60. yılında, dünden bugüne Bayburt Postası

Cumhuriyet'in 88. yılını geride bırakan Türkiye, son elli yılda büyük değişimler yaşadı. Çok partili hayatla birlikte demokrasi gelişmeye, ülke kabuk değiştirmeye başladı. 1950’li yıllarda ayağa kalkmak istedi Türkiye, kalkamadı. Ayaktaydı da, biraz daha doğrulamadı. 1960’larda idamlar can yaktı, yürek parçaladı. 70’lerde kavgalar vardı sokaklarda, gençler farklı köşe başlarındaydı. Derken 80’ler geldi. Sokakta buluşamayanlar, demir parmaklıkların arkasında buluştu.

60. yılında, dünden bugüne Bayburt Postası

Cumhuriyet'in 88. yılını geride bırakan Türkiye, son elli yılda büyük değişimler yaşadı. Çok partili hayatla birlikte demokrasi gelişmeye, ülke kabuk değiştirmeye başladı. 1950’li yıllarda ayağa kalkmak istedi Türkiye, kalkamadı. Ayaktaydı da, biraz daha doğrulamadı. 1960’larda idamlar can yaktı, yürek parçaladı. 70’lerde kavgalar vardı sokaklarda, gençler farklı köşe başlarındaydı. Derken 80’ler geldi. Sokakta buluşamayanlar, demir parmaklıkların arkasında buluştu.

Sonra onlar içerde, diğer dertler dışarıda unutuldu.

Depremler, felaketler, acılar, sevinçler ardı ardını izlerken Türkiye zincirlerini kırdı, biraz güçlü, biraz zayıf, biraz tartışılan, biraz desteklenen önemli adımlar atıldı.

Tüm bunlar yaşanırken Bayburt Postası’nın 60 yıllık serüveni, Anadolu'nun yakın tarihine Bayburt’tan açılan küçük bir pencereydi hep.

1983 seçimlerinde iş başına gelen Turgut Özal, topluma farklı alternatifler sundu. Bayburt’a sunduğu alternatif ise İl olmaktı. 1989’da sunulan ‘o’ alternatif Bayburt’u bayram yerine çevirdi.

69’uncu vilayetin adı Bayburt olunca, Bayburt Postası’nın en büyük mücadelesi de son bulmuştu.

Bu kaçıncı mücadele, bu kaçıncı zafer!
Mutluydu Bayburtlu…
Gururluydu Bayburt Postası…

***

Türkiye'nin yaşadığı siyasi ve ekonomik değişim ulusal medyada da kendini gösterdi. Bir dönemin en çok satan ve okunan gazetelerinden Tercüman yavaş yavaş etkinliğini kaybetmeye başladı. Okur kitlesi, ulusal yayıncılıkta yeni arayışlara girdi. Okur kitlelerini yeni arayışlara sokmak isteyenler oldu. Yeni gazeteler, yeni dergiler yayın hayatına başladı. Büyük büyük yayın grupları oluşmaya, oluşturulmaya başlamıştı.

Yerel basın için zor bir dönemdi… ‘Altta kalanın canı çıksın’dı!”
Anadolu’da binlerce gazete; matbaacılığa, parasızlığa, vicdansızlığa kurban gitti.

Bayburt Postası direndi hep.

Direnç olsun diye etrafında ayakta kalan gazetelere boyası bile kurumamış yeni sayılarını gönderdi. Onlardan yeni sayıları bekledi. Güç aldı hep, meslektaşlarına verebildiğince güç verdi.

Mutfakta kimi zaman yangın, kimi zaman mutluluk vardı

Merkezi Bayburt olan ilk gazete olarak 1952’de kurulan Bayburt Postası, 20 Şubat 1953’de ise sürekli yayın hayatına başladı. Bayburtlu’nun olduğu her yere ulaşmak için atılan bu mütevazı ama iddialı adım, Turan Caddesi Numara 10’da Bayburt’un en eski taş binalarından birinin giriş katında bulunan Hoca Ali Efendi Matbaası’nda, başlarda 3-5, sonraları sayıları 10’a kadar yükselen bir kadro ile gerçekleşmişti.

