Şair Zihni’nin ‘görülemeyen’ eseri

19. yüzyılda halk hikâyesinden romana geçen Osmanlı nesri, bu süreçte önemli bir değişim yaşadı.

Şair Zihni’nin ‘görülemeyen’ eseri

Bayburt Postası - 19. yüzyılda halk hikâyesinden romana geçen Osmanlı nesri, bu süreçte önemli bir değişim yaşadı. Anlatı dilinin etkilendiği bu süreçte, kendine has bir şair olarak Türk edebiyat tarihine damga vuran Bayburtlu Şair Zihni de eserleri ile dikkat çekti. En önemli eseri ise Divan nesriyle yazdığı Kitâb-ı Hikâye-i Garibe adlı kitabı oldu. Bayburtlu Şair Zihni'nin çok az bilinen Kitab-ı Hikâye-i Garibe adlı kitabını Milli Gazete’deki köşesine taşıyan yazar Mustafa Miyasoğlu, tıpkı birçok tarihçi, dil bilimci ve edebiyatçı tarafından dile getirildiği gibi, şairin en önemli eseri olarak niteledi.

Daha çok destanları ve koşmaları ile tanınan Bayburtlu Şair Zihni’nin en önemli eserinin Kitab-ı Hikâye-i Garibe adlı kitabı olduğunu vurgulayan yazar Mustafa Miyasoğlu, “Şair Zihnî, mürettep divanı olan son dönem Divan şairlerinden biridir. Fakat o divanındaki kaside ve gazelleriyle değil, Sergüzeştnâme adlı bir kitapta toplanan ve daha çok halk edebiyatını ilgilendiren destanları ve koşmaları ile tanınmıştır. Kitab-ı Hikâye-i Garibe onun az bilinen eseridir. Şair Zihni'nin çok az bilinen Kitab-ı Hikâye-i Garibe adlı başka bir eseri var ki, bu metin yeterince okunur ve incelenirse, onun edebiyat tarihimizde kendine mahsus bir yeri olduğuna ve bugüne kadar doğru ve yeterli değerlendirmeler yapılmadığına hükmedilebilir.” şeklinde görüş belirtti.

Yazısında, Kitab-ı Hikâye-i Garibe adlı eserin Türk romanın babası olarak tanınan Ahmet Midhat Efendi’den de önce yazıldığına “Medrese tahsili yapmış ve bir Divan sahibi olan şairin Halk edebiyatından da haberdar olarak klasik nesir diliyle yazdığı bu hikâye, aslında bir yönüyle Ahmet Midhat'ın Letâif-i Rivâyat (1870-95) ve Emin Nihat'ın Müsameretname (1871-75) adlı kitaplarındaki gerçekçi hikâyeleri hazırlar. Fakat bunlardan çok farklı ve çok da önceden yazılmıştır. Ahmet Midhat Efendi'nin doğum yılının 1844 olduğu dikkate alınırsa, Türk romanının babası bu hikâyenin yazıldığı yıl hayata başlamış oluyor ki, bu da ilginç bir tevafuku gösterir.” ifadeleriyle dikkat çeken Miyasoğlu, eserin birçok yazar ve edebiyatçı tarafından gündeme getirildiğini fakat yeni dönem edebiyatçıları tarafından görülemediğini vurguladı.

Bayburt Şair Zihni'nin "Kitab-ı Hikâye-i Garibe" adlı kitabını gündeme getiren Mustafa Miyasoğlu’nun yazısını okumak için lütfen tıklayınız…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.