Keskin Nişancı Türk Kadınları

Çanakkale Savaşlarında, vatanını korumak için canını feda eden 253 bin Mehmetçik arasında, Türk kadın savaşçılar da bulunuyor. Atatürk ve Çanakkale Savaşlarını Araştırma Merkezi (AÇASAM) Müdürü Prof. Dr. Mete Tuncoku, Çanakkale Kara Savaşlarında, 200 binden fazlası Türk olmak üzere 500 bine yakın insanın, göğüs göğüse, mertçe çarpışarak inandıkları ilkeler uğrunda canlarını verdiğini söyledi. Tuncoku, bu savaşlarda bazı Türk kadın savaşçıların da Mehmetçiğin yanında çarpıştığını ve bunun pek bilinmediğini ifade ederek,  bu konuda Avustralya ve Yeni Zelanda arşivlerinde araştırma yaptığını belirtti.  

Keskin Nişancı Türk Kadınları

TRT dizisi ‘Dur Yolcu'da Ayşe'yi oynayan Selin DemiratarÇanakkale Savaşlarında, vatanını korumak için canını feda eden 253 bin Mehmetçik arasında, Türk kadın savaşçılar da bulunuyor. Atatürk ve Çanakkale Savaşlarını Araştırma Merkezi (AÇASAM) Müdürü Prof. Dr. Mete Tuncoku, Çanakkale Kara Savaşlarında, 200 binden fazlası Türk olmak üzere 500 bine yakın insanın, göğüs göğüse, mertçe çarpışarak inandıkları ilkeler uğrunda canlarını verdiğini söyledi. Tuncoku, bu savaşlarda bazı Türk kadın savaşçıların da Mehmetçiğin yanında çarpıştığını ve bunun pek bilinmediğini ifade ederek,  bu konuda Avustralya ve Yeni Zelanda arşivlerinde araştırma yaptığını belirtti.

 

Araştırmalarında, ''Keskin Nişancı Türk Kadınları'' ve ''Türk Kadın Savaşçıları'' konularını anlatan yabancı asker mektup ve günlüklerini gördüğünde çok şaşırdığını belirten Prof. Dr. Tuncoku, mektupları, önce siperlerde süregelen yaşamın değişmez şartları olan her an vurulma, boğucu sıcaklar, su sıkıntısı ve salgın hastalık koşulları altında bunalıp ruhsal çöküntü içine giren birkaç yabancı askerin hayal ürünü olarak düşündüğünü ve fazla önemsemediğini kaydetti.

Tuncoku, şöyle dedi:

''Ancak, bu mektup ve günlükleri birbirleriyle yer, zaman ve olay boyutuyla karşılaştırınca, anlatılanların doğru olduğu konusundaki düşüncelerim güçlendi. Çanakkale Savaşlarının aradan bu kadar süre geçmesine karşın henüz açıklığa kavuşmamış ve özellikle de Türk tarihi araştırmacılarının incelemesini bekleyen yönleri olduğu görülmektedir.''

Türk kadın savaşçıları ile ilgili araştırmasına ''Çanakkale 1915 Buzdağı'nın Altı'' kitabında yer verdiğini kaydeden Tuncoku, bu savaşların bilimsel belgeli ve objektif bir şekilde araştırılarak gelecek nesillere aktarılması gerektiğini söyledi.

Tuncoku, ''(Kadın mücahitler kimlerdir?), (Eylemleri bireysel midir?), (Yoksa örgütlenmiş ve planlı bir eylem midir?), (Kendilerini nasıl eğitmişlerdir) gibi belge ya da kayıtların Türk arşivlerinde mutlaka olması gerekmektedir'' diye konuştu.

Mektuplar

AÇASAM Başkanı Prof. Dr. Mete Tuncoku'nun, ''Çanakkale 1915 Buzdağı'nın Altı'' kitabında, Avusturyalı er J.C Davies', ailesine gönderdiği mektup da şunları anlatıyor:

''Benim de vurulduğum 18 Mayıs 1915 günü keskin nişancı bir Türk kızı pusuda çarpışıyordu. Gizlendiği yerden gün boyu ateş etti ve çok sayıda adamımızı vurdu. Ancak gün batmadan bir Avustralyalı tarafından vurulmasına yine de üzüldüm. Güzel yapılı ve tahminen 19-21 yaşlarında genç bir kızdı. Ölü olarak ele geçirdiğimizde yanında başka bir Türk'ün ölüsünü de bulduk. Genç kızın bedeninde tam 52 kurşun vardı. Bu savaş korkutucu.''

İngiliz donanmasına ait hastane gemisiyle İngiltere'ye götürülen yaralı bir askerin mektubu ise şöyle:
''O bir Türk kadın savaşçısıydı ve durmaksızın saklandığı evden ateş ediyor, evi boşaltıp teslim olmayı reddediyordu. Sonunda ele geçtiğinde yanında yaşlı annesi ve çocuğu da birlikteydi. Yakalanana kadar bir pencereden, ısrarla ve özellikle de subaylarımızı hedef alarak ateş etmişti. Sanıyorum öldürdüğü bazı kurbanlarını süngülemişti de. Üzerinde 16 askerimizin künyesiyle oldukça yüklü miktarda yabancı para bulduk.''

Bir başka asker ise, ailesine yazdığı mektupta Türk kadın savaşçıları hakkında şunları anlatıyor:

''15 Ağustos 1915 Pazar günü savaşa katıldık ve büyük bir tepeyi ele geçirme görevi aldık. Burada çok can kaybı verdik. Şarapnel parçaları, makineli tüfek mermilerinin yanı sıra pusuda ateş eden keskin nişancı kadın savaşçıların ateşi altında adeta cehennemde ilerlemek gibi bir şeydi bizimki. Burada pusuya yatıp çarpışan keskin nişancıların çoğu kadın veya kız. Kendilerini yeşile boyayıp, ağaçlar ve bodur bitkilerle uyum sağlamışlar.''

Kadınları askere alsalar ilk giden ben olurum

TRT'nin dizisi ‘Dur Yolcu'da Ayşe'yi oynayan ve ölen kardeşi Ahmet'in intikamını almak için asker olan Selin Demiratar, silaha ve orduya hiç de yabancı değil. Babası emekli subay olan oyuncunun büyük dedesi de Sakarya gazilerinden... Selin Demiratar, konu ile ilgili duygularını şöyle dile getiriyor:

“Türkiye’de kadınları askere almış olsalar inanın ilk giden ben olurum. Çok değişik bir duygu olsa gerek. 15 ay bin bir çeşit insanla aynı mekanda bulunuyor ve onları tanıyorsun. Hem de tam bir disiplin içinde. Hayat için de büyük bir tecrübe. Erkekler askere korkarak bakıyor, askere gitmek istemiyorlar. Ben ise çok şey öğreten bir yer olduğuna inanıyorum.”

Savaşın sadece erkek işi olmadığını öğrendim

“Kadınların Çanakkale Savaşı’nda bu denli aktif olduğunu bilmiyordum. Sadece mermi taşırlar zannediyordum. Keskin nişancı kadınların olduğuna dair belgeler bile var. Sadece erkeklerin değil, kadınların da savaşlarda yer aldığını görüyoruz. Bunu bilmeyen pek çok insan vardır. O yüzden de tarihî filmler önemli. Tabii ki doğruları yansıtmak şartıyla. Tarihî bir şey yaptığınız zaman hata kabul etmeyen bir şey. ‘Dur Yolcu’ insanlara kadınların da savaştığını anlatıyor.”

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.