Bayburt Postası - 4. BEKDER Onur Ödülleri sahiplerini buldu. Bayburt Bilim Eğitim ve Kültür Derneği (BEKDER) muhteşem bir geceye daha imza attı. BEKDER tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlenen Onur Ödülleri’nin sahipleri belli oldu.
Ödül sahipleri sürpriz tutulan ve merakla beklenen gecede dört isim ve bir kuruluş onur ödülüne layık görülürken, programda, ödül sahiplerinin kısa hayat öyküleri ile TRT Trabzon Halk Müziği Korosu'nun performansı her yıl olduğu gibi geceye damga vurdu.
Bayburt’ta prestiji en yüksek ve bağımsız ödül organizasyonlarının en büyüğü olarak gösterilen BEKDER Onur Ödülleri'nin bu yılki sahipleri, Bayburtlu müzisyen olarak sahnelerde adından söz ettiren merhum sanatçı Remzi Çavuldak, Türk edebiyat dünyasının tanınmış isimlerinden şair ve yazar Yahya Akengin, enerji ve iş dünyasının son yıllarda parlayan işadamlarından Kenan Yavuz ve geleneksel taş işçiliğinin ünlü ustası Ömer Kırmızı oldu.
Dördüncü kez düzenlenen programda bu yıl ayrıca bir ilk yaşandı. Daha önce Bayburt'un kültür, sanat, zanaat ve çalışma hayatına katkıda bulunan ve yaptığı çalışmalarla Bayburt'un ismini yücelten isimlerin ödüllendirildiği programda, ilk kez bir kuruluş onur ödülüne layık görüldü. Bu yıl dört ismin yanı sıra onur ödülüne layık görülen kuruluş Bayburt Group A.Ş. oldu. Bayburt Group adına ödülü şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahman Şentürk aldı.
Bir kez daha ‘BEKDER’
BEKDER tarafından 2009 yılında başlatılan ve geleneksel bir şekilde her yıl düzenlenen Onur Ödülleri töreni, Şair Zihni Kültür Merkezi’nde iz bırakan bir geceye daha sahne oldu. Önce sıra dışı bir organizasyon olarak kabul edilen daha sonra fenomenleşen organizasyonda heyecan ve gurur yine tavan yaptı. Ödül sahiplerinin büyük heyecan yaşadığı ve ödül sahipleri hakkında yapılan sunumların ise izleyenlere duygulu anlar yaşattığı tören, BEKDER Yönetim Kurulu Başkanı Mete Emir‘in yaptığı açılış konuşması ile başladı.
BEKDER Onur Ödülleri’nin yerel düzeyde yapılan bir etkinlik olmasına rağmen organizasyonun her yıl daha büyük bir cesaretle devam ettirildiğini ifade eden Emir, “Bu yıl onur ödülleri törenimizin dördüncüsünü gerçekleştiriyoruz. Bu dördüncü olması çok önemli. Çünkü özellikle yerel unsurlar heyecanla bir organizasyon yaparlar ondan sonra maalesef devamını getiremezler. Bu organizasyonun dördüncü kez yapılması çok önemli, bu artık kurumsallaştığımızın da bir göstergesi. Dolayısıyla BEKDER olarak bundan sonra daha büyük bir cesaret ve kararlılıkla benzer faaliyetleri gerçekleştirecek gücü ve güveni kendimizde görüyoruz.” dedi.
