En güzel o anlattı

Türkiye  Yazarlar Birliği Onursal Başkanı Mehmet Doğan, Dede Korkut’u ve Bayburt’u anlattı.

En güzel o anlattı

Bayburt Postası - Türkiye  Yazarlar Birliği Onursal Başkanı Mehmet Doğan, Dede Korkut’u ve Bayburt’u anlattı. 19. Uluslar Arası Dede Korkut Kültür Sanat Şöleni’nin davetlisi olarak Bayburt’a gelen Doğan, şölenlerin Hükümet Meydanı’nda yapılan programında bir konuşma yaptı.

Dede Korkut ile ilgili konuşması vatandaşlar tarafından da takdirle karşılanan Doğan, konuşmasında son yüzyıl içinde Türk tarihi için 3 büyük önemli buluş yapıldığını ve Kitab-ı Dede Korkut’un bu buluşlardan biri olduğunu söyledi.

Sözlerine “Dede Korkut’un kabrinin Bayburt’ta olması tesadüf değildir. Bayburt’tayız. Bayındır Han’ın huzurundayız. Dede Korkut’un kabrinin bulunduğu şehirdeyiz. Salur Kazan’ın şölenindeyiz. Dede Korkut hikâyelerinde anlatıldığı gibi toy toylamada, soy soylamadayız. Burası Türk dünyasının önemli merkezlerinden biri” diyerek başlayan Doğan’ın, Bayburt ile ilgili de, “Türkiye’mizin bir özeti. Neden böyle söylüyorum. Bu bir boş söz değil. Çünkü Bayburt kendi nüfusu sürekli azalan ama Türkiye’nin nüfusuna sürekli nüfus katan bir ülke” şeklindeki sözleri dikkat çekti.  Konuşmasında, Dede Korkut şölenlerinin çok daha üstün nitelikli bir şölen olması gerektiğini de belirten Doğan, şöyle konuştu:

“Dede Korkut’un kabrinin Bayburt’ta bulunması bir tesadüf değil”

“Dede Korkut’un kabrinin Bayburt’ta olması tesadüf değildir. Bayburt’tayız. Bayındır Han’ın huzurundayız. Dede Korkut’un kabrinin bulunduğu şehirdeyiz. Salur Kazan’ın şölenindeyiz. Dede Korkut hikâyelerinde anlatıldığı gibi toy toylamada, soy soylamadayız. Burası Türk dünyasının önemli merkezlerinden biri. Bayburt Dede Korkut kitabında birkaç defa ismi geçen nadir yerlerden biri. Dede Korkut’un kabrinin Bayburt’ta bulunması bir tesadüf değil. Şunu unutmayalım ki Dede Korkut tıpkı Yunus Emre gibi coğrafyaları aşan, illere, ülkelere sığmayan büyük bir şahsiyet. Nasıl Yunus Emre’nin ondan fazla yerde kabri varsa Dede Korkut’un da Bayburt’ta olduğu gibi Azerbaycan’da, Derbent civarında, Türkmenistan’da, Özbekistan’da, Kırgızistan’da kabirleri olduğu söyleniyor. Esas olan burada Dede Korkut’a ait bir kabir olduğunun kabul edilmesi, benimsenmesi ve onun etrafında bir dizi faaliyetin yapılmaya başlanmasıdır.

“3 önemli buluş yapıldı, biri Kitab-ı Dede Korkut’tur”

"Son yüzyıl içinde bizim için 3 büyük önemli buluş yapıldı. Biz Türkleri ilgilendiren 3 büyük edebi metin ortaya çıktı. Bunlardan birincisi Orhun Yazıtlarıdır. İkinci önemli buluşu Divan-ı Lügati't Türk’tür. Üçüncü önemli buluş ise Kitab-ı Dede Korkut’tur. Dede Korkut kitabı belki bu eserlerin en son bulunanı ama tarihin en derin kökleri olanıdır. Biz o metne baktığımızda en azından tarihi iki tabakanın varlığını görüyoruz. Birisi yüzyıllar belki binyıllar ötesine giden bir bölüm. İkinci bölüm ise bize daha yakın Akkoyunlular, Selçuklular, Osmanlılar gibi dönemlere yakın çağlardan bilhassa bu coğrafyalarda olup biten hadiselerdir. Dede Korkut kitabı bu iki farklı dönemin hikâyesini, destanını bize yansıtan büyük bir eser. Dede Korkut Kitabı bugün edebi bir metin olarak baktığınızda bizim temel birkaç eserimizden birisi. Eğer biz hikâyeciliğimizi, romancılığımız bir yerden başlatmak istersek emin olun ki bu başlangıç noktası Dede Korkut Kitabıdır. 15. yüzyılda aşağı yukarı kayda geçirilmiştir. Ama biz biliyoruz ki bu metin daha önceki Türk kavimleri arasında yayılmış, sevilmiş ve dinlenmiştir.”

