BAYDER'de 'aşıklık geleneği' konuşuldu

Bayburt Tarih, Kültür ve Edebiyat Derneği’nin, her hafta Cuma günlerine has kültür sohbetinin bu haftaki konusu ‘Bayburt’ta Aşıklık Geleneği’ oldu.

BAYDER'de 'aşıklık geleneği' konuşuldu
Bayburt Postası - Bayburt Tarih, Kültür ve Edebiyat Derneği’nin, her hafta Cuma günlerine has kültür sohbetinin bu haftaki konusu ‘Bayburt’ta Aşıklık Geleneği’ oldu. Bayburt’ta aşıklık ve hikayecilik geleneğini yaşatan isimlerden biri olan İsmail Öksüz, aşıklık geleneğinin yaşadığı sıkıntılara değindi.

Bayburtlu Celalî ve Bayburtlu Hicrânî’den örnekler veren Öksüz, Bayburt’ta aşıklık geleneğinin körelmesinin önündeki en büyük engelin cahil hocaların halka yaydıkları yanlış bilgiler olduğunu söyledi. Yaklaşık 50 yıl öncesinden örnekler veren Öksüz, eskiden liyakat aranmaksızın az bir şey Arapça bilenlerin hocalık yaptıklarını ve İslam’ın özünden bihaber bu hocaların halka bağlamanın kesinlikle haram olduğu yönünde bilgiler aktardıklarını anlattı. İslam’da sadece ‘def’in helal olduğu yönündeki bir bilginin cami hutbelerinde sıkça dile getirildiğini söyleyen Öksüz, “Böylelikle bizim Bayburt’umuz da özellikle Karadeniz yöresinden gelen dinden bihaber hocaların verdiği yanlış bilgiler aşıklık geleneğini köreltmiştir” dedi.

Bu hocaların işi daha da ileri götürerek şiir söylemeyi de günah olarak nitelendirdiklerini belirten Öksüz, böylesine bir sohbette Hicrani Baba’nın bir alime verdiği cevaptan bahsetti, Öksüz şöyle konuştu:

“Hicrânî'nin sohbetlerinden birine gelen bir alimin; 'Şiir söylemek günahtır' tarzındaki ifadesi karşısında, Hicrânî de âlimlere yine şiir tarzında birkaç sual sormaktadır. O şiirde şöyle der Hicrânî Baba:
 
Birkaç sualim var hele yaz kâtip 
Alimler cevabın verebülür mi? 
On yedi nakkaşlı bir miftah gördüm 
Açıp o makamı görebülür mi? 

Bir bâb gördüm sekiz bâbdan içerde 
Orda mevcut etmiş cevherde dürde 
Arş-ı muallâda bir melek perde 
Bir bakışta gözler görebülür mi? 

Öyle bir mekâna eyledim nazar 
Cennet Cehennemi eyledi karar 
Cümlesi mevcuttur dört yanı hisar 
Kimse bu bahçeye girebülür mi? 

'Elestü' bezminden bizlere geldi 
O ne evrak idi kimlere verdi 
O nedir ki o bahçede gizlendi 
Her âşık bu sırra erebülür mi? 

Yüz on dört kapıdır birdir miftâhı 
Hangi melektedür gönül penâhı 
Kim ne bülür nedir Hicran günâhı 
Amel defterini görebülür mi?”

Öksüz, Bayburtlu halk aşıklarının önündeki diğer bir engelin ise yokluk olduğunu söyledi. Dönemin imkansızlıkları içinde her biri ayrı bir sıkıntı çekmiştir diyen Öksüz, Celali Baba’nın ölen eşine yazdığı ağıtın bunun en önemli kanıtı olduğunu aktrarak, şiiri paylaştı.

Ev bark etmek için tenli mereği 
Dizip koşmak için tepir eleği 
Şu gavdan yaptığın tecir tereği 
Divân-ı Bâri'ye yadigâr götür 

Elinle ördüğün çöpür ağını 
Kâhan eylediğin kelem bağını 
Kaba! biçtiğimiz sap orağını 
Al ulu Tann'ya bergüzâr götür 

Yetim gömleğini diken iğneyi 
İler gün yal verdiğin topal ineği 
Ayran topladığın o' ak küleği 
Mahşer yığnağma sakla sar götür 

Üç kot arpa beş kor çavdar ekerdik 
Kesmük ekmeğine'hasret çekerdik 
Nâ-mertlere ağu merde şekerdik 
Sözünü tekrar et iftihar götür 

Ele kısmet balsa bize pay taştı 
Yokluktan derdimiz deryadan aştı 
Açlıkla' uğraşmak hayli savaştı 
Çektiğin mihnetten âh û zâr götür 

Yetim kalmış idin emzik tavında 
Gamla kavrulmuştun gençlik çağında 
Bir gül yeşertmedin vuslat halında 
Gönül yaraların beraber götür 

De ki Kadir Mevlâ'm bize ilişme 
Dünyâda sızıyan çıbanı deşme 
Celâli Babadan sorup söyleşme 
Bu dertli çobandan bir selâm götür”

“Bölge aşıkları Bayburt’tan beslendi”

Öksüz’ün konuşmasında dikkat çektiği başka bir ayrıntı ise, bölge aşıklarının hemen hepsinin Bayburt’tan beslendiği konusuydu. Bayburt’un Dede Korkut yurdu olduğunu ve köylerinde sözlü kültürün çok güçlü olduğunu söyleyen Öksüz, “Bölge aşıkları Bayburt’a para kazanmaya gelmezlerdi. Köylülere sohbet ederek onlardan bu köklü kültürü alırlardı ve kendi yörelerine taşırlardı. Bu anlamda Dede Korkut hikayeleriyle donanmış olan Bayburt ve köyleri aşıkların para kazanmak için değil bilgi edinmek için geldiği bir coğrafya oldu. Bu yönüyle Bayburt’u aşıkların beslendiği önemli bir yer olarak da tarif edebiliriz” diye konuştu.   

Programda, Önder Eryılmaz ‘Öyle Olsun’ adlı şiirini okurken, Aşık Aydoğan Gülhan, İmdat Sancar, Kurban Çil birbirinden güzel parçalar seslendirdiler. Bilgehan Sancar ise, Bayburt’un mahalle ve köy odalarında oynanan oyunlar ile programa renk kattı. 

BAYDER Başkanı Fatih Dündar, programa katılım gösterenlere teşekkür ederek, Cuma günleri gerçekleştirilen kültür sohbetlerine Bayburt halkını davet ettiklerini kaydetti. 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
BAYBURT 6 yıl önce

BAYBURT HANGİ KONUDA GELİŞMİŞ Kİ AŞIKLIK GELENEĞİ KONUSUNDA DA GELİŞSİN BU MEMLEKETİN OLMAZSA OLMAZLARI BİLE YOK AŞIKLIK GELENEĞİ OLMAMIŞ ÇOK MU YANİ DAHA BU ŞEHİRDE GENÇLER DURMUYOR HERKES KAÇMANIN DERDİNDE İŞ YOK AŞ YOK DAHA BUNLAR YOK AŞIKLIK BUNLARA GÖRE ÇOK LÜKS BİLE KALIR VESSELAM