"Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?/işin kolayına kaçmadan ama/gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil/ne de ak örtüde elmaların/ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolaşan kırmızı balığınkini/Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?"

Böyle sorar Nazım Hikmet, Abidin Dino'ya... Abidin Dino ya da bir başka ressam mutluluğun resmini yapabilmiş midir, onu bilemiyorum, ama ben bu yazımda mutluluğun resmi üzerinde değil; neliği, niceliği üzerinde duracağım...

Sevinç, erinç, oynamak, gülmek, gerdeğe girmek midir mutluluk? Maddi ve manevi doyum mudur? Kazanmak, başarmak, özlenene kavuşmak, yarış iplerini göğüslemek midir?

Para mıdır, parayla satın alınabilen bir kavram ya da olgu mudur?

Bir hakkın teslimi, bir dâvâdan aklanmak, bir dâvâyı kazanmak mıdır mutluluk? Mahpus damından özgürlüğe çıkış mı? Ameliyat sonrası gözünü açmak mıdır? Tezkere almak mıdır mutluluk? Dönülen sıla mıdır?

Kendini keşfedebilmek, kendini anlatabilmek, kendini kanıtlayabilmek midir?

Bir güçsüze arka olmak, bir güçlüyü arkasında görmek, bir yoksula el atmak, bir varsıla söz anlatmak mıdır mutluluk?

Mutluluk yazmak, yazdığının yayımlandığını görmek, mutluluk yeni çıkan kitabına doya doya bakmak mıdır?

"Zamanın zevkiyle zumlarız zirveleri/Loşluk loncasında şiir üretmeleri/Mutluluk ırmağıyız erinçli çağıl çağıl"  Mutluluk bu dizelerimizdeki gibi şiir üretmeleri midir yoksa?

Sandor Marai "Gazetecilik uyuşturucu bağımlılığı gibidir. İnsan bu yüzden mahvolabilir; ama o vakte kadar muhteşem bir mutluluk duygusu verir insana" der. Bu ayrıksı, özgün ve müthiş duyguyu hiç yaşamışlığınız, tatmışlığınız var mıdır bu tür bir mutluluğu?

Bir cilveli çağrışımda, tayfunların ardındaki bir mevsim normalinde, bıktıran tekdüzelik sonundaki "kara göründü" muştusunda mıdır mutluluk?

"Sevgilinizin hayali zaman zaman kendisinden daha fazla mutluluk verir" der Hanri Benazus. Bunu denemiş misiniz, böyle midir, size de mutluluk vermiş midir bu gerçeği aşan hayal? Yoksa yoksa?.. Sevgilinin elini tutabilmek, gözüne bakabilmek midir mutluluğun en essahı?"

“Yarınlarımızın kapı eşiğinde/Azımız çoğumuz/Varımız yoğumuz/Zevkli yorgunluğumuzda çilenin en tatlısı/Ekmek kavgasında gücümüz/Mutlulukların bin katlısı/Rahmet umudumuz çocuklarımız."

Böyle demişiz bir şiirimizde... Mutluluk çocuk sahibi olmak, kucağına almak, büyütmek, yetiştirmek, mürüvvetini görmek midir? Dost sesi, dost yüzü müdür yoksa mutluluk?

Ateşle mutlanmayı bilir misiniz? Anlatayım bu dizelerle de, görün nice olurmuş:

"Zeval mi, kemal mi sararan başak
Belli ki hakikat deminde yanmak
Ateşle mutlanan somuna bir bak
Bir bak ki nasıl da yarılmış bağrı"

Gertrude Stein "Mutlu olmaya cüret etmeli insan" derken, Osho da "Mutlu olmak en büyük cesarettir" diyerek destek verir ona. Bir cüret ve cesaret konusu mu ki mutluluk? Bunun yanıtı, Osho'nun verdiği şu aydınlatıcı ayrıntılarda var: "Mutlu olmak en büyük cesarettir. Mutsuz olmak, çok korkakçadır. Aslında mutsuz olmak için hiçbir şeye ihtiyaç yoktur. Her korkak başarabilir. Herkes mutsuz olma kapasitesine sahiptir; ama mutlu olmak için büyük bir cesaret gerekir.”

Hadi cesaret!.. Hadi mutlu olmanın bedelini ödemek için o zorlu savaşıma!..  
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.