Kedere ve sevince aynı anda açılan odalar

Yüzyıllar geçse de; yöre kültürünün yozlaşmasına seyirci kalan kendi insanına rağmen hâlâ yaşayabilen bir gelenek…

Kedere ve sevince aynı anda açılan odalar

Bayburt Postası - Dünyayı değiştiren bir milletin, değişen dünyaya duyduğu özentinin etkisiyle yok olmak üzere iken yeniden hayat bulabilen bir anlayış… Yüzyıllar geçse de; yöre kültürünün yozlaşmasına seyirci kalan kendi insanına rağmen hâlâ yaşayabilen bir gelenek… Ve belki de yeryüzünde hem acı hem de tatlı anlara aynı anda kapılarını açabilen tek yapı…

Eski tarihten süregelen, hâlâ yaşayan ve çağa uygun bir yapı içinde yeniden uygulamaya konulan söz konusu gelenek, Bayburt’a özgü oda kültürü...

Semavi Ardahan / Bayburt Postası

Bayburt’u diğer yörelerden ayırt eden ve eski zamanlarda halk arasında uygulanan oda kültürünün günümüz şartlarındaki yapısal adı olan mahalle odası; söz konusu kültürün devamı olarak görülse de, aynı zamanda eski Türk mimarisine sahip yapıların yok oluşunu da temsil etmektedir.

Öteden beri eski konaklarda ya da komşu evlerde ihtişamını koruyan oda kültürü, Türk mimarisine sahip yapıların yok olmasının ardından ‘mahalle odası’ adıyla yeni bir şekle ve yapıya kavuşturulsa da, konum ve sahip olduğu önem açısından aynı değerini korudu.

Bayburt'a has kültür: Mahalle Odaları…


Bayburt’ta, mahalle odalarının ortaya çıkışı; modernleşme sürecinin zaman içinde ortaya koyduğu bir sonuçtur. Eski zamanlarda birbirine benzer yapıda inşa edilen ve orta sofalı plan üzerine kurulan eski Türk evlerinin mimari yapısında, kalabalık ortamların ağırlanabileceği -bugünkü mahalle odalarını andıran- büyük odalar vardı. Bu odalar; ev sahibi rızası ve muhtar idaresinde kullanıma açılırdı. Geçen zaman ve değişen dünyayla birlikte bu tip yapılar yok olmaya, hemen her evde oda kültürü artık yerini çok katlı küçük dar bölmeli yapılara bırakmaya başladı. İşte bu değişiklik ‘mahalle odası’ adıyla ortak kullanıma açılacak yapıların meydana gelmesini zorunlu kıldı. Bu zorunluluğun asıl sebebi ise yöre halkının; her şeye rağmen kendi kültürünü korumak ve değişen dünya şartlarına göre geleneğini yaşatmaktı. Anadolu'nun küçük ve ücra bir köşesi, bu anlamda örnek teşkil edecek kadar kendini korumakla kalmamış bilakis çağa uygun bir şekilde geliştirmiştir. Bu gelişmişliğin eseri ve örneği, şehrin yakın tarihinde elde edilen ve en önemli kazanımlardan biri olarak kabul edilen, Bayburt Mahalle Odaları’dır.

Bayburt’ta her mahallede ve hemen her köyde geleneklerin daha organizeli bir şekilde devamı için kurulmuş ve adeta kökleşmiş olan bu odalar; şehir içinde ‘mahalle odası’, köylerde ise ‘köy odası’ olarak biliniyor. Bu odalar, taziye evi olarak kullanılmasının yanında kahve içme, bayramlaşma, misafir ağırlama gibi birçok etkinliğe de yer veriyor.

İlk mahalle odası: Şingâh Mahalle Odası

Bayburt’ta ilk mahalle odası Tuzcuzade Mahallesi'nde kurulmuş. Fakat daha çok cami yakınına inşa edilen bu yapıların miladı; ağırlama sofası, yemekhanesi, gasilhanesi ve kenefiyle birlikte ilk olarak Şingâh Mahalle Odası’nın yapımı olarak kabul ediliyor. İki senelik bir zaman zarfında inşa edilen bu oda, 1981 yılında tamamen faaliyete geçmiş. Şingâh Mahalle Odası, -ilk olmasa da- bu alandaki kültüre öncü sayılabilecek bir örnek olarak kent genelinde daha çok öne çıkıyor.

Şingâh Mahalle Odası’nın kuruluşu…

Bayburt’a dışarıdan gelen yerli/yabancı turistlerin sözüyle önce hayret sonra imrendirici duygularla ifade etmeye çalıştığı Şingâh Mahalle Odası’nın kuruluşu, “bir mevlit kandili için toplanmış olan maddi yardımdan arta kalanla ne yapılabilir?" sorusuna verilen cevaptan ibaret. Evet, bu kadar basit bir sebepten ileri geliyor ama aksine yapımı ise pek meşakkatli olmuş.

