Bayburt Postası - Köylere Hizmet Götürme Birliği (KÖYDES) 2014 yılı dönem sonu toplantısında bir konuşma yapan Bayburt Valisi Yusuf Odabaş, İller Bankası’nın nüfus oranlarına göre illere para gönderdiğini ve bunun küçük iller için haksızlık olduğunu söyleyerek, “İller Bankası’nın kriterlerinin değişmesi lazım, küçük illerin sabit giderlerini karşılayacak pay ayrıca gönderilmeli, yani bütün illerin sabit giderlerini il olarak karşılanması gereken para gönderilmeli, ondan sonra kalan para nüfus kriterine göre gönderilmeli” dedi.
Halk Eğitim Merkezi’nde yapılan ve Akşar Köyü’nün beldelikten düşmesinin ardından yeniden köy statüsüne geri dönen Kemertaş Köyü’nün KÖYDES’e üyelik talebi ile 2015, 2016, 2017 mali yıllarının tahmini bütçelerinin oy birliği ile kabul edildiği toplantıda konuşan Vali Yusuf Odabaş, köy muhtarlarına da uyarılarda bulundu.
Muhtarların köylere yapılan hizmetleri sahiplenmesi ve koruması gerektiğini hatırlatan Vali Odabaş, “İl Özel İdare olarak, KÖYDES olarak bizler sizin yolunuzu, suyunuzu ve benzeri bir takım alt yapı hizmetlerinizi yapmak zorundayız. Size getirdiğimiz her hizmetin kullanılması, korunması ve sizin halkınıza hizmet sunabilmesi için sizlere de görev düşmektedir. Çoğu zaman ben görüyorum, sanki o köy yolu, o köylünün değil Özel İdare’nin veya devletin yolu gibi addediliyor. Sel, yağmur suları yolun ortasından akıyor, o yol yol olmaktan çıkıyor” diye konuştu.
Köy muhtarlarının sorunlarını da dinleyen ve en kısa sürede köylere ziyaret gerçekleştireceğini belirten Odabaş, toplantıda yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi:
“Köylere Hizmet Götürme Birlikleri, Özel İdarelerimiz birer yatırım kuruluşları olmasına rağmen son zamanda yapıdaki bir takım değişiklikler nedeniyle KÖYDES hariç olmak üzere istihdam alanı olmak şekliyle uygulandığı görülmektedir. Amacımız kaynaklarımızı en iyi kullanarak bu kurumları istihdam alanı olarak değil yatırım kurumlarına dönüştürülerek köylerimize daha fazla yatırımın götürülmesidir. Amacımız köydeki vatandaşın en az şehirdeki vatandaş kadar devletin alt yapı hizmetlerinden yararlanmasını sağlamaktır. Bu amaçla hep beraber imkânlarımızı en iyi şekilde değerlendirerek hizmet alanını köylerimize kadar ulaştırmak zorundayız. Çünkü bu birimler hizmet birimleridir, istihdam birimleri asla olmamalıdır.”
“Yapılan hizmetleri sahiplenin, koruyun”
“Değerli muhtarlar, tabi bize düşen bu görevler olduğu gibi sizinde köyünüzde bir takım görevleriniz vardır. Sizler görevlerinizi hizmet odaklı olarak yerine getirmek zorundasınız. Biz birlikte hizmete odaklanırsak, yapacağımız hizmetlerin verimliliği daha fazla olacaktır. Tabi İl Özel İdare olarak, KÖYDES olarak bizler sizin yolunuzu, suyunuzu ve benzeri bir takım alt yapı hizmetlerinizi yapmak zorundayız. Size getirdiğimiz her hizmetin kullanılması, korunması yönünde sizlere de görev düşmektedir. Çoğu zaman ben görüyorum, sanki o köy yolu, o köylünün değil Özel İdare’nin veya devletin yolu gibi addediliyor. Sel yağmur suları yolun ortasından akıyor, o yol yol olmaktan çıkıyor. Aslında bu yollar hepimizin, eğer biz koruyor kolluyor hizmete onu sağlıklı bir şekilde tutuyorsak, o hizmet verimi daha fazla olur. Birçok vatandaşımız, işte 20 metre veya 10 - 20 santim yer kazanacak diye şarampolleri dolduruyor, kendi sınırını o tarafa çekerek yolları daraltıyor, yolları kullanılmaz hale getiriyor. Sel ve yağmur suları yolların üzerinden akarak asfalt veya değişik stabilize malzemeyle kaplı olan o yollar kullanılmaz hale geliyor. İçme sularımızda da aynı sıkıntılar var, bakıyorsun yeteri olan içme suyu kaynağı kuraklık nedeniyle veya değişik nedenlerle yetmez hale geliyor. O suyun kullanımını da düzenlersek sağlıklı kullanırsak, kuraklık dönemlerinde tasarrufa gidersek sanırım onun sıkıntısını oradaki vatandaşlarımız daha kolaylıkla atlatabilme imkânına kavuşur. Benim bildiğim kadarıyla bütün köylerimizde içme suyumuz var ama zaman, zaman yetersiz olan köylerimiz ve yerleşim yerlerimiz var. Eğer suyumuz yetmiyorsa köy ihtiyar heyetiyle kararıyla birlikte o suyun kullanımını gerekirse saat taktırarak belli bir miktarının bedelsiz, fazla kullanımını bedele bağlayarak aldığınız meclis kararlarını bize intikal ettirirseniz, gönderirseniz biz onları tasdik eder ve o suyun sağlıklı kullanımını tasarruflu kullanımını sağlarız. Fazla kullanan içme suyunun kullanma suyunu kullananlara da farklı bir fiyat uygulayarak onların içme suyunu kullanma suyu olarak kullanmasını önleyebiliriz.”
