cömertçe sardığın anları.

Ben hatırlamasam da, bebekçe yüreğim unutmaz uzun gecelerde söylediğin ninnileri.

Unutmadın herhalde ‘anne’ dediğim zamanlarda dünyanın bütün karmaşasını bir kenara bırakarak yürekten söylediğin ‘kuzum’ şarkılarını…

Hani şair ne güzel söylemiş annem.

“Fakirin anası her sabah sessiz
Ağlar çocuğunun aç çıplak durduğuna
Elleri koynunda kalır çaresiz
Bin pişman doğduğuna doğurduğuna”

Hayır sen asla pişman olmadın beni doğurduğuna. Doğduğum güne hamd ettin. Abimin adı Yakup’tu. Yusuf koydun benim adımı. Yakup peygamberin oğlu Yusuf olsun buda dedin. Hem huyu da çeker inşallah ona dedin. Çeker inşallah annem. Çeker inşallah.

Rabbinin sana verdiği hediyeydi doğurduğun her bir yavru. Ama fakirlik…
Hayata başlamak adına, aldığım ilk nefeste babamın yüzüne endişe ile, bana ise bir neşe ile baktığın anları ben bilmesem de tarihler biliyor değil mi anne.

Elinizi attığınız her dalın koptuğu, toprağın kuruduğu, havanın soğuması sevindirirken tüccarı sizin yüreğinizi yokluğun bir kat daha soğuttuğu günleri unutamazsın herhalde.

Unutamazsın bilirim annem. Maden ocaklarında ekmeğine ter dökerken babam, tarlalarda yok olan, yıkılan hayallerini, toprağa hışımla vurduğun her çapa darbesiyle hayatın yokluklarının bir parçasını daha derinlere gömmek istediğini bilirim annem. Bilirim ama ne çare…

Hatırlamaman ne mümkün değil mi o kara, hatta kapkara günü. Komşuların ve akrabaların gözlerine bakmaktan korktuğu, yere eğdikleri başlarının bir kara haber sakladığını hissettiğin günü.

Evinin direğine ekmek teknesinin ihanet ettiği günün kara haberin aldığın anı ne mümkün hatırlamaman değil mi? Hastane köşelerinde sabahladığın günleri. Sonra hayat veren, hayat arkadaşını beş tane canından canla seni yalnız bırakmadığı günü.

Çok şükür ki evinin direği geri dönmüştü. Her ne kadar bir parmağını dağlara, ekmeğe, çileye, yokluğa armağan etmişse de olsundu. Geri dönmüştü ya…

Sonra dağlarda keçilerin peşinde bir kartal çevikliği ile koştuğun günleri. Yusuf’u Yakup’a emanet edip kışlık keven kesmeye gittiğin günleri. Ve daha neler neleri. Yazmaya takatim kalmadı anne.

Sen bütün bu çileleri yaşarken ben hep gülerdim çocuk masumiyeti ile.
Oynardım sokaklarda çocukça ve çokça. Affet anne.

Ama sevgili annem; inan senin sevgine ihanet edip de bir güne sığdıramam sevgini asla. Sen varsın her nefesimde. Her günümde. Anneler günü yok benim not defterimde. Annemin her günü var gönül bahçemde.

“Ve alnım açıksa başım dikse
Dirliğimiz varsa, mutluysam
Yüzüme gülüyorsa böyle bu şehir
Bir beyaz zambak gibi pırıl pırılsa yavrum
Ve yavrumsa sevdiren bana her şeyi bir bir
Bu mutluluk, bu düzen, bu bitmeyen aydınlık
Anasının yüzü suyu hürmetinedir.”

Sevgili annem,
İşte böyle diyor şair.
Rabbim veriyorsa huzur bu senin yüzü suyun hürmetinedir ve babamın.

Huzurla dol sevgili annem.
Ömrün huzurla dolsun.
Tüm anneler Cennetin Orta Kapısı olsun ve sen de…
Ve o günde.
Kapıların kapandığı o günde…
Orta kapıda bir dirhem aralık bırak bana, Yusuf’una…
Ve tüm anne kuzularına…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Mustafa 10 yıl önce

DUYGULARINA KALEMİNE VE YÜREĞİNE SAĞLIK... HARIKA YAZI İÇİN..

Avatar
Orhan Haşlak 10 yıl önce

Elinize yüreğinize sağlık bu kadar güzel anlatılamazdı başka şekilde anne sevgisi.

Avatar
Halil İbrahim 4 yıl önce

Elinize,dilinize ve yüreğinize sağlık