Kırkpınar Ağası: Alper Yazoğlu

Bayburt Postası - Anıtı dikilecek insan olmak kolay değil. Keyfiyetle olmaz bu iş. Önce yaptığınız icraatlarla gönüllere taht kuracaksınız. ‘Ağanın eli bükülmez’ diyen atasözlerimiz de bile ağanın cömertliği anlatılır. Bu yüzden, görgülü ve konuksever olduğunu anlatan şu söylem yörede çok kullanılır:

Kırkpınar Ağası: Alper Yazoğlu

Bayburt Postası - Anıtı dikilecek insan olmak kolay değil. Keyfiyetle olmaz bu iş. Önce yaptığınız icraatlarla gönüllere taht kuracaksınız. ‘Ağanın eli bükülmez’ diyen atasözlerimiz de bile ağanın cömertliği anlatılır. Bu yüzden, görgülü ve konuksever olduğunu anlatan şu söylem yörede çok kullanılır:

“Ağalık vermekle, beylik kalmakla, efendilik sülaleden gelir.”

İşte o ağalardan biri… Anıtı dikilen Bayburtlu… Alper Yazoğlu…

Muhsin Durucan / Bayburt Postası 

Atatürk'ün Kurtdereli'ye yazdığı mektup şöyledir: “Kurtdereli Mehmet Pehlivan, Ankara, 12.11.1931 Seni cihanda ün almış bir Türk pehlivanı olarak tanıdım. Parlak başarının sırrını şu sözlerinle açıkladığını da öğrendim. ‘Ben her güreşte arkamda Türk milletinin bulunduğunu ve millet şerefini düşünürdüm.”

Edirne Kırkpınar etkinliklerinde üst üste üç yıl başpehlivan olana altın kemer verilmesi geleneğinden hareketle; aralıksız üç yıl Kırkpınar Ağası olana altın kemer verilmektedir. Katkılarının anısına, altın kemerli ağalardan Sayın Alper Yazoğlu’nun anıtı güreşlerin yapıldığı yöreye dikildi.

Anıtı (heykeli) dikilecek insan olmak kolay değil. Keyfiyetle olmaz bu iş. Önce yaptığınız icraatlarla gönüllere taht kuracaksınız. ‘Ağanın eli bükülmez’ diyen atasözlerimiz de bile ağanın cömertliği anlatılır. Görgülü ve konuksever olduğunu anlatan şu söylem yörede çok kullanılır:

“Ağalık vermekle,
Beylik kalmakla,
Efendilik sülaleden gelir.”

Tarihi geleneği içinde Kırkpınar güreşlerinin yazılı olmayan ilkelerini yüklenmiş bir görevli vardır: Kırkpınar Ağası...

Ağalık, bir gelenektir. Ağa olmak isteyenlerin en uygununu seçmek için bir koçu açık arttırmaya çıkarırlar. En çok parayı veren ağa olur. Rumeli yöresince giyinir, kehribar tespihini elinde taşır. Bunlar tamam olunca o kişi ağa sayılır mı? Dış görünüş olarak ‘evet’,  ama bir de işin sosyal ve kültürel yanı var.

Kırkpınar tarihine baktığımızda ‘ağalık’ kurumunun görev ve yetkilerinin süreç içinde değişime uğradığını, kısıtlanarak bir simge konumuna geldiğini görülmektedir.

1990 yılının ağası Murat Köse, bastırdığı kitabında:‘Kırkpınar Ağalığı sembolik de olsa bu dar çerçeve içinde bırakılmamalıdır. Edirne Belediyesi şartnamede ağalığa talip olacakları çok güzel ifade etmelidir.’ diyor. Ağalık bedeli dışında, tarihi çeşmelerin onarımı ve Tavuk Ormanı’nın düzenlemesi çalışmalarını da yapacağına ilişkin ağalığa yaraşır şekilde söz veriyor.

1991-1992-1993 yıllarının ağası Alper Yazoğlu, yayımladığı Kırkpınarlara kaynak olacak kitabında: ‘ağalık müessesesi’ konusundaki düşüncelerini belirtirken: ‘Çözüm aramak zorunluluğu hepimize düşen bir ödev olmalı.’ diye dile getirmektedir.

Kırkpınar Ağası günümüzde organizasyonun bir anlamda sponsorudur. Ağa olmak için maddi kazanç yeterlidir ne ki ağalık yapabilmek için maddi ödemenin yanında yürek, bilek, bilgelik de gereklidir. Liderlik niteliğini akıllı danışmanlarla en iyi şekilde kullanmalıdır.

1991–1992–1993 yıllarının Kırkpınar Ağası... Alper Yazoğlu...Alper Yazoğlu Ağa gibi, öyle katkılarınız olacak ki (okul, tarihi eser onarımı, anıt yapımına destek, Edirne Spor’a maddi katkı, vb.) heykeliniz olsa da olmasa da verdiğiniz katkılarla -canlı heykel olarak göğsünüzü gere gere- Kırkpınar’a gelecek, Edirne’de herkesin sevgisiyle karşılanacaksınız.

Ağalık, kültürdür! Geleneğimizi ortaya çıkaran kimi araştırmalar da yaptırmalı. Edirne yemeklerini tanıma ve tanıtma amacıyla Alper Yazoğlu’nun başlattığı yemek yarışması,  bir gelenek durumuna gelmiştir.

Ağa, spor ve sporcu dostudur! Her tür spor organizasyonunun içinde yer almalı.  Hafta içindeki spor etkinliklerinde de ağayı görmeliyiz. Yenilikler getirmek için çalışmalar yapmalı.

