02 Temmuz 2013, 06:38 0 Yorum
Dünya hayatında, ‘benlik’ imtiyazına sahip tek varlık insanoğludur. Doğuştan sahip olduğu bu imtiyazın iyi-kötü bin türlü hali var… Varlığından haberdar olduğu ilk gün, benliğini keşfeden insanoğlu için bu imtiyazın en çekilmez hali ise hep ‘ben yaptım’ duygusudur…
19 Haziran 2013, 07:32 0 Yorum
Yalanı bir numaralı düşman ilan etmeliyiz! Yüzüne edebiyatın bütün maskelerini taksa bile. Hocam ne güzel buyurmuş: “Dürüst olmak cesaretini gösteren kimse hiçbir zaman yalan söylemek ihtiyacını duymaz.”
30 Nisan 2013, 13:49 0 Yorum
İhtiyar adam, Bayburt'una karşı yapılan iyi işleri, yardımları ve bu işleri yapan veya yaptıranları hafızası parlak bir ayna gibi her zaman gazetesinde aksettirmiştir. Her fırsatta bu hayırhah insanları yâd eder, minnetini güder.
22 Nisan 2013, 12:24 0 Yorum
Bütün dünya çocuklarını Ankara’da seyrettim… Çocuklar arasında, benim küçük kardeşlerim, küçük dostlarım, küçük sırdaşlarım, küçük sevgililerim, vatanımın ebedi sigortaları Türk çocuklarını…
27 Şubat 2013, 08:05 0 Yorum
Tarih 22 Ekim 1990… İlk kez Bayburt’a gelen dönemin Başbakanı Yıldırım Akbulut, il oluncaya kadar “olmaz”, il olduktan sonra ise “oldukta ne oldu” diye söylenen zevattan haberdar olacak ki, binlerce Bayburtlu’ya şöyle seslenmişti:
27 Ocak 2013, 20:28 0 Yorum
Acı gerçeğin denklemini çözdüm! Sözünü kesip, birden söyleyince “gerçek budur ve acıdır” diye, işte acı gerçek tam olarak bu ya; başını ilk önce -farkında olmadan- o salladı “doğrudur” diye…
23 Ocak 2013, 06:39 0 Yorum
Ümit, çok defa vaadini yapamayan, fakat arkadaşlığından da vazgeçilmeyen vefasız bir sevgilidir. -Bu böyle!- Büyük başlar, yalnız yaptıkları kayıtsızlıklardan değil, yapmadıkları, hatta yapamadıkları iyiliklerden de mesul tutulurlar. -Bu da öyle!-
13 Kasım 2012, 08:33 1 Yorum
Bakma bulanık suda balık avlamaya kalkanlara! Bakma kuru ile yaşı yakanlara! Bakma karanlığa kurşun sıkanlara! Bakma yükselmek için omuzlara çıkanlara!...
03 Ekim 2012, 09:39 0 Yorum
“Memleketin dört bir tarafına ‘Bu şehre mevta girişi yasaktır’ diye bir tabela dikeceğim.” şeklinde ulu orta seslenen adama, zevat, hep birlikte tepki göstermişti...
05 Eylül 2012, 22:48 0 Yorum
60 yıl önce… Yol yok, tabela yok! Dört bir tarafı dağlarla çevrili kentin, denize doğru inen tarafında, medeniyete dair tek işaret; kazma-küreklerle yer yer açılan ve belli ki, tek-tük tekerlenip giden demir kasnak izleriydi…
02 Şubat 2009, 13:32 0 Yorum
Ona ne şüphe; Bayburt iyi bir sancak beyliği idi…Ben her yerde onun sözünü açacağım. Zaten söyleşilerde onun yeri vardır: “Türkü” desem biraz odur…“Ağıt” desem biraz o, “Yas” desem biraz odur.“Türkü müdür, ağıt mıdır, yas mıdır?” diyenleri de vardır.
01 Şubat 2009, 20:30 0 Yorum
Dün, soğuk bir kış gününün kasıp kavurduğu bir saatinde kahvede oturuyorum. İki masa ötede oturanların konuşmaları bize kadar geliyordu. Her halinden kibirli olduğu belli olanı, böbürlenerek, acı bir bakış, haksız bir atılışla ulu orta sordu:
01 Şubat 2009, 20:28 0 Yorum
Dün, insanı donduran soğuğun hüküm sürdüğü bir saatte, yazıhanemden içeri 70 kışlık bir ihtiyar nine girdi. Belli ki, beni istidacı(*1) sanmıştı:
Bayburt Postası Gazetesi Şeyhhayran Mahallesi Turan Caddesi No: 12/A Bayburt
0 458 211 70 12
Kuruluş 1952
Yazılım: TE Bilişim