Demiryolu sevdası, onları da 'bir araya' getirmişti

Bayburt Postası - Geçtiğimiz yıllarda kendisini de içine alabilecek bir demiryolu güzergâhı heyecanının yaşandığı Bayburt’ta son günlerde bir hareketlilik başladı. Daha önce 2009 yılında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Bayburt ziyareti öncesinde reklam panolarına ve bilbordlara taşınan  "Bayburtlu'nun tren mücadelesi" o dönem Bayburt gündeminin en önemli konusu olmuştu. Uzun yıllar sonra ilk kez sivil toplum örgütlerinin bir araya gelerek güç birliği yapması, Bayburtlu'nun bitmeyen kara sevdasını yeniden hatırlatmıştı. O günlerde yaşanan sıcak gelişmelerle birlikte tarihin tozlu sayfalarında saklı olan benzer faaliyetler de gündeme taşınmış, yerel basının ilk gündem maddesi olan demiryolu projesinin siyasi erk ve STK’lar tarafından da bir öncelik olarak ele alınması için çalışmalar yapılmıştı. 

Demiryolu sevdası, onları da 'bir araya' getirmişti

Zamanın sivil toplum kuruluşları tarafından yapılan toplantı neticesini Valilik kanalıyla hükümete bildirmek için yazılmış bir mazbataBayburt Postası - Geçtiğimiz yıllarda kendisini de içine alabilecek bir demiryolu güzergâhı heyecanının yaşandığı Bayburt’ta son günlerde bir hareketlilik başladı. Daha önce 2009 yılında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Bayburt ziyareti öncesinde reklam panolarına ve bilbordlara taşınan  "Bayburtlu'nun tren mücadelesi" o dönem Bayburt gündeminin en önemli konusu olmuştu. Uzun yıllar sonra ilk kez sivil toplum örgütlerinin bir araya gelerek güç birliği yapması, Bayburtlu'nun bitmeyen kara sevdasını yeniden hatırlatmıştı. O günlerde yaşanan sıcak gelişmelerle birlikte tarihin tozlu sayfalarında saklı olan benzer faaliyetler de gündeme taşınmış, yerel basının ilk gündem maddesi olan demiryolu projesinin siyasi erk ve STK’lar tarafından da bir öncelik olarak ele alınması için çalışmalar yapılmıştı. 

Bu güç birliğinin ortaya çıkaracağı sinerji ve yapılacak çalışmalara destek vermesi amacıyla yazarımız Süleyman Atmaca da, tozlu tarih sayfalarından örnek teşkil edecek çalışmaları Bayburt Postası okurlarıyla paylaşmıştı.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde demiryolu projesinin gündeme gelmesi ve hatta güzergâh ve istasyonlarının belirlenmiş haldeki kroki ve planlarının hazır hale getirilmesinin tamamen bölgedeki sivil ve resmi erkânın öncülüğünde gerçekleştiğini belgeler ile ortaya çıkaran Atmaca, yazışmalara göre güzergâhlar arasında yer alan Bayburt'un bir "Anadolu İskelesi" olarak ön plana çıktığını da ortaya koymuştu. 

Bugün Saadet Partisi Bayburt İl Başkanlığı tarafından başlatılan imza kampanyası gibi o dönem sivil toplum kuruluşları tarafından yapılan birlikteliği, hükümete bildirmek için yazılmış mazbataları ve devlet eliyle demiryolu projesine ilişkin yazışmaları daha önce Bayburt Postası okurlarıyla paylaşan Atmaca'nın konu ile ilgili her iki yazısıyla, STK'ların geçmişte nasıl bir çalışma içerisinde olduklarını bir kez daha hatırlatıyoruz.

