Bilgin: “Türkiye küresel güç merkezi oluyor“

Bayburt Üniversitesi tarafından "Türkiye'nin Hukuki, Toplumsal, Ekonomik ve Siyasal Değişimi" konulu panel düzenlendi.

Bilgin: “Türkiye küresel güç merkezi oluyor“
Bayburt Postası - Bayburt Üniversitesi tarafından "Türkiye'nin Hukuki, Toplumsal, Ekonomik ve Siyasal Değişimi" konulu panel düzenlendi. Panelde bir konuşma yapan Başbakanlık Başdanışmanı ve Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vedat Bilgin, "Türkiye küresel sürecin güç merkezlerinden birisi haline geliyor. Bölgesel merkezlerinden birisi haline geliyor. Bu aynı zamanda Türkiye’nin bölgesel bakımdan, ekonomik bakımdan kalkınan, demokratikleşen ve aynı zamanda Müslüman bir ülke olarak da bölgenin model ülkesi anlamına geliyor. Türkiye’nin yaşadığı bu değişim bir anlamda devrim niteliğinde bir değişimdir" dedi.

Bayburt Üniversitesi’nin yeni yerleşkesinde bulunan ‘Bayburt Üniversitesi Konferans Salonu’nda düzenlenen panele Bayburt Valisi Yusuf Odabaş, Belediye Başkanı Mete Memiş, Bayburt Başsavcısı Hasan Uğurlu, Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun, İl Genel Meclisi Başkanı Yusuf Elçi, Bayburt Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Yumak, bazı kurum amirleri ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile akademisyenler, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.

Moderatörlüğünü Başbakanlık Başdanışmanı ve Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vedat Bilgin'in yaptığı panelde; Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydın Başbuğ  'Türkiye’de Hukuki Değişim', Doç. Dr. Erdinç Yazıcı 'Türkiye’deki Toplumsal Değişim', Doç. Dr. Fethullah Akın ise 'Türkiye’deki Ekonomik Değişim' ile ilgili düşüncelerini paylaştı.

Panelde, "Türkiye’deki Siyasi Değişim" konusunu anlatan  Başbakanlık Başdanışmanı ve Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vedat Bilgin, Türkiye’nin demokratikleşmesinin önünde engel oluşturan unsurların devlet vesayetinde büyümüş kapitalist sınıfın baskısı, militarizmi yaygınlaştırmak isteyen resmi aydınlar ve batılılaşma ideolojisi olduğunu söyleyerek, 2010 referandumuyla 27 Mayıs rejiminin tasfiye edildiğini ve militarizmden sivil rejime geçiş sürecinin başladığını söyledi.

2010 referandumunu 27 Mayıs rejiminin tasfiye edilme süreci olarak gördüğünü söyleyen Bilgin, "2010 referandumu bahsettiğim antidemokratik koalisyonun merkezini dağıtmıştır. Türkiye 2010’daki referandumla sadece 2000’li yılardaki Türkiye’nin yaşadığı Ak Parti de dahil olmak üzere dönüşümlerle sınırlı kalmamış 2010 referandumu doğrudan doğruya 27 Mayıs rejiminin meşruiyetini oradan kaldırmıştır. Bu demokratikleşme tarihimizde bir sıçrama noktasıdır. Militarizmden sivil rejime geçiş süreci olarak değerlendiriyorum. Bu bakımdan çok önemli buluyorum" dedi.

Uluslararası sistemde de Türkiye’nin konumunun değiştiğini söyleyen Bilgin, şunları söyledi:

"Türkiye bölgesel bir güç haline geliyor. Bu bölgesel güç aynı zamanda ekonomik bakımdan bölgeyle entegre olmakta. Bugün Türk girişimcilerinin dünya pazarlarında, Avrupa pazarlarında Türk ürünlerinin dolaşıma girdiğini Türk emeğinin, mühendisliğinin ve Türk bilgisinin dolaşıma girdiğini görüyoruz. Türkiye küresel sürecin merkez güçmerkezlerinden birisi haline geliyor.  Bölgesel merkezlerinden birisi haline geliyor. Bu aynı zamanda Türkiye’nin bölgesel bakımdan, ekonomik bakımdan kalkınan, demokratikleşen ve aynı zamanda Müslüman bir ülke olarak da bölgenin model ülkesi anlamına geliyor. Türkiye’nin yaşadığı bu değişim bir anlamda devrim niteliğinde bir değişimdir. Bahsettiğim antidemokratik unsurların adeta ‘tarihi değiştiremezsiniz, tarih burada bizim yaptığım şeylerle dolmuştur, bu şekilde devam edecektir’ şeklindeki anlayışını 2010’dan sonra yıkarak söylem üstünlüğünün demokratik güçlere geçmesini sağlayan bir rejimin de başlangıcını gerçekleştirmiştir."

Türkiye’nin demokratikleşme sürecinin önünde bir takım engeller olduğunu ve  terör sorunun da Türkiye’nin çözüm süreciyle aşmaya çalıştığı bir sorun olduğunu söyleyen Prof. Bilgin, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Bölgede yaşanan büyük dönüşümün yarattığı krizler vardır. Bu krizler kalıcı krizler değildir. PKK ve terör sorunu da Türkiye’ni çözüm süreciyle aşmaya çalıştığı bir sorundur. Ama güç Türkiye’nin merkezindedir. Bölgedeki sorunlar Türkiye’nin katılmasıyla aşılacaktır. Dünya bugün Türkiye olmadan hiçbir sorunu çözecek özellikle krizleri çözecek halde değildir. Türkiye’de yaşanan yakın günlerdeki diplomasi trafiğinin de anlamı budur. Dünya Türkiye’nin yaşadığı bölgede Türkiye olmadan hiçbir şeyi kendi başına düzenleyemez. Amerika Birleşik Devletleri bugün Ortadoğu’da buna çabalıyor ama çabaladıkça hiç bir şey yapamayacağını da daha fazla hissediyor. Ben Türkiye’nin siyasal dönüşümünün büyük bir ivme kazandığını ve her bir dönüşümün büyük sorunlarla birlikte gelmesini anlamak gerektiğini, önemli olan bu sorunların yaşanması değil Türkiye’nin kendi değişim çizgisini üretme gücünü kaybetmemesi, iradesini kaybetmemesi olduğunu düşünüyorum. Batı vesayetinden çıkan Türkiye’nin, batının diploması vesayetinden çıkan Türkiye’nin kendi kültür coğrafyasında kurduğu ilişkilerle ve yeni vizyonla demokratikleşmesini başardıkça ekonomisinde ve uluslararası ilişkilerde de daha ileriye adımlar atabileceği potansiyeline sahip olduğunu düşünüyorum."

Katılımcıların sorularına da cevap verilen panelin ardından panelistlere hediyeler takdim edildi.




Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Güler misin ağlar mısın? 9 yıl önce

Yav he he...

Avatar
kazim ersoy-izmir 9 yıl önce

sevgili dostlar,bayburt için arge-kent konseyi"ne zaman olcak,izmirden kazim ersoy