Türk çocuk ve gençlik edebiyatı yazarı Gülten Dayıoğlu, Türkiye'de düzenli kitap okuyan kişi sayısının az olduğunu vurgulayarak, 'Okuma alışkanlığı ailede başlar. Çeyizlere kitap koyalım ki anneler çocuklarını bunları okuyarak büyütsün' dedi. Yazar Gülten Dayıoğlu, 2. Çukurova Kitap ve Eğitim Fuarı'na katılmak için geldiği Adana'da, araştırmalara göre Türkiye'de kitap okuma oranının yüzde 4 civarında olduğunu belirterek, bu rakamın yükseltilmesi gerektiğini ifade etti. Kitap okumanın aileden başlayarak kazanılacak bir alışkanlık olduğuna dikkati çeken Dayıoğlu, şunları söyledi: "Toplumumuzda gelin olacaklara çeyiz hazırlama geleneği var. Çeyizlere kitap koyalım ki anneler çocuklarını bunları okuyarak büyütsün.
Küçüklüğünde kitapla tanışan kişi, bunu gelecekte alışkanlığa dönüştürebilir. Ayrıca, bazı ülkelerde bebekler için zararsız maddelerden hazırlanmış özel kitaplar var. Bebekler bunları kemirebiliyor, onunla banyoya girebiliyor, bu sayede dünyayı kitapla beraber keşfediyor. Bu tarz kitaplar ülkemizde de piyasaya sürülmeli.''
Dayıoğlu, düzenli olarak okuyan öğrencilerin okul başarılarının da yükseldiğini kaydederek, anne ve babaların günlerinin bir bölümünü çocukları ile kitap okumaya ayırmalarını istedi.
'Niteliksiz kitap sayısı arttı'
Gülten Dayıoğlu, son yıllarda yayımlanan kitapların özenilmeden hazırlandığını ve içeriklerinin günübirlik konulardan oluştuğunu savunarak, bunların çocuklarla gençleri olumsuz yönde etkilediğini ileri sürdü.
Edebiyatta kaliteyi artıracak çalışmaları teşvik etmek için ''Gülten Dayıoğlu Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Vakfı'' kurduklarını ifade eden Dayıoğlu, şöyle konuştu:
''Çocuklar için yazılan kitaplar onlara sevgi, saygı ve kardeşlik duygusu aşınmalı; onları ürkütmemeli, aksine geleceğe taşımalı. Ancak günümüzde niteliksiz kitap sayısı arttı. Artık umut veren kitaplar yok, günübirlik konular yazılıyor. Biz kurduğumuz vakıf ile nitelikli kitapların basılmasına öncülük ediyoruz.''
Dayıoğlu, son yıllarda dil tahribatı yaşandığını vurgulayarak, ''dilin toplumu bayrak gibi bir arada tutan'' özelliğine dikkati çekti.
Dilin korunması gerektiğini kaydeden Dayıoğlu, ''Türkçe toplumda nasıl tahribata uğradıysa kitaplarda da öyle bozuldu. Kullanılan dil çok savruk ve özen gösterilmiyor. Eğer Türkçe bozulursa iletişimimiz kopar ve dağılırız'' dedi.
