Basın Bayramı coşkuyla kutlandı

Sansürün kaldırılışının 103. yıldönümünde Basın İlan Kurumu tarafından düzenlenen 24 Temmuz Basın Bayramı, İstanbul'da coşkuyla kutlandı. Coşkulu kutlama, Bab-ı Ali yokuşu olarak bilenen İstanbul Valiliği önünde başladı. İstanbul Valiliği önünde toplanan, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, Basın Etik Kurulu Başkanı Halit Esendir, İstanbul Gazeteciler Derneği Başkanı Engin Köklüçınar ve basın mensupları, bando eşliğinde Sultanahmet Meydanı'na kadar yürüdü. Burada heyeti, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Orhan Erinç karşıladı.

Basın Bayramı coşkuyla kutlandı

Sansürün kaldırılışının 103. yıldönümünde Basın İlan Kurumu tarafından düzenlenen 24 Temmuz Basın Bayramı, İstanbul'da coşkuyla kutlandı. Coşkulu kutlama, Bab-ı Ali yokuşu olarak bilenen İstanbul Valiliği önünde başladı. İstanbul Valiliği önünde toplanan, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, Basın Etik Kurulu Başkanı Halit Esendir, İstanbul Gazeteciler Derneği Başkanı Engin Köklüçınar ve basın mensupları, bando eşliğinde Sultanahmet Meydanı'na kadar yürüdü. Burada heyeti, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Orhan Erinç karşıladı.

Daha sonra düzenlenen etkinlikte konuşan Mutlu, 24 Temmuz'un basın çalışanları için önemli bir gün olduğunu belirtti.

"Basın; ekmek, su gibi vazgeçilmezlerimiz arasında"

Basının, iletişim dünyasındaki rolünün çok önemli olduğunu vurgulayan Mutlu, şunları söyledi:

''Bugün artık ekmek gibi, su gibi vazgeçilmezlerimiz arasında olan habere ulaşma, haber alma, haberi yayma noktasında en önemli görevi ifa eden basın dünyasının, meslek camiaları arasındaki yeri kıymetli. Bunun değerinin çok daha artmasını, basınımızın haber alma, haberi en seri, objektif şekilde yayma ve milletin sesi olma noktasındaki bu fonksiyonunu çok rahat yerine getirmede, imkanlarının artırılmasını arzu ediyoruz. Basının gücünün, milletin gücü, demokrasini gücü, hukukun gücü olduğu kanaatindeyiz. Dolayısıyla, yürütmüş olduğumuz görev elbette ki, bir meslek görevi olmanın ötesinde bir kamu görevidir ve kamuya hizmet eden en önemli alanlardan biridir. Dolayısıyla, güçlü bir demokrasi, güçlü bir hukuk sistemi, güçlü, şeffaf, demokrat bir toplum yaratmanın yolu güçlü bir basından geçiyor.''

"Gazetecilerin gittikçe yükselen değer olduğu dönemleri yaşamak istiyoruz"

Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay da Bab-ı Ali'nin basın camiası için çok önemli bir yer olduğunu, Bab-ı Ali'nin eski günlerine kavuşması için çalışmalar yaptıklarını belirterek, şöyle konuştu:

Etkinlikte,  ''yazıyor yazıyor'' diye bağıran çocuklar, protokole ve vatandaşlara ''Bab-ı Ali 2011'' gazetesi verdi.''Bayramı bayram gibi kutlayacaksak bütün sorunlarını aşmış, sıkıntılarını gidermiş, her türlü sosyal haklarını en iyi şekilde elde etmiş ya da elde etme yolunda büyük mesafeler almış bir basınla bunu yapmak mümkün. Daha çok kişinin ekmek yediği, daha çok kişinin iş bulduğu, daha iyi şartlarda, daha iyi maaşlarda çalıştığı, daha iyi bir fotoğraf makinesiyle fotoğraf çektiği, daha iyi kağıda gazetelerin basıldığı, gazetecilerin gittikçe yükselen değer olduğu dönemleri yaşamak istiyoruz. Bunun mücadelesini veriyoruz. Biz bütün kurumlara bir telefon kadar yakınız, el ele kol kola çalışacağız. Kimseyi dışlamadan, herkesle el ele kol kola çalışmak mümkündür diye düşünüyorum. Bu açıdan da bu töreni gerçekleştirdik. İnşallah her günümüz bayram gibi olsun.''

