Bayburt Postası - Bayburt Üniversitesi tarafından organik tarımda kullanılan mikrobiyal gübrelerin yerli üretimine katkıda bulunmak amacıyla yürütülen çalışma kapsamında hazırlanan gübrenin meyvelere lezzet kattığı bildirildi.
Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümmügülsüm Erdoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mikrobiyal formülasyonlu gübrelerde verimden ziyade besleyicilik özelliğinin dikkate alındığını söyledi.
Erdoğan, Çoruh Vadisi'ndeki yayla ve yüksek dağlık kesimler ile ürün gelişmesinde etkili olabileceği değerlendirilen yerlerdeki bitkilerin toprakla temas eden kök kısımlarından alınan rizosfer bakterilerini, üniversiteye ait seralarda gübre olarak kullandıklarını belirtti.
Çoruh Vadisi'nin çeşitli noktalarından topladıkları bitkilerin zeminle temas eden bölgelerinden elde edilen toprağı kullanarak 7 gübre formülasyonu hazırladıklarını anlatan Erdoğan, gübre çeşitlerini çilek, ahududu, böğürtlen gibi meyve türlerini yetiştirmede denediklerini ifade etti.
Erdoğan, olgunlaşan meyve türlerinin hasadına başladıklarına işaret ederek, her hangi bir sorun ya da don olayı yaşanmadığı sürece kasım ayı sonuna kadar hasat beklediklerini bildirdi.
"Formülasyondaki iki gübre, üçte iki oranında verim verdi"
Hazırlanan iki tür gübrenin, diğerlerine göre daha olumlu sonuç verdiğine dikkati çeken Erdoğan, "Kontrol grubumuza göre, formülasyondaki iki gübre, diğerlerine göre, üçte iki oranında verim verdi. Diğerlerinden ise üçte bir oranında verim elde ettik. Verileri, daha sonra yayınlayacağımız makaleler aracılığıyla ilgili kesimlerle paylaşacağız." dedi.
Erdoğan, tarımda yüksek oranda kullanılan kimyasal gübrenin çevrede toksik etkilerin yanı sıra yer altı ve yer üstü sularında da kirlilik oluşturduğunu vurgulayarak, bunun da bitkilerde toksik etkilerle birlikte azot birikmesine yol açtığını dile getirdi.
"Giderek kirlenen bir dünya var"
Kimyasal gübrelerin kullanımının doğada her alanda kirliliğe yol açtığını vurgulayan Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
"Giderek kirlenen bir dünya var. Dolayısıyla çevre hassasiyeti ve sağlıklı beslenmeye karşı büyük bir eğilim var. Bu da organik tarıma doğru büyük bir eğilime yol açıyor. Denemesini yaptığımız gübreler, organik tarımın vazgeçilmez ürünleri olan biyolojik gübrelerden oluşuyor. Biyolojik gübre kullanıyoruz ve bunları karşılaştırıyoruz. Çevreye duyarlı, topraktaki canlı ve bakteri formülasyonunu bozmadan üretim yapabilmenin yolu biyolojik yani organik gübreler kullanmaktır. Gelecek nesillerin sağlıklarını kaybetmemesini, toprağın hala verimli olmasını istiyorsak bu şekilde üretim yapmak zorundayız. Biz de bu amaç doğrultusunda denemelere devam ediyoruz. Formülasyonlar başarıya ulaştıkça bunlar ticari formülasyonlara dönüştürülebilir."
"Dünyadaki meyve ve sebzelerin besleyici değeri giderek düştü"
Erdoğan, denemelerde, kalitenin yanında verimde de fark gördüklerini anlatarak, şöyle devam etti:
"Ürünlerin besin değeri çok önemlidir. Bu nedenle meyvelere besin değeri yönünden de bakacağız. Karşılaştırma ve analizlerimizi yapacağız. Son 40 yılda yapılan çalışmalardan elde edilen veriler, dünyada meyve ve sebzelerin besleyici değerinin giderek düştüğünü gösteriyor. Onun için bu verimin yanında besleyici özelliği de kazanmak çok önemli. Hem tat hem lezzet hem de verim üçü bir arada olacak."
Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümmügülsüm Erdoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mikrobiyal formülasyonlu gübrelerde verimden ziyade besleyicilik özelliğinin dikkate alındığını söyledi.
