Bayburt Postası - Uzun yıllardır Bayburt’u fotoğraflayan, Bayburt üzerine dokümanter çalışmalar yürüten ve Bayburt’u uluslar arası bir çok dergide tanıtan fotoğraf sanatçısı ve yazar Engin Kaban, Bayburt Üniversitesi ve Bayburt Tarih-Kültür ve Edebiyat Derneği’nde iki ayrı söyleşiye imza attı.
‘Fotoğraf ve Hayat’ başlıklı söyleşilerde fotoğrafın hayat ve doğa ile ilişkisine değinen Kaban, fotoğrafı, hayatı tanımanın ve tanımlamanın bir aracı olarak ifade etti. Gözlerini Bayburt’ta açan ve kendini doğa aktivisti ve Bayburt sevdalısı olarak tanımlayan Kaban, bunların yanı sıra Bayburt’ta yaptığı çalışmalar hakkında da bilgi verdi.
Yaklaşık 30 yıllık çalışma sürecinde Bayburt’ta önemli değişlikler fark ettiğini, tarihsel ve kültürel değerlerin yeterince korunmadığını ve Bayburt’a özgü birçok değerin tanıtılmadığını dile getirdi.
Ehramdan Bayburt Taşı’na, Bayburt Balı’ndan lora, kuşburnuya, dağ meyvelerine ve doğa güzelliğine değinen Kaban, Bayburt’un fauna ve florası ile oldukça zengin kültüre sahip olduğunu belirtti.
Çoruh’un son yıllarda yapılan çalışmalardan birçok zarar gördüğünü, özellikle heslerle canlı yaşamın ve o eşsiz güzelliğinin tahrip edildiğini çektiği fotoğarflarla izleyicilere anlatan Kaban, güneş ve rüzgar gibi dünyanın en zengin ve doğa dostu yenilenebilir enerji kaynaklarının ise yeterince tercih edilmediğini ifade etti.
Çoruh’un isminin sırf etrafındaki yapılaşmanın yasal olması için şehir merkezinde Yıldırım Çayı’na dönüştürülmesini eleştiren Kaban, “Uluslar arası kıyı kanununa imza atan Türkiye bu tür yanlışlara nasıl düşer, anlayabilmiş değilim” dedi.
Kaban, söyleşilerin ardından dinleyicilerin sorularını da yanıtladı.
Bayburt’ta yapığı son dönem çalışmalarından örnekler de veren Kaban’a Bayburt Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Hayriye Şengül ve Bayburt Tarih-Kültür ve Edebiyat Derneği Başkanı Fatih Dündar tarafından plaket ve çeşitli hediyeler takdim edildi.
Haber: Murat Okutmuş
‘Fotoğraf ve Hayat’ başlıklı söyleşilerde fotoğrafın hayat ve doğa ile ilişkisine değinen Kaban, fotoğrafı, hayatı tanımanın ve tanımlamanın bir aracı olarak ifade etti. Gözlerini Bayburt’ta açan ve kendini doğa aktivisti ve Bayburt sevdalısı olarak tanımlayan Kaban, bunların yanı sıra Bayburt’ta yaptığı çalışmalar hakkında da bilgi verdi.
Yaklaşık 30 yıllık çalışma sürecinde Bayburt’ta önemli değişlikler fark ettiğini, tarihsel ve kültürel değerlerin yeterince korunmadığını ve Bayburt’a özgü birçok değerin tanıtılmadığını dile getirdi.
Ehramdan Bayburt Taşı’na, Bayburt Balı’ndan lora, kuşburnuya, dağ meyvelerine ve doğa güzelliğine değinen Kaban, Bayburt’un fauna ve florası ile oldukça zengin kültüre sahip olduğunu belirtti.
Çoruh’un son yıllarda yapılan çalışmalardan birçok zarar gördüğünü, özellikle heslerle canlı yaşamın ve o eşsiz güzelliğinin tahrip edildiğini çektiği fotoğarflarla izleyicilere anlatan Kaban, güneş ve rüzgar gibi dünyanın en zengin ve doğa dostu yenilenebilir enerji kaynaklarının ise yeterince tercih edilmediğini ifade etti.
Çoruh’un isminin sırf etrafındaki yapılaşmanın yasal olması için şehir merkezinde Yıldırım Çayı’na dönüştürülmesini eleştiren Kaban, “Uluslar arası kıyı kanununa imza atan Türkiye bu tür yanlışlara nasıl düşer, anlayabilmiş değilim” dedi.
Kaban, söyleşilerin ardından dinleyicilerin sorularını da yanıtladı.
Bayburt’ta yapığı son dönem çalışmalarından örnekler de veren Kaban’a Bayburt Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Hayriye Şengül ve Bayburt Tarih-Kültür ve Edebiyat Derneği Başkanı Fatih Dündar tarafından plaket ve çeşitli hediyeler takdim edildi.
Haber: Murat Okutmuş