Edebiyatımızın nirengi noktası

“Edebiyatımızın belli başlı nirengi noktalarından biri olan Dede Korkut, sadece bizim için edebi bir metin değildir. Aynı zamanda bizim toplum olarak bu kâinattaki yerimizi,  kimliğimizi, kişiliğimizi tanımlayan muhteşem bir eserdir. Dede Korkut’u okuduğumuz zaman onun başından sonuna kadar kimliğimizin işaret taşlarını taşıdığını görürüz. Dede Korkut’un kendisi bu esere göre Peygamber Efendimize (sav) yakın bir zamanda yaşamıştır. O’nun öğretisini kendi toplumuna taşımıştır. Belki de O, Oğuz’un ilk Müslümanlarındandır. Bilge bir şahsiyettir. Sözü dinlenir. O çocuklara isim koyar. O savaşa gidenleri kutsar. İnsanlar arasındaki ihtilafları O halleder. O edebi metinlerde öyle bir toplum çizilir ki orada analar, babalar, erkekler, kadınlar, eşler, çocuklar hepsi yerli yerine oturmuştur. Bu metinlerde bizim ahlak anlayışımızı zedeleyecek tek bir kelime bile bulamazsınız. Cinsellik ihtiva eden hiçbir parçasına rastlayamazsınız. Dede Korkut’u biz çocuklarımıza mutlaka edebi bir eser olarak okutmalıyız. Hepimiz bu metni hangi yaşta olursa olsun tekrar tekrar okumalıyız. İnsanlığın saf kültürel unsurlarına da ciddi şekilde çağımızda müdahale ediliyor. Buna bizim gibi köklü metinleri olan toplumların itiraz etmesi gerekiyor. Bizim Orhun kitabelerimiz, Dede Korkut’umuz var.  Kaşgarlı Mahmut’un divanı, Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig gibi eserlerimiz var. Bu metinleri hepimiz çok iyi bilmeliyiz. Bu kendimizi bilmek ve bütün Türk dünyasının kodlarını yakından tanımak bakımından önemlidir."

“Dede Korkut şölenleri Bayburt’un şanına yakışmalı”

“Dede Korkut, burada olduğu gibi Azerbaycan’da var. Doğuya doğru nereye giderseniz siz ve ay güneş gibi Dede Korkut’un da takip ettiğini göreceksiniz. O’nu bilmek, O’ndan haberdar olmak aynı zamanda bütün Türk dünyasının dilini, kültürünü, edebiyatını, kodlarını bilmek demektir. Onun için bizler Dede Korkut’a çok önem vermeliyiz. Bizim metinlerimiz bizim fabrika ayarlarımızdır. O ayarlara sık sık dönmekle bize bulaşmış olan virüsleri üzerimizden atmamız gerekiyor. Bayburt’ta Dede Korkut’un anılması çok önemli. Bayburt’ta Dede Korkut Şöleni olduğu konusunda doğrusu bizim çok fazla haberimiz olmuyordu. 19. yılı geride bırakıyoruz. Diyorum ki 20. yıl yuvarlar bir yıldönümüdür. 20. Dede Korkut Şöleni bugünkünden çok farklı olsun. Sadece Bayburt değil sadece buraya davet edilmiş olan ülkeler değil Türkiye’nin entelektüel kapasitesini temsil eden yazarlar, şairler burada bulunsun.  Bizim romanımızın, hikâyemizin kökü olan Dede Korkut’un hatırına modern romancılarımız, hikayecilerimiz de Bayburt’ta bu şölenin katılımcıları arasında yer alsın. Türk dünyasının, komşu ülkelerin, yakın dünyamızın edebiyatçıları, şairleri, yazarları, hikâyeci, romancıları da Bayburt’un misafiri olsun.”

Bayburt Türkiye’nin özeti

“Bayburt Türkiye’mizin bir özeti. Neden böyle söylüyorum. Bu bir boş söz değil. Çünkü Bayburt kendi nüfusu sürekli azalan ama Türkiye’nin nüfusuna sürekli nüfus katan bir ülke. Türkiye’nin her yerinde Bayburtlular var. Ben Ankara’dayım, Ankara’da var. İstanbul’a gidiyorum İstanbul’da, İzmir’e gidiyorum İzmir’de var, Bursa’da var. Bütün Türkiye’de Bayburtlular var. İşte O Bayburtlular bütün Türkiye’de olduğu gibi Bayburt’ta aslında bütün Türkiye demek. Eğer biz 20. Dede Korkut Şölenlerini bundan daha ileri bir seviyede daha güçlü bir vurgu ile gerçekleştirirsek Bayburt’un şanına yakışan, Türkiye’nin şanına yakışan ve gerçekten de Dede Korkut’a yakışan bir faaliyete imza atılmış olur. Öyle inanıyorum ki bu şehri yönetenler, bu şehrin geleceği için karar mevkiinde ve merciinde bulunanlar 20. şölenin bugünkünden çok daha üstün nitelikli bir şölen olması için ellerinden geleni yapacaklardır. Bize eğer bir iş düşerse, bir sorumluluk düşerse bunu da emin olun elimizden geldiği kadar yapacağız."

Anahtar Kelimeler:
Dede KorkutMehmet Doğan
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.