"1983 yılında Bayburt'ta mütevazi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldim. Henüz okula başlamadan bir eğitim almaksızın okuma yazma öğrenip kitap okumaya başlamıştım. Bu bana Allahu Teala'nın bir lütfu idi. Kendimi bildim bileli okumaya olan düşkünlüğüm kitaba olan sevgim ve saygım hiç eksilmedi. 2003 yılında Gazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih bölümünü kazandım.
Yıllar geçti öğrencilik yılları bitti. Simitçilik maceraları bitti. Ücretli öğretmenlik, askerlik derken ömür geçti. Farklı farklı işlerde çalıştık. Kendi bölümümüzle alakalı çalışmayı çok isterdik tabi fakat küçük şehrin şartları, alternatiflerin kısıtlı olması sebebiyle değişen sistemle beraber ücretli öğretmen de alınmayacak olması üzerine en güzelini yapıp boş boş gezmektense hizmetliliğe başladım. Çok da faydasını gördüm…”
Yıllar geçti öğrencilik yılları bitti. Simitçilik maceraları bitti. Ücretli öğretmenlik, askerlik derken ömür geçti. Farklı farklı işlerde çalıştık. Kendi bölümümüzle alakalı çalışmayı çok isterdik tabi fakat küçük şehrin şartları, alternatiflerin kısıtlı olması sebebiyle değişen sistemle beraber ücretli öğretmen de alınmayacak olması üzerine en güzelini yapıp boş boş gezmektense hizmetliliğe başladım. Çok da faydasını gördüm…”
Nasreddin Hoca’nın “itibarı gören o, yemeği de o yesin” dediği 'ye kürküm ye' hikayesi misali, insanın değil de paranın, makamın, mevkinin itibar kazandığı bir dünyadayız. Maddi kazanımlar peşinde koşarken neler kaybettiğimizin farkına bile varmıyoruz. Böyle bir dünyada maddi hiçbir kaygısı olmayan; insanlığıyla, engin bilgisiyle, alçak gönüllülüğüyle gerçekten değeri, itibarı fazlasıyla hak eden ama çoğu zaman varlığının farkında bile olmadan yanından geçip gittiğimiz insanlardan birisi Önder Eryılmaz. Şiirleriyle bize Yunus Emre’yi, Karacaoğlan’ı hatırlatan; mütevazi kişiliğiyle gönüllerimizi fetheden güzel insan Önder kardeşimizin sade ve gizli dünyasına kısa bir yolculuk yaptık.
Ayhan Akaslan/Bayburt Postası
- Kitaplara olan sevginle başlayalım. Okumanın hayatında hep ayrı bir yeri oldu. Kitaplara olan bu düşkünlüğün nereden geliyor?
Kitaba olan merakım ilkokul yıllarında başladı. İnsanlar bunu bildikleri için bana oyuncak yerine kitap getirirlerdi. O zamandan beri kitaba olan sevgim, saygım hiç bitmedi. Üniversite hayatına başladıktan sonra ön yargılarımı yıkarak kitap okuma alanımı da genişlettim. Yazları Bayburt'ta simit satıyordum. Bütçemize göre hayli yüksek olan 2. öğretim harç parasını bu işten çıkarıyordum. Simit satıyorken öğlen mola için eve geldiğimde ya da iş bittiğinde o yorgunlukla okuduğum tarih kitaplarının tadını hâlâ unutamıyorum.
“El ele gezdiği kuzuyla kurdun
Saltuklu kokuyor her yanı yurdun
Gönlüme düştükçe şanlı Bayburt’un
Kalesine çıka çıka büyüdüm“
- Hayatında iz bırakan, beğendiğin kitaplar nelerdir?
