“Akademik personelimizin bir kısmı burada ama bir kısmı da diğer üniversitelerde doktora eğitimlerine devam ediyorlar, bazıları da yurtdışında ve biz bu sayıyı da her geçen gün artırmaya çalışıyoruz. Ben ilk Rektör olduğumda bir öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı 103’tü hiç unutmuyorum. Şimdi bu sayı kırklara indi. Bunun ideali de otuzlara indirmektir bunu, oraya doğru da hızlı bir şekilde ilerliyoruz.”
Askeri kışlanın bulunduğu alanın üniversiteye devredildiğini ancak yeni kışlanın henüz yapılmaması nedeniyle kullanamadıklarını ifade eden Coşkun, Baberti külliyesi içerisinde bir Kongre Merkezi yapmayı planladıklarını ancak sonrasında bu Kongre Merkezinin askeri kışladan boşalacak alana yapılmasının daha doğru olacağını düşünerek ertelediklerini ve o alana birde çim saha yapılarak hem şehrin hem de üniversitenin kullanacağı bir alan oluşturup, şehirle üniversite arasında bi bağ kurmayı hedeflediklerini söyledi.
Şu an ki haliyle şehir ile üniversitenin kopuk olduğunun da altını çizen Coşkun kışla alanı boşaltıldığında oradan iki tünel yapılacağını ve Üniversitenin şehirle olan bağının güçlendirileceğini ve hepsinin projesinin hazırlandığını da sözlerine ekledi.
Kışla alanının boşaltılmasının ardından orada bir çok projelerinin olduğunu ve bunların içerisinde seyir kulesinin de bulunduğunu belirten Coşkun, “Beydağının tepesine bir rüzgar trübünü planladık, seyir kulesi yaptık, oraya çıktığınızda bütün Bayburt’u göreceksiniz. Hepsinin avam projesi var bunların. Ama neticede o alanın bize geçmiş olması lazım ki, planladığımız şeyleri yapalım. Bayburt için inşallah güzel şeyler olur. “
İlahiyat Fakültesi’nin Baberti Külliyesine, Sağlık Bilimleri Fakültesinin ise Dede Korkut Kampüsüne taşındığını söyleyen Coşkun, “Benim uzun vadedeki hesabım, hatta size de zaman zaman söylemişimdir Dede Korkut Kampüsünü sağlık kampüsü yapmak gibi bi hayalim vardı ama bu hayalimin içerisinde Diş Hekimliği Fakültesini de kurmak vardı, veterinerlik fakültesini de kurmak vardı. Onların tekliflerini yaptık ama henüz bi ses çıkmadı. Uygulamalı bilimler Fakültesi Baberti Kampüsündeydi onu da Dede Korkut Kampüsüne aldık. Şunun için aldık, yani bizim planlamamız şu; bunu herkes bilsin. Biz minimum 5 bin öğrenciyi Dede Korkut Kampüsünde tutacağız. Çünkü orada insanlar burada üniversite var diye hesap ettiler ve bir takım iş yerleri açtılar. 5 bini aşağı orada düşmeyecek. Şu anda 5 bin 500 civarında öğrenci var. Eğer görürsek orası 5 binin altına düşecek, burdan bir birimi hemen oraya nakledeceğiz. Şu anda yaptığımız o yani hem sağlık bilimlerini hem Uygulamalı Bilimleri oraya aktarmamızın ana sebebi de bu.” dedi
“Ulaşım bizim elimizdeki bişey değil. Elimizde olmamasına rağmen öğrencinin derdi bizim derdimiz, bunu zaman zaman gündeme getirdik ama açıklıkla söyleyeyim derdimizi anlatamadık. Ne ulaşım sektöründekilere anlatabildik, ne de o konuda yetkili olan birimlere anlatabildik. Son olarak bir de zam yapıldı dolmuşlara, biz o zam yapıldığı dönemde epey bi öğrenciyle uğraşmak zorunda kaldık. Öğrencilerin sitemleri ‘Bize niye sahip çıkmıyorsunuz, biz sizin öğrenciniz değil miyiz?’ yönünde. İkna etmekte zorlandık, örnek verdiler, ‘Savcı Sayan 25 Kuruş’a indirmiş dolmuşları, siz bize neden 50 Kuruş zam yaptınız yani ne özelliği var’ demeye başladı öğrenciler. Sakinleştirdik ama bu doğru bir tavır mıydı? Bilmiyorum onu sizlerin takdirine bırakıyorum. Biz dolmuşlara caminin hemen yanında büyük bir alan yaptık, duraklarını oraya taşıdık. 8-10 tane araç orada aynı anda orada park edebilir, öyle dizayn ettik, yer verdik onlara ve dedik ki artık siz burada durun, yurtların orda ihtiyaç olduğunda haber verilir gider alırsınız. Tabi tam bu dediğimiz gibi çalışıyorlar mı? Yok. Yüzde 100 böyle çalışmıyorlar ama geçen seneye göre bir çalışma disiplini oluştu. En azından güzergahlarını belirledik, nerde duracaklar, nerde bekleyecekler, nerde beklemeyecekler bunu biliyorlar. Özellikle sabah ve akşam saatlerine problem yaşanıyor. Bunu çözmemiz lazım, sonuçta bu bir lütuf değil bu iş bir görev. Neticede bu öğrenciyi taşıyorsak, bu taşımanın hakkını da vermeniz lazım, beklentimiz bu. Yani biz şunu yapabiliriz, iki kampüs arasına ring araç koyabiliriz ancak ben bunu yapmak istemiyorum. Neticede bu işi yapan insanlar var, bu işten ekmek kazanan insanlar var onlar bunu yapsınlar. Biz sadece onlardan sabah ve akşam saatlerinde yoğun araç sayısı istiyoruz işte orada bir problem yaşıyoruz. Ama derseniz ki, geçen seneye göre nasılsınız? geçen seneye göre iyi durumdayız.”
sayın rektör eğitimle ilgili ileriye dönük Bayburt üniversitesini nasıl marka üniversite yapabilirim diye konularla ilgilense daha isabetli olur .kanımca çünkü bahsettiği konular.ayrı branş isteyen mevzular.