Bayburt Postası - Eğitim Sen Bayburt İl Temsilcisi Necip Erel, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla basın açıklaması yaptı.
Erel, sendika binasında düzenlediği basın açıklamasında, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün 158 yıl önce New Yorklu dokuma işçisi kadınların yaşamı pahasına başlattığı bir miras olduğunu belirterek, 158 yılda pek çok şeyin değiştiğini söyledi.
Kadının bir yandan güvencesizliğin, yoksulluğun ve işsizliğin diğer yandan yok sayma, ırkçılık, savaşlar ve militarizmin meşru kıldığı şiddetin etkilerine doğrudan maruz kaldığını ifade eden Erel, "8 Mart'larla bugüne taşınan ve geleceğe taşınacak bu kadın mücadelesi ve kararlılığı tüm bu yaşananları alt edebilecek, bir alternatif yaratacak güçte olduğunu gösteriyor. Kadının şimdiye kadar verdiği mücadelesi, bugün meydanlara taşınan isyanı, şiddetin her türlü biçimini ortadan kaldırma, sosyal, siyasal ve ekonomik olarak kadını yok sayanlara karşı 'buradayız' deme kararlılığının bir ifadesi" dedi.
Erel, 2015 yılının ilk iki ayında ülke genelinde 52 kadının katledildiğini dile getirerek, sözlerine şöyle devam etti:
"Her gün 5 kadın, kadın olduğu için öldürülüyor ve yargı her seferinde erkekten yana karar veriyorsa, kadına yönelik şiddet, kadın katliamları, taciz ve tecavüzler münferit değil sistematiktir. Kadın ve nefret cinayetlerinin, şiddetin ve tecavüzlerin yaygınlığı biliniyor ama gereği yapılmıyorsa, cinayetlerin ve şiddetin azmettiricisi devlettir. Birileri her gün ulu orta çıkıp cinayetçi açıklamalar yapıyor ve devlet bunu meşru görüyorsa, boşanmak istediği, yemeği zamanında masaya koyamadığı, ütü yapamadığı, dekolte giyindiği, kahkaha attığı ve 'iffetsiz' sayıldığı ya da sadece kadın olduğu için öldürülmesinden devlet sorumludur."
Milliyetçilik, ırkçılık ve militarizmin kadın düşmanlığını ve şiddeti beslediğini ifade eden Erel, açıklamasını şöyle tamamladı:
"Savaş kadın yoksulluğunu arttırır. Ortadoğu'da sürmekte olan bir savaş var. Emperyal güçlerin yeniden dizany etmeye çalıştığı bu coğrafyada mezhepçi, ırkçı politikalar geliştirilerek halklar birbirine kırdırılıyor. Bu şiddet sarmalı içinde düştü düşecek denilen Kobane'de kadınlar direnişin, en ön saflarında yer aldılar ve barbarlığa karşı yeniden insanlaşmanın tarihini yazdılar. Rojava'da demokratik, eşitlikçi bir yaşamı var eden bu kadınlar, bize yeni bir yaşamın mümkün olduğunu müjdeliyor. Bizler DAIŞ vahşetiyle katledilen, tecavüze uğrayan, köle pazarlarında satılan ve yerinden edilen Kürt, Ezidi, Türkmen, Arap ve son olarak Süryani kadınların uğradığı zulme karşı şiddetin her türlüsüne ve savaşa karşı barışın safında yer alacağımızı bir kez daha hatırlatıyoruz."
Memur Sen Bayburt il binasındaki basın açıklamasına, Erel'in yan sıra sendika üyeleri de katıldı.
(AA)
Erel, sendika binasında düzenlediği basın açıklamasında, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün 158 yıl önce New Yorklu dokuma işçisi kadınların yaşamı pahasına başlattığı bir miras olduğunu belirterek, 158 yılda pek çok şeyin değiştiğini söyledi.
Kadının bir yandan güvencesizliğin, yoksulluğun ve işsizliğin diğer yandan yok sayma, ırkçılık, savaşlar ve militarizmin meşru kıldığı şiddetin etkilerine doğrudan maruz kaldığını ifade eden Erel, "8 Mart'larla bugüne taşınan ve geleceğe taşınacak bu kadın mücadelesi ve kararlılığı tüm bu yaşananları alt edebilecek, bir alternatif yaratacak güçte olduğunu gösteriyor. Kadının şimdiye kadar verdiği mücadelesi, bugün meydanlara taşınan isyanı, şiddetin her türlü biçimini ortadan kaldırma, sosyal, siyasal ve ekonomik olarak kadını yok sayanlara karşı 'buradayız' deme kararlılığının bir ifadesi" dedi.
Erel, 2015 yılının ilk iki ayında ülke genelinde 52 kadının katledildiğini dile getirerek, sözlerine şöyle devam etti:
"Her gün 5 kadın, kadın olduğu için öldürülüyor ve yargı her seferinde erkekten yana karar veriyorsa, kadına yönelik şiddet, kadın katliamları, taciz ve tecavüzler münferit değil sistematiktir. Kadın ve nefret cinayetlerinin, şiddetin ve tecavüzlerin yaygınlığı biliniyor ama gereği yapılmıyorsa, cinayetlerin ve şiddetin azmettiricisi devlettir. Birileri her gün ulu orta çıkıp cinayetçi açıklamalar yapıyor ve devlet bunu meşru görüyorsa, boşanmak istediği, yemeği zamanında masaya koyamadığı, ütü yapamadığı, dekolte giyindiği, kahkaha attığı ve 'iffetsiz' sayıldığı ya da sadece kadın olduğu için öldürülmesinden devlet sorumludur."
Milliyetçilik, ırkçılık ve militarizmin kadın düşmanlığını ve şiddeti beslediğini ifade eden Erel, açıklamasını şöyle tamamladı:
"Savaş kadın yoksulluğunu arttırır. Ortadoğu'da sürmekte olan bir savaş var. Emperyal güçlerin yeniden dizany etmeye çalıştığı bu coğrafyada mezhepçi, ırkçı politikalar geliştirilerek halklar birbirine kırdırılıyor. Bu şiddet sarmalı içinde düştü düşecek denilen Kobane'de kadınlar direnişin, en ön saflarında yer aldılar ve barbarlığa karşı yeniden insanlaşmanın tarihini yazdılar. Rojava'da demokratik, eşitlikçi bir yaşamı var eden bu kadınlar, bize yeni bir yaşamın mümkün olduğunu müjdeliyor. Bizler DAIŞ vahşetiyle katledilen, tecavüze uğrayan, köle pazarlarında satılan ve yerinden edilen Kürt, Ezidi, Türkmen, Arap ve son olarak Süryani kadınların uğradığı zulme karşı şiddetin her türlüsüne ve savaşa karşı barışın safında yer alacağımızı bir kez daha hatırlatıyoruz."
Memur Sen Bayburt il binasındaki basın açıklamasına, Erel'in yan sıra sendika üyeleri de katıldı.
(AA)
haberi yaparken biraz daha dikkatli olalım.eğitim-sen'in memursen binasında basın açıklaması yaptığını söylediğiniz son cümle yanlış olmuş...eğitim-bir ile eğitim seni kariştirmayin...