Tele 1’de Namık Koçak’ın programında duydum bu suçlamayı önce. Namık Koçak hangi akla hizmet ederek programına çağırmıştı bilmem ama adam açıkça “Atatürk, Maliye Bakanına ‘Kesebir’ soyadı verdi, neden verdi, bunu benden başka irdeleyen olmadı” dedi (mealen böyle dedi). Namık Koçak’ın gıkı çıkmadı, karşı çıkmadı, Van deyimiyle “Pel pel” baktı yüzüne.

Sonra ben bu iddiayı başka yerlerde de seslendirmiş mi diye araştırdım. Evet bunu yazmış bazı yerlerde Dilipak. İki örnek vereyim:

“Mustafa Kemal, Maliye Bakanına ‘Kesebir’ soyadını verdi. Sahi İş Bankası nasıl kuruldu? Karıştırmayın. ‘Kayıt dışı yasa’ ne yasası idi?” (1)

“Mesela Maliye Bakanının soyadı, bakan olduğu gün, ‘Kesebir’ olmalı. Gazi vermişti bu soyadı o adama. Nasıl olsa ‘Kesebir’ ayrı-gayrı mı olur..” (2)

Yani daha açıkça söylersek; diyor ki Dilipak “Mustafa Kemal, birine hem de bakan olduğu gün, ‘Kesebir’ soyadı vermiş, sonra da Maliye Bakanı etmiş ki, birlikte malı götürsünler…”

Peki bu soyadını gerçekten Atatürk mü vermiş, önce ona bakalım… Atatürk’ün verdiği soyadları ile ilgili bir çalışma yapılmış mı, hemen ona baktım ve buldum. “İşte Atatürk” adlı internet sitesinde böyle bir çalışma var. Burada verdiği soyadları ve adların tümü var. Bazı soyadları konusunda el yazılı beyanları da var. Burada “Kesebir” yok. İşte erişim adresi, dileyen baksın: https://isteataturk.com/g/icerik/Ataturkun-Verdigi-Isimler-ve-Soyadlari/1489

Şimdi gelelim Kesebir’in Maliye Bakanlığına… Kurtuluş Savaşı döneminden Demokrat Parti’nin iktidara geldiği 1950 yılına dek görev yapan tüm Maliye Bakanlarının listesi aşağıda. Bunların içinde Kesebir soyadlı bir kişi yoktur.

Aşağıdaki liste Türkiye Cumhuriyeti Maliye Bakanları listesidir.

№    Bakan                               Göreve Başlama                  Görevden Ayrılma      Parti

TBMM Maliye Vekilleri (1920-1923)
1    Hakkı Behiç Bayiç                 3 Mayıs 1920                      17 Temmuz 1920    Bağımsız
2    Ahmet Ferit Tek                     17 Temmuz 1920                19 Mayıs 1921
3    Hasan Saka                           19 Mayıs 1921                    22 Nisan 1922
4    Hasan Fehmi Ataç                  22 Nisan 1922                    27 Ekim 1923

Maliye Bakanları (1923-1950)
1    Hasan Fehmi Ataç                  30 Ekim 1923                     2 Ocak 1924          Cumhuriyet Halk Partisi
2    Abdülhalik Renda                    2 Ocak 1924                     21 Mayıs 1924
3    Recep Peker                           21 Mayıs 1924                  22 Kasım 1924
4    Abdülhalik Renda                    22 Kasım 1924                   3 Mart 1925
5    Hasan Saka                             3 Mart 1925                      13 Temmuz 1926
6    Abdülhalik Renda                    13 Temmuz 1926                1 Kasım 1927
7    Şükrü Saraçoğlu                      1 Kasım 1927                   25 Aralık 1930
8    Abdülhalik Renda                    25 Aralık 1930                     3 Şubat 1934
9    Fuat Ağralı                                 3 Şubat 1934                  13 Eylül 1944
10   Nurullah Esat Sümer              13 Eylül 1944                      7 Ağustos 1946
11   Halit Nazmi Keşmir                   7 Ağustos 1946                23 Mart 1948
12   Hasan Şevket Adalan             27 Mart 1948                     16 Ocak 1949
13   İsmail Rüştü Aksal                  16 Ocak 1949                    22 Mayıs 1950

Yani, Atatürk’ün “Kesebir” soyadlı Maliye Bakanı yok! Peki “Kesebir” soyadlı herhangi bir bakanı var mı? Var. Şakir Kesebir. 