Bayburt’ta ödül verilebilecek isimlerin ve şahsiyetlerin kıskanılacak düzeyde olduğunu söyleyen Emir, konuşmasına şöyle devam etti:
“Biz kentleri en çok sevginin büyüttüğüne inanıyoruz. Çünkü dünya üzerinde aslında ne kadar güzel şey varsa onların hepsi sevgiyle inşa edilmiştir. Dolayısıyla bugün ödül vereceğimiz değerli şahsiyetlerin kente duydukları samimi sevginin bütün takdirlerin üzerinde olduğunu düşünüyoruz. Kentler içinde insan olmadan hiç bir şey değildir. Dağlar taşlar hiçbir söylemez insanlara. Kentlerin tarihini de dağlar taşlar ağaçlar binalar yazmaz. Kentlerin tarihini yazanlar orada yaşayan insanlardır. Geçen yılki programda Mustafa Çalık’ın dediği gibi hakikaten Bayburt insan fabrikası gibi. Bayburt’un çok önemli değerleri var. Bir her sene onur ödülleri komisyonu kuruyoruz. Onur ödülleri komisyonu yaklaşık 20 kişiyi belirliyor ve biz o yıl için vereceğimiz 5 kişiyi seçiyoruz. Diyoruz ki acaba bir sonraki sene ödül verecek kimseyi bulabilecek miyiz? Bakıyoruz ki çok değerli şahsiyetler var. Bu çok önemli. Yani bu kentin değerli şahsiyetleri kıskanılacak düzeyde. Onun için ben bu kente mal olan, bu kent için alın teri döken, çaba sarf eden herkese çok teşekkür ediyorum.”
Mete Emir’in konuşmasının ardından ödüle layık görülen isimlerin hayatlarını konu alan sunumlar yapıldı. Sunumların yapıldığı anda duygulu anlar yaşanırken, ödül sahiplerinin de büyük heyecan yaşadığı gözlendi.
'Bayburt, adamı şair eder'
Programda ilk ödül TÜRKSAV Başkanı Yahya Akengin’e verildi. Ödülünü BEKDER Başkanı Mete Emir’in elinden alan Yahya Akengin, bir teşekkür konuşması yaptı.
Akengin, Bayburtlu Zihni’den dörtlükler okuduğu konuşmasında, “Rahmetli Orhan Şaik Gökyay Bayburt için bir şiir yazıyor. “Sıla diye vardım gurbete düştüm, gurbetten de beter buldum Bayburt’u.” Rahmetli üstadımla ömrünün son yıllarında dost olmuştuk. Üstadım demiştim, ‘Bayburt’u gördün nasıl buldun?’ ‘Hiç gitmedim ki’ dedi. ‘Nasıl yazdınız o zaman’ diye sordum. ‘Zihni’nin şiiri Bayburt’tur. O şiiri okudum, ben de bu şiiri yazdım.’ Ve derdi ki bana ‘Beni bir Bayburt’a götür de ben de şair olayım.’ Hakikaten böyleydi. Bende el yazıları da vardı Orhan Şaik Gökyay’ın. Ve biz Türkiye’nin birçok iline ilçesine giderdik. ‘Bayburt’ta bir şeyler olmuyor mu, Bayburt’a gitsek’ derlerdi bana. Bu benim içimde bir uhdeydi.” dedi.
Dede Korkut Şenlikleri’nin mimarı
Uluslararası Dede Korkut Kültür ve Sanat Şöleni’nin mimarlarından biri olan Akengin, konuşmasında şölenlerin nasıl başladığını da anlattı.