Ağalık, cömertliktir! Yoksulu doyurur. Öğrenciye burs verebilir. Toplu sünnet, nikâh yaptırabilir. Örnekler çoğaltılır. Pehlivanların Kâbe’si sayılan Kırkpınar etkinliklerinin düzenlendiği kente kalıcı eserler bırakmalıdır. Gelecek kuşak, onu bıraktığıyla tanır ve anar.

Dünden bugüne Kırkpınar ağaları:                                

  1-Halil Pehlivan (Köse Ömer Köyü-Edirne)
  2-Ali Pehlivan (Köse Ömer Köyü-Edirne)
  3-Sait Pehlivan (Köse Ömer Köyü-Edirne)
  4-Hacı Hüseyin Ağa (Edirne)
  5-Hacı Hasanoğlu (Sadırlı Köyü-Edirne)
  6-Ahmet Ağa (Avkat Lakaplı-Edirne)
  7-Zaptiye Hasan Ağa (Kumarlı Köyü-Edirne)
  8-Bankacı Mehmet Efendi (Ortaköy-Edirne)
  9-Kolcubaşı Çerkez Emin Ağa (Edirne)
10-Hamza Ağa (Kirişhane-Edirne)
11-Tahir Ağa (Edirne)
12-Adalı Halil Pehlivan (Edirne)
13-Kakiloğlu Halil Ağa - Eşref Ağa ortak (Duca Arız Köyü-Edirne)
14-Rasim Efendi (Çocuk Esirgeme Kurumu-Edirne)
15-Kavaf Recep Efendi.(Edirne)
16-Terzi Şevket Efendi (Edirne)
17-Çubukçu Rasim Çavuş (Edirne)
18-Yeniköylü Mahmut Ağa (Mahmut Dibek-Edirne)
19-Rıza Efendi (Kıyık-Edirne)                                                                
20-Murat Şener (Karacaköy-Edirne,1950-1951-1952)
21-İbrahim Bildik (Edirne,1953)
22-Yaşar Yardımcı (Edirne,1954)
23-Mehmet Çardaktan(Edirne,1955)
24-Ahmet Merter (Edirne,1956)
25-Hüseyin Özakıncı (Edirne,1957)
26-Nurettin Manyas (Edirne,1958)
27-Ahmet Merter (Edirne,1959)
28-Salim Doğramacılar (Edirne,1960)
29-Hilmi Atakan (Edirne,1961)
30-Muhittin Ağaoğulları (Edirne,1962)
31-Ali Rıza Keleşoğlu (İstanbul,1963)
32-Hasan Vatan (Edirne,1964)
33-Hakkı Meriç (Elçili Köyü-Edirne,1965)
34-Gazanfer Bilge (Karamürsel,1966-1967)
35-Süleyman Şahin (Çanakkale,1968)
36-Muzaffer Bilge (Karamürsel,1969)
37-Celal Hacıeyüboğlu (İstanbul,1970)
38-Doğan Görkey (Babaeski,1971)
39-Hamit Kaplan (Tokat,1972)
40-Şevki Alan (Samsun,1973)
41-Zülküf Karabulut (Akyazı,1974-1975-1976)
42-Fethi Atan (Adapazarı,1977)
43-Sebahattin Tekcan (Tekirdağ,1978)
44-Süleyman Özmercan (Bandırma,1979)
45-Cemal Pul (Tekirdağ,1980)
43-Mehmet İriş (Edirne,1981)
44-Ali Ayağ (Edirne,1982-1983)
45-Mustafa Bilgin (Edirne,1984-1985)
46-Halil Kılıçoğlu(İstanbul,1986)
47-Hasbi Menteşoğlu (Samsun,1987)
48-İbrahim Çayla (Bursa,1988)
49-Kemal Özkan (Malatya,1989)
50-Murat Köse (Çanakkale,1990)
51-Alper Yazoğlu (Bayburt,1991-1992-1993) *
52-Oğuzhan Bilgin (İstanbul,1994)
53-Hüseyin Şahin (Tokat,1995-1996-1997-1998)
54-Ayhan Sezer (Babaeski,1999)
55-Emin Doğansoy (Karamürsel,2000)
56-Mustafa Saruhan (Biga,2001)
57-M. Sait Yavuz (Mardin,2002)
58-Necdet Çakır (İstanbul,2003)
59-Mustafa Altunhan (Edirne,2004)
60-Âdem Tüysüz (İzmit, 2005-2006-2007)
61-Mehmet Cadıl (Burdur, 2008)
62-Seyfettin Selim (Trabzon, 2009-2010-2011-2012)

*

Alper Yazoğlu, 1991-1992 ve 1993 yıllarında peş peşe yaptığı ağalık dönemlerinde Edirne'ye adının verildiği ilköğretim okulu kazandırmıştır. Edirne’deki kimi tarihi yapıtların onarımlarını gerçekleştirmiştir. Yazoğlu'nun “Balkanlarda Türk Yağlı Güreşleri- Kırkpınar” adlı kitabı yayınlanmıştır. 1996 yılında kurulan ‘Geleneksel Spor Dalları Federasyonu’nun ilk başkanlığını yapmış olup şimdilerde ‘Edirne Kırkpınar Kültürünü Tanıtma ve Yaşatma Derneği’nin Başkanlığı görevini yürütmektedir. Yazoğlu, İstanbul’da yaşamını sürdürmektedir.

*

Kaynak:
Alper Yazoğlu, Balkanlarda Türk Yağlı Güreşleri - Kırkpınar / 1991
Bir Sevdadır Balkanlar-Muhsin Durucan / 2009

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.