Nerelere gitmiyordu ki Bayburt Postası…
İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli, Bursa, Antalya…
O zamanın SSCB’si (Türk Cumhuriyetleri) başta olmak Avustralya, Almanya, Fransa, Rusya, İngiltere, İsviçre, Danimarka…

Başlarda günlük çıktı. Özel günlerde 20 sayfa yayınlandığı oldu. Bazen haftada bir güne gücü yetti. Ama en çok Pazartesi ve Perşembe günü çıkan bir gazete olarak belleklere kazındı.

Siyah-beyaz nüshalarında, başlığında bulunan Türk Bayrağı kırmızı kırmızı dalgalansın diye, başlıklar bin bir zahmetle ayrı basıldı. Öyle ya sloganını İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy’dan almıştı: “Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlal.”

Yaralı, yamalı, yorgun 1. sayı...Bir aşk, sanat, fikir ve kültür gazetesiydi.
Anadolu’ya yeni bir renkti.
İlk renklerdendi.

Bugün Türk basınının kilometre taşlarından Hürriyet 63 yaşında.
Sabah 26, Zaman 25, Bayburt Postası 60 yaşında…

***

Bayburtlu bu gazeteyi sevdi.
Devamlı Bayburt’u düşünen bu gazeteyi sahiplendi; işyerinden, evinden, zihninden eksik etmedi.

Hayatta kalma pahasına…

Bayburt Postası ilk 50 yıl, hayatta kalma pahasına çok kısıtlı teknolojik imkanlarla yayın hayatını devam ettirdi. En başta basit bir sallama makine ile ardından da Frankenthal makineler ile basıldı Bayburt Postası.

Osman Okutmuş’un yazıhanesinden çıkan daktilo çıktısı yazılar, dünyanın dört bir yanından gelen havadisler ve Bayburtlu usta kalemlerin ele aldığı konular kara düzen denilen kurşun harflerle tek tek dizilir, devasa çemberler içerisinde kalıplar oluşturularak baskıya verilirdi. Fotoğraf basmak, daha doğrusu fotoğrafı klişeye yani o günkü tekniğe dayalı baskıya hazır hale getirmek İstanbul, Ankara yolculuklarını gerektirirdi.

Boyanın donmaması için aralıksız yakılan sobalar, makine merdanesini içinden çıkılmaz sorun yumağına dönüştüren kalitesiz kağıtlar işin en “illet” kısmıydı.

Baskıdan çıkan nüshaların kuruması beklenirdi. Kırımları yapılan Bayburt Postası; önce Bayburt içinde dağıtılır, ardından da Türkiye'nin uzak köşelerine gidebilmesi için hazırlanırdı. Adresler etiketlenir, pullar yapıştırılır, kucak kucak, coşku coşku PTT’ye taşınırdı.

Zaman zaman logo değişir, bazen siyahın dışında renkler denenir ama PTT’den yola çıkan gazetelerde değişmeyen tek şey ‘Bayburt tutkusu’ olurdu…

Zor yıllar

1992’de Osman Okutmuş’un vefatı, Bayburt Postası için bir soru işaretiydi. Yayın hayatına devam edebilecek miydi?

Bayburt’un kanaat önderleri yazıları ve telefonlarıyla, iş adamları ve siyasileri destekleriyle yalnız bırakmıyordu ama mutfakta yangın vardı. Gazetenin çıkabilmesi için en önemli yerdi mutfak. Mürettipler, makine ustaları bir bir çekiliyordu aramızdan.

Temel taşlar sırasıyla oynamaya, ayrılıklar sıklaşmaya başlamıştı. Gazete ve matbaa mutfağının, en emektarlarından olan Zafer Okutmuş yoktu artık. Sakıp Okutmuş da sessiz sedasız ayrılmıştı aramızdan. Tayyip Turgut, Selami Keskin, Ahmet Dağlar gibi isimler bu ayrılıkların ardından adeta Hoca Ali Efendi Matbaası'na küsmüş, matbaa da tıpkı Bayburt Postası sayfaları gibi sessizliğe bürünmüştü.

Sonra ki yıllar çok sancılıydı.
Yakup Okutmuş vardı gazetenin başında.
En güçlü günlerin Yazı İşleri Müdürü, şimdi yalnızdı. Kardeşi Ragıp ve yeğenleriyle, o sessiz sedasız geçen günlerde bir yol kazasına uğranmaması için ağır yükün altına girmişti.