Süleyman Atmaca / Bayburt Postası

Güzel memleketimiz Bayburt, verdiği göçlerle her geçen gün hem nüfus ve hem de ekonomik olarak buz gibi erimektedir. Bu erimenin kötü sonuçları da bir bir ortaya çıkmaktadır. Nitekim son yapılan adrese dayalı nüfus sayımında Türkiye'nin en az nüfusa sahip ili "unvanı"nı alarak sahip olduğu iki milletvekili çıkarma şansını yitirdi. Yine tek milletvekili çıkaracak tek il "unvanı"nı aldı. Maalesef acı da olsa bunlar artık bir gerçek. Hatta yıllar sonra ve zorla elde ettiğimiz vilayet olma hakkımızın da elimizden gidebileceği endişesi, istemesekte akla gelmeye başladı.

Bu erimenin durdurulması için herkes elinden gelen çabayı sarf etmelidir. İstemediğimiz sonuçların tezahürünü bertaraf etmek için herkes kafa yormalıdır. İşte bu minvalden olmak üzere ben de çok önemli bir proje olduğuna inandığım Bayburt'tan geçecek bir demiryolu projenin gündeme getirilmesine katkıda bulunmak amacıyla bu projenin Osmanlı Devleti'nin son dönemindeki serüvenini dile getirmeye çalışacağım.

Bayburt’un bu olumsuz gidişatını engellenmesi için duyarlı insanlarımız fikir planında bir takım çalışmalar yapmakta, bir takım fikirler üretmektedir. Düşünülen projelerden biri de Bayburt'tan geçebilecek bir demiryolu projesidir. Bu günlerde Bayburtlular'ın üzerinde kafa yorduğu bu projenin Osmanlı Devleti zamanında başlamış olduğunu daha önceden bildiğim için bu konuyu dile getirmenin çok faydalı olacağını düşünüyorum.

Osmanlı Devleti’nde demiryolunun yaygınlaştığı ve demiryolu yatırımının en çok yapıldığı dönem, II. Abdülhamit devridir. 1889- 1898 döneminde, 5 bin 350 kilometrelik demiryolu inşası için izin verilmiştir. Bu rakamın, günümüzde mevcut olan demiryolu uzunluğunun yarısından fazla olduğu düşünülürse, o günkü şartlarda ve teknolojik imkânlarla yapılan bu yatırımın ne kadar büyük ve önemli olduğu ortaya çıkmaktadır.

Bilindiği üzere Sultan II. Abdülhamit zamanında Hicaz, Bağdat, Anadolu ve Rumeli Demiryolları ağı başlatılmıştı. İstanbul demiryolu ağı ile Medine'ye bağlanmıştı. Hicaz demiryolu diye bilinen bu yolun bu günlerde açılışının yüzüncü yılı kutlamaları yapılmaktadır.

İşte bu dönemde İstanbul'dan Erzurum ve Van'a kadar şimdi de kullanılan demir yolu hattı yapılmıştı. Bu hattın Erzurum-Erzincan güzergâhından ve Bayburt üzerinden Karadeniz sahiline bağlanması için bir proje yapılmıştır. Bu projenin o günkü tabiriyle adı “Trabzon-Erzurum Şimendifer Hattı”dır.

Karadeniz sahilini Bayburt üzerinden Erzincan-Erzurum arasından ve Lori deresi güzergâhıyla İstanbul-Van demir yoluna bağlamayı amaç edinen bu proje hakkında II. Abdülhamit döneminden beri yazışmalarının yapıldığı arşiv kayıtlarında görülmektedir. Bu proje ile ilgili olarak bu dönemde yapılan yazışmaları anlatan onlarca belge mevcuttur.

Belgelerin ve yazışmaların seyrinden anlaşıldığına göre bu Trabzon-Erzurum Demiryolu projesi tahminen Rumî 1300/ Miladî 1884 yıllarında yani II. Abdülhamit döneminin ilk yıllarında yapılmış olması muhtemeldir. Yine yazışmaların seyrinden anlaşıldığına göre bu hattın tünelleri ve istasyonlarının da gösterildiği bir plan ve projesi dahi çizdirilmiştir.

