Facebook'tan daha hızlı büyümeyi başardı

2008’de 20 milyon dolar satıştan, 2012 yılında 1 milyar dolarlık satış rakamına ulaştıklarını söyleyen Ulukaya, Facebook gibi birçok firmadan hızlı büyüyen bir şirket olduklarını kaydetti...

Facebook'tan daha hızlı büyümeyi başardı

Dil öğrenmek için 23 yaşında Amerika'ya giden Hamdi Ulukaya, çalıştığı çiftlikte eline geçen satılık fabrika ilanını çöpe atıp çay içerken, aklına gelen fikir ve cesaret ile ABD'de tarihi başarıya imza attı.

Attığı ilanı çöpten geri alıp, yoğurt fabrikasını satın alan ve 5 Amerikalı ile yoğurt üreten Ulukaya, 5 yılda ABD'nin en çok tercih edilen yoğurt markasısın sahibi oldu.

2008’de 20 milyon dolar satıştan, 2012 yılında 1 milyar dolarlık satış rakamına ulaştıklarını söyleyen Ulukaya, Facebook gibi birçok firmadan hızlı büyüyen bir şirket olduklarını kaydetti.

Erzincan'da göçebe yaşadıklarını, ardından öğretmen lisesine gittiğini söyleyen Chobani Yogurts Kurucusu ve CEO’su Hamdi Ulukaya'nın başarı hikayesi genç girişimcileri heyecanlandıracak cinsten.

Ulukaya’nın başarı hikayesini kendisinden dinledik:

"ABD'ye gittiğimde ilk ay 2 bin dolar ödedim. Bin dolar kaldı cebimde. New York’un kuzeyinde 1,5 sene çalıştım. Hacı babam ‘Neden böyle yapıyorsun?’ dedi. Yaylada, çek senet alınmazdı, yaylada güvenlik yoktu, sevgi, saygı, muhabbet söz vardı. O yönleri var ama burası ABD. Benim peynir işine girmem, böyle oldu. Erzincan tulum peynirini biliyordum."



"Çöpe attığım ilanı geri aldım”

"Bütün makineleri ile satılık yoğurt fabrikası ilanı vardı elimde, öylesine baktım ve çöpe attım. Çay içiyordum. Sonra aklıma geldi, ilanı çöpten alıp tekrar baktım. Aradım, emlakçı fiyatın 700 bin dolar olduğunu söyledi. Bir sıfır eksik dedim. Ertesi gün gittim. Bir daha aramadım. Küçücük bir yer. Irmağın kenarında. Binanın üzerinde 1920 yazıyor. Fabrika kapatılıyor. İçinde 55 işçi var, makineleri kapatıyorlar. Arıtma tesisini kapatıyorlar. Mezarlığı andıran görüntüsü var. Kasabanın ekmek kapısı orasıymış, avukatı aradım ‘Burayı alayım’ dedim. ‘Sen delisin’ dedi. ‘Crax gibi bir firma bu işten çıkıyorsa sen kimsin de, bunu alıyorsun’ dedi. Ben de ‘Haklısın’ dedim. ‘Dedim ama fiyatı ucuz içimde uhde kalmasın’ dedim. ‘Senin paran da yok’ dedi. ‘O konuda da haklısın’ dedim. Üst tarafta banka var. Küçük işletmeler müdürlüğü gibi açıklanan bir sistem var. Çok harika bir program. Biz bunu yaptık. 15 Ağustos 2005’te aldım. 5 kişiyi tavsiye ettiler. Maria telefonlara cevap veriyor. Onu al, dedi. Rich üretim müdürü var, onu al dedi. Frank, arıtma tesisisin işini bilir, dedi. O da çok önemli. Mayk var, dedi. Ama her şeyi bilir, dediler. Bir kişi daha dedi. Onların 4'ünü işe aldım. Bu 4 kişi ve Malatyalı bir kişi ile fotoğrafımız var. Birbirimizin yüzüne bakıyoruz. Elektrik faturalarının aylığı 100 bin dolar. İlk konu ‘Nasıl elektriği keseriz’ dedim. İkincisi ‘Dışarıdaki boyalar dökülmüş’ dedim. 1920 yazan ‘Biz gidelim boyacıya beyaz boya ile boyayalım’ dedim. Mayk, yüzüme baktı. 20 sene oldu ‘Senin aklında başka bir şey yok mu?’ dedi. Hakikaten, aklımda bir şey yok. Böyle oturacağımıza, boyayalım dedim. Biz 5 – 6 kişi dış cepheyi boyadık. Karşıda bir bar var. Harley Davidson kullananların bir barı var ve şurayı unuttunuz, diye dalga geçiyorlardı."

