Bayburt Rekabet Kurumu Kız Anadolu Lisesi’nde 12. Sınıf öğrencisi olan Ayaz, yazma serüvenini gazetemize değerlendirdi.
Ayaz, şunları söyledi:
“Yazmak; beni, düşüncelerimi derin bir denizden boğulmaktan kurtaran çok hususi bir kurtarıcı olmuştur her zaman. Çok daha küçükken içimdeki bu duyguları anlatmaktan ziyade bir davranışla insanlara yansıtma isteği beni yazmaya iten en güçlü sebep. Bu yaşıma kadar hep bu şekilde yansıttım duygularımı. Kurtulmak istediğim boğucu denizden kelimeler kalemime yansıdıkça yavaş yavaş su yüzüne çıktım.
Zaman geçtikçe çok daha özel bir hal almaya başladı içimdeki bu istek. Yavaş yavaş bir hayale, bir hedefe dönüşüyordu benim için. Dönüştü de. Her okuduğum kitabın etkisinde kaldım. O kitabın yazarını düşledim. "Bu kitabı yazarken nasıldı acaba? Neyden bu kadar etkilenerek böyle bir şey yazdı ve bizlere okumamız için sundu? " gibi sorulardan kaçamadım. Düşledikçe, duygularımı yansıttığım yazılarımın çok daha insanı etkilemesi arzusu içimde çığ gibi büyüdü. Hep, elindeki kitabı bitirip insanların da tıpkı benim gibi yazarlarını düşlediği bir yazar olmak istedim.
Nitekim bu hayalim gerçekleşti. Hayatımızın en üst köşesine oturttuğumuz en özel hayallerimizin gerçekleşmesi paha biçilemez bir şeydir. Her zaman o hayaliniz için büyük bir arzuyla kıvranırken onun bir gerçeğe dönüştüğünü hissettiğiniz o an, hayatınızda hiçbir zaman unutmayacağınız en özel andır. Ben bu anı yaşadım ve içimdeki mutluluğu anlatmaya kelimelerim kifayetsiz kalıyor.”
Kadınlar Derneği'nden bilgisayar jesti
Bayburtlu Kadınlar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Nisanur Ayaz'a bilgisayar hediye etti. Dernek merkezinde Belediye Başkanı Mete Memiş'in eşi Zeynep Memiş'in de katıldığı etkinlikte Nisanur Ayaz'ın kitabı için tanıtım toplantısı düzenleyen Bayburtlu Kadınlar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Leyla Karabulut, bir konuşma yaptı.
Karabulut, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"Bayburtlu Kadınlar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinin var oluş misyonu Bayburt’ta yaşayan kadınların sosyo-ekonomik hayata çok daha etkin bir şekilde katılmalarını sağlamaktır. Bu amaç doğrultusunda kurulduğu günden bu güne kadar çok önemli çalışmalar yürüten derneğimiz, bölgenin en önemli kadın sivil toplum kuruluşlarından biri haline gelmiştir. Hobi kurslarından, sağlıklı yaşama, istihdam eğitimlerinden işe yerleştirmeye kadar, Bayburtlu kadınların toplumun öznesi olmasına yardımcı olacak pek çok proje ve faaliyeti hayata geçirdik.
Tabi sınırlarımız sadece kadınlarımız olmadı. Onların ailelerine ve çocuklarına da daha güzel bir hayat inşa etmek için çalıştık. Çünkü derdimiz kadını sadece iş hayatında değil aile hayatında da güçlü kılmaktı. İşte bugün burada fedakar bir annenin, son derece yetenekli bir kızını sizinle buluşturmak istiyoruz. Henüz 17 yaşında olan Nisanur Ayaz yeni yayınlanan “Karanlıkla Gelen Sen” adlı romanıyla sanat hayatına çok güçlü bir adım attı. Nisanur belki de Bayburt’un en genç yazarı olarak tarihe geçti. 15 yaşında yazmaya başladığı romanı 17 yaşında tamamladı. Değerlerine sahip çıkmayan bir şehrin, değersizleşeceğini bilerek, onun daima yanında olacağımızı ifade etmek istiyorum. Bayburtlu Kadınlar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği yönetim kurulu olarak, Nisanur’un yeni başladığı sanat hayatında daha rahat üretebilmesi için ona bir dizüstü bilgisayar hediye edeceğiz bugün.
Nisanur’u tebrik ediyoruz, başarılarının daim olmasını diliyoruz. İnşallah hayatı boyunca Şair Zihni’nin, Celali’nin ve Hicrani’nin izinden gidecek ve bu topraklarda iz bırakacaktır. Bu toprakların bereketini yansıtacak ve bizi gururlandıracaktır. Bayburtlu Kadınlar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği olarak daima yanında olacağımızı tekrar ifade ediyor, eğitim hayatında ve yaşamında başarılar diliyorum."
Öğretmenleri ve ailesi ile birlikte tanıtım toplantısına katılan Nisanur Ayaz ise, "Bu hususta evvela yazdıklarımı gerçek bir kitap haline gelmesini sağlayan Parola Yayınları’na teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Daha sonra ise bir kitabım olduğu halde bunu sadece kendi aramızda değerlendirirken yazdıklarımın ciddi manada daha iyi bir yere gelmesini sağlayan Bayburtlu Kadınlar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’ne, Leyla Karabulut’a teşekkür ederim. Okulum, öğretmenlerim bu hususta her daim yanımda olan canım ailem. Hepinize minnettarım" ifadelerini kullandı.
Gönül isterdi ki; bugüne dek yöremizden bir Cemil Meriç, bir Cengiz Aytmatov ya da bir Amin Maalouf çıksın. Mehmet Akif'in "Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem; Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bîzârım!" dizelerinde serzenişi misali bir yüzyılda koca bir nesil hisleri, yaşadıkları, ızdırapları, çileleri, sevinçleri beraberinde alıp götürdüler. Her biri ayrı bir renk ayrı bir karakter olan bu nesil yerine globalleşen dünyada aynı havayı soluyup aynı kaynaklardan beslenen tek tip bir insan modeli geldi. Her yörenin bir hüzünlü hikayesi oldu ama bu yörenin eski çilekeş insanının olamadı. Çünkü; dilden dile anlatılanlar dışında geriye anılardan yaşananlardan pek te birşey kalmadı. Toplumsal hafızamız diyebileceğimiz kitaplarımız olamadı çünkü. Genç kızımızı bu eserinden dolayı tebrik ediyorum. Bir ümit parıltısı... Yok denecek kadar az okuyan gençlerimizde heyacan uyandırması dileğiyle.