Okuduğum kitaplar içinde sevdiğim çok kitap var. İlk aklıma gelenlerden örnek vermek gerekirse; Cengiz Aytmatov’dan Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek, Dostoyevski’den Suç ve Ceza, Kafka’dan Dönüşüm, Gogol’dan Petersburg Öyküleri, Cengiz Dağcı’dan Korkunç Yıllar, Niyazi Ahmet Banoğlu’ndan Şahin Reis, Firdevsi’den Şehname, Herman Hesse'den Gençlik Güzel Şey, Hamdi’den Yusufu Züleyha, George Orwell’dan Hayvan Çiftliği…
Okuduğum kitaplar içinde sevdiğim çok kitap var. İlk aklıma gelenlerden örnek vermek gerekirse; Cengiz Aytmatov’dan Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek, Dostoyevski’den Suç ve Ceza, Kafka’dan Dönüşüm, Gogol’dan Petersburg Öyküleri, Cengiz Dağcı’dan Korkunç Yıllar, Niyazi Ahmet Banoğlu’ndan Şahin Reis, Firdevsi’den Şehname, Herman Hesse'den Gençlik Güzel Şey, Hamdi’den Yusufu Züleyha, George Orwell’dan Hayvan Çiftliği…
“Arakana, Urumçin’e taktınız
Senaryoya eğlenerek baktınız
Kadınları, çocukları yaktınız
Zalimlere söylenecek sözüm var"
- Farklı dillere ve alfabelere olan düşkünlüğünü biliyorum. Pek çok dili ve alfabeyi kendi kendine öğrendin.
Yeni alfabeler ve yeni diller öğrenmeyi seviyorum. Osmanlıca, İngilizce ve İspanyolca biliyorum. Bunların yanında Hint ve Gürcü alfabelerini öğrendim. Hintçe 100, Gürcüce 100, Endonezyaca 70-80 ve Japonca'dan 80-90 civarı kelime biliyorum. Birde Letonyalıların konuşmalarını komik bulduğum için Letonya dilinden de 50-60 kelime öğrendim. Şimdiki hedefim 1845 harflik Japon Kanji alfabesini öğrenmek.
“Perde perde düştüğünde gözlere
Yeni alfabeler ve yeni diller öğrenmeyi seviyorum. Osmanlıca, İngilizce ve İspanyolca biliyorum. Bunların yanında Hint ve Gürcü alfabelerini öğrendim. Hintçe 100, Gürcüce 100, Endonezyaca 70-80 ve Japonca'dan 80-90 civarı kelime biliyorum. Birde Letonyalıların konuşmalarını komik bulduğum için Letonya dilinden de 50-60 kelime öğrendim. Şimdiki hedefim 1845 harflik Japon Kanji alfabesini öğrenmek.
“Perde perde düştüğünde gözlere
Aşk yürekte yangın olur özlere
Sevda denen en büyülü sözlere
Hüzün rengi çaldığından yorgunum
Garip Önder varsa güldüğün rüya
Garipliği yine yazmışsın suya
Zemheride en hüzünlü uykuya
Divaneler daldığından yorgunum"
- Birçok işte çalıştın. Nasıl bir iş hayatın oldu?
Şu ana kadar başvurmadığım ve kovulmadığım yer kalmadı. Türkiye’de ki diplomalı işsizler sınıfının müzminlerindenim. Ücretli öğretmenlik, temizlikçilik, çöpçülük, bulaşıkçılık, büro memurluğu, bekçilik gibi işlerde çalıştım. Ama hayatımda en iz bırakan meslek 5 yıl boyunca üniversite harçlığımı çıkarmak için yaptığım simitçiliktir. Simiiit diye caddelerde uzun bir nara atışım Bayburt'ta alışılmış olmadığından tepkiler de çok oluyordu. Kimi dükkanının önünden kovarken, kimisi de rica ediyordu ne olur bir kez daha bağır diye.
Şu ana kadar başvurmadığım ve kovulmadığım yer kalmadı. Türkiye’de ki diplomalı işsizler sınıfının müzminlerindenim. Ücretli öğretmenlik, temizlikçilik, çöpçülük, bulaşıkçılık, büro memurluğu, bekçilik gibi işlerde çalıştım. Ama hayatımda en iz bırakan meslek 5 yıl boyunca üniversite harçlığımı çıkarmak için yaptığım simitçiliktir. Simiiit diye caddelerde uzun bir nara atışım Bayburt'ta alışılmış olmadığından tepkiler de çok oluyordu. Kimi dükkanının önünden kovarken, kimisi de rica ediyordu ne olur bir kez daha bağır diye.
“Tarlası bedava, pahalı saban
Bu devran döndükçe ne çekti baban
Önder Eryılmaz’a bu dünya yaban
Ölüler halimden bilsin yeridir"
- Şiirlerin için “Ruhumdan taşan,dile getiremediğim kelimelerin yazıya dökülen hali”diyorsun. Şiirlerinde kullandığın mahlasınla Garip Önder'i anlat bize.
