Bayburt Postası
2014-02-26 19:23:49

Bayburt’ta “gız kısmı"

Yasemin Cerhal Bare

26 Şubat 2014, 19:23

Çoruh, çok güzel bir nehir... Ama ben bu güzelliği maalesef çok uzun süre ve tadına vararak yaşayamadım...

Zahit Mahallesini bilmeyen yoktur. Gordon paharını, köşkayağını ve bağlı bahçeli o güzel evleri. 
İşte tam da Çoruh'un kenarında tek katlı, dört odalı “o” evde geçti çocukluğum. O zaman dilimine, ömrümün en güzel yılları diyebilirim. 

Yazları ayrı, kışları ayrı keyifle geçirdiğim ve özlemle dolu “güzel şehrim” Bayburt… O keyifli anılar geldikçe aklıma; “ne mutlu bana”
diyorum, ne de güzel bir çocukluk yaşamışım. 
***

Biraz evimizden, bahçemizden, ailemden ve o günlerden bahsetmemi ister misiniz?

Biz beş kardeşiz… 
Dört kız, bir de erkek…

Babam hayattayken “bizler, yani 4 kız için” anneme hep şunu söylerdi: "Kızlarım okuyacak, ilerde evlenmek isterlerse, isteyenler değil de kızlarım kimi isterlerse onunla evlensinler." 

Öyle de oldu. En büyük ablam Endüstri Meslek Lisesinde okumaya başlayan tek kız öğrenciydi. Babam çok tepki toplamıştı. Ne de olsa, düşünceye göre orası bir erkek okuluydu ve o kadar erkek içinde kız okur muydu? 

Okudu... 

Ben de düz lisede okuyordum ama bu konuşulanlar dinmediği için naklimi isteyerek kardeşimle birlikte aynı liseye gitmeye başladım. 

Ağabeyim, çeşitli kurumların futbol takımlarında oynuyordu. Ben de merak saldım ve ortaokulda, okulun futbol takımında oynamaya başladım. Sokakta görenler “aha aha, o top oynayan işte bu gız” diyorlardı!

Bayburt'ta kayak pisti ve kursu açılmıştı. Beden eğitimi öğretmenim, beni oraya yazdırmıştı. Bundan ne kadar keyif aldığımı anlatamam. Sonra masa tenisi, atletizm derken spor sayesinde Karadeniz bölge seçmelerine, Ordu'ya kadar gitmiştik. 

Yazın okullar tatil olunca bahçe işleri ile uğraşırdık. Bahçede yetiştirdiğimiz en güzel, en taze meyve ve sebzelerimiz, manav ve market reyonlarında yerini alırdı. 

Siparişler için gidip gelmek yormaya başlamıştı. Aslında bu yorgunluk değildi, tek amacım bunu bahane ederek bir bisiklete sahip olmaktı. 

Babamın Almanya'da yaşayan arkadaşı Fikret Amca vardı. Oturup, kendisine çok duygusal bir mektup yazmıştım. Tabi ki, mektup işe yaramış, ilk Türkiye ziyaretlerinde, bisikletim ve ben, birbirimize kavuşmuştuk. 

Babam, her ne kadar gizli saklı çevirdiğim bu işe kızmış olsa da, bir şekilde üstesinden gelmiştim. 

Artık siparişleri almaya bisikletimle gidip geliyordum ama bu defa da üstesinden gelmem gereken yeni bir sorun baş göstermişti: Kız kısmı bisiklete biner miydi? 

Bu “gızların” vebali boynuna İhsan Efendi... 
***

Aslında en iyisini yapmıştık…
Bayburtlu gızlar, hala da en iyisini yapıyordur. 

Halk Eğitim Merkezi aracılığıyla, musiki dersleri alıyor, folklor oynuyor, sporumuzu yapıp, bisikletimize biniyor, Kuran’ımızı da okuyorduk. 

Ne hiçbir şeyden eksik kalıyorduk, ne de örfümüzden ve de ananelerimizden. 

Bu arada kendimi tanıtmayı unuttum. 
Ben, "kendisine doyamadığım" İhsan Cerhal’in kızıyım…

Sanırım bir iki üst kuşak, kendisini hatırlayacaktır.

O dönem, babama "Bayburt'un sanat güneşi"
veya "Bayburt'un Zeki Müren'i" derlerdi…

Bir sonra ki buluşmamızda biraz babamdan bahsedebilir miyim?

Sevgiler…

Yorumlar (18)

Nurgül 10 Yıl Önce

Bayburt Postası sayfasını hergün acaba unuttuğumuz Bayburt'u kim anlatacak diye merak ederek açıyorum. Bugün de sizin yazınızı okudum ve inanılmaz mutlu oldum. Kaleminiz daim olsun.

Mustafa Kayalı 10 Yıl Önce

Yerine geldi mi böyle söz kısmı, Güzel değil midir bahar yaz kısmı? Arısıysa “ Ana baba” kovanın, Bal olmaz mı söyle “oğul kız” kısmı?

