Şinasi Çakır bizim için çok önemli ve değerli bir ağabeyimizdi. Tam bir Bayburt beyefendisi; biraz kuşkucu, biraz sinirli, az biraz anlaşılmaz bir insandı.

Camii Kebir mahallesinden ve bu mahallenin efsane muhtarı Reşat Çakır beyin bir numaralı mahdumudur.

Lokal ve mevzii olarak, Şinasi ağabeyimiz memleketin maşerine adını yazdırmış bir kültür adamıdır. Kültür hayatımıza en çok hizmet edenlerin başında gelir desem, hiç de mübalağa olmaz sanırım, bilenler bilir… En bilinmeyen türkülerimizi, manilerimizi bilir, barlarımızın nasıl oynanacağını, figür ve müziklerinin ne, nasıl olduğu ondan sorulurdu. Bayburt Folklor derneğinde, otorite idi. Hele tiyatro da bir zirve idi.

Ülke çapında profesyonel tiyatroların oynamaya cesaret edemediği oyunları o Bayburt’un mütevazı ortamlarında ve kısıtlı imkânlarında sahneye koyarak olmazları oldurmuştur. Özellikle 21 Şubat Kurtuluş geceleri için hazırladığı oyun veya diğer bir etkinlikte az bir aksilik olmaya görsün gözleri çakmak çakmak, fıldır fıldır dönerdi. Biz, o çakmak ve fıldır fıldır dönen gözlerin ne dediğini anlardık...

Çok sevilen sayılan biri olduğundan,  tavrı ve edası, cana yakınlığı, müşfik davranışı, o kendine has “sertliği” bile her memleket evladı tarafından adeta babaya olan saygı gibi kabul edilirdi..

Beraber ilk olarak Hz. Ömer’in Adaletini anlatan “Onlar Böyleydi” isimli oyunu 1976 da sahneye koyduk.. Sonra 1977 de Moskof Sehpası, Sonra Çakıl Taşları, Tohum, İstanbul’un Fethi, İbrahim Ethem gibi şu an hatırlamakta güçlük çektiğim birkaç daha tiyatro eseri. Dostlar bu oyunlar öyle basit müsamereler değil, gerçekten sahnelenmesi oldukça zor, hepsi üç perdelik dekora ve kostüme dayanan altyapı isteyen oyunlardı. Yani öyle kısıtlı imkânlarla yapılacak kolay işler değildi. Biz bütün bu zorlukları (maddi-manevi) onun mihmandarlığı, bilgi ve becerileriyle, tecrübeleriyle aşabiliyorduk.

Yukarıda yazdığım kültürel faaliyetler yalnızca bizim kuşak ile olan faaliyetleridir Şinasi ağabeyimizin. Ayrıca kendi kuşağı ve sonraki dönemlere ait faaliyetleri de yazılmalıdır. Bayburt Folklor Derneğindeki unutulmaz tiyatral ve folklorel katkı sağladığı emekleri söylenmelidir..

Sağlık sorunları vardı. Fakat bu sorunlarını öyle pek ciddiye almazdı ama kendine iyi baktığı söylenebilir. Hukuk fakültesinden bu sağlık sorunları dolayısı ile ayrılmıştır. Hemen herkes tarafından çok sevilen ve hürmet edilen, bir daha kolay yetişmeyecek, baki kalan kubbede hoş bir sada bırakan bu büyüğümüzün bizim zaviyemizce ayrı bir yeri olduğunu gururla söylemeliyim.

Halen Karamürsel ve Ankara da ikamet! Ömreen bereket sevgili Şinasi abim.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Ömer ÖZNUR 9 yıl önce

Yöremizin sosyal/kültürel değerlerini çok iyi bilen; özümseyen; folklor ve sanat ustasının kısacık öyküsünü Hafızai Beşer'den okuyunca eski zamanlara döner gibi oldum...Gençlerin cilt-cilt kitaplarla, dergilerle haşır/neşir olduğu, temsillerin/tiyatro çalışmalarının, sözün, müziğin, her türlü fikri tartışmaların, konferansların, seminerlerin, satrancın, bilardonun vs.beyin fırtınalarının eksik olmadığı; yoğun bir şekilde yaşandığı yıllar...Bu gençler içerisinden nice şairler, yazarlar, çizerler, ..yetişti...Sn.Şinasi Çakır, bütün bunlara öncülük etti...Düşüncesinden dolayı hiç kimse, bir başkasını kırıp incitmedi...Ne güzeldi, o günler?!...Eline sağlık Sn.Faruk Nafiz Kılıçalan bey!...Esenlikler dilerim, Sn. Şinasiçakı ağabey!..

Avatar
Ömer ÖZNUR 9 yıl önce

Yöremizin sosyal/kültürel değerlerini çok iyi bilen; özümseyen; folklor ve sanat ustasının kısacık öyküsünü Hafızai Beşer'den okuyunca eski zamanlara döner gibi oldum...Gençlerin cilt-cilt kitaplarla, dergilerle haşır/neşir olduğu, temsillerin/tiyatro çalışmalarının, sözün, müziğin, her türlü fikri tartışmaların, konferansların, seminerlerin, satrancın, bilardonun vs.beyin fırtınalarının eksik olmadığı; yoğun bir şekilde yaşandığı yıllar...Bu gençler içerisinden nice şairler, yazarlar, çizerler, ..yetişti...Sn.Şinasi Çakır, bütün bunlara öncülük etti...Düşüncesinden dolayı hiç kimse, bir başkasını kırıp incitmedi...Ne güzeldi, o günler?!...Eline sağlık Sn.Faruk Nafiz Kılıçalan bey!...Esenlikler dilerim, Sn. Şinasiçakı ağabey!..