Bu projenin güzergâhı konusunda hem Gümüşhane ve hem de Bayburt ahalisi zamanın hükümetine müracaatlar yaparak güzergâh tespitinde müdahil olmak istemişlerdir. Neticede ortaya çıkan proje Zigana dağını birçok tünelle geçerek yine Gümüşhane bölgesinden onlarca tünelle Bayburt’a; oradan da Lori deresinden geçerek Tercan civarından Erzurum hattına birleşecek şekilde bir hat üzerinde proje çalışmalar yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu projenin uygulanması için Erzurum ve Van gibi Doğu Anadolu vilayetleri ahalilerinin de hükümete başvuruda bulundukları yine arşiv kayıtlarında mevcuttur.

II. Abdülhamit'in bir ihtilal sonucu tahttan indirilmesiyle, başlattığı birçok proje gibi Trabzon-Erzurum Şimendifer Hattı projesi de akamete uğratılmıştır.


Osmanlı arlşivlerinde bu konuda yapılmış onlarca yazışma ve belge mevcut...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Belgelerde İkinci Abdülhamit'in tahttan indirilişinden sonra ilan edilen Meşrutiyet nutkunda bu hattın yapılacağının taahhüt edildiğini ancak yapılmasının özellikle mali sebeplerle ertelendiğini anlamaktayız.

II. Abdülhamit’ten sonra tahta geçirilen Sultan Mehmet Reşat'ın döneminin ilk aylarında bu demiryolu projesinin inşaatının başlatılması için bölge ahalisi ve ileri gelenleri tarafından yoğun talepler vardır. Özellikle Trabzon valilisi Samih Rıfat Bey ve Trabzon ileri gelenlerinin bu konudaki ısrarları dikkati çekmektedir. Yapılan bu müracaatlar üzerine Rumî 18 Kanun-i evvel 1325 / Miladî 31 Aralık 1909 tarihinde bu projenin uygulanamamasının acı gerçeğini Dâhiliye Nezareti Muhaberat-ı Umumiye Dairesi tarafından Trabzon vilayetine çekilmiş olan şu telgrafta açıkça görmekteyiz:
   
“Trabzon Vilayetine / Şifre           
18 Kânun-ı evvel 1325

Trabzon ve Erzurum şimendiferinin inşası hükümetçe gayet lüzumlu ise de Maliyenin hâlihazırdaki durumu müsait olmaması bunun hükümetçe yapılmasına mani olduğundan bu hususa teşebbüsatta bulunacak yerli bir şirkette zuhur etmediğinden zarureten tehir edilmektedir. Hükümet mezkur hattı uygun bir zamanda inşasını tasavvur ettiğinden karşılanması mümkün olmayan taleplerle hükümet merkezini meşgul etmek uygun olmayacağının ahalinin ileri gelenlerine anlatılmasıyla müracaat eden kalabalıkların dağıtılması gereklidir."

Yine bu günlerde Erzurum ve Van vilayetlerinden gelen ahalinin bu hattın inşasını isteyen taleplerine de 19 Kânunisanî 1325 / 1 Şuat 1910 tarihinde de aynı muhtevalı telgrafla cevap verilmiştir.

Bu sırada bölge ahalisi bu hattın inşası için hükümetin kapısını aşındırmaya devam etmektedir. Hükümet, bir taraftan maliyenin sıkıntısını gerekçe gösterse de yapılan müracaatlar ısrarla devam etmekte olduğundan bir taraftan da Nafia Nezaretine bu hattın inşa masraflarını belirlenmesi için gerekli çalışmayı yapmak üzere 11 Şubat 1325 / 25 Şubat 1910 tarihinde talimat vermiştir.

Böylece kaynak sıkıntısı gerekçesiyle ertelenmiş olan Karadeniz sahilinin Demiryoluyla Erzurum hattına bağlanması çalışmaları ahalinin baskılarıyla tekrar başlatılmıştır.  