"Aklıma bir şey gelmedi, fabrikayı boyadık”

“Bir işe başlamak önemli. “Let’s start paint the wall’, hadi duvarları boyayalım dedik. Mevlana ‘Yolu yürümeye başladığınızda yol size görünür’ der. Yürümeye başlamanız lazım. Oturup, düşünmek ile olmaz. Çalışırken, düşünmeniz lazım. Boyama ile fikirler gelmeye başladı. Yunanistan’ın en büyük firmalarından bir tanesi, Yunan yoğurdu vardı. ABD’liler nasıl yer, diye düşünmeye başladık. Rahmetli annem, sabah akşam yoğurt yedirirdi. Ama bu adamlar, niye böyle yiyorlar, diye araştırmaya başladık."

"5-10 sene fabrikadan çıkmadım”

"Ta ki perfect (mükemmel) olabilene kadar, ben buna müsaade etmedim. Dünyanın her yerinde yoğurt kapları vardı. Neyim var, neyim yoksa yoğurt kapı içine verdim. Eylül 2007’de bu markaya 300 koli ile başladık. 1 gece sürdü bu. Malları verdim ve 2 hafta bekledim. Bir sipariş daha verecek mi diye. 400 – 500 koli sipariş verdi. Senin marketinden alanlar, aynı mı farklı insanlar mı dedim. Rafa koyarsanız, görüntüsü hoş der, alır, yani beğenirse alır. Aynı insan alırsa, bu ürün tutulacak. Bu deneyimler bittikten sonra bu işin biter. Alanların diğerleri de, söyledi. Sonra başka bir süpermarkete gittim. Hepsinde, aynı durum. 30 bin - 50 bin dolar raf parası vermeniz lazım. Biz de 5 ürün var, 200 bin dolar gibi bir durum. Yoğurt ile verelim, satıp fatura ile ödeyelim dedim. Satmazsak, fabrikayı alın dedim. 2 hafta sonra, bu yoğurda ne koyuyorsun rafta tutamıyorum, dedi. Satmak değil, yapmakla ilgili bir durum olduğunu anladım. 5 - 10 sene, zamanımı fabrikada geçirmem gerekti. Fabrikanın çevresinde bir pizza restoranı var ve 5 sene fabrikadan çıkmadım."

"Facebook’tan daha hızlı büyüdük”

"Satışlar büyüdükçe, kendi içimizde büyüdük. Bağımsız olarak bu hareketi yaptık. İlk firmayız bu konuda. Biz sadece yoğurt yaptık, internette değiliz ama. 5 kişiden, 2 bin kişiye çıktık. Departmanlar oluştu. Bize, kimse gelmezdi aslında, dağın başındayız. Unilever’den kimse gelmez misal. Yeni üniversiteden çıkmış çocuklar buldum, işe gel, dedim. Öyle öyle, bu noktaya geldik. 

Kendime güvenim yüksek. Kırık İngilizce ile 5 kişi ile bu işi yapmak, başarmak sadece ABD’de oluyor. O fabrika şimdi, 100 kat büyüdü. Çehresi değişti. Çevresini kalkındırdı. Geçen yıl, yeni bir fabrika yaptık. Yılda 2,5 milyon dolar aylık katkısı ile 8 fabrika açıldı ardından. 5 yıl ürün yetiştiremedik.

5 kişi ile başladık, şu an 3 bin kişiyi istihdam ediyoruz. Orada yaşasam benim memleketim burası. Kavga dövüş olmayan bir memleket hayal ediyorum.”


Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.