Başbakan Ahmet Davutoğlu, asayiş olayları yüzünden çözüm sürecinin askıya aldığını belirten hükümete sürecin devam etmesi çağrısında bulunacaklarını açıklayan HDP’ye, “Provokatif eylemlere yönelen ve ülke istikrarını bozan bir kurum değil, gerçek bir siyasi parti gibi hareket edip Türkiye’de Anayasa ve yasal çerçevede davranmaya başlarsa bütün çerçevede mutahap olmaya devam eder.” dedi.
AK Parti'nin dün sona eren 23'üncüsü düzenlenen İstişare ve Değerlendirme Toplantısı için Afyonkarahisar'a gelen Başbakan Ahmet Davutoğlu, kaldığı otelden çıkarak, eşi Sare Davutoğlu'nun anne ve babasının mezarını, ardından Afyonkarahisar Valiliği'ni ziyaret etti. Başbakan Davutoğlu, valilik ziyaretinin ardından Dumlupınar Ortaokulu'na gitti. Burada öğrencilerle bir süre konuşan ve okulu gezen Davutoğlu, ziyaret sonunda gazetecilerin sorularını cevapladı.
HDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan'ın, asayiş olayları nedeniyle hükümet tarafından askıya alındığı belirtilen çözüm sürecinin tekrar rayına oturtulması ve diyalog kanallarının açılması için hükümete çağrı yapacaklarına yönelik açıklaması hakkındaki görüşleri sorulan Başbakan Davutoğlu, "Çözüm sürecinde her zaman söyledik, kararlılığımız her zaman sabittir. Bu süreç halkımızın sahiplendiği milli birlik ve beraberliğimizin ve Türkiye’nin her köşesindeki vatandaşlarımızın aidiyetini güçlendirmeye dönük bir süreçtir. Bu Kobani olaylarından sonra tamamen bir bahaneydi. Biz akil insanlar heyetini topladık, yine ve çok sayıda temaslara devam edeceğiz. Bu temaslar ki sadece HDP heyetiyle değil, halkın bütünüyle olacak. Her bir şehrimizde özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgemizde temaslarımızın yoğunlaştırarak devam edeceğiz. HDP, provokatif eylemlere yönelen ve ülke istikrarını bozan bir kurum değil, gerçek bir siyasi parti gibi hareket edip Türkiye’de Anayasa ve yasal çerçevede davranmaya başlarsa bütün çerçevede mutahap olmaya devam eder. Ama kamu düzenini bozacak şekilde ya da kamu düzenini bozan uygulamalara cevaz verecek bir tutum takınırsa bu sadece çözüm süreci bağlamında değil Türkiye’deki iç siyaset bağlamında da kontrol kaybına uğraması demektir." dedi.
Hükümetle HDP arasındaki çözüm süreci görüşmelerinin sona erip ermediğiyle ilgili bir soruya ise Davutoğlu, şu cevabı verdi: "Bütün siyasi partilerin çözüm süreci bağlamında da onun ötesinde de demokratik siyasetin parçaları olmaları, şiddetin terörün ve izinsiz eylemlerin, can ve mal kaybına neden olacak tutumların dışında olmaları ve onları dışlamaları, onlara dönük olarak da açık tavır almaları gerekir. HDP bu tavrı aldıkları zaman çözüm sürecine de katkıda bulunur, muhatap olarak da her zaman çözüm sürecine katkıda bulunurken konuşuruz. Ama bunu kim yapmazsa, Doğu da Batı da Güney de, Kuzey de kim kamu düzenini ihlal ederse devlet kamu düzenin ihdas etmede tek yetkili mercidir ve bunda tereddüt göstermez. Sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu için demiyorum. Batı da çok provokatif eylemler olabiliyor. Yaptığımız üzerinde çalıştığımız iç güvenlik reformunda esas olan budur. Herkes toplantı ve gösteri hakkına sahiptir. 1 Kasım’da izinli gösteri yapıldığında kimse müdahale etmedi. İç ve dış olaylarla ilgili kanaat bildirilebilir. Bunda hiçbir sınır yok. Ama buradan hareketle dışarıda Türkiye’nin hiçbir dahilinin olmadığı olaylar bahane gösterilerek Türkiye’de bazı ülkelerde görülen tablolar ortaya çıkarılmaya çalışılmasına ne hükümetimiz izin verir nede bölgemizdeki halkımız izin verir."
Davutoğlu, en çok bunu seyreden ve olumsuz anlamda etkilenen vatandaşların buna izin vermeyeceğini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: "O bakımdan herkesin yasal sınırlar içinde bu konuya özen göstermesi Türkiye’deki etnik ve mezhebi ayrımcılık nefret dilini kullanmaması böyle bir ayrımcılığa temel teşkil edecek tutumlardan uzak durması siyasi partilerin birinci ve öncelik görevi budur. Bu görevi sürdürmesi halinde hem siyasi partiler Türkiye’de kitleye daha doğru mesajlar verir hem halk nezdinde hem bizim nezdimizde de muhatap olacak aktörler haline gelir. Zaman göreceğiz tutumlarının ne olduğunu buna göre gelişmeleri sedyeceğiz."
