Bayburt Postası - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Naci Ağbal, partililerle bayramlaşma programında bir araya geldi. 1 Kasım seçimlerinin milletin sınavı olacağını dile getiren Ağbal, "1 Kasım bu teşkilatın da sınavı olacak. İnandığımız ve inandığımızı iddia ettiğimiz şeyleri, milletin gönlünde, kalbinde gerçekten yerleştirip yerleştiremeyeceğimizi göreceğimiz günler olacak" ifadesini kullandı.
Ağbal, milletin başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere yıllardır AK Parti'nin davasını takdir ettiğini anlatarak, şöyle konuştu:
"Milletimiz bu davaya sürekli olarak inandı"
"Milletin gönlünde taht kuran bu sınavda, biz kendimiz de bir noktada sınava gireceğiz ve bu sınavdan Allah'ın izniyle başarıyla çıkacağız. Mazlum Müslümanlar Recep Tayyip Erdoğan'ı, Ahmet Davutoğlu'nu, AK Parti iktidarını, bu davaya gönül verenleri dünyanın dört bir tarafında biliyor, takdir ediyor ve onlardan bu davayı daha fazla el üstünde tutup hizmetlerine devam etmesini bekliyor.
Milletimiz bu davaya sürekli olarak inandı. Biz sahaya indiğimiz zaman vatandaşlarımız bize hep şunu söyledi: 'Biz 13 yıldır Recep Tayyip Erdoğan'a karşılıksız inandık ve inanmaya devam ediyoruz. Biz 13 yıldır AK Parti'ye inandık ve inanmaya devam ediyoruz.' Demek ki milletimiz bu davaya o kadar inanmış, sahiplenmiş ki bu davayı anlatmak için kimseye ihtiyacı yok. Bu davayı bu millet hepimiz kadar biliyor. Son 13 yıldır Allah'a şükürler olsun bu ülkedeki refah, milli gelir arttı. Bu millet bu davayı çok iyi biliyor. Demokratikleşme, özgürlükler bu dönemde gerçekten hiçbir şekilde beklenilmeyecek kadar arttı. Herkes bunu da takdir ediyor, bunu da biliyor. Yine memleketin huzuru, birliği, beraberliği anlamında gerçekten bu millet son 13 yıldır bu ülkedeki huzurun kıymetini biliyor, onu kaybetmek istemiyor. Dolayısıyla 13 yıldır sağlanan ekonomik, siyasi ve sosyal istikrar ve huzur ortamı milletin gönlünde zaten taht kurmuş."
"Biz milletten, Müslümanlardan bir emanet aldık"
1 Kasım'daki sınavın kendisinin, arkadaşlarının ve tüm teşkilatın sınavı olduğunu vurgulayan Ağbal, "Milletin gönlünde taht kuran bu sınavda, biz kendimiz de bir noktada sınava gireceğiz ve bu sınavdan Allah'ın izniyle başarıyla çıkacağız. Mazlum Müslümanlar Recep Tayyip Erdoğan'ı, Ahmet Davutoğlu'nu, AK Parti iktidarını, bu davaya gönül verenleri dünyanın dört bir tarafında biliyor, takdir ediyor ve onlardan bu davayı daha fazla el üstünde tutup hizmetlerine devam etmesini bekliyor" diye konuştu.
Milletten ve Müslümanlardan bir emanet aldıklarını ve o emanetin bekçileri olduklarını belirten Ağbal, şöyle devam etti:
"Biz bu emaneti saklaması gereken ve daha ilerilere taşıması gereken görevlileriyiz. Biz bir şeye sahip olmadık. Tam tersine millet bir şeylere sahip olsun, Müslümanlar bir şeylere sahip olsun diye bu davaya yürek verdik, gönül koyduk. Onun için biz 1 Kasım'da milletin gönlünü kazanacağız. Biz milletin gönlünde taht kurmuş bu davayı millete, kalbimizle, gönlümüzle, duruşumuzla, yürüyüşümüzle, oturuşumuzla, kalkışımızla, yani kendimizle göstereceğiz."
Dava sözünün kelimeden çok daha derin manaları olduğunu da ifade eden Ağbal, şunları kaydetti:
"Madden ve manen dava ete kemiği bürünmek ister. Biz teşkilat olarak bu davayı ete kemiğe büründürdüğümüz takdirde sokaktaki vatandaş onu hepimizden çok daha iyi takdir ediyor. Dolayısıyla 13 yıldır bu ülkede yapılan her şey milletin malumu, sonuna kadar da takdir ediyor. Daha fazlasını istiyor, haklı mı? haklı. Daha çok istiyor, haklı mı? haklı. Emeklimiz, memurumuz, işçimiz, gencimiz 13 yıldır bu ülkede sağlanan barışı, huzuru daha da güçlendirmek istiyor. Yüreğindeki hayalleri, kalbindeki kopan tufanın AK Parti kadrolarınca karşılık bulmasını istiyor. Hayallerini gerçekleştirmek, iş ve aş bulmak istiyor. Biz bütün bu hayallere, umutlara, ümitlere sahip çıkacağız. Biz buna sahip çıktığımız sürece Allah'ın izniyle bu millet bu davayı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada el üstünde tutacak."
Fotoğraftaki insanlara bakıyorum da. eski saadetliler, has' lılar, anaplı lar salonu doldurmuş. başka kimse yok. menfaat dünyası. dava imiş, miili görüşmüş demek hepsi hikaye.