Akengin, konuşmasına şöyle devam etti:
“Günün birinde Bayburt’a gelişimde vilayet olduktan sonra o zamanki sayın valimize dedim ki, ‘Böyle olmaz, Bayburt’un bir kültür programı olması lazım. Bir şemsiye altında bütün Bayburt’un diğer özellikleri toplanabilir. Oturduk Ali Haydar Öner beyle, bir proje ortaya koyduk. Dedik ki Dede Korkut şemsiyesi olsun. Onun altında hepsi olur. Zihni olur, Ağlar Baba, Celali, Bayburt tüm özellikleri. Ve çok şükür oldu ve bu bayrak düşmedi yere. Daha sonraki valilerimiz, belediye başkanlarımız, şimdiki sayın valimiz ve belediye başkanımız buna devam ediyorlar. Şimdi her ilin kendine özgü bazı zenginlikleri vardır. Bayburt’un zenginliği kültürel zenginlik. Benim Türk edebiyatı profesörü bir dostum vardı. Prof. Dr. Şerif Aktaş. Bayburt’ta çalışmıştı. Derdi ki, “Bayburt’un her köyünün kültüründen bir devlet doğar.” Baktım doğru. Bayburt’un bazı köyleri var, tarihte başkentlik yapmışlar. Pulur, Sünür bunlara örnektir. Kültür bazen taştadır, bazen şiirdedir, bir masaldadır, bazen de insanların davranışındadır"
Konuşmasına BEKDER tarafından layık görülen onur ödülü ile ilgili devam eden Akengin, sözlerini şöyle bitirdi:
"Hasbel kader çok ödüller aldım yurtiçi ve yurt dışından. Memleketimden böylesine bir ödül almak çok farklı bir yer ifade benim için. Bunun için ayrıca mutluyum. Çok duygulu bir an yaşıyorum. Bunu bana yaşattığınız için hepinize çok teşekkür ediyorum”
Çağıldak: “Aşık olduğu memleketinde, kalenin dibinde yatıyor”
Onur ödüllerinin ikincisi rahmetli sanatçı Remzi Çavuldak adına oğlu Ahmet Çağıldak’a verildi.
Bayburt türkülerinin en önemli mimarlarından biri olan sanatçı Remzi Çavuldak’ın ödülünü oğlu Ahmet Çağıldak’a takdim eden Bayburt Belediye Başkanı Hacı Ali Polat, Bayburt’a hizmet etmiş insanların anılmasının Bayburt’un vefa duygusunu ortaya koyduğunu belirterek, böyle bir organizasyona imza attıkları için BEKDER'e teşekkür etti.
Ahmet Çağıldak ise babasına İstanbul ve Ankara TRT radyolarından birçok teklif geldiğini ama memleketine aşık olduğu için Bayburt’ta kaldığını belirterek, “Aşık olduğu memleketinde kalenin dibinde yatıyor, nur içinde yatsın” dedi.
Mostar’ı yapan usta: "Destek verin, bir köprü de memleketime yapayım”
Gecede bir diğer ödül geleneksel taş işçiliğinin ünlü ustası Ömer Kırmızı’ya verildi. Mostar Köprüsü, İzmir saat Kulesi, Sümela Manastırı ve birçok tarihi eserin onarılmasında imzası bulunan Ömer Kırmızı’ya ödülünü Garnizon Komutanı Zeki Karataş takdim etti.
Karataş, ödül takdiminin ardından “Bayburt’ta bulunmaktan memnun olan biri olarak Bayburt’ta dolaşırken taş işçiliğini görüyordum. Camiler, kalemiz bunları kimler yapıyor diye merak ediyordum. Bu gece bunları yapan emek sarf eden gerçekten bir şeyler üreten bir şahsiyetle karşı karşıya olmak beni ziyadesiyle memnun etmiştir. Kendisini tebrik ediyor, şükranlarımı arz ediyorum” dedi.
Ödül sahibi Ömer Kırmızı ise, Bayburt’ta köprü yapma hayalinin olduğunu ve taş köprüyü yapmak istediğini söyledi.
Kayışkıran mevkisinde bir yere ise girişli çıkışlı iki kemerli taştan bir eser yapılmasının güzel olacağını düşündüğünü ifade eden Kırmızı, “Bu kemerlerin üst bölümüne de kaleyi yeniden işleyebilir, orada sergileyebiliriz. Bu iki konuda yetkililerden destek bekliyoruz” dedi.
Hasan Şentürk’ün onuruna…
Bayburt Group A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahman Şentürk ise ödülünü Bayburt Milletvekili Bünyamin Özbek’in elinden aldı.