Bakalım kimmiş bu Şakir Kesebir, ne bakanı imiş: 

“Mehmet Şakir Kesebir, (d. 1889, Köprülü, Osmanlı İmparatorluğu - ö. 6 Nisan 1966), Türk siyasetçi.

Mülkiye mezunudur. İpsala, Keşan ve Akçaabat Kaymakamlıkları, Edirne Mektupçuluğu, Mülkiye Müfettişliği, Edirne Vilâyeti Tasfiye Komisyonu Başkanlığı, Tekirdağ Mutasarrıfı Vekilliği, Osmanlı Meclis-i Mebusan IV. Dönem Gelibolu Mebusluğu, TBMM II. Dönem Çatalca, III. ve IV. Dönem Edirne, V. Dönem Tekirdağ Milletvekilliği, II. Dönem Muvâzene-i Maliye Komisyonu Başkanlığı, 5., 9. ve 10. Hükûmet İktisat, 8. Hükûmet Ziraat Vekilliği, IV. ve V. Dönem İktisat Komisyonu Başkanlığı yapmıştır. Evli, 2 erkek 1 kız çocuğu vardır.

Şakir Kesebir, kuruculuğunu Edirne Belediye Başkanı Şevket Dağdeviren, Tüccar Kasım Yolageldili, Avukat Şeref Aykut ve Edirne Milletvekili Faik Kaltakkıran'ın yaptığı Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin aktif bir üyesidir. Şakir Bey, 31 Mart - 2 Nisan 1920 tarihlerinde yapılan Lüleburgaz Kongresinde Gelibolu Mebusu sıfatıyla başkanlık yapmıştır.

Edirne'nin Yunan işgalinden sonra Bulgaristan'a geçen Trakya Paşaeli Cemiyeti üyelerinden Ahırköylü Ahmet Muhtar Bey, Şakir Bey ile birlikte Talat Paşa ile görüşmek üzere Sofya’dan Berlin’e gitti. Talat Paşa ile yapılan ilk görüşmede İttihat ve Terakki ileri gelenlerinin Trakya-Paşaeli Cemiyeti işleriyle uğraşmamaları üzerine mutabık kalındı. Talat Paşa, 16 Mart 1921 günü Şakir Bey ile Ahırköylü Ahmet Muhtar Beyi Hardenbergstrasse’deki evine yemeğe davet etti. Ancak Talat Paşa öğle vakti evinin önünde bir Ermeni tarafından vuruldu ve yaşamını yitirdi. Ahırköylü Ahmet Bey ve Şakir Beyin Talat Paşa ile görüşmesinden sonra Bulgaristan’da Cemiyet'e bir ittihat ve Terakki müdahalesinin de önü kesilmiş oldu.

Millî Mücadele sona erince 14 Ekim 1922'de Edirne Valiliğine atandı. Trakya'nın, özellikle Çorlu'nun TBMM Hükümeti'ne tesliminde bulundu.

Atatürk'ün emriyle oluşturulan İstanbul ve Trakya Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi'nin 10 kurucusundan biridir. (3)    

VE İŞTE KESEBİR’İN BAKANLIK GÖREVLERİ

Türkiye Ekonomi Bakanı 21 Ocak 1928 - 29 Mayıs 1929
Türkiye Tarım Bakanı      1 Kasım 1937 - 10 Kasım 1938    
Türkiye Ekonomi Bakanı 1 Kasım 1937 - 28 Aralık 1938

Yani Kesebir, Maliye Bakanlığı yapmamış. 

