Yüzyılın son teknolojisiyle gerçek zamanlı bir şekilde yansıtılan şiddet görüntüleri, insanoğlunu sürekli bir biçimde sarssa da, zamanla şiddet kültürüne alıştırmıştır. Çünkü ahlâk ve merhamet duygularından arındırılmış; kan, korku ve acımasızlığı bütünüyle yansıtan görüntüler, günümüzün toplum algılamasında merak duygusundan başka bir şey uyandırmıyor artık... Her türlü vahşetin sıradan bir şeymiş gibi algılanmasına rağmen yine de; şiddete maruz kalan savunmasız bir kadının fiziksel izleri değil de duygusal çaresizliği görsel olarak anlatılabilir mi? Yada şiddet içeren bir görüntüde, küçük bir çocuğun ezik ve zavallı duruşundan daha çok o an hissettiği korku yansıtılabilir mi?
Ve en önemlisi şiddet kültürüyle yetişip, vahşete alıştırılmış bir toplumun, şiddet konusunda hâlâ vicdanı uyarılabilir mi?
İşte bir fotoğrafçının benzer anlar ile gerçek zamanlı karşılaşma şansı olmasa bile, o an kadar etkileyici bir manzarayı yaratıp, çaresizliği ve korkuyu yansıtabilmesi mümkün…
Genç nesilden yetişen Bayburtlu fotoğrafçılardan biri olan Fatih Yavuz, Hürriyet Gazetesi ve Fotopya Fotoğraf Paylaşım Sitesi ortaklığında düzenlenen “Aile İçi Şiddete Son” konulu fotoğraf yarışması için; böyle bir çalışma içerisine girmiş… Şiddete maruz kalan küçük bir çocuğun hissettiği korkuyu yansıtan fotoğrafla yarışmaya katılan Yavuz, ortaya çıkardığı görüntüyü “Minik Damlalar” diyerek tanımlıyor…
Türkiye çapında profesyonel ve amatör tüm fotoğrafçıların katıldığı yarışma için “Minik Damlalar” adlı çalışmasını ortaya çıkarırken yaşadığı zorluğu ifade eden Yavuz, “Küçük bir çocuğun bağrışmaların ortasında nasıl bir ruh haline bürünebileceği ve bunu sadece istemsiz bir vücut diliyle nasıl yansıtabileceği üzerine çok düşündüm. Aile içi şiddetin yaşandığı gerçek bir ortama girip “fotoğrafınızı çekebilir miyim?" diyebilmenin mantıksızlığı kadar o anı yansıtacak bir ortam oluşturabilmek ilk başta bana çok zor geldi. Çünkü benzer görüntüler çoğunlukla kan, ölü beden, acımazsızlık gibi insanı sarsan anlatımlar içeriyor. Bir nevi şiddete ortak olunmuş gibi. Ben şiddetin fiziksel boyutunu değil daha çok toplum vicdanına hitap eden duygusal yönünü ön plana çıkarmaya çalıştım." diyor.
Yarışma, toplumsal bir soruna dikkat çekiyor…Hürriyet Gazetesi ve Fotopya Fotoğraf Paylaşım Sitesi ortaklığında düzenlenen “Aile İçi Şiddete Son” konulu fotoğraf yarışması, pek alışık olmadığımız bir temayı, Aile İçi Şiddet"i işleyecek. Aile içi şiddet tüm dünyanın olduğu gibi ülkemizin de önde gelen sorunlarından biri. Kurbanları ise çoğunlukla kadınlar ve çocuklar.
Şiddet sadece eğitimsiz, ekonomik düzeyi düşük ailelerde yaşanmıyor. Yaygın kanının aksine, refah ve eğitim seviyesi yüksek ailelerde de rastlanıyor şiddete. Türkiye’de ailelerin en az üçte birinde fiziksel, duygusal, ekonomik, sosyal ya da cinsel şiddet gerçekleşiyor her gün. Hürriyet ve Fotopya Fotoğraf Paylaşım Sitesi işte kimsenin “bu aile içi meseledir” diyemeyeceği bu toplumsal soruna dikkat çekmek ve çözümüne katkıda bulunmak amacıyla düzenliyor bu yarışmayı. Yarışma aynı zamanda toplumumuzda aile içi şiddeti görselleştirerek, nasıl algılandığına da ışık tutmayı hedefliyor.
Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu desteğiyle gerçekleşecek olan yarışmanın seçici Kurulu şu isimlerden oluşuyor;
- Emel ARMUTÇU (Hürriyet, Kurumsal İletişim Koordinatörü)
- Nadir EDE (Mimar Sinan Üniversitesi Fotoğraf Bölümü, Ö.G., Fotopya Genel Yayın Yönetmeni)
- Prof. Güler ERTAN (Kültür Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi, Öğretim Üyesi )
- Yrd. Doç Oktay ÇOLAK (Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü)
- Emre İKİZLER (Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü, Ö.G.)