İnternet kullanıcıları ve blogger’lar internet sansürünü protesto ediyor ve greve hazırlanıyor. Sitelerine “bu siteye erişim kendi kararıyla engellenmiştir” yazan bazı blogger’ler, belki de işi ileriye götürüp büyük bir kitleyi arkasına alarak internet tarihinin ilk şanlı grevini gerçekleştirmiş olacaklar. “Geleceğin İnternetinin önizlemesini yapıyoruz” mesajıyla yola çıkan blogger’lar, Türkiye’deki internet yasaklarını protesto etmek için bir girişim başlattı. Basit bir html kodunu blog’unun içine kopyalayan katılımcılar, sitelerine giren kullanıcıların “Bu siteye erişim mahkeme kararıyla engellenmiştir” yazısının neredeyse aynısını, fakat mahkeme değil de “kendi” kararlarıyla engellediğini görmelerini sağlıyor.
Semih Saka’nın kaleminden…
Geleceğin internetinin önizlemesi
“Her gün yeni bir site daha kapatılıyor. Bu hızla giderse ileride nasıl bir internet deneyimi yaşarız, onun canlandırmasını yapıyoruz. İki tıklamada bir karşınıza “Bu siteye erişim mahkeme kararıyla engellenmiştir” yazısı çıkarsa neler hissedersiniz? Bu amaçla sitelerimizi diğer sansürlenen siteler gibi kapatıyoruz. Aynı şekilde.” şeklinde bir açıklama ile sansür hareketini başlatan blogger sayısı henüz yirmi kadar. Ama protestonun hızla büyüyeceği, yetkililerin de bu çağrıyı duyacağı düşünülüyor..
Yasaklara alıştık
6 Mart 2007’den sonra defalarca kapatılan YouTube’a erişim halen daha mümkün değil. Erişim için türlü hilelere, ayarlara, tünellere başvurulsa da Türk internet kullanıcıları YouTube izlemenin illegal bir eylem olmadığını, bu yasaklarla temel hak ve özgürlüklerinin ciddi bir biçimde ihlal edildiğini düşünüyor. İnternet sözlüklerinde ve blog’larda bu konu üstüne çokça yazılıp çizildi fakat son zamanlarda onlarda bile bir durgunluk seziliyordu. Medyanın ilgisi ise tamamen bitmiş durumdaydı. Tam da yasakları kanıksadığımız gibi bir şüphe uyanmaya başlamışken, imdada “Geleceğin internetinin önizlemesi” yetişti.
İnternet sözlükleri ve blog’larda tepkiler
Ekşi Sözlük, İTÜ Sözlük, Uludağ Sözlük, Private Sözlük gibi çok kullanıcılı internet sözlüklerinde ve blog’larda bu engeller hakkında binlerce tepki yazısı bulunuyor. Son bir ayda ise bu tepkiler oldukça azalmış görünüyor. Hatta 23 Temmuz 2008’in YouTube davasında bir milat olduğu bilinmesine rağmen kimseden ses çıkmadı.
Sansürü protesto etmek için logosunda siyah bir bant bulunduran Ekşi Sözlük, konunun en geniş ele alındığı yerlerden biri. Kullanıcılar yasakların nasıl delineceğinden tutun, bu cezanın toplu halde internet kullanıcılarına verildiğine kadar birçok konudan söz ediyor. Ekşi Sözlük’te vurgulanan en önemli nokta ise yasakları delmenin aslında sansürün engellenmesi veya yasakların durdurulması konusunda pek bir işe yaramaması. Yetkin internet kullanıcılarının yasakları delebilmesi Türkiye’nin özgürleşmesine ne yazık ki hiç bir katkı sağlamıyor.
Blog’lar ise internet sözlüklerine göre daha bireysel alanlar oldukları için, şimdiye kadar sadece görseller, yazılar, videolar, dünyadaki site engellemeleri, yasakların anlamsızlığı ve aşılabilir olduğu gibi birçok yazıyla dolu. Ancak “Geleceğin internetinin önizlemesi” gibi bir güç birliği şimdiye kadar görülmemişti.
Telekomünikasyon Kurumu bilgi vermiyor
İnternette bugüne kadar hangi internet sitesinin hangi gerekçeyle erişime kapatıldığı hakkında bilgi almak mümkün değil. Telekomünikasyon Kurumu, 13 Haziran 2008’de yayımladığı basın bildirisinde bunun Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’na aykırı olmadığını öne sürüyor ve bu yöndeki talepleri reddediyor.
30 Temmuz 2008 tarihinde Dailymotion.com adlı video sitesi ve Deezer.com adlı müzik sitesi de engellenen siteler kervanına katıldı. Yine bu sitelerin de hangi gerekçeyle kapatıldığı bildirilmedi. Son olarak Kliptube.com sitesine erişim engellendi, Kürt sorununu merkez alan gundemonline.com sitesi de, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 7 Ağustos’ta aldığı bir kararla yasaklandı. Ancak yasaklamaya hangi yayının gerekçe olarak gösterildiği bilinmiyor.
Telekomünikasyon Kurumu’na göre suç teşkil eden siteleri içeren bir listenin yayımlanması, internetin hiçbir zaman tam anlamıyla sansürlenemeyeceğini de hesaba katarsak, suçla mücadelenin etkinliğinin azalmasına yol açacak. Ayrıca ülke içinde ve ülke dışında bu tip sitelerin reklamının yapılmış olacak. Böylece insanları uzak tutmak istedikleri alanlara bir de çekicilik katacaklar. En azından onların görüşü bu yönde.
Bundan sonra internette “mahkeme”den çok “kendi” kararıyla kapatılmış internet siteleri göreceğiz sanıyorum.