Yolda, evde, işte, yürürken her hangi bir yerde birden aklımda uçuşuyor kelimeler ve bu kelimeleri yazıya aktarıyorum. Bazen aylarca tek mısra bile yazamadığım oluyor. 5-6 yıl arayla tamamladığım şiirlerim var. Yunus Emre’yi, Karacaoğlan’ı, Niyazi Mısri’yi çok severim. Kaside, gazel, taşlama, öykü-şiir tarzında şiirler yazıyorum. Yeni yeni serbest şiir de yazmaya başladım. Osmanlıca, Hintçe, İspanyolca şiirlerim de var.
“Kırk yıllık hatırın bir günde bitti
- Şiirlerin için “Ruhumdan taşan,dile getiremediğim kelimelerin yazıya dökülen hali”diyorsun. Şiirlerinde kullandığın mahlasınla Garip Önder'i anlat bize.
Yolda, evde, işte, yürürken her hangi bir yerde birden aklımda uçuşuyor kelimeler ve bu kelimeleri yazıya aktarıyorum. Bazen aylarca tek mısra bile yazamadığım oluyor. 5-6 yıl arayla tamamladığım şiirlerim var. Yunus Emre’yi, Karacaoğlan’ı, Niyazi Mısri’yi çok severim. Kaside, gazel, taşlama, öykü-şiir tarzında şiirler yazıyorum. Yeni yeni serbest şiir de yazmaya başladım. Osmanlıca, Hintçe, İspanyolca şiirlerim de var.
“Kırk yıllık hatırın bir günde bitti
Dilimde acılı türkünde bitti
Çektiğim çilede sürgünde bitti
Ruhumda bin defa ölüşün bitti
Ben hasret sokağı, sen cefa dağı
İncele incele kopardık bağı
Önderin üstüne dikenli ağı
Örüpde sefaya dalışın bitti"
Hayatından kısa kısa...
Hayatından kısa kısa...
- En büyük zevki kitaplar.
- Küçükken meyveleri kendine düşman sanıp takıntı yaptığı için hayatında hiç meyve yemedi.
- Küçükken meyveleri kendine düşman sanıp takıntı yaptığı için hayatında hiç meyve yemedi.
- Ortaokulda koyu Fenerbahçeliydi.
- Eline geçirdiği Ağlar Baba'nın şiir kitabıyla kendi kendine Osmanlıca öğrenmeye başladı.
- İlkokulda gülme hastalığı vardı, ağlayamıyordu.
- ÇORUH SUS BUGÜN ve AY DÜŞERKEN isimli iki şiir kitabı var.
Bu güzel sohbeti için Önder kardeşime teşekkür ederken, yazımıza benimde anlamının can yakan, canı eriten olduğunu yeni öğrendiğim Cangüdaz isimli şiiriyle son veriyoruz.
CANGÜDAZ
CANGÜDAZ
Dayanılmaz çiledir ayrılığın her anı
Yokluğun ölümüme eş geçiyor Cangüdaz
Hicranın ok yağmuru teğet geçerken canı
Kum saatim hasreti beş geçiyor Cangüdaz
Çile tezgahlarında dizildik küme küme
Sevdanı desen desen işlediler gönlüme
Ruhum seninle mesrur, şahesersin ömrüme
Her saatim seninle hoş geçiyor Cangüdaz
Kırsam da boynumdaki en katı zincirleri
Arındırsam içimden günahları kirleri
Sana kavuşmak için yuttuğum zehirleri
Kustukça gözlerimden yaş geçiyor Cangüdaz
Gözlerinin karası boğdukça geceleri
Yakarsın alevinle dildeki heceleri
Özlemine sarılı en zor bilmeceleri
Bilemeden kaçıncı kış geçiyor Cangüdaz
Bakışında gizlenen mana derin mi derin
Baktıkça kor saçıyor çöl güneşi gözlerin
Sen parlayan mehtabı en karanlık düşlerin
Yüreğimden en güzel his geçiyor Cangüdaz
Buz dağına çarptıkça savrulduk bilinmeze
Bir kıvılcım yeterdi gönlümdeki menfeze
