Doktor Öğretim Üyesi Osman Oruç, ‘Romancı Baba’yı anlattı

Bayburt Üniversitesi postmodern romanın öncü ismi Oğuz Atay’ı 41. Ölüm yıldönümünde andı.

Doktor Öğretim Üyesi Osman Oruç, ‘Romancı Baba’yı anlattı
Bayburt Postası - ‘41. Ölüm Yıldönümünde Oğuz Atay’ı Anlamak’ adlı konferansa konuşmacı olarak Bayburt Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimler Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat Bölümü’nden Doktor Öğretim Üyesi Osman Oruç katıldı. 

Oğuz Atay hakkındaki akademik çalışmalarıyla bilinen Doktor Öğretim Üyesi Osman Oruç, Oğuz Atay’ın 1970 sonrası birey meselelerini konu alan postmodern romanın en önemli ismi olduğunu belirterek, “Türk romanını Oğuz Atay’dan önce ve sonra diye dönemselleştirmek de mümkündür. Zira Atay, Türk edebiyatında Halid Ziya gibi, Tanpınar gibi, Yusuf Atılgan gibi, Yaşar Kemal ve Kemal Tahir gibi kendilerinden sonra yazan romancıları etkilemiş üst romancılarımızdan biridir. Türk romanına hem biçim, hem içerik anlamında yeni bir ses getirmeyi başarmış avangart bir yazardır. Ondan sonra yazan romancılarımız Oğuz Atay romanının mirasçılarıdır ve bu anlamda Atay, onların ‘romancı babasıdır’ bir bakıma” dedi.



“Tutunamayan muhalif aydın Oğuz Atay”

Türk romanının Atay’la birlikte yeni bir çizgide yol almaya başladığını söyleyen Oruç, “Yaşamının son yedi sekiz senesine bütün külliyatını sığdırmış avangard bir romancı, tutunamayan muhalif bir aydın Oğuz Atay, Türk romanında hem biçim hem içerik anlamında dönüşümün baş aktörlerinden biridir. Kendisinden önce geleneksel kalıpların dışına çıkamamış olan romanımız, Atay’la birlikte yeni bir çizgide yol almaya başlar. Sadece roman tekniği açısından değil, roman dili açısından da yeni bir perspektif getirir. Eserlerinde dili salt araç olarak değil, aynı zamanda amaç ve bir problem olarak ele alır. Bu bakımdan onun romanlarını, dil üzerinde düşünen bir aydının değerlendirmeleri biçiminde okuyabiliriz” diye konuştu.

Oruç, Oğuz Atay’ın romanlarında dış dünya ile kahramanların erdemleri, değerleri arasında büyük bir uçurumun söz konusu olduğunu ve Atay’ın kahramanlarıın dış dünyaya tutunamadıklarını ifade ederek, “Bu dünyada yabancılaşmışlardır. Onlar hâlâ bazı tinsel özellikler taşımaktadırlar ve tamamen maddesel bir kimlik almış olan günümüz dünyasında böylelerine yer yoktur. Hayatı bir türlü anlamdıramazlar. Böyle olunca onu bir oyun olarak düşünürler ve oyunlar oynamaya başlarlar. Oynar gibi yaparlar. Oyun oynayarak yeni bir yaşam alanı inşa ederler” şeklinde konuştu.

Oruç, ayrıca Oğuz Atay’ın yaşadığı dönemde hak ettiği bir okur kitlesine erişemediğini, kıymetinin ölümünden sonra bilindiğini ve Atay’ın okuyucu kitlesinin gün geçtikçe daha da büyüdüğünü kaydetti. 

Konuşmasının ardından Oruç’a plaket takdim edildi. 


Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Disconnectus erectus 5 yıl önce

Osman hocanın Bayburt Üniversitesi'ne fikirsel olarak yeni bir bakış açısı kattığını düşünüyor, üniversite hayatında başarılar diliyorum.