Klimadan çıkan ‘sol’ ses…

Türk müziğinin yaşayan simalarından yazarımız Fırat Kızıltuğ, düzenlenen bir programla 76. Yaş ve 50. Sanat Yılı’nı kutladı. Tanbûrî Necdet Yaşar ve Prof. Dr. Hüsrev Hatemi’nin konuşmacı olarak katıldığı program, Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı’nda düzenlendi. Bayburt’un tanınmış simaları ve edebiyat ile sanat camiasından ünlü isimlerin yer aldığı programda, Fırat Kızıltuğ’u yakın dostları da yalnız bırakmadı. 50. Sanat Yılı dolayısıyla düzenlenen programda bir konuşma yapan Kızıltuğ, sanat hayatında üstadlar ile beraber olmanın gururuyla yaşadığını ifade etti.

Klimadan çıkan ‘sol’ ses…

Türk müziğinin yaşayan simalarından yazarımız Fırat Kızıltuğ, düzenlenen bir programla 76. Yaş ve 50. Sanat Yılı’nı kutladı. Tanbûrî Necdet Yaşar ve Prof. Dr. Hüsrev Hatemi’nin konuşmacı olarak katıldığı program, Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı’nda düzenlendi. Bayburt’un tanınmış simaları ve edebiyat ile sanat camiasından ünlü isimlerin yer aldığı programda, Fırat Kızıltuğ’u yakın dostları da yalnız bırakmadı. 50. Sanat Yılı dolayısıyla düzenlenen programda bir konuşma yapan Kızıltuğ, sanat hayatında üstadlar ile beraber olmanın gururuyla yaşadığını ifade etti.

 

50 yıllık sanat hayatında; Niyazi Sayın, Necdet Yaşar ve İhsan Özgel gibi büyük isimlerin manevi desteğini hissederek yaşadığını anlatan Kızıltuğ, “Yüzlerce sual sorduğum ve hepsinde doğru cevabı aldığım bu üç isimle beraberliğimi şöyle tanımlamışımdır. Sağ el Necdet Yaşar, sol el Niyazi Sayın, yürek İhsan Özgel’dir. Bu üç ismi çevreleyen de Münir Nurettin Selçuk’tur.” dedi.

Müzisyenliğin sadece notadan eser çalmak olmadığını söyleyen Kızıltuğ, üstadlar ile bire bir temas etmek ve onlardan faydalanmak gerektiğini de sözlerine ekledi.

Klimadan gelen ilham…

Şiir ya da söz yazarken ilhamın nerden geleceğinin hiç belli olmayacağını söyleyen Kızıltuğ, Hüsrev Hatemi ile yaşadığı bir anısına değinerek,  “Hüsrev Beyi Cerrahpaşa Hastanesi’nde iken ziyarete giderdim. Hastanenin alt katında bulunan bir odasında klima sürekli çalışıyor ve klimadan çıkan ses ‘sol’ sesini veriyor. Hüsrev Bey, başlıyor oradan söylemeye. Biz böyle bir ekiptik. Her yerde şiir ve söz yazıp, okuyabiliyorduk” dedi.

Bestekâr ve aynı zamanda yazar olan Mehmet Güntekin ile yaptığı şiir sohbetleri anılarını da aktaran Kızıltuğ, udu ile seslendirdiği Necip Fazıl’a ait ‘Mehmedim’ adlı şiirini, ilk olarak bu sohbetler esnasında melodi ile okuduğunu ve beraber beste yapmaya karar verdiklerini ifade etti.

Zaman zaman duygulu anların yaşandığı programda, Fırat Kızıltuğ ile yaşadıkları anıları paylaşan Tanbûrî Necdet Yaşar ve Prof. Dr. Hüsrev Hâtemi ise Yahya Kemal, Faruk Nafiz Çamlıbel, Mustafa Nafiz Irmak ve Bekir Sıtkı Sezgin gibi ünlü simaların hayatından kesitler anlattı.

Bayburt’un tanınmış simalarından İşadamı Alper Yazoğlu, Ressam Salih Cengiz, Fotoğraf Sanatçısı Feridun Hacıhasanzade, Grafiker Ahmet Çağıldak, Faruk Nafiz Kılıçalan ve Mehmet Demirer'in de katıldığı program, söyleşilerin ardından Fırat Kızıltuğ’un eserlerini imzalamasıyla sona erdi.

Musiki ve edebiyata adanan ömür…

Yazar, şair, bestekâr, viyolonsel ve ud sanatkârı Fırat Kızıltuğ, 13 Ocak 1935 tarihinde Bayburt’ta doğdu. 1957 yılında Trabzon Öğretmen Okulu’nu bitirdikten sonra yurdun çeşitli yerlerinde ilkokul öğretmenliği ve fotoğrafçılık yaptı. Müzik bilgilerini İstanbul Belediye Konservatuvarı ve İleri Türk Müziği Konservatuvarı’nda ilerletti. Viyolonsel, solfej ve usûl dersleri aldı. 1956-1966 yılları arasında İleri Türk Müziği Konservatuvarı Derneği’nde viyolonsel çaldı, ders verdi ve genel sekreterlik yaptı. 1963-1976 arasında Münir Nurettin Selçuk yönetimindeki İstanbul Belediye Konservatuvarı İcra Heyeti’nde yer aldı. İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’nda 1976-2000 arasında viyolonsel çaldı. 2000 yılında emekliye ayrıldı. Şiir ve yazıları 1983 yılından itibaren Türk Edebiyatı, Kubbealtı Akademi Mecmuası dergileri, Sanatalemi.net ve bayburtpostasi.com.tr sitesinde yayımlanıyor. Sanatkârın 100’ü aşkın bestesi vardır.

Eserleri…

Şiir: Bir Dane Bir Dane (1990), Bayburt Şikesteleri (1996), Oğuz Destanı (1994), Kitab-ı Yave (Hicivleri, 1998), Mavi Karanlık (1999); Hikâye: Satrançname (2004); Deneme: Dildeste (Bestekârlar, şairler ve şiirler üzerine, 2001), Dilbeste (Bestekârlar, şairler ve şiirler üzerine, 2005); Hâtıra: Bandodan Klasik Müziğe (2003); Marş: Çocuklara Müzik (2000)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.