Bayburt Postası - Gazetemiz yazarlarından Faruk Nafiz Kılıçalan’ın ‘Sır Nâme’ adlı kitabı yayınlandı. İlk şiir kitabı ‘Altunay’ı 2015 yılında okuyucuyla buluşturan Kılıçalan’ın ikinci kitabı ‘Sır Nâme’ Babıali Kitaplığı Yayınları’ndan edebiyat dünyasındaki yerini aldı.
Kılıçalan’ın 128 sayfa ile hayat bulan kitabında Bayburtlu Emrah’a, Bayburtlu Zihni’ye, Bayburtlu Celali’ye ithaf edilen şiirler yer alıyor. Kılıçalan’ın 100’ün üzerinde şiirinin yer aldığı kitapta “Bayburtlu Kara Yusuf Pehlivan” adlı şiiri de dikkat çekiyor.
‘Beşir Hoca’ya ithaf
Beşiroğlu mahlasıyla şiirlerini yazan Faruk Nafiz Kılıçalan ‘Sır Nâme’sini Bayburt’un eğitim tarhinde izleri olan babası Beşir Kılıçalan’a şu cümlelerle ithaf etmiş:
“O’nu kaybettiğimde 56 yaşında idim, yaşadığım yarım asırdan ziyade hayatın bütün yükünü m’o’ var diye hissetmemişim meğer, hayata ve her şeye karşı bütün yiğitliğim onun sayesindeymiş.
Sırname’yi onun aziz hatırasına, ilk öğretmenim, babam, emekli öğretmen; Beşir Kılıçalan’a ithaf ediyorum. Ruhu şad olsun.”
Emekli Edebiyat Öğretmeni Fuat Çiçekli kitaba yazdığı önsöz yazısında Beşiroğlu’nun şirlerinin halk şiirinin yaşadığını kanıtladığını belirtiyor. Çiçekli’nin önsöz yazısının bir bölümü şöyle:
“Geleneksel halk şiirimizin tarih olduğunu, hep düşünür dururken Beşiroğlu, kocaman “hayır ölmedi yaşayacak, yaşatacağız”, der gibi, tarihi halk şairi ustalarına denk şiirlerini bu kitabıyla bizlere göstermiş oldu. Evet, bu nevhada kendisine çok teşekkür etmek istiyorum.
Günümüzde halk şiiri geleneğine uygun şiir yazan şairlerin varlığından haberdarım. Belki adını ettiğim bu şiirlerde bir duygu, bir heyecan var, ancak Beşiroğlu şiirleri kendine has bir üslup ve eski halk şiirinin koşma, semai şeklinin ironi türlerindeki hicviye çeşnisinde. İnce alay ve eleştirel bir fikir manzumesi ve felsefi derinliği günümüzde diğer şairlerde bulmak zor ve yaygın bir tarz değildir. Bu da şairin bir ‘dava adamı’ olduğunu ve bir fikrin çilesine talip, onu nakış nakış sanatında işleme gayretini hemen hemen tüm şiirlerinde görüyoruz.”
Kitapta bir de Beşiroğlu’nın sanatını anlatan yazı yer alıyor. Bayburtlu emekli edebiyat öğretmeni Ali Kemal Temuçin tarafından kaleme alınan ‘Ozanı Şiirleriyle Tanımak’ adlı yazıda Beşiroğlu’nun şiirlerinin tahlili yer alıyor.
Kılıçalan’ın 128 sayfa ile hayat bulan kitabında Bayburtlu Emrah’a, Bayburtlu Zihni’ye, Bayburtlu Celali’ye ithaf edilen şiirler yer alıyor. Kılıçalan’ın 100’ün üzerinde şiirinin yer aldığı kitapta “Bayburtlu Kara Yusuf Pehlivan” adlı şiiri de dikkat çekiyor.
‘Beşir Hoca’ya ithaf
Beşiroğlu mahlasıyla şiirlerini yazan Faruk Nafiz Kılıçalan ‘Sır Nâme’sini Bayburt’un eğitim tarhinde izleri olan babası Beşir Kılıçalan’a şu cümlelerle ithaf etmiş:
“O’nu kaybettiğimde 56 yaşında idim, yaşadığım yarım asırdan ziyade hayatın bütün yükünü m’o’ var diye hissetmemişim meğer, hayata ve her şeye karşı bütün yiğitliğim onun sayesindeymiş.
Sırname’yi onun aziz hatırasına, ilk öğretmenim, babam, emekli öğretmen; Beşir Kılıçalan’a ithaf ediyorum. Ruhu şad olsun.”