Gözyaşımı hediye dağıtırken herkese
Ellerim yine senden boş geçiyor Cangüdaz
Bülbül de nağmesini bozmuş bak sen gideli
Baharım kelepçeli, neşem terk etti beni
Çılgınca sokaklarda seni arar bu deli
Gözüme ağlamaktan şiş geçiyor Cangüdaz
Gözlerinin rengine boyanırken şafağım
Dağlar önümde cüce, ben dağlardan ufağım
Sevgine ahengile bezendi dört bucağım
Yokluğunda her günüm küs geçiyor Cangüdaz
Düşerken her cemresi sevdanın kanlı suya
Kör hasret kuyusunda düşürdüler pusuya
Seni görmek isteyip daldığımda uykuya
Rüyalar bile sensiz sis geçiyor Cangüdaz
Yıldızların içinden hep bana bakacaksın
Hicran pınarlarından ruhuma akacaksın
Her sokağın başından sanki sen çıkacaksın
Aklımdan türlü türlü düş geçiyor Cangüdaz
Senin miydi bu mezar yoksa ben miydim ölen
Güneş miydi ufkumdan gözlerin miydi sönen
Sen bahtımın yıldızı gece uykumu bölen
Hayat sensiz gözümden pus geçiyor Cangüdaz
NK 8 Yıl Önce
Allah başarılarının devamını nasip etsin Önder Hocam...
muhlis aydın 8 Yıl Önce
ÇOK GÜZEL, TEBRİKLER
Neslihan çubukcu 8 Yıl Önce
Bu söyleşiyi gerçekleştiren Ayhan Akaslana teşekkür ediyorum.Hayatı derinlerde ,özgün bir şekilde duyumsayan ,sahici kimliği ve yaşanmışlığıyla bizleri etkileyen ve düşündüren öğrencim Önder Eryılmazla gurur duyuyorum.Sevgilerimle....
Faruk Erdoğan 8 Yıl Önce
Gönlüne sağlık Önder abi
Cuma Adibeş 8 Yıl Önce
Önder kardeşim kalemine sağlık. Sayın editör Önder kardeşimizin şiir kitaplarını nereden temin edebiliriz?
hahane 8 Yıl Önce
ayhan çok yakışıklısın ya sen bayburtu terk et yaben ama ben gideyim yol gitsin..
Oğuzhan 8 Yıl Önce
Çok güzel bir söyleşi olmuş emeğinize yüreğinize sağlık. Önder Beyinde Ayhan Beyinde yolu açık olsun İnşaAllah
Türkoğlu 8 Yıl Önce
Fedakar ve sabırlı bir yaşamın harika söyleşisi. Tekrar tekrar okudum. Kaleminiz daim olsun..
İbrahim 7 Yıl Önce
Bayburt, bayburtlu kelimelerle ancak bu kadar güzel özetlebilir can abim Rabbim razı olsun
Mustafa KILBAŞ 7 Yıl Önce
Önder Eryılmaz kardeşime teşekkürlerimi iletiyorum.Çok dürüst bir insandır kendisinden Allah razı olsun
Mustafa KILBAŞ 7 Yıl Önce
Önder Eryılmaz kardeşime teşekkürlerimi iletiyorum.Çok dürüst bir insandır kendisinden Allah razı olsun
İbrahim 7 Yıl Önce
Can Abi'm koskoca memeleket bize dar geliyor baksan bu memleketi karış karış cizmişizdir. İnşAllah mevlam çok güzel kapılar açacak samimiyetin yeter. Allah'a emanet, şu diyarı terk etmeden adaletsizlik / haksızlık yapanların sonunu görmek isterdim ...
Abdullah Demirer 4 Yıl Önce
Bu güzel söyleşi için teşekkür ederim kaleminize sağlık. Sabır ağır bir imtihandır ancak hüküm kesindir. Allah sabredenlerle beraberdir. Bahtınız açık olsun...
Şahika Yanbeğ Üçer 1 Yıl Önce
Dedem Mahmut Kemal Yanbeğ hakkındaki yazılarınızı okuduğumdan beri size nasıl ulaşabilirim diye düşünüyorum.Dedemle ilgili görüşebilirsek çok sevinirim.Size nasıl ulaşabilirim.Selamlar