Tülay Tercanlı 10 Yıl Önce

Ağzına sağlık arkadaşım ne güzel anlatmışsın kendini.

Filiz 10 Yıl Önce

Gazetenin tek hanım yazırını tebrik eder, yazılarının devamını dilerim

Nezihat Akgül 10 Yıl Önce

Gordon paharını, köşkayağını ve bağlı bahçeli o güzel evleri. İşte tam da Çoruh'un kenarında tek katlı, dört odalı “o” evi görmüş gibi oldum anlatımın okadar güzel olmuşki tebrik ederim canım babanında ruhu şad olsun canım gızlarını çok medeni yetiştirmiş bayburtun zeki müreni eminim onunda kalbi senin kadar temizdi canım yazılarının devamını bekliyoruz şekerim

Erol 10 Yıl Önce

İlk yazı denemeni beğendim. Yalın ve akıcı üslup ile hayalimizden geçmişe bir pencere açtın. Neredeyse hayallerimizden bile silinecek hatıralararımıza can suyu olsun bu deneme. Devamını bekleriz.

Mithat Öksüm 10 Yıl Önce

Tebrik ederim Yasemin müthiş bir yazı çok beğendim. Benden önce yazar oldun, helal sana. Ayrıca neler yapmışsın bunuda öğrenmiş olduk.

Kenan Abdullahoğlu 10 Yıl Önce

Bu güzel gız, bu güzel arkadaşımın güzel gızı çok güzel anlatıyor. Keşke diğer kızlarımız da anlatsalar hikayelerini. Sevinirdik, öğünürdik. Devamını da okuyalım sonra yazacaklarımız var. Teşekkürlerimizle...

Köksal Bahar Gedik 10 Yıl Önce

Teşekkür eder, RAHMETLE ANIYORUM. Bize hatırlattığından dolayı da ALLAH RAZI OLSUN yaklaşık on gün önce andık.

Bünyamin Gönenç 10 Yıl Önce

Benim okul arkadaşımdı.allah rahmet etsin.yazınız çok güzeldi tebrikler.çok eskilere götürdünüz sağolasınız,inşallah devamınıda okuruz.

Suat Türkmen 10 Yıl Önce

Öncelikle yaşadığınız çocukluğunuzu tüm haliyle topluma ulaştırdığınız için teşekkür ediyorum. Kadınların yok sayıldığı dünyamızda erkek egemen toplum anlayışına karşı vermiş olduğunuz o çocukça mücadelenizi ve cesaretinizi tebrik ediyorum. Bu güzel yazıyı zevkle okuduğumu belirtmeliyim. Yaklaşan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü dolayısıyla sizin nezdinizde tüm kadınların var olma mücadelesini kutluyorum. Saygılarla.

Mümtaz AYTÜRK 10 Yıl Önce

Güzel yazınız beni çok eskilere götürdü. Sayfayı bir süredir takip ediyor olmama karşın, ilk defa bu kadar net ve samimi bir yazı ile karşılaşmış olmaktan dolayı mutluyum. Sizler gibi sade anlatımlı kişilere ihtiyacımız var. Duygularımı ifade etmekte güçlük çekiyorum. Elinize ve emeğinize sağlık.

Didem Çam Öztunç 10 Yıl Önce

Anlatımının bu kadar güzel olduğunu bilseydim bir oyun da sen yaz demez miydim. Ağzına sağlık. Lütfen devam et.

Gürsoy Görer 10 Yıl Önce

Kardeşim çok güzel yazmışsın devamını yazarsan iyi olur.

Narınç Ataman 10 Yıl Önce

Bu aydınlık zihinli babalar ve amcalar, cesur anneler oldukça, bu güzel ülkenin akıllı, becerikli ve girişimci gızlarının sayısı artacak. Candan kutluyorum

Müşteba Şerifzade - İngiltere 10 Yıl Önce

Bayburt deryadır derya, arşivlerde kayıtı bulunan (medreseler) 12 ve 14 yy.da 4 tane üniversitenin varlığı, yakutiye-mahmudiye-museviye-ikbaliye.. Dolayısıyla, ülvi şahsiyetlerin yetişdirdiği ülvi kenttir Bayburt. Yasemin Cerhal hanımefendi güzel yazmış tebrikler.

yavuz 8 Yıl Önce

ablacım yazınızı yeni okudum.çok duygulandım.jale ve erdal abim ve rahmetli ihsan amcam aklıma geldi.

Gökçen Öz 8 Yıl Önce

Yasemincigim yazını yeni okudum. Baban rahmetliyi pek severdim. Bence o annesinden el almış. Zira babaanne annemi 'okuyup ne yapacak'nidalarina rağmen ticaret lisesine kendi eli kaydettirmis. Annem rahmetli hep dua ederdi ben onun sayesinde öğretmen oldum diye. Mekanlari cennet olsun. Kavuştular...

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.