Hasankeyf; kadim kente veda!
Her şey, insanı sarhoş edecek güzellikte, başını döndürecek hızda anbean değişiyordu. Ve kapılar açılıp kapanıyor, bacalardan, bahçelerden dumanlar yükseliyor, odun ateşinin, sacda pişen lavaşın (yufka inceliğinde açılmış ve tazeliğini uzun süre koruyan yöreye özgü bir ekmek) kokusu sokaklara düşüyor, yükünü çevre köylerden tutmuş minibüslerin yaban elma’sı kokulu yolcuları bir bir boşalıyor, ilk ışıklarlarla birlikte kent, ağır ağır uyanıyordu...