Osman OkutmuşBenzer sessizliğe gömülen ve adeta amansız hastalığa yakalanmış Anadolu basını da, yüzlerce evladını kaybetmişti. Sonra fırtına durmuş, ayakta kalanlar, halsiz ve dermansız bir şekilde tek tek başlarını uzatıp, “hayret, hala yaşıyoruz” demişti. “Hala yaşıyoruz” diyenlerden biri de Bayburt Postası’ydı. Sessiz sedasız sayılarla bu süreç tersine çevrilmiş, yine yoluna devam etmesi sağlanmıştı ama Bayburt Postası yine kayıp vermişti. Önce Yakup Okutmuş’u ardından Ragıp Okutmuş’u kaybetti.

Zengin yazar kadrosu

Bayburt Postası’nın 60 yıllık arşivi dev bir yazar kadrosunu içinde barındırıyor. Geçen süre içinde Bayburt Postası’nda yazan bütün yazarları tek tek anlatmaya, onların fikir dünyamıza olan katkılarını örnekler vererek anlatmaya kalkışsak, bir 60 yıl daha yaşamamız gerek.

Hepsi de kendi alanlarının uzmanı olan, dev yazar kadrosu içerisinde, aramızdan ayrılanlara Allah'tan rahmet diliyoruz. Hayatta olan ve yazmaya devam eden yazarlarımız Bayburt Postası vasıtasıyla okuma zevkimizi doruğa çıkarmaya devam edecekler.

Kültür ve Sanat

Yayın hayatına başladığı günden bu yana kültürel değerlere özel bir önem veren Bayburt Postası için kültür ve sanatın yeri hep ayrı olmuştur.

Türk kültürünün zengin birikimini bugüne taşımanın yanında modern sanatlara da yer verilerek kültür ve sanat ortamının bütün renkleri yansıtılmaya çalışıldı. Baştan beri niteliği esas alan ve popüler kültür karşısında hep kalıcı olanı savunan Bayburt Postası, özellikle geleneksel sanatların, kültürel mirasın, Türk Halk ve Sanat müziğinin ve has edebiyatın kendini ifade etme imkânı bulduğu sağlıklı bir zemin oldu.

Geçen altmış yıl içerisinde pek çok değerli kültür, sanat ve edebiyat adamı Bayburt Postası sayfalarında düşüncelerini özgürce ifade etme imkanı buldu. Çok sayıda önemli kültür adamı ve edebiyatçı yazıları, 60 yıldır Bayburt Postası okuru için adeta bir 'okul' oldu.  Bu yazılardan, belki de bir kütüphane dolusu eser ortaya çıkacak.

Acı ve hüzün Bayburt Postası'nda yaşandı

Geride bıraktığımız 60 yıl içerisinde Türkiye'de ve dünyada nerede bir felaket yaşansa Bayburt Postası sayfalarının kuşatıcılığı da hep oradaydı.

Depremlerden, felaketlere kadar tutunda; başta Türk Cumhuriyetleri ve Doğu Türkistan olmak üzere Bosna-Hersek'ten Karabağ'a, Nahçıvan'dan Arnavutluk'a, Kırım, Gürcistan ve Çeçenistan'a kadar Bayburt Postası vasıtasıyla Bayburtlu'nun duası hep acı çekenin yanında, zalimin karşısındaydı. 

Bayburt Postası internet hayatına başladı... 

Altmış yıl boyunca Anadolu kültürünü kökleştirmekten ve Anadolu insanını savunmaktan yana tavır alan Bayburt Postası, sansasyonel gazeteciliğe karşı muhalafetini haber portalında da devam ettirecekti. 1 Ocak 2009’da internete taşınan Bayburt Postası, test yayınlarının ardından büyük bir ilgiyle karşılanmıştı. Bayburt Postası ve Bayburt şimdi internet sayesinde dünyanın en ücra köşelerine ulaşıyor. Kısa sürede gazetenin hemen hemen tüm içeriğinin sunulduğu bir yapıya kavuşan sitemiz, gün içindeki gelişmeleri de ziyaretçileri ile paylaşan, gündemin nabzını tutan bir haber portalı haline geldi. Tüm gelişmeleri takip ederek okurlarına doğru bilgiyi, DOĞRU BİR TÜRKÇE ve HABER DİLİ İLE duyurmayı amaçlayan www.bayburtpostasi.com.tr, doğrulardan uzaklaşmadan aktif habercilik yapılabileceğini ispat etmenin haklı gururunu yaşamakta.

