17 Aralık sonrasında 2 binin üzerinde polisin ülkenin dört bir tarafında keyfi bir tavırla görev yerleri değiştirildiğine dikkat çeken Berber; “Yaşanan her türlü olumsuzluğu Hizmet Hareketi ile ilişkilendirmeyi kendine vazife bilen yeni bir zümre türetilmiş, iftiraya, kine, nefrete ve haset’e bandırdıkları kalem ve dilleriyle adete Hizmet Hareketine saldırmayı marifet bilenlerin nasıl bir seviye problemi yaşadıkları görülmektedir” dedi.
BAYGİAD toplantı salonunda BTSO eski Başkanı ve işadamı Erol Köprücü, ABA Koleji Müdürü Bekir Saliç, FEM Dershanesi Müdürü Ertan Özcan ve İşadamı Suat Köprücü’nün katıldığı toplantıda BAYGİAD Başkanı Habip Berber tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Lekeleme gayretine girilmiştir”
“Son dönemlerde yaşanan yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarını ve sonrasında yaşanan olayları dikkatle takip etmekteyiz. Bir asırlık mazisiyle Türk - İslam alemine büyük hizmetler yapan “Gönüllüler Hareketine” yönelik karalama çabaları bizleri derin üzüntüye ve hayal kırıklığına sevk etmiştir. Hukukun en temel felsefesi olan “berat-ı zimmet” yani suç ispat edilmedikçe herkes masumdur ilkesi ayaklar altına alınmış, sanki bir şeylerin üzerini örtmek telaşıyla sürekli “hizmet hareketi” kara propagandalara mazur bırakılmış, ispattan uzak ithamlarla lekeleme gayretine girilmiştir.”
“Yeni bir zümre üretildi”
“17 Aralık ve sonrası gelişen süreçte masum insanlara değişik ithamlarda bulunulmuş, iki binin üzerinde neyle suçlandığı bilinmeyen ithamlarla emniyet kuvvetlerinde görev yapan polis teşkilatının mensupları ülkenin dört bir tarafında keyfi bir tavırla görev yerleri değiştirilmiştir. Yaşanan her türlü olumsuzluğu “Hizmet Hareketi” ile ilişkilendirmeyi kendine vazife bilen yeni bir zümre türetilmiş, iftiraya, kine, nefrete ve haset’e bandırdıkları kalem ve dilleriyle adeta “Hizmet Hareketine” saldırmayı marifet bilenlerin nasıl bir seviye problemi yaşadıkları görülmektedir.”
“Türk Okullarına” yönelik aleyhte propaganda talimatı”
“Tüm bunlara ilave olarak Sayın Başbakanın “Hizmet Hareketine” yönelik olarak saf ettiği vahim sözler bizlerin şaşkınlığı ve hayretini bir kata daha artırmıştır. “İnlerine girmek”, “paralel devlet”, “çete”, “taşeron”, “virüs” gibi ağır ithamlarına en son olarak “Haşhaşi” benzetmesini de ilave ederek bizlerin gönüllerinde ve zihinlerinde büyük hayal kırıklıklarına sebebiyet vermiştir. En son Büyük Elçiler toplantısında, bu milletin bayrağını, nefesini, soluğunu ve tüm değerlerini dünyanın 165 ülkesinde temsil etmekten büyük onur ve gurur duyan, “Türk Okullarına” yönelik olarak aleyhte propaganda yapılması talimatını büyükelçilere iletmiş olması büyük bir talihsizlik olarak algılanmıştır. Faaliyet gösterdikleri tüm ülkelerde sulhun, sukutun, insaniliğin ve İslamiliğin tüm güzel örneklerini göstermeyi kendilerine gaye edinmiş olan “Türk Okulları”nın böyle ithamlara maruz kalması kabulü mümkün olmayan bir durumdur; ya da en basit tabirle kendilerine yapılan çok büyük bir haksızlıktır. Elbette gelecek kuşaklar tüm bunların değerlendirmesini yapacak, herkese hak ettiğini iade edecektir.”
“Zaman en güzel ilaçtır”
“Bu toz duman ortamda bile “hizmet hareketi” menfiliklere misliye mukabelede bulunmamış, kendi çizgisinden taviz vermeden “la havle” diyerek, “bu da geçer ya Hu” demeyi tercih ettirmiştir. Üslubun ne denli önemli ve gerekli olduğunu bir kez daha tüm insanlığa ispat etmiştir. Bu bağlamda yerelde Adalet ve Kalkınma Partisi Bayburt İl Başkanlığına gidilerek, bu üslup ve söylemden duyulan rahatsızlık, parti il yöneticilerine aktarılmıştır. Elbette zaman en güzel ilaçtır. Tüm yaşananların daha iyi anlaşılması zaman gerektirecektir. Ama bu geçen zamanın zarara dönüşmemesi milletimiz ve yüksek ideallerimiz adına bir temennidir. Son olarak Merhum Akif in dediği gibi; “Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar/Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?” Hisse ve ibret tüm yaratılmışların hesabına olması temennisi ile saygılar sunarız.”
yolsuzlukları nasıl kapatacaklarını şaşırdılar. ağızlarından çıkanı kulakları duymuyor. daha öncede bdp için atıp tutuyorlardı, şimdi yan yanalar. cemaat ile yan yana idiler, şimdi demediğini bırakmıyor. ha cemaat denen kumpas makinasıda az değil. ikisi bir kaba bu kadar sığdı.