Herkese var da, bize gelince niye yok!

YORUM HABER / Cumhuriyet tarihi boyunca sosyal güvence alanında dünya geneline göre oldukça kötü bir konumda olan Türkiye, son yıllarda sağlık hizmetlerinde başlattığı yatırımlarla değişme, gelişme ve büyüme gösterdi. Başta metropoller olmak üzere birçok yerleşim birimini hedef alan yatırımlar; hizmet kalitesini doğrudan etkilemese de, ekonomik olarak maliyeti düşürdü ve sağlık sisteminde yeni bir döneme geçişi sağladı.

Herkese var da, bize gelince niye yok!

YORUM HABER / Cumhuriyet tarihi boyunca sosyal güvence alanında dünya geneline göre oldukça kötü bir konumda olan Türkiye, son yıllarda sağlık hizmetlerinde başlattığı yatırımlarla değişme, gelişme ve büyüme gösterdi. Başta metropoller olmak üzere birçok yerleşim birimini hedef alan yatırımlar; hizmet kalitesini doğrudan etkilemese de, ekonomik olarak maliyeti düşürdü ve sağlık sisteminde yeni bir döneme geçişi sağladı.

Hasta kuyruklarının azalması, hastaların rehin tutulmaması, özel hastane kapılarının herkese açılması, her bireyin sağlık konusunda sosyal güvenceye sahip olması gibi önemli kazanımlarla sağlık hizmetlerinde kötü ve karanlık günleri geride bırakacak adımların atıldığı Türkiye’de, sağlık hizmeti uygulamalarında olduğu gibi birçok yerleşim biriminde de yeni tesisler inşa edildi. Mevcut olan sağlık tesislerinde ise doktor ve sağlık personeli istihdamına gidilerek, tıbbi donanım açısından kapasiteleri artırıldı.

Hastane sayısı ve hastanelerdeki muayene odası sayılarının geçmiş yıllara oranla üç katı kadar artış gösterdiği sağlık sektöründe; yapılan birçok anket ve istatistiklere göre rakamlar son 8 yılda 163 tanesi hastane olmak üzere, toplam 425 sağlık tesisinin hizmete açıldığını gösteriyor. 2002 yılında mevcut hastanelerde 6.500 olan muayene odası sayısı rekor düzeyde iki katına çıkarılarak, buna bağlı olarak ta doktor ve sağlık personeli istihdamına gidildi ve atamalar ihtiyaca göre yapıldı. Birçok hastanenin ve bağlı diğer sağlık kuruluşlarının tıbbi donanımları talebe göre yıldan yıla artırıldı.

Yönetmelik değişiklikleri ve tam gün yasasının çıkarılmasıyla çağ atlayan özel sağlık sektörünün -önümüzdeki dönemde girişimci sermayenin yeni hastane yatırımlarıyla- daha da büyüyeceği ve en önemli pazarların arasında yer alacağı öngörülüyor.
 
Kısacası devrim olarak nitelenen ve aynı zamanda adına "inkılap" da denilen bu değişikliklerin ardından sağlık sektörünün geleceği hakkında bazı uzman görüşleri farklılık gösterse de, sonuçta ciddi bir gelişim ya da değişim söz konusu…

Türkiye geneline yansıması gereken bu gelişimden payını alan birçok bölge olduğu gibi bu gelişimin yansımadığı yerleşim birimleri de var! Sağlık alanında başlatılan ve devam eden söz konusu yatırımlar; hastane ihtiyacı yıllardır gündeminden düşmeyen ve son zamanlarda doktor skandalının yaşandığı Bayburt’u pek kapsamıyor!

TÜİK tarafından gerçekleştirilen Hane Halkı Bütçe Anketi sonuçlarına göre bölgelere yönelik harcama gruplarının dağılımına bakıldığında en az paya sahip olan ve özel sağlık sektörünün ilgisini dahi çekmeyen Bayburt, sağlık sektöründe Türkiye’nin kaderi değişmeyen tek ili konumunda olmaya devam ediyor…  Devlet desteğine her zaman özellikle ihtiyaç duyan ve bekleyen Bayburt’u diğer tüm alanlarda olduğu gibi sağlık konusundaki devrim de teğet geçmiş durumda. Coğrafi konumuna bağlı olarak sağlık hizmetlerindeki yatırımlarda öncelikli iller arasında yer alması gerekirken, son yıllarda nüfusuna bağlı olarak sağlık harcamalarında son sıralara kadar düştü.

İktidar gücünü ve kuvvetini istikrarlı bir biçimde arkasına alan komşu illere göre -ulaşım ve sağlık konusunda- üniversite şehri Bayburt neden bu kadar yoksun kaldı?
 
Aynı coğrafyada olmasına karşın yaşam kalitesi bakımından Bayburt’la arasını oldukça açan çevre iller, sağlık ve ulaşım konusunda başlattığı yatırımları tamamlamakta ve gelecek için de yeni yatırımların temelini atmaktadır.

* Gümüşhane’de biri merkeze olmak üzere ilçeleriyle birlikte 3 yeni hastane hükümetin yatırım programına alınmış durumda…

* 2007 yılında Tıp Fakültesi’ne kavuşan Erzincan, hasta sevk eden değil sevk edilen bir bölge olma yolunda…

* Trabzon, kamu ve özel kuruluşlarıyla kendi ihtiyacını karşılamanın ötesinde çevre illerden gelen hastaları kabul edecek düzeyde…

* Erzurum, Doğu Anadolu Bölgesinin en büyük hastanesine sahip…

* Ve sadece 50 yataklı kapasitesi, sürekli ertelenen ihalesi ve hazır olmayan projesi ile Kadın Doğum Ünitesi’nin yapılmasını bekleyen Bayburt ise dört bir tarafına yansıyan yatırımlardan muaf ve muhtaç durumda…

 

EDİTÖR: Sağlıkta olduğu gibi krize rağmen milyarlarca doların harcandığı ulaşım alanında Bayburt’a düşen pay da ayrı bir tartışma konusu… Başta ulaşım olmak üzere ve diğer konu başlıklarıyla ilgili mahrumiyet haberleri yine www.bayburtpostasi.com adresinde olacak…

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.