“Sizler köylerde bizim temsilcilerimizsiniz”
“Köylerimizi ziyaret etmeye başlayacağım. Bu konuları birebir köylülerimizle ve köy muhtarlarımızla değerlendireceğiz. Tabi bu arkadaşlar birlikte yapılacak bir hizmettir, görevdir. Sizler köylerde bizim temsilcilerimiz konumundasınız. Orada devletin temsilcisiniz. O hizmetlerin en iyi şekilde kullanılmasını sağlamak konusunda birlikte hareket edersek hizmetin verimliliği, faydasında o derece artmış olur. Kapımız herkese açık olduğu gibi sizlere de açıktır. Ben aslında randevu ile çalışan Vali değilim, kapımız herkese her zaman açık. Sizlerde şehre indiğiniz zaman kapımız açıktır. Ben ayrıca özel görüşeceğim konumuyla gelirseniz, o zaman sıkışıklık olabilir, o zaman randevu meselesi gündeme gelir. Ama ben kimseyi randevu ile kabul etmek istemiyorum, bununda bu vesileyle bilinmesini istiyorum.”
“İller Bankası’nın kriterlerinin değişmesi lazım”
“Ben köylerdeki sorunlara baktığımda aklıma şu geliyor, kaynak yetersiz. Kaynak niye yetersiz? İller Bankası Özel İdaremize nüfus esasına göre kaynak gönderiyor. İlimizin nüfusu ne kadar 76 bin, yuvarlak söylüyorum. İller Bankası’ndan an ez pay bize geliyor. Her ilin kurumları var, kurumların müdürleri, personelleri, işçileri, araç gereçleri, araç gereçlerin masrafları, tamir masrafları, parça masrafları ve benzeri masrafları var ve her kurumun sabit gider masrafları var. 300 bin nüfuslu bir şehrin de 76 bin nüfuslu bir şehrinde sabit gideri var. İller Bankası’nın kriterlerinin değişmesi lazım. Küçük illerin sabit giderlerini karşılayacak İller Bankası payı ayrıca gönderilmeli, yani bütün illerin sabit giderlerini il olarak karşılanması gereken para gönderilmeli, ondan sonra kalan para nüfus kriterine göre gönderilmeli. Burada İller Bankası’nın para dağıtımında yanlış değerlendirme sonucu var ve bizim ilimize gelen ödenekler kısıtlı oluyor. Sayın Cumhurbaşkanımıza bu konuyu aktardım, bu konu üzerinde İller Bankası’ndan sorumlu Bakanımıza talimat verdiler. Bu konuda çalışma yapılıyor. Yani kaynağın yetersiz olmasını yeniden değerlendirecekler, bu yetersizlik küçük illerin aleyhinde olan bir yetersizlik.”
“Dilekçelere cevap verilmezse yasal işlem başlar”
“Diğer bir gördüğüm aksaklık, muhtarların müracaat ettiği dilekçelere -dilekçe kanununa göre 15 günde veya bir ay içerisinde bilgi verilmesi- mutlaka bir cevap vermek lazım. Dilekçe kanununda bu belirlenmiş, eğer cevap vermiyorsak o birim konu hakkında sorumlu olur. Onu da ben bundan böyle dikkatlice uygulayacağım, yani muhtarımız talep ettiği konunun ne zaman yapılacağını veya yapılıp yapılmayacağını verdiği dilekçeden en geç cevabını alabilecek şekilde olmalı, eğer olmuyorsa bunu biz kontrol eder gerekirse ilgililer hakkında gerekli yasal işlem başlatırız.”