Haber: Cihan
AK Parti'nin dün sona eren 23'üncüsü düzenlenen İstişare ve Değerlendirme Toplantısı için Afyonkarahisar'a gelen Başbakan Ahmet Davutoğlu, kaldığı otelden çıkarak, eşi Sare Davutoğlu'nun anne ve babasının mezarını, ardından Afyonkarahisar Valiliği'ni ziyaret etti. Başbakan Davutoğlu, valilik ziyaretinin ardından Dumlupınar Ortaokulu'na gitti. Burada öğrencilerle bir süre konuşan ve okulu gezen Davutoğlu, ziyaret sonunda gazetecilerin sorularını cevapladı.
HDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan'ın, asayiş olayları nedeniyle hükümet tarafından askıya alındığı belirtilen çözüm sürecinin tekrar rayına oturtulması ve diyalog kanallarının açılması için hükümete çağrı yapacaklarına yönelik açıklaması hakkındaki görüşleri sorulan Başbakan Davutoğlu, "Çözüm sürecinde her zaman söyledik, kararlılığımız her zaman sabittir. Bu süreç halkımızın sahiplendiği milli birlik ve beraberliğimizin ve Türkiye’nin her köşesindeki vatandaşlarımızın aidiyetini güçlendirmeye dönük bir süreçtir. Bu Kobani olaylarından sonra tamamen bir bahaneydi. Biz akil insanlar heyetini topladık, yine ve çok sayıda temaslara devam edeceğiz. Bu temaslar ki sadece HDP heyetiyle değil, halkın bütünüyle olacak. Her bir şehrimizde özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgemizde temaslarımızın yoğunlaştırarak devam edeceğiz. HDP, provokatif eylemlere yönelen ve ülke istikrarını bozan bir kurum değil, gerçek bir siyasi parti gibi hareket edip Türkiye’de Anayasa ve yasal çerçevede davranmaya başlarsa bütün çerçevede mutahap olmaya devam eder. Ama kamu düzenini bozacak şekilde ya da kamu düzenini bozan uygulamalara cevaz verecek bir tutum takınırsa bu sadece çözüm süreci bağlamında değil Türkiye’deki iç siyaset bağlamında da kontrol kaybına uğraması demektir." dedi.
Hükümetle HDP arasındaki çözüm süreci görüşmelerinin sona erip ermediğiyle ilgili bir soruya ise Davutoğlu, şu cevabı verdi: "Bütün siyasi partilerin çözüm süreci bağlamında da onun ötesinde de demokratik siyasetin parçaları olmaları, şiddetin terörün ve izinsiz eylemlerin, can ve mal kaybına neden olacak tutumların dışında olmaları ve onları dışlamaları, onlara dönük olarak da açık tavır almaları gerekir. HDP bu tavrı aldıkları zaman çözüm sürecine de katkıda bulunur, muhatap olarak da her zaman çözüm sürecine katkıda bulunurken konuşuruz. Ama bunu kim yapmazsa, Doğu da Batı da Güney de, Kuzey de kim kamu düzenini ihlal ederse devlet kamu düzenin ihdas etmede tek yetkili mercidir ve bunda tereddüt göstermez. Sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu için demiyorum. Batı da çok provokatif eylemler olabiliyor. Yaptığımız üzerinde çalıştığımız iç güvenlik reformunda esas olan budur. Herkes toplantı ve gösteri hakkına sahiptir. 1 Kasım’da izinli gösteri yapıldığında kimse müdahale etmedi. İç ve dış olaylarla ilgili kanaat bildirilebilir. Bunda hiçbir sınır yok. Ama buradan hareketle dışarıda Türkiye’nin hiçbir dahilinin olmadığı olaylar bahane gösterilerek Türkiye’de bazı ülkelerde görülen tablolar ortaya çıkarılmaya çalışılmasına ne hükümetimiz izin verir nede bölgemizdeki halkımız izin verir."
Davutoğlu, en çok bunu seyreden ve olumsuz anlamda etkilenen vatandaşların buna izin vermeyeceğini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: "O bakımdan herkesin yasal sınırlar içinde bu konuya özen göstermesi Türkiye’deki etnik ve mezhebi ayrımcılık nefret dilini kullanmaması böyle bir ayrımcılığa temel teşkil edecek tutumlardan uzak durması siyasi partilerin birinci ve öncelik görevi budur. Bu görevi sürdürmesi halinde hem siyasi partiler Türkiye’de kitleye daha doğru mesajlar verir hem halk nezdinde hem bizim nezdimizde de muhatap olacak aktörler haline gelir. Zaman göreceğiz tutumlarının ne olduğunu buna göre gelişmeleri sedyeceğiz."
Haber: Cihan