Özbek, yaptığı konuşmada, “Bayburt’ta doğmuş, Bayburt’ta yetişmiş ve çok önemi yerlere gelmiş büyüklerimize onur ödülü veriyoruz. Bayburt bu vefasını 4 yıldır BEKDER Derneği aracılığıyla tüm hemşehrilerimize gösteriyor. İl dışında kazanıp gerçekten Bayburt’u unutmayan işadamlarımız ve sanat ve edebiyat dünyasındaki insanlarımıza da teşekkür ediyorum. Örneği Abdurrahman Şentürk gibidir. Bayburt Group gerçekten her yönüyle Bayburt’a katkı sunan bir kuruluştur. Şentürk ailesini tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum” diye konuştu.
Abdurrahman Şentürk ise ödüle layık görüldüğü için teşekkürlerini ifade ederek başladığı konuşmasında “Yahya Akengin hocamız “Bayburt her köyünden bir devlet kurulacak kültür vardır” dedi. Ben buna inanan inanların başında geliyorum. Bayburtlu olmaktan gurur duyuyoruz. Ve Türkiye’nin her tarafında Bayburt ismini gururla temsil ettiğimizi düşünüyorum. Şirketin temellerinin atılmasında, bugünlere gelmesinde benim her şeyim abim rahmetli Hasan Şentürk’e ithaf ediyorum bu ödülü” dedi.
Vali İpek: “Bayburt’un onur ödülünü almak, gerçekten çok onur verici”
Gecede son ödül Petkim SOCAR Türkiye Başkanı (CEO) ve Petkim Yönetim Kurulu Üyesi Kenan Yavuz’a verildi. Kenan Yavuz’un ödülünü veren Bayburt Valisi Hasan İpek, yaptığı konuşmada, Bayburt’un kimliği ve kişiliği olan bir şehir olduğunu söyleyerek, böyle bir şehrin onur ödülünü almanın gerçekten onur verici olduğunu söyledi.
Vali İpek konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Ülkemizde kimliği ve kişiliği olan Bayburtlular sizlerle birlikte olmanın sonsuz mutluluğunu yaşadığımı belirterek hepiniz sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Gerçekten Bayburt’ta bildiğimiz, bilmediğimiz çok önemli değerler var. Ben bunu çok sık söylüyorum. Birçok şehir vardır. Nüfusu yüz binlerle milyonlarla ifade edilir ama onda bir kimlik bulmazsınız, birçok şehirler vardır, nüfusu on milyonlarla ifade edilir belki ama bir kişilik bulmazsınız. Bayburt gerçekten hem tarihi geçmişiyle, hem bugünü hem geleceği ile kimliği ve kişiliği olan bir şehirdir. Bu şehrin onur ödülünü almak gerçekten çok onur verici bir olaydır. Ben Kenan Yavuz arkadaşımla birlikte bütün ödül alan arkadaşlarımı tekrar tebrik ediyorum. Bu güzel organizasyonu gerçekten Bayburt’a yakışır bir şekilde yapan BEKDER Derneği’nin tüm yönetim kurulu üyelerini ve Mete Emir’i tebrik ediyorum, bu tür törenlerin devamını diliyorum.”