24 Şubat 1910 tarihinde Dahiliye Nezareti'nin Sadaret (Başbakanlık) makamına yazdığı yazıda Trabzon-Erzurum demiryolunun inşasına başlanmasına karar verildiği ve gerekli keşfin yapılması için bu yıla ait bütçeye tahsisatının konulduğu da belirtilmiştir.

Yazışmaların seyrine bakıldığında 1914 yılına kadar bu konuda bir faaliyet görülmemektedir. Anlaşılan zamanın hükümeti başta da gösterdiği kaynak yetersizliğinden dolayı işi sonuçlandıramamaktadır. Hatta bu hattın inşasından vaz geçilerek öncelikle Samsun-Sivas hattının yapılacağı, Trabzon-Erzurum hattının daha sonraya bırakılacağı şayiası çıkmıştır.

Bunun üzerine 21 Mayıs 1914 tarihinde Trabzon ileri gelenleri Dâhiliye Nezaretine bir telgraf çekerek Trabzon-Erzurum demiryolu hattının bu havali için hayat memat meselesi olduğunu sonraya bırakılmasının buranın ticaret ve sanatını yok edip ahalinin buraları terk etmesine sebep olacağını belirtip bu hattın yapılması için ne lazım gelirse yapacaklarını belirtirler. Aynı muhtevalı bir yazıyı da 1 Haziran 1914 tarihinde Sadaret [Başbakanlık] makamına gönderirler.

Yine 6 Haziran 1914 tarihinde Trabzon ahalisi ve ileri gelenleri Dâhiliye Nezareti'ne çektikleri ilave telgrafla Trabzon-Erzurum Demir yolu hattının tesisi için hükümete yardım için ahali adına bir takım maddi taahhüt tekliflerinde bulunurlar. Trabzon valisi 8 Haziran 1914 tarihinde bu taahhüt ve teklifleri bir yazıyla da Dâhiliye Nezareti'ne bildirir.

Bu arada Trabzon-Erzurum güzergâhındaki Maçka, Gümüşhane ve Bayburt ahalilerinin bu hattın tesisi için isteklerini idareci ve ileri gelenleri vasıtasıyla Dâhiliye ve Sadaret makamına ulaştırdıklarını görüyoruz.

Bayburt ahalisinin isteklerini dile getiren ve Bayburt Kaymakamlığı'nın Erzurum Vilayeti vasıtasıyla Dâhiliye Nezareti'ne gönderdiği 20 Haziran 1914 tarihli tahriratında şöyle denilmektedir:

"Bayburt kasabası ahalisinin 7 Haziran 1330 tarihinde usul ve kanuna uygun olarak yaptıkları toplantı neticesinde seçilen heyet tarafından verilen istidanamede mevkii ve tarihi ehemmiyetiyle meşhur ve her türlü nakliye vasıtalarından mahrum olan kazamızın muhtaç olduğu şimendifer hattı için Padişahımızın ilk beyannamesindeki [Meşrutiyetin İlanında] Trabzon-Erzurum Hattının beyanatı, hükümetin yıllık programında olmaması kaza sakinlerinde derin bir teessür hissi uyandırmıştır.  Bu mühim maksadın daha iyi sonuca ulaşması için Van, Bitlis, Trabzon arasında mühim bir mevki teşkil eden ve Anadolu'nun İskelesi namını kazanmış bulunan Bayburt kasabasının ebediyen harabını doğuracağı tabii bulunduğundan bu elim mahrumiyet karşısında Trabzon Erzurum hattının Bayburt'tan geçmesi için Yüksek makam merkezinize karşı vuku bulacak teşebbüs ve istirhamların olumlu karşılanması ve maksadın hâsıl olmasına himmet buyurmanız istirham edilmiş olmakla gereğinin yapılması vilayetinizin yüksek görüşlerinize bağlıdır."