Mahalle efradından ileri gelenler, bir mevlit kandili için toplanan maddi yardımdan arta kalanla, camii yanına taziye yeri ve akşam saatlerinde sohbet için kullanılabilecek küçük bir ahşap kâgir yapmak isterler... Önce dönemin Muhtarı Musa Kiki’ye sonra Şingâh Mahallesi Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği  Başkanı Orhan Ardahan’a danışılır. Bu danışıklık muallakta kalmaz ve Hanefi Ağın, Baha Erbay, Hacı Dursun Yerlikaya, Bekir Kayalı, Hüseyin Karslı gibi mahallenin öncü büyüklerine danışıldıktan sonra artık bir zaman sonra Bayburt'un genelinde uygulanmaya başlayacak olan yeni bir kültürün doğmasına vesile olacak karar alınır: “Eğer yapılacaksa, ihtişamlı bir şey yapılmalı…”

İlk cenaze merasimlerinden biri…

Temelinden çatısına kadar mahalle sakinleri tarafından inşa edilen bu odanın her bir metre karesinde karşılıksız bir emek söz konusu. Tüm mahalle yaşlı-genç demeden o vakit seferber edilmiş. Öyle ki dokumacılıkla geçimini sağlayan kadınlar, ev ekonomisine zerre paha katkıda bulunan 'ehram'larını dahi vermekten geri kalmamışlar. Bununla birlikte her Cuma namazından sonra toplanan yardımlar, Bayburt dışında ikamet eden yöre insanından makbuz karşılığı alınan büyük-küçük meblağlar ile 1979 yılında ilk kazma vurulmuş. O zamanki şartlarda ve ortamda bu odanın ilginç bir o kadar anlamlı menkîbesi de var. Daha bitmek üzereyken mimari özelliğiyle kimine göre olağanüstü, kimine göre ise sıra dışı görüntü vermeye başlayan odanın iskelet hali, ilk başlarda pek hoş karşılanmamış. Hatta cami yanına inşa edildiği için karşı çıkanlar da olmuş… Fakat emeğe saygı olsa gerek karşı çıkanlar, sabırla sonunu görmek istemişler. Bir kişi hariç! Çünkü odanın ilk cenaze merasimlerinden biri, mahalle odasının yapımına en çok karşı çıkan o kişiye nasip olmuş!

Şingâh Mahalle Odası, iki yıllık bir uğraş sonucunda işte böyle anlamlı bir tesadüfle hayata geçmiş… O günden itibaren dini gereklilik olan cenaze merasimlerinden, evlilik kurumunun geleneksel ilk adımlarından biri olan kahve içme törenlerine kadar hem kedere hem de sevince kapılarını açan önemli bir toplum merkezi oldu.

Mimari özelliği…

Tıpkı Bayburt, 14 mahallesinin her birinde mevcut olan oda özelliğiyle Anadolu’da ayrı bir öneme sahip olduğu gibi; Şingâh Mahalle Odası da gerek ihtişamıyla, gerek büyüklüğü ve mimari özelliğiyle Bayburt’ta ayrı bir öneme sahip.

Odanın mimari yapısı, düz taban üzerine altıgen şema üzerine kurulmuş. Bu plan, arıların petek yapışından esinlenerek hazırlanmış. Buna mükabil ekonomik zorluklar da göz önüne alınarak düşük maliyet hedeflendiği için asıl esprisi ise daha az malzeme kullanılması!

Alt tarafta gasilhane ve kenef, üst tarafta ağırlama sofası ve yemekhane düşünüldüğünden, iki kat üzerine inşa edilen bu odanın tüm birimlerine giriş, ayrı ayrı dış kapılardan verilmiş. Burada ki amaç; kahve içme ile cenaze merasimi gibi apayrı faaliyetlere aynı anda sağlıklı bir şekilde yer vermek için! Diğer bir anlamlı tarafı ise odanın ağırlama sofasının iki yönlü olması. Bu durum her hangi bir faaliyette, ihtiyarların ve gençlerin aynı bölümde fakat ayrı bir şekilde konuşlanması için düşünülmüş.

Mahalle odasının kurucularından Orhan Ardahan tarafından çizilen ve ekonomik nedenlere rağmen bilinçli bir çalışmayla öne çıkarılan odanın bu projesi, daha sonraki yıllarda genişletilmiş, değiştirilmiş ve iç dekorasyonuyla zenginleştirilmiş.

'Bugün bana, yarın sana'

Cenazeye saygı; Türk insanının vefa duygusuyla harmanlanmış en onurlu geleneğidir. Yakını ebediyete intikal etmiş bir kişi kendi değerleri ve matemiyle iç dünyasında yas tutarken, yakınları da dış dünyasında farklı muhtevada o kişinin cenazesine sahiplenmektedir. Çünkü Anadolu'da biliniyor ki -bugün sana, yarın bana- her faninin son dileğidir. Ve bu son dileğin kusursuz geri çevrilmediği Bayburt’ta, mahalle odaları her zaman hali hazırda bekletilmiş olup, hiçbir ayrım gözetmeden kapıları merhum yada merhume çevresinde olan herkese açılıyor. Böylece odada hizmet eden gençler ve ziyaretçiler merhum yada merhumeye duydukları vefa borcunu inanç gereği ödeme imkânı bulmuş oluyor. Diğer yanda insan hayatı için en önemli kurum olan herhangi bir ailenin kuruluşundaki ilk adımlar yani kahve içme törenleri de bu odalar vasıtasıyla gerçekleştirilir. Bu iki ayrı faaliyet bazen aynı anda da gerçekleşebiliyor!