Halk Eğitim Merkezi’nde yapılan ve Akşar Köyü’nün beldelikten düşmesinin ardından yeniden köy statüsüne geri dönen Kemertaş Köyü’nün KÖYDES’e üyelik talebi ile 2015, 2016, 2017 mali yıllarının tahmini bütçelerinin oy birliği ile kabul edildiği toplantıda konuşan Vali Yusuf Odabaş, köy muhtarlarına da uyarılarda bulundu.
Muhtarların köylere yapılan hizmetleri sahiplenmesi ve koruması gerektiğini hatırlatan Vali Odabaş, “İl Özel İdare olarak, KÖYDES olarak bizler sizin yolunuzu, suyunuzu ve benzeri bir takım alt yapı hizmetlerinizi yapmak zorundayız. Size getirdiğimiz her hizmetin kullanılması, korunması ve sizin halkınıza hizmet sunabilmesi için sizlere de görev düşmektedir. Çoğu zaman ben görüyorum, sanki o köy yolu, o köylünün değil Özel İdare’nin veya devletin yolu gibi addediliyor. Sel, yağmur suları yolun ortasından akıyor, o yol yol olmaktan çıkıyor” diye konuştu.
Köy muhtarlarının sorunlarını da dinleyen ve en kısa sürede köylere ziyaret gerçekleştireceğini belirten Odabaş, toplantıda yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi:
“Köylere Hizmet Götürme Birlikleri, Özel İdarelerimiz birer yatırım kuruluşları olmasına rağmen son zamanda yapıdaki bir takım değişiklikler nedeniyle KÖYDES hariç olmak üzere istihdam alanı olmak şekliyle uygulandığı görülmektedir. Amacımız kaynaklarımızı en iyi kullanarak bu kurumları istihdam alanı olarak değil yatırım kurumlarına dönüştürülerek köylerimize daha fazla yatırımın götürülmesidir. Amacımız köydeki vatandaşın en az şehirdeki vatandaş kadar devletin alt yapı hizmetlerinden yararlanmasını sağlamaktır. Bu amaçla hep beraber imkânlarımızı en iyi şekilde değerlendirerek hizmet alanını köylerimize kadar ulaştırmak zorundayız. Çünkü bu birimler hizmet birimleridir, istihdam birimleri asla olmamalıdır.”
“Yapılan hizmetleri sahiplenin, koruyun”
“Değerli muhtarlar, tabi bize düşen bu görevler olduğu gibi sizinde köyünüzde bir takım görevleriniz vardır. Sizler görevlerinizi hizmet odaklı olarak yerine getirmek zorundasınız. Biz birlikte hizmete odaklanırsak, yapacağımız hizmetlerin verimliliği daha fazla olacaktır. Tabi İl Özel İdare olarak, KÖYDES olarak bizler sizin yolunuzu, suyunuzu ve benzeri bir takım alt yapı hizmetlerinizi yapmak zorundayız. Size getirdiğimiz her hizmetin kullanılması, korunması yönünde sizlere de görev düşmektedir. Çoğu zaman ben görüyorum, sanki o köy yolu, o köylünün değil Özel İdare’nin veya devletin yolu gibi addediliyor. Sel yağmur suları yolun ortasından akıyor, o yol yol olmaktan çıkıyor. Aslında bu yollar hepimizin, eğer biz koruyor kolluyor hizmete onu sağlıklı bir şekilde tutuyorsak, o hizmet verimi daha fazla olur. Birçok vatandaşımız, işte 20 metre veya 10 - 20 santim yer kazanacak diye şarampolleri dolduruyor, kendi sınırını o tarafa çekerek yolları daraltıyor, yolları kullanılmaz hale getiriyor. Sel ve yağmur suları yolların üzerinden akarak asfalt veya değişik stabilize malzemeyle kaplı olan o yollar kullanılmaz hale geliyor. İçme sularımızda da aynı sıkıntılar var, bakıyorsun yeteri olan içme suyu kaynağı kuraklık nedeniyle veya değişik nedenlerle yetmez hale geliyor. O suyun kullanımını da düzenlersek sağlıklı kullanırsak, kuraklık dönemlerinde tasarrufa gidersek sanırım onun sıkıntısını oradaki vatandaşlarımız daha kolaylıkla atlatabilme imkânına kavuşur. Benim bildiğim kadarıyla bütün köylerimizde içme suyumuz var ama zaman, zaman yetersiz olan köylerimiz ve yerleşim yerlerimiz var. Eğer suyumuz yetmiyorsa köy ihtiyar heyetiyle kararıyla birlikte o suyun kullanımını gerekirse saat taktırarak belli bir miktarının bedelsiz, fazla kullanımını bedele bağlayarak aldığınız meclis kararlarını bize intikal ettirirseniz, gönderirseniz biz onları tasdik eder ve o suyun sağlıklı kullanımını tasarruflu kullanımını sağlarız. Fazla kullanan içme suyunun kullanma suyunu kullananlara da farklı bir fiyat uygulayarak onların içme suyunu kullanma suyu olarak kullanmasını önleyebiliriz.”