Yavuz: “Bayburt benim hayatımın en büyük şehri”
Hayat hikayesini konu alan sunumda İstanbul’da yaşayan annesinin kendisi hakkındaki söylemlerinin yer aldığı bölümde oldukça duygulanan Kenan Yavuz, Vali Hasan İpek’in elinden ödülünü aldıktan sonra yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:
“Hayatımın en anlamlı, manevi değeri en yüksek ödülünü almaktan çok büyük bir onur duydum. Böylesine güzel işlere imza atan STK’larımız olduğu içinde mutlu oldum. Benim hayatımda ilk okuduğum kitaplardan bir tanesi Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi. Çok değerli bir kitaptır. Değerli yazarı Prof. Dr. Osman Turan’ın Bayburt doğumlu olduğunu dün öğrendim. Bu tür faaliyetler, bu tür ortamlar birbirimizi tanımak ve Bayburt’un manevi ruhunu, medeniyet geçmişini gelecekle buluşturmak açısından çok önemli. Benim hayatımda gördüğüm ilk büyük şehir Bayburt’tu ve Bayburt benim hayatımın en büyük şehri olmaya her zaman devam etti. Annemi dinlerken çok duygulandım, annem çokta güzel konuşmuş. Onlara layık olamayız. Yahya Akengin beyefendinin yemekte söylediği güzel bir cümle vardı. Türk-İslam medeniyetinin Anadolu topraklarındaki en önemli toprak parçası olan Bayburt’ta doğduk, büyüdük. O çileli yaşamı tadarken bu topraklardan çıkıp yine bu topraklara dönmenin gayreti ile buralara bir şeyler yapabilmenin hayalleri ile büyüdük. Her akşam yatağa girip başımızı yastığa koyarken hep bu hayalleri kurduk. Bende o hayallerime sadık kalmaya gayret ettim. O hayallerimi hep canlı tuttum. Hayallerimin gerçekleşmesinde ve manevi atmosferin oluşmasında elbette ki ailemin rahmetli sevgili babamın, ekranda gördüğünüz annemin, eşim ve çocuklarımın herkesin çok büyük katkıları oldu. Ne mutlu ki bu güzel gecede bu mutluluğu yaşıyorum. Çok teşekkür ediyorum bu mutluluğu bana yaşattığınız için.”
Gecenin fenomeni: TRT Trabzon Radyosu Türk Halk Müziği Korosu
Gece, kokteylin ardından TRT Trabzon Radyosu Türk Halk Müziği topluluğunun vermiş olduğu konserle devam etti. BEKDER tarafından düzenlenen 4. BEKDER Onur Ödülleri” programında bir kez daha sahne alan TRT Trabzon Radyosu Türk Halk Müziği Korosu, yine büyük bir ilgi gördü. TRT Trabzon Radyosu Türk Halk Müziği Korosu'nun, Şair Zihni Kültür Merkezi’nde verdiği konserle bir kez daha Bayburtlular’la buluştuğu BEKDER Onur Ödülleri gecesinde bir sürpriz yaşandı. Gecede onur ödülü takdiminin ardından sahne alan TRT Trabzon Radyosu Türk Halk Müziği Korosu, Anadolu kokan birbirinden güzel parçalar seslendirirken, koro şefi Aytaç Köktürk’ün davetiyle sahneye çıkan protokol üyeleri ve ödül sahipleri gecenin sürprizine imza attı.
Gecede ödüle layık görülen rahmetli sanatçı Remzi Çavuldak’ın “Ben Feleği Gördüm” adlı eseri olmak üzere “Arpalar Orak Oldu” ve “Şenol Bayburt” adlı Bayburt türkülerini seslendiren koroya zaman zaman izleyiciler de eşlik etti.
Koronun seslendirdiği Bayburt türkülerine kayıtsız kalmayan izleyicilerin tempo tuttuğu programda, koro şefi Aytaç Köktürk, konukları sahneye davet etti. Köktürk’ün davetiyle sahneye çıkan protokol üyeleri ve ödül sahipleri, koro ile birlikte “Şenol Bayburt” adlı türküyü seslendirdi.
İzleyicilerin “Bir daha, bir daha” şeklinde tempo tuttuğu gecenin sonunda, özel istek üzerine türküyü yeniden okuyan konuklar, gecenin finalini ise bar oyunu ile yaptı.
Editör: 4. BEKDER Onur Ödülleri gecesinden tüm izlenimler, Bayburt Postası Resmi Faceboox Sayfası'nda... BEKDER Onur Ödülleri'ne layık görülen başarılı hemşerilerimizin kısa hayat öyküleri ise çok yakında Bayburt Postası'nda olacak...
