Üstün, Başkanlık Sistemi'ni eleştirdi

Türkiye'nin koronavirüs mücadelesini atlatarak bir an önce işe, üretime dönmesi gerektiğini belirterek, insanların iş, aş, ekmek derdinin olduğu bir dönemde; bir araya gelip, bütün siyasetçilerin, bütün devlet yöneticilerinin, milletin geleceği için çareler aramasını gerektiğini ifade eden Üstün, "Siyasette gelinen noktada ayrıştırıcı dil, ötekeleştirici dil topluma zarar veriyor. Eskiden oldugu gibi şimdi de zarar veriyor. Bunun için bu dilden uzaklaşacağız. Geçmişteki kavgalarımızdan vazgeçeceğiz, geleceğe ümitle bakmak için Gelecek Partisi olarak yola çıkış amacımız bu geçmişte yaptığımız içinde bulunduğumuz siyasi partilerde güzel hizmetler yaptığımız dönemler oldu. Eksiklerimizin olduğu dönemler oldu ama geldiğimiz noktada daha ileri gidilemeyeceğini Başkanlık Sistemi'nden sonra yaşanan gelişmelerden sonra bu ülkenin ileriye gitme ihtimalinin olmadığını gördük ve bu süreçte yaşananlar kenarda siyasetten uzak durmamızı  hayatımızı konforlu yaşamak varken, memleket için elimizi taşın altına koyma ihtiyacını hissettiğimiz bir dönem oldu. Ve her gittiğimiz yerde milletimizin bir çare arayışı içerisinde olduğunu gördük. Sinmiş, pusmuş ve çekinmiş bir milletle karşılaştık. Büyük çoğunluğu dertlerini söylerken dahi çekinerek söylüyor. Biz bundan büyük üzüntü duyuyoruz. Memleketi uçuracağız diye iki yıl önce getirilen Başkanlık Sistemi ekonomik anlamda ve her anlamda bizi kötüye götürdü" dedi. 

 

Eleştirilerini Başkanlık Sistemi üzerinden devam eden Üstün, açıklamasını şu ifadelerle tamamladı:

"Döviz 2,9'dan 7'ye çıktı, faizler 6'lardan 12'ye çıktı. Milli gelir 12 bin dolardan 9 bin dolara düştü. Sonuç olarak ekonomide her geçen gün kötüye gittik. Bunun anlamı şudur; tek kişi yönetiminde sonuç buraya gidiyor maalesef. Hukuk, adalet tek kişinin elinde olduğu dönemlerde kimse üretim yapmıyor, üretimden korkuluyor, insanlar yatırım yapmaktan korkuyor. Yatırımdan, üretimden çekinilen ülkelerde istihdam oluşmuyor ve işsizlik oluşuyor. Bütün bunların panzehiri insanların huzur içerisinde yatırım ve üretim yapacağı bir zemin oluşturmaktır diye düşünüyoruz. Yani şuan içerisinde bulunduğumuz ekonomik krizin sebebi siyasi ve yönetim krizi olmasından kaynaklanmaktadır. Bir sistem krizinden kaynaklanmaktadır. Yoksa ülkemizin ne kaynak sıkıntısı vardır, ne de üretim sıkıntısı vardır. Yeter ki bu sistem sıkıntısını aşalım, var gücümüzle bu ülkeyi ayağa kadırırız, şahlandırırız. Özellikle AK Parti'nin kuruluşunun içerisinde bulunmuş yıllarca hizmet etmiş bir kardeşiniz olarak iyi ve güzel hizmetlerimiz oldu. Gelinen noktada hep beraber emek vererek inşa ettiğimiz güzel binayı söke söke zemine doğru iniyoruz. Bu saatten sonrada yeni bir alternatifle çıkmış olduğumuz yolda milletimizi yanımızda bulmaktan, milletimizin teveccühüne mazhar olmaktan son derece mutluyuz. Bayburt özeline gelince de bildiğim kadarıyla benim milletvekilliği dönemimde sürekli dillendirdiğim askeri birlikler meselesi vardı. Çünkü onlar büyükşehirlerin üzerine yüktü, bütün Türkiye'ye mal olmuş ve yakından takip ettiğim bir projeydi. Büyük şehirlerimizde her anlamda üzerine yük olan Askeri Birliklerin Anadoludaki şehirlere taşınması gerektiğini, o şehirlerin canlanması gerektiğini hep söyler, hep takip eder dururdum. Duyduğum kadarıyla Bayburt'a bir askeri birlik geliyormuş, bundan da son derece mutluyum. İnşallah Bayburt'u hareketlendirecek ve ekonomisine katkıda bulunacaktır. En kısa zamanda gerçekleşip, tamamlanıp Bayburt'un ekonomisine katkı sağlamasını bekliyorum."