Bu tahrirat 5 Temmuz 1914 tarihinde dikkate alınmak talebiyle Dâhiliye Nezaretince Nafıa Nezaretine gönderilmiştir.  Nafıa Nezareti de Trabzon-Erzurum Demiryolu hattının güzergâhının tespiti için bir fenni heyet teşkil edilerek oraya gönderileceğini bildirmiştir. Bu arada Bayburt'tan geçip geçmeyeceğinin de bu heyetin çalışmaları sonunda belli olacağını Dâhiliye Nezaretine bildirmiştir.

Dâhiliye Nezaretinden de 13 Temmuz 1914 tarihinde Trabzon ve Erzurum vilayetlerine gönderilen cevabi bir yazıda şöyle denilmektedir:

"Trabzon'un demiryolu ile Erzurum'a bağlanmasının mümkün olup olmayacağının tetkiki için yakında gönderilecek Heyet-i Fenniyece mezkûr demiryolunun Bayburt'tan geçmesinin uygun olup olmayacağının da tabii olarak tetkik edileceği cihetle neticesinin beklenmesi Nafıa Nezaretinden bildirilmiştir."

Yine Trabzon vilayetinin konuyu ısrarla takibi neticesinde Dâhiliye Nezareti tarafından Trabzon vilayetine yazılan cevabi yazıda Trabzon'un bir şimendifer hattı ile Erzurum'a bağlanmasının öteden beri nazarı dikkate alındığı ve meşrutiyetin ilanı ile bir heyet-i fenniye gönderilerek güzergâhın tetkik ettirilmiş olduğu ve güzergâhın kesinleştirilmesi için bir heyetin daha gönderilmesinin karara bağlandığı bilgisi verilmektedir.

1884 yıllarında projesi çizilmiş olan Trabzon-Erzurum demiryolu hattının Osmanlı Arşivi'nde ulaşabildiğim yazışma serüveni böylece 1914 yılına kadar sürüyor.

1914 yılı Temmuz ayı sonlarında başlayan Birinci Dünya Savaşı sırasında bu hatta askeriyenin orduya malzeme nakli için kısa da olsa bir demir yolu hattı inşa ediliyor. Trabzon–Hamsiköy arasında inşa edilen bu kısa raylı hatta Dekavül denilen küçük yük nakil aracı kullanıldığı da arşiv kayıtlarında mevcuttur. Anlaşıldığı kadarıyla bu Dekavül hattı Trabzon limanından Hamsiköy'e kadar çalışmaktaydı. Buradan sonra ise askeri malzemeler kamyon, yük hayvanı ve kağnılar vasıtasıyla Zigana'yı aşarak Gümüşhane Bayburt üzerinden Erzurum'a ulaştırılıyordu.

Bu proje çok önemli sayıldığı halde neden uygulanamamıştır?

Belli ki II. Abdülhamit bir ihtilal neticesinde tahttan indirilmeseydi ve Osmanlı Devlet bu dönemde savaşa girmeyip mali sıkıntıya düşmeseydi bu demiryolu yapılmış olacaktı. Belki de bu yol güzergâhında bulunan Trabzon, Gümüşhane ve Bayburt 'un ticaret ve sanyisi gelişmiş olacaktı. En çok göç veren bu vilayetler bu kadar boşalmayacak, toprakları boş yatmayacaktı.

Şu da bir gerçek ki, bu tarihlerden sonra devlet malî sıkıntılar sebebiyle bu projeyi ertelemiştir. Ancak ahalinin hararetli istekleri karşısında bu projeyi tekrar tekrar ele alma ihtiyacı hissetmiştir.

Önemli bir proje olarak ele alınmasına rağmen kaynak yetersizliği sebebiyle inşasına bir türlü başlanamamış olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca Osmanlı Devleti'nin artık son derece sıkıntılı günlere girdiği, topraklarının Rusya, İngiltere ve Fransa tarafından paylaşılma planları yapılmaya başlandığı bu yıllarda artık istese de bu projeyi uygulama şansı kalmamıştı. Almanya'yla ittifak yapmak zorunda kalarak girilen birinci dünya savaşında yenik duruma düşülmesiyle de artık devletin kolu kanadı kırılıp budanmıştır.

