Prof. Ekici: "Dede Korkut'un 13. destanı elimizde, inceliyoruz"

UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Somut Olmayan Kültürel Miras Komitesi Başkan Vekili Prof. Dr. Metin Ekici, kendilerine ulaştırılan 61 sayfalık el yazmasının, Dede Korkut hakkında mevcut bilgilere çok ciddi katkı sağlayacağını söyledi.

Prof. Ekici: "Dede Korkut'un 13. destanı elimizde, inceliyoruz"
Bayburt Postası - Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü Türk Halk Bilimi Ana Bilim Dalı Başkanı da olan Ekici yaptığı açıklamada, kısa süre önce gittiği Kazakistan'daki bazı bilim insanları ve araştırmacıların, ellerinde bulunan Dede Korkut'un 13'üncü destanına ait nüshanın kopyasını kendileriyle paylaştıklarını belirtti.

Dede Korkut'un destanlarının yer aldığı el yazmalarının iki nüshası bulunduğunu ifade eden Ekici, "Bu nüshalardan biri 1815 yılında Von Diez tarafından bulunup dünyaya tanıtılan Dede Korkut'un Dresden nüshası, ikincisi de 1952 yılında Vatikan'da bulunan nüsha." dedi.

Ekici, kendilerine ulaştırılan 61 sayfalık el yazmasının, Dede Korkut hakkında mevcut bilgilere çok ciddi katkı sağlayacağını ifade ederek, "Metnin muhtemelen 14 ya da 16'ncı yüzyıllar arasında yazılmış olabileceğini düşünüyoruz. 'Salur Kazan'ın Yedi Başlı Ejderhayı Öldürmesi' başlıklı hikaye, Dede Korkut'un bilinen 12 boyuna bir katkı olarak 13'üncü boy diyebileceğimiz yeni bir anlatma. Bu nüshadaki bütün metinleri, Korkut Ata'mızın soylamalarını, dil, edebiyat, tarih, kültür hazinesi olarak bilim dünyasıyla mümkün olan en kısa zamanda paylaşmaya çalışacağız." diye konuştu. 

Bayburt Üniversitesi tarafından Bayburt Valiliğinin katkıları, Türk Dil Kurumu ve UNESCO Türkiye Milli Komitesi iş birliğinde düzenlenen "Dünya Kültür Mirası Dede Korkut Uluslararası Sempozyumu"nda, Salur Kazan'ın yedi başlı ejderhayı öldürmesiyle ilgili anlatmanın bir bölümünü paylaştığını aktaran Ekici, şu değerlendirmede bulundu:

"Bu paylaşım sayesinde hem Dede Korkut araştırmalarına katkı sunan bilim insanları hem de Türklük bilimiyle uğraşan bütün bilim camiası, kadim medeniyetimizin, dünya kültür ve medeniyetine ne tür bir katkı sunduğunu bir kez daha görmüş oldu. Dede Korkut araştırmacısı, Türk dünyasının gönül erenlerinden ve bilim neferlerinden biri olarak böyle bir katkı sunmaktan çok büyük bir mutluluk duyduk. Sempozyumda tek bir anlatma paylaştık. Geriye kalanlar, diğer Dede Korkut nüshalarında bulunmayan soylamalar. Korkut Ata'nın dilinden söylenmiş şiirlerin, bu soylamaların benzerlerinin mevcut olduğu 61 sayfalık bir metinden bahsediyoruz. Bunların tamamını Latin harflerine ve günümüz Türkçesine aktararak yayınladığımızda sanıyorum bu alandaki edebiyatçılarımız, şairlerimiz, dil bilimcilerimiz, tarihçilerimiz pek çok yeni veriyle karşılaşacaklar. Yeni nüsha bilim dünyasına çok güzel bir katkı sunacak ve Korkut Ata araştırmalarında da yeni bir zenginlik yaratacak, yeni bir çığır açacaktır."

"Bayburt'un Türk dünyasında özel bir yeri var"

Ekici, 2018 yılında UNESCO Dünya Somut Olmayan Kültür Mirası Temsili Listesi'ne Korkut Ata, Dede Korkut geleneğinin kaydettirilmesiyle yeni bir süreç başladığının altını çizerek, "Biz bunu, 'yaşayan bir kültür mirası' olarak dünyaya kaydettirdik. Korkut Ata-Dede Korkut destancılık geleneğinin, müziklerinin ve sözlerinin kaydettirilmesi, bütün dünyaya Türkiye, Azerbaycan ve Kazakistan ile birlikte ortak bir söz veriştir. Bu şu demek, aşıklarımız Dede Korkut'la ilgili yeri şiirler üretecekler, çocuklarımız resimli kitaplar, boyama kitapları aracılığıyla Korkut Ata'yı tanıyacaklar." dedi.

"Mevlana mekanı olarak Konya tanınıyorsa, Korkut Ata'nın mekanı olarak da Bayburt tanınıyor."

Bayburt'un, Dede Korkut ile ilgili tarihi alanların yaşatıldığı en önemli ve son derece değerli bir hazineye sahip olduğunu vurgulayan Ekici, şunları kaydetti:

"Masat köyü civarında bulunan tarihi mezarlık alanında Korkut Ata'nın mezarı ve diğer Oğuz beylerinden bazılarının isimlerine bağlanmış mezarlar da mevcut. Yine Dresden nüshasında üçüncü anlatma olarak geçen 'Bamsı Beyrek Anlatması'nın kahramanı olan Beyrek'in mezarı da hemen Bayburt Kalesi'nin içerisindeki sırtta yer alıyor. Dolayısıyla Bayburt, Türk kültür tarihinde çok önemli bir yer edinmiş, Orta Asya'dan Anadolu coğrafyasına taşınmış kültür mirasımıza ev sahipliği yapıyor. Bu bakımdan Bayburt'un Türk dünyasında özel bir yeri var. Nasıl Hoca Ahmet Yesevi mekanı olarak Türkistan tanınıyorsa, nasıl Mevlana mekanı olarak Konya tanınıyorsa, Korkut Ata'nın mekanlarıyla biriyle ilgili olarak da Bayburt tanınıyor."

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.