İşte en önemli nokta burası. Cenaze merasimi ve kahve içme töreninin aynı anda gerçekleşmesi, öyle anlaşılıyor ki kederle sevincin yan yana durabildiği tek örnektir! Bunun kaynağı ise şüphesiz hoşgörüdür.

Mahalle odalarında cenaze merasimi…

Mahalle odaları; her türlü etkinliğe kapılarını açsa da, en önemli vasfı; ebediyete intikal edenler için cenaze merasimlerine yer vermesidir.

Mahalle odalarının kuruluş amaçlarından biri olan cenaze merasimleri, yörede herkes tarafından bilinen bir düzene sahiptir. Bu düzen; taziye ziyaretleri ve cenazeye sahiplenmek gibi faaliyetleri içeriyor. Bayburt’ta var olan her mahalle odasında bu böyledir. İki gün süreyle devam eden taziye ziyaretlerindeki amaç 'ırakları yakın eylemek' içindir. Burada amaç, uzakta olup da cenazenin defnedilmesine yetişemeyen merhum yada merhume yakınlarının, taziyede bulunmasını sağlamak ve onları ağırlamak... Bu iki gün süre içinde oda mutfağında yemekler hazırlanıp, vakitlerince yemekhanede cenaze sahiplerine ve uzaktan gelenlere ikram ediliyor.

Yemekler tasarruflu bir şekilde hazırlansa da, menü çeşit bakımından zengindir. Bu zenginliğe belli aralıklarla çay da ilave ediliyor. Tüm bu ikram için görevde bulunanlar ise tamamen gönüllü kişilerden oluşuyor… İşte böyle bir "yas’’ ortamında insan hüzün yerine oldukça manevi huzur buluyor. İki gün boyunca kalabalıkları ağırlayan odadaki bu eşsiz manevi huzurla cenaze yakınlarının normal hayatlarına devam etmeleri sağlanıyor.

Halk ve protokol kaynaşması…

Mahalle odalarında; cenaze merasimi ve kahve içme töreni kadar bir diğer önemli etkinlik ise bayramlaşma merasimidir. Halkın ve devlet erkânının, dini bayramlarda bir araya gelip hem bayram tebriklerinde bulunması, hem de bu vesileyle kaynaşması mahalle odalarına has bir durumdur. Protokol üyeleri ile birlikte siyasi parti yöneticileri, sivil toplum kuruluşları, dernek temsilcileri gibi her kuruluşun ve her kesimden vatandaşın katılabileceği mahalle odalarında sadece ve sadece bayramın manevi havası hakim. Bu çerçevede bir araya gelenler birbirlerinde daha önce göremedikleri samimiyete tanık olurlar. Çünkü protokolün aranmadığı, sadece küçüklerin büyüklere hürmet ettiği bu bayramlaşma merasimi; hiçbir ayrımcılık ve farklılık gözetmeden hoş sohbetler içinde geçiyor.

Odaların mali kaynağı…

Mahalle odalarının tüm gelir giderleri, halk tarafından karşılanıyor. Odanın bulunduğu mahallede tapulu hanesi olan herkes üye sayılıyor. Üyelerin aidat ödeme süresi en fazla bir yıl olup, meblağı her yıl dernek yönetimi tarafından belirleniyor. Öyle ki yıllar önce göç etmiş kişiler dahi aidatlarını ziyaret ettikleri zaman zarfında ödüyor veya gönderiyor. Ayrıca odalar yine hayırsever vatandaşlardan da yardım görmektedir..

Editör: “Yapılışındaki amaç ve sebepleri paylaştığımız Bayburt Mahalle Odaları üzerine değişik çok değerli makale ve haber söz konusu. Bu makale ve haberler; odaların işlevi ve idaresi hakkında bilgiler içermiş olup, aynı zamanda tanık fakat yabancı gözüyle Bayburt’un bu müstesna güzelliğini haber niteliğinde anlatmıştır. Bayburt Postası tarafından hazırlanan bu yazı ise her iki durumun işlenmesine vesile olan bu odaların, daha çok nasıl hayata geçtiğiyle alakalıdır. Özellikle vurgulamak gerekir ki, Bayburt’ta mevcut olan her mahalle ve köy odası, kendi muhitinde bir şaheserdir. Hepsi değerli ve hepsi ortak değerdir. Belirtilmeye çalışıldığı gibi bu paylaşım diğer bilgilerle beraber söz konusu kültürü meydana getiren sebeplerle alakalı olduğu için; bu alanda kuruluş hikâyesiyle öne çıkan Şingâh Mahalle Odası, örnek olarak işlenmiştir…’’

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.