Savaştan önce bu projenin uygulanmasını engelleyen asıl unsurlardan biri de Rusya'dır. Osmanlı'nın Sivas'tan öte Doğu bölgesini işgal planı yaptıkları için bu bölgenin güçlenmesini istememektedirler. Bölgenin güçlenmesi düşündükleri işgal planını akamete uğratacaktı. Bunun için Ruslar yapılacak bir savaşta Osmanlı Ordusu'nun ikmal yollarının ve alt yapısının sağlam olmasını engellemişlerdir. Rusya, Osmanlı Devleti'nin bu bölge'de yapacağı her türlü yatırımı kendisi için bir tehdit sayarak müttefikleri olan İngiltere ve Fransa vasıtasıyla engellemiştir. Çünkü Osmanlı borçlar yüzünden bu devletlere bağımlı hale gelmiştir. Onların müsaade etmediği hiçbir projeyi uygulama şansı kalmamıştır. II.Abdülhamit gibi dirayetli bir padişahın da görevden uzaklaştırılması bu önemli projelerin dış güçler tarafından engellenmesini kolaylaştırmıştır. 

Trabzon-Erzurum demiryolu hattının tesisi için sivil toplum heyetlerinin çalışmaları  

Osmanlı Devleti döneminde bu demiryolu projesinin gündeme gelmesi ve hatta güzergâh ve istasyonlarının belirlenmiş haldeki kroki ve planlarının hazır hale getirilmesi tamamen bölgedeki sivil ve resmi erkânın öncülüğünde gerçekleşmiştir.
    
Bu projenin Osmanlı döneminde gerçekleşememesinin siyesi ve maddi bir takım sebepleri olmuştur. Ancak bu projenin gündemde tutularak uygulamaya başlanacak noktaya gelmesinde zamanın sivil toplum kuruluşlarının büyük katkısının olduğunu konuyla ilgili arşiv belgelerinde açıkça görmekteyiz.  

Bu demiryolunun geçmesinin planlandığı vilayet ve kazaların ileri gelenleri, yöneticileri, ticaret ve sanayi odaları, dini ve cemaat önderleri hep birlikte hareket ederek bu projenin hazırlanması ve bir an önce uygulamaya koyulması için yoğun çalışmalar yapmışlardır.

Bu hususta başta Trabzon olmak üzere bu projenin büyük faydasını görecek Erzurum, Van, Bitlis gibi vilayetler ile Gümüşhane, Bayburt, Maçka gibi kazaların sivil toplum kuruluşlarının, hükümeti ve idarecileri bu hususta daha ciddi çalışmaya sevk etmek için telgraflar çektiklerini arzuhal ve mazbatalar gönderdiklerini görmekteyiz.

İkinci Abdülhamit döneminde projesi hazırlanan ve 1908 yılındaki meşrutiyetin ilanında da yapılması ön görülen ve daha sonra maliyenin kaynak sıkıntısı sebebiyle yapımı ertelenen Trabzon-Erzurum demiryolu hattının yeniden gündeme getirilmesi için özellikle Trabzon Vilayetinin sivil toplum kuruluşlarının Dahiliye Nezaretine gönderdikleri telgrafları ve valilik aracılığıyla hükümete yazdıkları mazbataları bu çalışmaların başında gelmektedir.

