Bayburt Postası - Bayburt-Çaykara yolu üzerinde, anayoldan Alıçlık (Kestesi) köyüne ayrılan yolun Çoruh Nehri’nin ötesine düşen karşısında, Buğdaylı (Danzut) yolunun ağzında bir Dikmetaş vardır. Bu dikmetaşın bulunduğu yere Düzükâr mevkii derler. Çevrede anlatıldığına göre bu Dikmetaş’ın şöyle bir geçmişi vardır.
Vaktiyle bu Dikmetaş ot yığını imiş. Bir yıl kış mevisimi çok ağır gitmiş. Bütün hayvanlar açlıktan ölmüşler. Bu ot yığınının sahibi de bir Ermeni’ymiş. Hayvanı çok olan besicilerden birisi buna gidip hayvanları için bir miktar ot istemiş. Ermeni önce vermek istemişse de eskiden beri planladığı bir arzusunu gerçekleştirmek için çok ağır bir şart ileri sürerek vermeye razı olmuş.
- Eğer kızını bana verirsen sana istediğin kadar ot veririm.
Besici eli böğründe evine dönmüş, Canından çok sevdiği kızına durumu anlatmış. Kızı, babasının durumu çok kötü olmasa, böyle bir şeyi kendisine teklif etmeyeceğini bildiği için çaresiz kabul etmiş. Fakat gönlü razı olmadığı için de şöyle bedduada bulunmuş:
Vaktiyle bu Dikmetaş ot yığını imiş. Bir yıl kış mevisimi çok ağır gitmiş. Bütün hayvanlar açlıktan ölmüşler. Bu ot yığınının sahibi de bir Ermeni’ymiş. Hayvanı çok olan besicilerden birisi buna gidip hayvanları için bir miktar ot istemiş. Ermeni önce vermek istemişse de eskiden beri planladığı bir arzusunu gerçekleştirmek için çok ağır bir şart ileri sürerek vermeye razı olmuş.
- Eğer kızını bana verirsen sana istediğin kadar ot veririm.
Besici eli böğründe evine dönmüş, Canından çok sevdiği kızına durumu anlatmış. Kızı, babasının durumu çok kötü olmasa, böyle bir şeyi kendisine teklif etmeyeceğini bildiği için çaresiz kabul etmiş. Fakat gönlü razı olmadığı için de şöyle bedduada bulunmuş:
Estir kaba yel estir
Bugün dağlara destur
Gavurun yığınını
Sabahınan taş kestir
Gerçekten de o gece bir güzey rüzgârı esip bütün ortalığı sallamış. Sabahleyin bütün karlar erimiş, her tarafta otlar bitmeye başlamış. Ermenilerin ot yığınını ise sabahleyin bir taş yığını olarak bulmuşlar.
Taşa yakından bakıldığı zaman ot yığınını andırdığı ve üzerinde bir ot yığını izinin bulunduğu görülür.
Anlatan: Bayburt’un Alıçlık Köyü’nden 1925 doğumlu Mustafa Güleç.
Derleme Tarihi: 9 Temmuz 1969
Derleyen: Hamdi Güleç (Türk Folklor Araştırmaları Dergisi/Mart 1970/ Sayı: 248)
Cemil 6 Yıl Önce
Azmı getdük pisihletnen tihmedaşa :)
Dost 6 Yıl Önce
O taşın altında veya çevresinde çok büyük mal var. Sırf el vurulmasin diye efsane adı altında korumaya alınmış.
Safak Güngör 6 Yıl Önce
Bugün genç bir kızın bedduasının kabul olduğu düşünülürse...
Vatandaş 6 Yıl Önce
Beyhude bir havadis üstelik inandırıcılığı da yoktur....
Eskilerden 5 Yıl Önce
Ödevime çok yardımcı oldu teşekkürler
Eda 5 Yıl Önce
❤❤