Emekli Edebiyat Öğretmeni Fuat Çiçekli kitaba yazdığı önsöz yazısında Beşiroğlu’nun şirlerinin halk şiirinin yaşadığını kanıtladığını belirtiyor. Çiçekli’nin önsöz yazısının bir bölümü şöyle:
“Geleneksel halk şiirimizin tarih olduğunu, hep düşünür dururken Beşiroğlu, kocaman “hayır ölmedi yaşayacak, yaşatacağız”, der gibi, tarihi halk şairi ustalarına denk şiirlerini bu kitabıyla bizlere göstermiş oldu. Evet, bu nevhada kendisine çok teşekkür etmek istiyorum.
Günümüzde halk şiiri geleneğine uygun şiir yazan şairlerin varlığından haberdarım. Belki adını ettiğim bu şiirlerde bir duygu, bir heyecan var, ancak Beşiroğlu şiirleri kendine has bir üslup ve eski halk şiirinin koşma, semai şeklinin ironi türlerindeki hicviye çeşnisinde. İnce alay ve eleştirel bir fikir manzumesi ve felsefi derinliği günümüzde diğer şairlerde bulmak zor ve yaygın bir tarz değildir. Bu da şairin bir ‘dava adamı’ olduğunu ve bir fikrin çilesine talip, onu nakış nakış sanatında işleme gayretini hemen hemen tüm şiirlerinde görüyoruz.”
Kitapta bir de Beşiroğlu’nın sanatını anlatan yazı yer alıyor. Bayburtlu emekli edebiyat öğretmeni Ali Kemal Temuçin tarafından kaleme alınan ‘Ozanı Şiirleriyle Tanımak’ adlı yazıda Beşiroğlu’nun şiirlerinin tahlili yer alıyor.
Sır Nâme isimli şiir kitabı Bayburt’ta Purut Kitabevi'nde satışa sunulurken, tüm illerdeki seçkin kitapçılarda ve internettten kitap satışı yapan adreslerden tamamından temin edebilirsiniz...
Beşiroğlu'nun Celali Baba'ya ithafen yazdığı şiir şöyle:
HASBİHAL
Ne hallere düçar olduk, Celâli
Biz ölmüşüz, ağlayanlar, el olmuş
Sadâmızdan bî haberdir, ahali
Gam gününde kal söyleyen, dil olmuş.
Dinle sana anlatayım; bir zaman
Haramiler dağdan inmiş, zor zaman
Hiç sormaz ol sen şimdiyi, kir zaman
Hasadımız, bal küleği, sil olmuş.
Zır cahiliz şimdilerde, yok kemâl
Denkler ağır taşıyamaz, bin hamal
Yarı günah yarısı da, ar vebâl
Bülbül ile hal olmayan, gül olmuş.
İşte sana, pir Celâli, kinâye
Bu yolların, her ciheti, hikâye
Kavim kardeş, bol zamanda, ziyâde
Dost aşından, yal yemeyen kul olmuş.
Ey Celâli hallarımız hal değil,
Bindiğimiz bir alamet sal değil,
Gittiğimiz yollarımız yol değil,
Toprağımın al rengi de kil olmuş.
Beşiroğlu sana verdi, bir selâm
Kalbi buhur, dili zehir, kor kelâm
Söylemezsem, bundan gayri, vesselâm
Yaş ağaçtan, dal koparan, kül olmuş.
Beşiroğlu'nun Celali Baba'ya ithafen yazdığı şiir şöyle:
HASBİHAL
Ne hallere düçar olduk, Celâli
Biz ölmüşüz, ağlayanlar, el olmuş
Sadâmızdan bî haberdir, ahali
Gam gününde kal söyleyen, dil olmuş.
Dinle sana anlatayım; bir zaman
Haramiler dağdan inmiş, zor zaman
Hiç sormaz ol sen şimdiyi, kir zaman
Hasadımız, bal küleği, sil olmuş.
Zır cahiliz şimdilerde, yok kemâl
Denkler ağır taşıyamaz, bin hamal
Yarı günah yarısı da, ar vebâl
Bülbül ile hal olmayan, gül olmuş.
İşte sana, pir Celâli, kinâye
Bu yolların, her ciheti, hikâye
Kavim kardeş, bol zamanda, ziyâde
Dost aşından, yal yemeyen kul olmuş.
Ey Celâli hallarımız hal değil,
Bindiğimiz bir alamet sal değil,
Gittiğimiz yollarımız yol değil,
Toprağımın al rengi de kil olmuş.
Beşiroğlu sana verdi, bir selâm
Kalbi buhur, dili zehir, kor kelâm
Söylemezsem, bundan gayri, vesselâm
Yaş ağaçtan, dal koparan, kül olmuş.