Bayburt Postası - Bundan 4 yıl önce Osmanlı Devleti'nin en kritik yıllarında padişahlık yapmış olan Sultan Vahdettin'in vatan haini olmadığını, dedesinin "Hain değildi" sözlerinden yola çıkarak Osmanlıca öğrenen 28 yaşındaki genç şair Turgut Akaslan, 'Benim Şiirim; Yalnızlık' isimli ilk şiir kitabını çıkardı.
Ankara'da özel bir iletişim şirketinde çalışan Turgut Akaslan'ın yazarlık hayatı bundan 4 yıl önce dedesinin gözlerinden akan iki damla yaş ile başladı. Akaslan, yazarlık ve tarihe olan ilk merakını şöyle anlattı:
"Dedemin gazete üzerindeki sultan Vahidüddin (Vahdettin) Han'ın resmi üzerine damlayan gözyaşları sonrası mırıldandığı iki kelime olmuştur: 'Hain değildi.' Yıllarca satıcı, işbirlikçi, korkak anlatıla öğretilegelmiş Vahdettin Han dedemin kahramanıydı. Bu olaya müteakiben Osmanlıca öğrenmeye karar verdim ve tarihi yeniden kendi tetkiklerimle ele alacaktım. Osmanlıca'yı öğrenmek 4 yılımı aldı."
Osmanlıca eserlere ulaşmanın zorluğundan bahseden Akaslan, "Osmanlıca öğrenmeye karar verdim ve tarihi yeniden kendi tetkiklerimle ele alacaktım. Dört yılımı aldı Osmanlıca’yı öğrenmek ve nadir eserlere ulaşmak. Malum pahalı ve ulaşılması zor eserler. sonuçta bir devrin battığı, yeni bir devrin doğduğu yıllar ve o yıllardan kalma eserler. Osmanlıca tarihle birlikte arayışlarıma da cevap veriyordu. Sonrası Cemil Meriç; kendisini Türk fikir hayatına adamış işçi. Cemil Meriç'le fırtınalı eğlenceli yolculuğum başladı. Yolculuk soluksuz devam ederken hayata dair tüm tabularım ters yüz olmuş artık kuru eleştiriler yerini arayışa bırakmıştı. Cemil Meriç'in fikir, aşk, ihtiras, yokluk, acı dolu ummanında gezerken zarif adam çıktı karşıma Cahit Zarifoğlu; kalp dünyasını açan anahtar oldu benim için. Bu süreç ortalama on yılı aşkın bir zaman dilimine sığdı. Geriye dönüp baktığımda kitaplar ve kitaplardaki karakterler benim yoldaşımdı" diye konuştu.
"Nihal Atsız'la başladım, sosyalizm beni cezbetti"
Osmanlı Arşiv Merkezi'ne girebilmek için bir yandan da Lisans KPSS'ye hazırlanan Akaslan'ın fikir dünyası da çok sayıda yazar ve değişik ideolojilerin etkisinde olmuş. İlk başlarda Türkçülük akımını desteklen ve peşinden koşan Akaslan, şunları söyledi: "Fikir dünyasına Hüseyin Nihal Atsız'ı okuyarak başladım. Türkçülük İstasyonu'nun bir zaman sonra beni tatmin etmediğini anladığımda yol istikametimi kitaplar belirledi. Sonrası istasyonların sırası beni zıt uzuvlara sürüklemişti. Sosyalizm beni en cezbeden düşünceydi ancak oda bir yere kadar. Ankara ve sosyalist gençler. Beynimin uğuldayan kıvrımları ideolojilerle meşgul olurken ben tarihe ve hatırat okumaya çoktan koyulmuştum bile."
7'den 70'e herkesin anlayabileceği bir kitap
'Benim Şiirlerim Yalnızlık’ adlı ilk kitabının içeriği hakkında bilgilerde veren Akaslan, kitabın aslında herkesi konu alan bir yanı olduğuna vurgu yapıyor. Akaslan, "Kitap aslında herkesi konu alıyor. Yaşanmışlığın hikayesi. 7'den 70'e herkesin anlayabileceği şiirler, yazılar mevcut. Hayatın her zerresinin her zümresinin sentezi diyebilirim. Kim hangi okullardan mezun olup şair olmuş ki? Şiir okuldan, kitaptan, hocadan öğrenilmez. Şiir yaşam tarzıdır! Hayatın her zerresinde, her köşesinde, her şeye, herkese vakıf lakin silik bir yaşam; şairane yaşam" diye anlattı.
Kitabın yazım sürecini de anlatan genç şair şunları ekledi " Düşünmeye başladım hüznü, hissederek. Hüzün üzerine düşünceler beni madde kargaşasından kalp huzuruna götürüyordu. Çağdaşlarımın öldürdüğü, unuttuğu kelimeyi, evvelini kalbimdeki yerini düşünür oldum. Sonra tüm kelimeler üzerine düşüneyim dedim baktım bir ömre bile mal olabilir. Olsun, yalnızca düşünür gibi yaptım. Lakin şunu fark ettim elimde ki öyle bir kitap ki; okur gibi yaparken bile beni yazmaya itmiş"
"Kitap çıkarmak kadar okurla buluşturmak da zor"
Kitap çıkarmanın zorluklarına değinen genç şair Akaslan, kitap çıkarmak kadar okurla buluşturmanın da zorluğuna değiniyor. Akaslan, "Kitap uzun zamandır yazdığım yayınlanmış yada yayınlanmamış şiirlerimin ve kısa yazılarımın derlemesi. İlk telif eserim. İlk göz ağrım ve sıkıntılı süreçlerin masum çocuğu Benim Şiirim Yalnızlık. Aksaklıklar maddi konularda oldu malum kitap çıkarmak kadar okurla buluşturmakta çetin bir yol. Bazı durumlarda okurla buluşturmak yetmiyor birde alınıp okunması gerekli. Ben dar bütçe ile vücuda getirmiş olduğum eserimde en büyük talihimin Fatih Elhan hocanın bize yayın evinin kapılarını açmış olması olduğu kanısındayım. Murat Kitabevi'nin editörü Fatih Elhan'a tekrar teşekkür etmek istiyorum. Kitap okur çevrelerde nasıl bir etki uyandırır hiç bir fikre vakıf değilim. Tek temennim okuyan her okurun kendinden bir parça bulmuş olması. Cemil Meriç'in dediği gibi; Alkış sahtekarların, ben alkışlanmak için değil anlaşılmak ve insanların sağır kaldıkları dünyalara bir işaret gösterebilmek için tüm varlığımla gece gündüz çalışmaktayım. Bu yola çıkarken sadece inanıp yürüdüm arkamda kimin olduğu kimin ne düşündüğü değil insanların uzak kaldığı kalp diline bir davetiye bu kitap" diye devam etti.
48 şiir, 14 kısa yazı
Kitap yazmaya başlamadan önce çeşitli yerel gazete ve dergilerde yazılar yazan Akaslan, şiirlerinde bir çok yazar ve düşünürden etkilendiğini kaydediyor. Amacının insanların kitaba ve şiire olan ilgisini artırmak olduğunu söyleyen Akaslan, "Kitabımda; insanların dışında tabiata, kuşlara, çiçeklere, gökyüzüne, yıldızlara vurgu var. Maksadım okuyanlarda ilgi uyandırmak. Kitap 80 sayfadan oluşuyor toplam kırk sekiz şiir, on dört kısa yazı var" diye konuştu.
Haber: Beşir Kelleci / İHA