''Basında sendikalı tek kuruluş neredeyse AA kaldı''

Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür Dr. Hilmi Bengi ise, bu güzel organizasyonu düzenlediği için Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay'ı tebrik etti. Bengi, şunları söyledi:

''Gerçekten anlamlı bir gün. Basın mensuplarının mesleklerini yaparken, karşılaştıkları çeşitli sorunlar var. Bu sorunların çözümü noktasında atılması gereken adımlar var. Bu adımları atma noktasında da maalesef meslek kuruluşlarımız arasında birlikteliği de göremiyoruz. Meslek çalışanlarımızın örgütlenme hakkını elde edebildikleri bir ortamda, bu ideale ulaşmanın, gerçek anlamda basın bayramını hep birlikte el birliğiyle kutlama imkanının yakalanmasının daha kolay olacağını düşünüyorum.''

Sunuculuğunu Orhan Ayhan'ın yaptığı etkinlikte,  ''yazıyor yazıyor'' diye bağıran çocuklar, protokole ve vatandaşlara ''Bab-ı Ali 2011'' gazetesi verdi.

Etkinlikte, Eşref Vakti Grubu ile Suzan Kardeş konserleri gerçekleştirildi. Kardeş'in Balkan enstrümanlarıyla oluşturduğu ''Türkiye Potpurisi'' beğeniyle izlendi. 

Bayburt Postası'nın kulakları çınlıyor...

Henüz bir bebek Febus Medya... 4 ayı geride bıraktı... Yavaş yavaş emeklemesini bekliyoruz. Metin yazarlığı ve editoryal işler, basın iletişimi, pr, prodüksiyon, marka ve kriz yönetimi, baskılı işler ve organizasyon noktasında iyi bir ekip kurduğumuza inanıyorum. Ekibimde deneyimli, uzun yıllardır emek verdiğim arkadaşların yanı sıra yeni yeni işlemeye başladığımız genç arkadaşlar da var. Ama hala daha iyi, daha deneyimli, daha kaliteli bir ekip kurmanın çalışması içindeyiz. Şu an bir çok markayı yönetiyoruz. Kısa zamanda bir çok belgesel ve tanıtım filminin altına imzamızı attık.

Kurumsal kimlik, katalog, dergi ve basın iletişimine çok daha ayrı bir önem veriyoruz. Organizasyon ise verdiğimiz hizmetler içerisinde en streslisi, en zahmetlisi. Televizyon haberciliği yaptığım yıllardan kalma; canlı yayın anı, haber mahalline yetişememe telaşı veya yapılan haberin haber saatine yetişip yetişememe stresine bedel bir iş. Her şey anlık ve her detay çok önemli. 24 Temmuz Basın Bayramı da işte bu duygu ve endişelerle geride kaldı. Başarılı bir organizasyon oldu. Basın Bayramı’nın ilkini 2010 yılında, henüz Febus Medya ekibi bir araya gelmemişken, Nuri Osmaniye Caddesi’nde yapmıştık. O gün için kurduğum ekibin büyük bir çoğunluğu şu an Febus Medya’nın fikir takımının içerisinde. Bu yıl, organizasyonu biraz daha büyüttük.

Febus Medya Genel Yayın Yönetmeni Kürşat OkutmuşAyasofya Müzesi önünde, Sultanahmet Meydanı’nda kontrolü daha zor bir alana taşıdık. “Bab-ı Ali” adıyla -Basın Bayramı'na özel- 1. sayısını çıkardığımız gazetede, bir çok ünlü yazar ve çizeri bir araya getirmeyi başardık. Belgeselimiz, konuklarımız, sanatçılar, performanslar, minik gazete dağıtıcıları, ödüller, şerbetler, gazeteciler, protokoldekiler, ustalar ve hatta turistler derken keyifli ve de başarılı bir gün geçirdik. Organizasyon günü neredeyse tüm kanallar canlı yayındaydı. Ertesi gün organizasyon tüm gazetelerde kendine yer buldu. Daha önce bu mutluluğu defalarca yaşamış biri olarak, yine “mutluyduk”, hepsi bu. 

Aynı mutluluğu; bizzat yönettiğim Fatih Millet Yazma Eserler Kütüphanesi’nin açılışında da yaşamıştım...

Kutsal Emanetler Dairesi’nin, Topkapı Sarayı Bağdat Köşkü’nün, Ayasofya Müzesi Padişahlar Türbesi ve onlarca tarihi eser, onlarca modern proje, onlarca önemli yıldönümlerin özel buluşmalarının hazırlıklarını yaparken de yaşamıştım. Bütün bu güzel işlerin sonunda, o işlere ruh vermeyi, o ruhu sara sarpa ülkenin gündemine layıkıyla taşımayı seviyoruz sanırım.  Tıpkı; Bayburt Postası gibi. O aşkı, başka diyarlarda bir çok işe taşıdıkça sanırım Bayburt Postası’nın kulakları çınlıyor olmalı. Çınlama durmasın ve hep yaşasın.

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.