Esasen “Atatürk’ün bakanı” deyimi de yanlış. Atatürk Cumhurbaşkanı. Kesebir, Başbakanlara bağlı çalışmış. Yani İsmet İnönü ve Celal Bayar’la.

Yani Dilipak, Atatürk’le birlikte bu başbakanlara da kara çalmaya çalışmaktadır vicdansızca. 

Ve Atatürk, bu Şakir Kesebir’in icraatlarından memnun da değilmiş, bu yüzden İnönü ile de ters düşmüş…

Ve Dilipak Efendi’nin imalı imalı sorduğu bir başka soru: “Sahi İş Bankası nasıl kuruldu?” diyor. Bir bakalım nasıl kuruldu? Benim “Atatürk Ekonomisi ve Beş Destan Adam” adlı kitabımdan vereyim bu sorunun yanıtını, Anıl Çeçen Hoca’dan alarak yazmışım:

“Atatürk, Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında Hint Müslümanlarının yardım için gönderdikleri parayı harcamamış ve yedek akçe olarak saklamıştır. Savaş bittikten ve devlet kurulduktan sonra bu yedek akçeyi ana sermaye olarak İş Bankası’nın kurulmasında kullanmıştır. Türkiye’de devlet bankacılığının yanı sıra bir de özel sektör bankası olarak Türkiye İş Bankası kurulmuş ve cumhuriyet tarihi boyunca ulusal ekonominin Türk özel sektörü aracılığı ile örgütlenmesinde önde gelen hizmetler yapmıştır. Çağdaş bankacılığın Türkiye’ye gelmesinde öncülük yapan Türkiye İş Bankası, Türk özel sektörünün kuruluşunda rol almış ve daha sonrada ulusal sanayinin kurulmasında öncü girişimlerde bulunarak Türkiye’nin en büyük endüstri kuruluşlarını Türk özel sektörü adına kurmuş ve yönetmiştir. (Prof.Dr. Anıl Çeçen/www.ekonomi2033.org)”

Görüyor musunuz Atatürk’ün ağır suçunu? Atatürk o para ile nasıl banka kurar? İslamcı-dinbaz kafa bunu nasıl alır ki? O para ile cami yaptırmalı, tarikatları beslemeli idi ki Atatürk bunların gözünde değerli olsun…

Uydur uydur çamur at, nasıl olsa elinin altında din ambalajı altında gelen her pis çamuru bal niyetine yutan bir kitlen var. 

Ama işte böyle yakalanırsın. 

Başka türlü de yakalarım ben adamı. Atatürk ve arkadaşlarının servetleri belli. Peki cennetle müjdelenen bazı sahabe ve halifelerin mal ve servetleri ne kadardı. Onlara da bir bakalım mı İslamcı Dilipak?

HALİFE OSMAN VE CENNETLE MÜJDELENMİŞ KİMİ SAHABENİN BÜYÜK SERVETLERİ

“Mesudi’ye göre Hz.Peygamberin arkadaşları Osman devrinde toprak ve mal sahibi olmuşlardı. Osman öldürüldüğü sırada hazinedarının nezdinde 150.000 dinarı ve 1.000.000 dirhemi ile pek çok deve ve atı vardı. Zübeyr’in arkasında bıraktığı servet 400.000 dinar ile 10000 kısrak ve 1000 cariye idi. Talha’nın Irak tarafında günlük geliri 1000 dinar, Surat tarafındaki ise bundan fazla idi. Abdurrahman b.Avf’ın ahırlarında 1000 atı vardı. 1000 devesi ve 10.000 koyunu mevcuttu. Vefatında serveti 84.000 dinara ulaşmıştı. Zeyd b. Sabit o kadar çok altın ve gümüş bırakmıştı ki, onları keserle kırmak mecburiyeti hasıl olmuştu. Bıraktığı malların ve toprakların kıymeti 100.000 dinar civarındaydı. Yü’li b.Münibe 50.000 dinarla 300.000 dirhem kıymetinde gelir kaynakları ve mal bırakmıştı.” (4)