Erdoğan, Çoruh Vadisi'ndeki yayla ve yüksek dağlık kesimler ile ürün gelişmesinde etkili olabileceği değerlendirilen yerlerdeki bitkilerin toprakla temas eden kök kısımlarından alınan rizosfer bakterilerini, üniversiteye ait seralarda gübre olarak kullandıklarını belirtti.
Çoruh Vadisi'nin çeşitli noktalarından topladıkları bitkilerin zeminle temas eden bölgelerinden elde edilen toprağı kullanarak 7 gübre formülasyonu hazırladıklarını anlatan Erdoğan, gübre çeşitlerini çilek, ahududu, böğürtlen gibi meyve türlerini yetiştirmede denediklerini ifade etti.
Erdoğan, olgunlaşan meyve türlerinin hasadına başladıklarına işaret ederek, her hangi bir sorun ya da don olayı yaşanmadığı sürece kasım ayı sonuna kadar hasat beklediklerini bildirdi.
"Formülasyondaki iki gübre, üçte iki oranında verim verdi"
Hazırlanan iki tür gübrenin, diğerlerine göre daha olumlu sonuç verdiğine dikkati çeken Erdoğan, "Kontrol grubumuza göre, formülasyondaki iki gübre, diğerlerine göre, üçte iki oranında verim verdi. Diğerlerinden ise üçte bir oranında verim elde ettik. Verileri, daha sonra yayınlayacağımız makaleler aracılığıyla ilgili kesimlerle paylaşacağız." dedi.Erdoğan, tarımda yüksek oranda kullanılan kimyasal gübrenin çevrede toksik etkilerin yanı sıra yer altı ve yer üstü sularında da kirlilik oluşturduğunu vurgulayarak, bunun da bitkilerde toksik etkilerle birlikte azot birikmesine yol açtığını dile getirdi.
"Giderek kirlenen bir dünya var"
Kimyasal gübrelerin kullanımının doğada her alanda kirliliğe yol açtığını vurgulayan Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
"Giderek kirlenen bir dünya var. Dolayısıyla çevre hassasiyeti ve sağlıklı beslenmeye karşı büyük bir eğilim var. Bu da organik tarıma doğru büyük bir eğilime yol açıyor. Denemesini yaptığımız gübreler, organik tarımın vazgeçilmez ürünleri olan biyolojik gübrelerden oluşuyor. Biyolojik gübre kullanıyoruz ve bunları karşılaştırıyoruz. Çevreye duyarlı, topraktaki canlı ve bakteri formülasyonunu bozmadan üretim yapabilmenin yolu biyolojik yani organik gübreler kullanmaktır. Gelecek nesillerin sağlıklarını kaybetmemesini, toprağın hala verimli olmasını istiyorsak bu şekilde üretim yapmak zorundayız. Biz de bu amaç doğrultusunda denemelere devam ediyoruz. Formülasyonlar başarıya ulaştıkça bunlar ticari formülasyonlara dönüştürülebilir."
"Dünyadaki meyve ve sebzelerin besleyici değeri giderek düştü"
Erdoğan, denemelerde, kalitenin yanında verimde de fark gördüklerini anlatarak, şöyle devam etti:
"Ürünlerin besin değeri çok önemlidir. Bu nedenle meyvelere besin değeri yönünden de bakacağız. Karşılaştırma ve analizlerimizi yapacağız. Son 40 yılda yapılan çalışmalardan elde edilen veriler, dünyada meyve ve sebzelerin besleyici değerinin giderek düştüğünü gösteriyor. Onun için bu verimin yanında besleyici özelliği de kazanmak çok önemli. Hem tat hem lezzet hem de verim üçü bir arada olacak."
Uygulama seralarında denemelerini yaptıkları mikrobiyal gübrelerin bütün bu beklentileri karşıladığını vurgulayan Erdoğan, "Meyvelerin tadım testleri sonucuna göre yaptığımız değerlendirmeler, meyveyi tüketenlerin beğenisinin yüksek olduğunu gösteriyor." diye konuştu.
Erdoğan, denemeleri gelecek yıllarda da yaygınlaştırarak sürdürmeyi hedeflediklerini sözlerine ekledi.
Erdoğan, denemeleri gelecek yıllarda da yaygınlaştırarak sürdürmeyi hedeflediklerini sözlerine ekledi.
