Bayburt Postası - AK Parti Bayburt Milletvekili adayları Naci Ağbal ve Bünyamin Özbek Bayburt Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret etti. Ziyarete adayların yanı sıra AK Parti Bayburt İl Başkanı Hakan Kobal, partililer, Bayburt’ta görev yapan yerel ve yaygın medya temsilcileri katıldı.
Burada açıklamalarda bulunan Ağbal, basın sektöründe çalışan muhabirlerin yaptıkları haberlerin çoğu zaman editörler tarafından değiştirilerek servis edildiğini belirterek, "Benim gördüğüm asıl haberi oluşturan basın emekçileri. Onlar gerekli desteği görmüyor. İnşallah emek veren bu kardeşlerimiz basın içerisinde çok daha rahat özgür haber üretebilirler. Ürettikleri haberler değiştirilmez. Ürettikleri haberler editoryal bir takım değişikliklere uğramaz. İnşallah o günleri görürüz” dedi.
Basına önemli görevler düştüğünü, basının toplumun hem vicdanı hem sesi olması gerektiğini belirtten Ağbal, zaman zaman basının toplum karşısındaki güvenirliğinin tartışma konusu olduğunu söyledi.
Açıklamasında basının kendi içerisinde de sıkıntılar yaşadığına vurgu yapan Ağbal, şunları söyledi:
“Basının bir noktada kendi iç sorunları da var. Ben Ankara’da ulusal basınla yıllardır beraber çalışan bir insanım. Bu basının esas yükünü çeken muhabirler. Güvencesiz iş verene karşı güçsüz, haber peşinde baskı altında tutulan ve ne olursa olsun ürettiği katma değer ve ürünü de aslında muhabirin kendi kafasından çok farklı şekilde sunulan bir gazetecilik uygulamasından bahsediyoruz. Çoğu defa muhabir haberini hazırlıyor, gazetede farklı bir şekilde çıktığında muhabir haberini orada o şekilde görüyor. Dolayısıyla basının kendi içerisindeki bu sorunlarına da eğilmek lazım. Bizim basın da çalışan emekçilerimizin iş verenlerine karşı ciddi sıkıntıları var. Yeni bir basın yasasından bahsederken üstteki patronları görmeyelim, onu asıl üreten alttaki işin içerisinde bulunan muhabirleri görelim” diye konuştu.
“Basının bir noktada kendi iç sorunları da var. Ben Ankara’da ulusal basınla yıllardır beraber çalışan bir insanım. Bu basının esas yükünü çeken muhabirler. Güvencesiz iş verene karşı güçsüz, haber peşinde baskı altında tutulan ve ne olursa olsun ürettiği katma değer ve ürünü de aslında muhabirin kendi kafasından çok farklı şekilde sunulan bir gazetecilik uygulamasından bahsediyoruz. Çoğu defa muhabir haberini hazırlıyor, gazetede farklı bir şekilde çıktığında muhabir haberini orada o şekilde görüyor. Dolayısıyla basının kendi içerisindeki bu sorunlarına da eğilmek lazım. Bizim basın da çalışan emekçilerimizin iş verenlerine karşı ciddi sıkıntıları var. Yeni bir basın yasasından bahsederken üstteki patronları görmeyelim, onu asıl üreten alttaki işin içerisinde bulunan muhabirleri görelim” diye konuştu.
“Bir başta iki şapka olmaz”
“Ayrıca basın hiçbir şekilde kendi bulunduğu mecranın dışında kullanılmamalıdır. Herkes ona imza atacak. Vatandaşın haber alma hürriyeti var, basın bu konuda bilinçli hareket edecek. Bir başka alanda kendisine manevra alanı oluşturmak istediğinde kendisini farklı bir şekilde konumlandırmak istediğinde o zaman bir başta iki şapka olmaz. Ya gidip o alanda şapkanızı takıp iş yapacaksınız, yada bu alanda kalacaksınız. Bugün batıdaki medya kuruluşlarına ben baktığım zaman Türkiye’deki bu sorunların çoğunu orada görmüyoruz. Çünkü bir şekilde basın kendisi nerede konumlanması gerekiyorsa kendisini orada konumlandırıyor. Onun için sürekli bir methiyeler yazan medya var. Sürekli hiçbir şey yapılmamış gibi kötümserlik edebiyatı üreten bir medya da uygun değil. Bu ikisi de eğer çok öne çıkıyorsa bunun sorusunu basın kendi kendisine soracak. Bütün sıkıntıları siyasetçilerin üzerine atmak kolay ama öne bir kendimize çuvaldızı batıracağız. Basın önemli ama benim vatandaşımın da doğru haber alma hakkı var.”
“Basın özgürlüğünü geliştirmemiz lazım”
“Basın özgürlüğü bizim mutlaka daha da geliştirmemiz gereken bir şey. Ama basın veya siyaset merkezde değil, merkezde olan birey, millet hep dışarıdan gelen bilgi bombardımanına tabi. Bu toplum gerçek olan dünya gerçeklerine değil de çoğu zaman kendi yanındaki yalan haberlere maruz kalıyor. Onun için çok sınırları belli, doğruları net her şeyin çözümlendiği bir alan değil basın, bunu derinlemesine tartışmak lazım. Ama hepsinin sonucunda benim gördüğüm asıl haberi oluşturan basın emekçileri. Onlar gerekli desteği görmüyor. İnşallah emek veren bu kardeşlerimiz basın içerisinde çok daha rahat özgür haber üretebilirler. Ürettikleri haberler değiştirilmez. Ürettikleri haberler editoryal bir takım değişikliklere uğramaz. İnşallah o günleri görürüz.”
Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Bayburt Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Yaşar Yıldız ise, yerel basının yaşadığı sorunlara değindi. Yıldız: “Yaygın basın ve yerel basın arasında fark var. Bunun ayrımın yapmamız gerekiyor. Yerel basında patron muhabir ilişkisi ulusal basındakinden daha farklı. Çünkü patron aynı zamanda işçi, aynı zamanda muhabir. Onun için yerel medyanın desteklenmesi gerekiyor. Yani yerel medya ulaşılabilir olması lazım. Yerel medya maddi olarak hakikatten zor durumda, bu sorunlarının giderilmesi lazım” dedi.
Ya harbi milletle alay ediyorlar. basın emekçileri der basina en büyük baskıyı yaparlar. Türkiye tarihinde hiç olmadığı kadar akreditasyon uygulamalar. Elleri altındaki özel şirketlerin kampanya tanıtımları bile basın mensubu kovdururlar. Ya bir insan düşünün her söylediği yalan olsun. Çok dusunmediniz değilmi hemen anladınız. Hatta o insanı seven kişiler bile kim olduğunu Hemen anladı . Sebebi çok basit onlarda yalancı olduğunu biliyorlar ama inanmak istemiyorlar. Biraz vicdan ile baksalar gorecekeler ama sadece haklı görmek için bakıyorlar . Oysa HAKKI görmek için bakmak doğruları görmenin en kolay vede insanı olanıdır.