Prof. Arıcan: "Türk Devletleri arasında ortak bir Türkçe Sözlük hazırlanmalı"

Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kâzım Arıcan, son yıllarda kurulan Türk Devletleri Teşkilatı'nın önemine değinerek, bu teşkilatın yoğunlaşması gereken ilk konulardan birinin ortak bir Türkçe Sözlük olması gerektiğini belirtti. 

Prof. Arıcan: "Türk Devletleri arasında ortak bir Türkçe Sözlük hazırlanmalı"

Bayburt Postası - Arıcan, Türkçenin bilim ve felsefe dili olduğunu ifade ettiği konuşmasında Türkçe bilim yapılırken nakilcilikten, taklitçilikten yavan ve ödünç kelimelerden kaçınılmasının ve yeni kavramlar için Türk lehçelerinden yararlanılmasının altını çizdi.

Bayburt Üniversitesi 5. Dede Korkut Bilim, Kültür, Sanat ve Spor Şenlikleri kapsamında 'Tarih ve Dil' konulu panel düzenlendi.

Ankara Sosyal Bilim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kâzım Arıcan, panelde "Türkçe Bilim Dilinin İmkanı Üzerine Felsefi Bir Değer" konulu bir konuşma yaptı.

Kitab-ı Dede Korkut, Kutadgu Bilig, Divânü Lugât-it-Türk

Türkçenin çok uzun bir tarihi geçmişinin olduğunu, bir medeniyet, bir imparatorluk dili olduğunu hatırlatan Prof. Arıcan, Dede Korkut anlatımlarının Türk dilinin bugünlere gelmesindeki en önemli unsurlardan biri olduğunu aktardı.

Kök metinler olarak nitelendirdiği üç eserden bahseden Arıcan, Kitab-ı Dede Korkut'un bir milletin hafızasını, düşüncesini ifade ettiğini, onun sadece hikâye olarak değerlendirilmemesini, içeriğinin ve anlatım gücünün çok değerli olduğunu söyledi.

Prof. Arıcan, Yusuf  Has Hacip'in Kutadgu Bilig adlı şaheserinin Türkçenin bir medeniyet dili haline gelmesinde çok önemli rolü olduğunu, Kaşgarlı Mahmut'un Divânü Lugât-it-Türk adlı eserinin ise, dönemin hakim güçlerine 'Türkçeyi öğrenmelisiniz' mesajını verdiğini belirtti.

"Bir milletin varlık sebebi dil"

Türkiye'nin en önemli meselelerinden bir tanesinin Türkçenin muhafazası olduğunu aktaran Prof. Arıcan,  "İnsanlık dille medeniyet kurmuştur. Güçlü bir diliniz yoksa bir medeniyet teşekkül ettiremezsiniz. 17. yüzyıla kadar Türkçenin egemen olduğu geniş coğrafyada en yaygın kullanılan dil olarak Türkçeyi görüyoruz. Balkanlarda Türkçe konuşmak şehirli olmak olarak değerlendirilirdi. Bir milletin varlık sebebi dil. Dili kaybettiğinizde millet olma özelliğimizi kaybediyorsunuz. Dolayısı ile dil milli mefkureyi de anlatıyor. Türkçe yapısı itibariyle en mükemmel ve mantıklı dillerden bir tanesidir" dedi.

Konuşmasında Anadolu Türkçesinin mimarı olarak nitelendirdiği Yunus'tan ve bugün halen geçilemeyen büyük şair Fuzuli'den de bahseden Prof. Musa Kazım Arıcan, Türkçeyi muhafaza etmek ve Türkçe bilim yapabilmek anlamında eksikliklere değindi.

"Türkçede eksiklik yok, yetersizliğimiz ve cesaretsizliğimiz var"

'Türkçe bilim ve felsefe yapılabilir mi' tartışmasına değinen Prof. Arıcan, "Bir imaparatorluk dili, bir medeniyet dili Türkçeden bahsediyoruz. Türkçede eksiklik yok, bizim bilim üretmedeki yetersizliğimiz var, bilim yapma noktasında cesaretsizliğimiz var. Bir kompleks ortaya konuluyor. 'İngilizce'ye son 30 yılda Nasa'daki bilimsel çalışmalar dolayısıya yaklaşık 50 bin kelime dahil oldu' derler. Dolayısıyla kendi konuştuğumuz ana dilimizle bilim yaparak, düşünce üreterek, aslında aynı zamanda dilimize de katkı sunmuş oluyoruz" diye konuştu.

Önel'in Dil Akademisi teklifi ve Sezgin'in düşünceleri

Türk Felsefe Derneği'nin kurucusu Necati Önel'in Dil Akademisi kurulması teklifininin hem dili geliştirmek hem de Türk dilini kirleten kelimeleri ayıklamak anlamında önemli işlevi üstlenebileceğini bildiren Prof. Arıcan, Fuat Sezgin'in insanlık bilim tarihinin en mümtaz şahsiyetlerini çıkaran Türk milletinin yeniden o muhteşem seviyeye gelebilmesini, kompleks ve tembeliği atma şartına bağladığını ifade etti.

Türk Devletleri arasında Ortak Sözlük

Türkçenin bilim yapılabilecek en güçlü dillerden olduğunu, Türk dili ile bilim ile kültür ve medeniyet mücadelesi verilmesi gerektiğini, Türkçe bilim yapılırken nakilcilikten, taklitçilikten yavan ve ödünç kelimelerden olabildiğince kaçınılması gerektiğini söyleyen Prof. Arıcan, bu anlamda son yıllarda kurulan Türk Devletleri Teşkilatına vurgu yaparak öneminin büyük olduğunu belirtti. 

"Sadece edebiyatçıların değil, Türkçe düşünen, Türkçe konuşan, okuyan herkesin meselesi"

Bu teşkilatın yoğunlaşması gerektiği ilk konulardan birinin Türk Devletleri arasında ortak bir Tükçe Sözlük olabileceğinin altını çizen Prof. Arıcan, "İhtiyaç duyduğumuz bazı yeni kavramlar için Türk lehçelerinden yararlanmamız gerekiyor. Dolayısı ile bu taklitçilikten kurtulabiliriz. Üniversitelerimiz, eğitim kurumlarımız bu hususta çok hassas olması lazım. Türk bilim ve felsefseinin gelişimi Türk dilinin gelişimine bağlıdır. Hepimize büyük sorumluluklar düşüyor. Bu sadece edebiyatçıların değil Türkçe düşünen, Türkçe konuşan, okuyan herkesin meselesi" şeklinde konuştu.

Bayburt Üniversitesi ev sahipliğinde Türkçe Şurası

Geçen yıl başlatılan Türkçe Şurası'nın ikincisinin Bayburt Üniversitesi ev sahipliğinde Dede Korkut şehri Bayburt'ta yapılması teklifini getiren Prof. Arıcan'a, Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mutlu Türkmen de Türk dili için çok önemli bir adım olan Türkçe Şurası'na ev sahipliği yapmaktan üniversite olarak sevinç duyacaklarını söyledi. Prof. Türkmen, Prof. Arıcan'a sunumlarından dolayı teşekkür ederek, hediyeler takdim etti.  

Haber: Murat Okutmuş

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.