Geçen 3 yıl içerisinde hedefini sadece “okunmak” üzerine kuran www.bayburtpostasi.com.tr, doğru haberi, doğru zamanda, anında okuyucusuna ulaştırmanın 3 yıllık keyfini yaşıyor şimdi.

Yerel haberde lider…

İnternet hayatı boyunca şu ana kadar yaklaşık 4 bin 500 haber üreten gazetemiz, Bayburt ve çevresine yönelik ulusal basına yansıyan tüm haberleri takip etti ve okurlarına aktardı... Gündeme özel üretilen haberlerle, gazeteciliğin sadece var olan gündemi takip ederek yapılamayacağını, yapılmaması gerektiğini, öneri ve dosyalarla, aşk ve inatçılıkla yapılabildiğini her zaman ispat etmiştir Bayburt Postası...

Zamanında, hızlı, anlaşılır ve yaşayan haber metinleri; bazen olay anında, bazen de olayların hemen ardından sizlere ulaştı. Bayburt gündemine özel dosyalar, Bayburt ve çevresine yönelik haberler, araştırmalar, köşe yazıları ve önemli açıklamalar Bayburt Postası'nda yer aldı.

Kültür, sanat, spor, politika ve gündeme ait tüm detayları, satır aralarında konuşulanları, son dakika gelişmeleri, yansımaları ve hatta olay anında yaşanan duyguları sizlere ulaştırmak ve sizlerden bu haber anlayışının geri dönüşünü almak gücümüze güç kattı. 

Bayburt Postası 'ek' verecek mi?

Devamlı geleceği düşünen Bayburt Postası, kendini nasıl aşabilir noktasında çalışmalar yapmayı alışkanlık haline getirmeliydi!  

Teknik altyapısını, doğan ihtiyaçlar üzerine yenileyen ve yenilemeye devam eden www.bayburtpostasi.com.tr, tıpkı 60 yılını geride bırakan Bayburt Postası gazetesi gibi geleceğe de umutla bakıyor.

Büyümeye devam eden, kendini yenileyen, eksiklerini gideren, ekibini güçlendirmek isteyen Bayburt Postası, internet haberciliğinde de tıpkı gazetede olduğu gibi Bayburt ve Anadolu içerikli yayın yapan sitelere haber servisi yapabilen, güvenilir ve sürekliliği en üst noktaya ulaşmış bir kaynak olmayı hedefliyor.

www.bayburtpostasi.com.tr; sosyal projelere paydaş ve destek olmak amacıyla, takip edilmesi ve gezilmesi daha kolay bir haber portalı olabilmek için, sürekli yenilenecek ve yenilikler peşinde olacaktır.  

Uzun aralıklarla da olsa, okurlarına arşiv niteliği taşıyacak kitap, gezi, kültür ve sanat eki verebilmek için çalışmalara başlayan Bayburt Postası, her yıl okurlarına yine arşiv niteliği taşıyacak bir “Bayburt Yıllığı” vermek için çalışmalarına devam etmektedir.

Teşekkür…

www.bayburtpostasi.com.tr ile uğraşmak, her gün üstüne katmak; hem keyifli, hem çok yorucu. Tıklayanı, taraftarı değil de; okuyanı/yazanı/çizeni daha çok derdimiz. İnternet hayatına merhaba dediğimizde 300 – 500 olan günlük okuyucu sayısı, bu gün 3’e/5’e katladı kendini. Ama daha keyiflisi, dün en fazla 2 dakika okuyan okur, bugün 15 – 20 dakika okumaya başladı.

Önemsediğimiz bu: Okumak ve okunmak. Kavgaya/dedikoduya, olabildiğince uzak; bilgiye/kültüre olabildiğince yakın... Olabildiğince derin, olabildiğince özeleştirili ve olabildiğince renkli.

Bayburt Postası büyüyecek.
Okurlarıyla, yazarlarıyla çoğalacak, sayfalarıyla Bayburt’la büyüyecek.

Daha çok buluşmak; daha çok birbirimizi, yaşadığımız şehirleri sevmek dileğiyle...

Nice altmış yıllara…

 

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.