Bu dönemde başlatılan sivil toplum çalışmalarına bir örnek olmak üzere Trabzon’daki zamanın sivil toplum kuruluşları tarafından yapılan toplantı neticesini Valilik kanalıyla hükümete bildirmek için yazılmış bir mazbatayı günümüz Türkçesiyle anlaşılacak şekilde buraya almak istiyorum:

Trabzon’daki zamanın sivil toplum kuruluşları tarafından yapılan toplantı neticesini Valilik kanalıyla hükümete bildirmek için yazılmış bir mazbata

Vilayet Yüksek Makamına
Atufetli Efendim Hazretleri;

Vilayetimizin şiddetle muhtaç olduğu Şimendifer hattının inşasının temini emrinde meşrutiyet nutku başlangıcında Trabzon hattı hakkında Padişah hazretlerinin beyanatları bulunduğundan ve daha önce umumi ahalinin hükümet merkezine ve vilayet makamına vuku bulan müracaat ve istirhamları neticesinde mezkur hattın hükümetçe inşası katiyen emir ve vaat buyrulduğu ve hatta bu emrin yerine getirilmesi için bir fen heyetinin gönderildiği ve haritaları bile tanzim edildiği halde inşasına henüz gidilmediğinden müteessir olan belde ahalisinin, belediye ve ticaret odası riyasetleri delaletiyle yaptıkları umumi toplantıda gerekli teşebbüs ve takibata tevessül olunmuştur.

Mezkur hattın civardaki değer hatlardan evvel açılması birçok zaruri sebeplerden dolayı beklenir iken, civardaki mezkur hatların meyanında inşasının temin buyrulmaması gerçekten bölge genelinde üzüntüyü mucip olmuştur.

Vilayetimizin valisi bulunmak hasebiyle, devletin temsilcisi olan şahsınızın da gerçek medeni ve ticari sebeplere müstenit bulunan bu umumi teessüre iştirak buyuracağınızdan kesinlikle ümit varız.  

Büyük bir vilayetin külliyen harap olmasını doğuracak bu elim mahrumiyet muvacehesinde, merkezdeki yüksek makamlara teşebbüs ve istirhamlarımızın arzı o yüksek makamların temsilcisi olma salahiyetlisi ve bir buçuk milyon halkın hizmetkâr valisi bulunmaları hasebiyle bu yoldaki bütün teşebbüslerimizi ve istirhamlarımızı her iki sıfat ve yüksek yetki ile takip ve amaca ulaşmak için gayret göstereceklerini, daha önceki yardımlarına güvenerek yardım istemekte kendimizi haklı görmekte mecburuz.

Binaen aleyh kendilerine derin bir hürmet ve itimat ile müracaat eden ve belde ahalimizin tam bir vekâletini haiz olan heyetimiz, iş bu büyük milli ihtiyacı isteme yolunda bütün kudret ve yüksek salahiyetlerini esirgemeyeceğinin tabii bulunduğunun arzıyla; bu hususta emir yetki sahibinindir.

19 Mayıs 1330 (1 Haziran 1914)

Ermeni Katolik   Ermeni Murahhasa        Rum Metropolidi           Trabzon          
 Murahhasası          Vekili                - Mühür -              Müftüsü
   -Mühür-           - Mühür-                                      -Mühür-

    Aza                Aza        Aza          Aza                    Aza
 - Mühür-           - Mühür-   - Mühür-      - Mühür-              - Mühür-

Faliyet Heyeti Reisi       Ticaret Odası Reisi          Belediye Reisi Namına
    - Mühür -                   - Mühür -                     - Mühür-

İşte o zamanın sivil toplum kuruluşları yaptıkları bu toplantılarda oluşturdukları faaliyet heyetleri vasıtasıyla Trabzon’u Erzurum’a bağlayacak demir yolu projesinin yeniden hükümet gündemine aldırmışlardı. Ancak Osmanlı’nın bu dönemdeki ağır dış borçları ve Rusya’nın baskıları sebebiyle yapılamamıştır. Daha sonra birinci dünya savaşının başlamasıyla bu demiryoluna duyulan ihtiyaç sebebiyle zor şartlarla olsa da Hamsiköy’e kadar çalışan bir dekavül hattı, yani küçük yük treni hattı yapılmışsa da arkası gelmemiştir.

  

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.