Macit Gürbüz'den önemli bir eser daha: Mukatele

Bayburtlu gazeteci-yazar Macit Gürbüz’ün ‘Mukatele’ adlı eseri Motto Yayınları’ndan okuyucuyla buluştu.

Macit Gürbüz'den önemli bir eser daha: Mukatele
Bayburt Postası - Ülke genelinde ses getiren haberlere imza atan, 1990’lı yıllarda terör örgütüne karşı verilen büyük mücadelede mesleğini hakkıyla yapan ve ‘Kan Uykusu’ gibi belgesellerde tek tanık gazeteci olarak yer alan Macit Gürbüz, kitapları ile de ses getirmeye devam ediyor.

Daha önce ‘Kaç PeKeKeli Ölmüş Abe?’ ve ‘Kürtleşen Türkler’ adlı kitapları yayınlanan Macit Gürbüz’ün üçüncü kitabı “Mukatele” raflardaki yerini aldı.

1915 Ermeni olaylarını kaleme alan Gürbüz, Mukatale adlı eserinde tehcir öncesi Anadolu’da karşılıklı yaşananları yansız ve nesnel yorumlar ve örneklemelerle ele alıyor.

Aynı zamanda akademisyen olan Gürbüz, konuyla ilgili araştırma yapacaklara önemli bir kaynak sunuyor. Gürbüz, eseriyle ilgili verdiği bilgide, 1915 tehcirinin öncesi, sırası ve sonrasında yaşanan olayları içsel ve eleştirel bir gözle kaleme aldığını söyledi.

Mukatele’nin tüm taraflarının altına imzasını attığı acı ve kanlı olayların yanı sıra zaman, yer ve özne ölçeğinde kitabında yer aldığını belirten Gürbüz, “Ermenilerin Hınçak ve Taşnak örgütleri, Müslüman kırımında görev alan, acımasız silahlı çete üyelerini Humbepetler diye isimlendirmişti. Bu gurupların bir diğer adı da, Canfeda ya da Canfida idi. Kürtler ise, (padişahtan ferman var) diyerek Ermeni kırımında rol alan kişi ve guruplara Bejikler diyordu. Karşılıklı kırımın, yani mukatelenin aktörleri daha çok bu iki guruptu. Sadece onlar mı? Bazı yetkililer, jandarmalar, öngörüsüz ve cahil idareciler ve Çerkezler de işin içindeydi” dedi.

Kitapla ilgili yüzlerce kaynağı taradığını ifade eden Gürbüz, “Hepsini özenle okudum ve karşılıklı mukatelenin öznesi olan tarafların yaşadığı olayları seçip ayıklayarak kitaba koydum ve hiçbir art niyet gözetmeden kaleme aldım. Umarım iyi bir kaynak olur” diye konuştu.

Kitap tanıtım bülteninde ise şu ifadeler yer alıyor:

“Osmanlı İmparatorluğu; 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan sonra yaşadığı çalkantı, kargaşa, başıbozukluk, öngörüsüzlük ve diğer sebeplerle vahim olaylar yaşadı ve ardından Ermenilere ıslahatı öngören iki antlaşmaya imza atmak zorunda kaldı. Batılı güçler, o iki antlaşmayla Osmanlı’dan, Ermenileri Kürtler ve Çerkeslerden koruma sözü ve taahhüdü istiyordu. Bu madde, Ermenileri iştahlandırdı; önce ıslahat, ardından da bağımsız bir devlete kapı aralayacağı umudu onları daha da saldırganlaştırdı.

Ermeni tehcir olaylarının arka yüzünü eleştirel bir dille gözler önüne seren yazar; Ermenilerin, Anadolu’dan göçüp giderlerken arkalarında bıraktıkları kanlarının yasını yüreklerine nasıl kazıdıklarını yazarın dilinden yaşayarak öğreneceksiniz.

'Milletimizi suçlamayınız; Türkiye’de Ermeni kırımı değil, bir Türk-Ermeni (mukatelesi) vuruşması vardır. Arkadan vurdular, biz de vurduk.' 

Ziya Gökalp”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.