“Sizler köylerde bizim temsilcilerimizsiniz”
“Köylerimizi ziyaret etmeye başlayacağım. Bu konuları birebir köylülerimizle ve köy muhtarlarımızla değerlendireceğiz. Tabi bu arkadaşlar birlikte yapılacak bir hizmettir, görevdir. Sizler köylerde bizim temsilcilerimiz konumundasınız. Orada devletin temsilcisiniz. O hizmetlerin en iyi şekilde kullanılmasını sağlamak konusunda birlikte hareket edersek hizmetin verimliliği, faydasında o derece artmış olur. Kapımız herkese açık olduğu gibi sizlere de açıktır. Ben aslında randevu ile çalışan Vali değilim, kapımız herkese her zaman açık. Sizlerde şehre indiğiniz zaman kapımız açıktır. Ben ayrıca özel görüşeceğim konumuyla gelirseniz, o zaman sıkışıklık olabilir, o zaman randevu meselesi gündeme gelir. Ama ben kimseyi randevu ile kabul etmek istemiyorum, bununda bu vesileyle bilinmesini istiyorum.”
“İller Bankası’nın kriterlerinin değişmesi lazım”
“Ben köylerdeki sorunlara baktığımda aklıma şu geliyor, kaynak yetersiz. Kaynak niye yetersiz? İller Bankası Özel İdaremize nüfus esasına göre kaynak gönderiyor. İlimizin nüfusu ne kadar 76 bin, yuvarlak söylüyorum. İller Bankası’ndan an ez pay bize geliyor. Her ilin kurumları var, kurumların müdürleri, personelleri, işçileri, araç gereçleri, araç gereçlerin masrafları, tamir masrafları, parça masrafları ve benzeri masrafları var ve her kurumun sabit gider masrafları var. 300 bin nüfuslu bir şehrin de 76 bin nüfuslu bir şehrinde sabit gideri var. İller Bankası’nın kriterlerinin değişmesi lazım. Küçük illerin sabit giderlerini karşılayacak İller Bankası payı ayrıca gönderilmeli, yani bütün illerin sabit giderlerini il olarak karşılanması gereken para gönderilmeli, ondan sonra kalan para nüfus kriterine göre gönderilmeli. Burada İller Bankası’nın para dağıtımında yanlış değerlendirme sonucu var ve bizim ilimize gelen ödenekler kısıtlı oluyor. Sayın Cumhurbaşkanımıza bu konuyu aktardım, bu konu üzerinde İller Bankası’ndan sorumlu Bakanımıza talimat verdiler. Bu konuda çalışma yapılıyor. Yani kaynağın yetersiz olmasını yeniden değerlendirecekler, bu yetersizlik küçük illerin aleyhinde olan bir yetersizlik.”
“Dilekçelere cevap verilmezse yasal işlem başlar”
“Diğer bir gördüğüm aksaklık, muhtarların müracaat ettiği dilekçelere -dilekçe kanununa göre 15 günde veya bir ay içerisinde bilgi verilmesi- mutlaka bir cevap vermek lazım. Dilekçe kanununda bu belirlenmiş, eğer cevap vermiyorsak o birim konu hakkında sorumlu olur. Onu da ben bundan böyle dikkatlice uygulayacağım, yani muhtarımız talep ettiği konunun ne zaman yapılacağını veya yapılıp yapılmayacağını verdiği dilekçeden en geç cevabını alabilecek şekilde olmalı, eğer olmuyorsa bunu biz kontrol eder gerekirse ilgililer hakkında gerekli yasal işlem başlatırız.”