"Daha sağlığında peygamber 10 kişiye 'Siz cennetliksiniz' diye muştu vermişti. Bunlara İslam Tarihi 'Aşere-i mübeşşire' adını verir. Bu cennetle muştulanan (müjdelenen) Müslümanlardan Zübeyr ölür ve terekesinden şunlar çıkar: On milyon dirhem altın tutarında taşınmaz mal. İskenderiye, Kufe ve Bağdat'taki evler sayılmazsa, yalnız Medine'de 11 ev. Başka bir cennetlik Müslümanın mal varlığı ise, 220 bin dirhem gümüş ile, her birinin içinde üç kantar altın bulunan yüz meşin kesesi tutuyordu Goldziher, sırat köprüsünden geçmek için pek ağır bir yük diyor." (5)

Cennetle müjdelenmişlere bakın hele?... Muhammed bunları bilmeyerek seçtiyse, öngörüsüz, sıradan bir adamdır; bilerek seçtiyse (ki öyle görünüyor) dürüst değildir. Ve her iki seçenek ve durum onun Tanrı elçisi olmadığını, olamayacağını gösteriyor. 

Eğer Zübeyr cennetlikse, vay o cennetin haline…

Ve rakamlar… Bu rakamları; “Sahabe-i Kiram Efendilerimiz” diyerek bunları peygamber yarısı, erdem simgesi, dürüstlük ve helal kazanç anıtı sanan zavallı ve bilgisiz insanların öğrenmesi ve okumasını dilemekten başka diyecek söz yok. Adama bakın yahu 1000 cariyesi var. Ne bu?  Belli ki ticaretini yapıyormuş onların da. Karl Marx boşuna dememiş “Bütün kutsalıklar sonunda dünyevileşir” diye. Para, mal, servet; imanı bozuyor işte böyle… Ve Türkiye’de, bu satırların yazıldığı tarihte iktidarda yirmi yılını doldurmuş olan İslamcı Parti… Her biri birer Osman, Talha, Münibe, Zeyd… Servetler ve haksız kazançlar gırla… 

1)https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/abdurrahman-dilipak/siyasetin-finansmani-30809.html
2)https://www.haber7.com/yazarlar/abdurrahman-dilipak/2007057-gecti-borun-pazari
3)https://tr.wikipedia.org/wiki/%C5%9Eakir_Kesebir#:~:text=%C5%9Eakir%20Kesebir%2C%20kuruculu%C4%9Funu%20Edirne%20Belediye,Cemiyeti'nin%20aktif%20bir%20%C3%BCyesidir.&text=Mill%C3%AE%20M%C3%BCcadele%20sona%20erince%2014%20Ekim%201922'de%20Edirne%20Valili%C4%9Fine%20atand%C4%B1.
4)Ahmet Debbağoğlu-İslam İktisadı
5)İlhan Başgöz-Yunus Emre

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Murat Çelik 2 yıl önce

Zahmet edip a.d cevap vermeseydiniz. Bunlar sizin gibi değerli hocalar tarafından cevap verilecek kadar önemli olduklarını zannediyorlar.

Avatar
Sarp Çetin- [email protected] 1 yıl önce

Sayın Gürbüz , Bu tarihlerde bir yanlışlık yok mu? Türkiye Ekonomi Bakanı 21 Ocak 1928 - 29 Mayıs 1929 Türkiye Tarım Bakanı 1 Kasım 1937 - 10 Kasım 1938 Türkiye Ekonomi Bakanı 1 Kasım 1937 - 28 Aralık 1938
Bir de Mustafa Kemal'in hem başbakanları, hem de bakanları belirlemediğini mi söylüyorsunuz? Aydınlatırsanız sevinirim.